Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Buz ve Ateşin Şarkısı: Kılıçların Fırtınası okumaya çalışıyorum.

Hayatımda okuduğum en sıkıcı serinin aynı sıkıcılıktaki kitabı. Hikaye o kadar yavaş ilerliyor ki bir süre sonra “yüzlerce sayfa okudum… peki ne için?” diyip okumayı bırakıyorum. En son benzer bir durumu Zaman Çarkı’nın Perrin bölümlerinde yaşamıştım ancak orada yazar okuyucuya sonunda bir şeyler olacağına dair umutlar veriyordu, bu seride o da yok.

Ancak George Martin kitabı yazarken kelimeleri nasıl bir efsunla yazdıysa artık ben bu kitabı bırakamıyorum. Her “eeh yeter artık bırakıyorum bu kitabı” dedikten birkaç saat sonra kendimi yine bu seriyi okurken buluyorum.

7 Beğeni

Şunu Buz ve Ateşin Şarkısı ve onun da özelinde Kılıçların Fırtınası için söyledin mi cidden? Bu kitabından da bıkıyorsan bence hiç devam etme seriye, zorlamana gerek yok. Serinin en iyi kitabı 3. kitaptır çünkü. 3’te sıkılan, 4’ü bitiremez.

8 Beğeni

Wool 3 Toz
Serinin son kitabıyla çoğu cevabı alıyoruz. Seriyi Labirent, Uyumsuz, Açlık Oyunları gibi serilerin yanına koyuyorum. Umarım ilerde Ridley Scott burdan iyi bir seri çıkartır.

Eşit Haklar
Işığın büyülü havada yavaş ilerdiği gibi az az DiskDünya okumaya devam ediyorum. Eşit Haklar’da sihirbazlığa dair genel bir kanıyı yıkmaya çalışıyoruz. Yer yer kahkaha attığım oldukça keyifli bir okuma oldu. Bu kitapta en çok sevdiğim karakter Havamumu Nine oldu. :buyucu:

Okumak istediğim beş kitap var ama hangi sırayla okuyacağımı bilmiyorum.

-Yüzüklerin Efendisi Birinci Kısım
-Phlebas’ı Hatırla
-Amerikan Tanrıları
-2312
-Vakıf

8 Beğeni

1200 sayfayı 5 günde okudum. Eğer işimden dolayı şehir dışına çıkmasam 2 günde bitirirdim. Serinin en hızlı ve aksiyonlu kitabıdır. Yukarıda arkadaşın dediği gibi cidden bu kitabı okuyorsan ve duyguların buysa seriye devam etmene gerek yok.

4 Beğeni

Sonunda Buz ve Ateşin şarkısı serisini tamamladım. Serinin tamamına kitap kitap değinmek istemiyor. Pandemi dönemi sayesinde tekrar kazandığım okuma alışkanlığım sayesinde bu seriyi bitirmeyi kararlaştırmıştım. Daha öncesinde ilk çıkan kitabı Taht oyunlarını dizisi daha gösterime girmeden önce okumuş ve dizisi de başlayınca seriyi okumaya ara vermiştim. Tabi o zamanlar kitapların yarıda kaldığını bilmiyordum. Dizisi ilk kitap ile bire bir ilerleyince seriyi okumak yerine izleyerek takip etmeye karar vermiştim. Sonunda tabi dizisi bitti, seri kitaplarda yarım kaldı ve kafalarda bir sürü bu seri ile ilgili soru işaretleri vardı ve bende tamamlayıp bu olaylara dahil olmak istedim açıkçası. Hem iyi hemde kötü oldu benim için.
Seri ile ilgili benim fikirlerimi değiştiren 2 nokta oldu. 1. Herkes dizi bittiğinde inanılmaz bir tepki göstermiş ve dizinin böyle bir sonu ve finali hakketmediğini söylemişti. Ben aksine beğenmiştim. Öyle abartılacak kadar kötü bir sonu olduğunu düşünmüyordum fakat kitapları mevcut olanları tamamladıktan sonra gerçekten dizi için facia bir son olduğu konusunda bende şu anda hem fikirim. Senaristler ellerinde ki inanılmaz fırsatı gerçekten harcamışlar. 2. nokta ise Martin in seriyi tamamlamadığı için eleştirilmesi ki o konuda da bende artık gerçekten bu noktada olduğumu düşünüyorum. Bu kadar iyi kurgulanmış, karakterlerin ve mekanların bu kadar iyi tasarlandığı bir serinin böyle yarım kalmaması gerekiyordu. Martin en azından kendisine olan saygısından böyle bir seriyi tamamlamalıydı. Yazık etmiş.
Kılıçların Fırtınası kitaplarını ki 1200 sayfa çok kısa sürede okumuştum. İnanılmaz bir aksiyon ve heyecan vardı. Sadece kitap olarak bakıldığında okuduğum ne iyi kitaplar arasına bile girebilir. İlk 2 kitap seri ile paralel ilerliyor. Yaşanan olaylar ve karakterler bile neredeyse aynı fakat Kılıçların Fırtınası kitapları ile beraber seri yavaş yavaş diziden farklılaşıyor ve Kargaların ziyafeti kitapları ile beraber artık gerçekten kitabı okurken Taht oyunlarını okuyormuşsunuz değilde, Buz ve Ateşin şarkısını okuyormuşsunuz hissini elde etmeye başlıyorsunuz.

Kitapta karakterin başına gelen olaylar, yaşananlar falan oldukça farklılık gösteriyor. Örnek verip Spoiler oluşturmak istemiyorum ama çok ciddi farklar var. Dizide bir çok ön planda olan karakterler, kitaplarda biraz daha arka planda kalırken, dizide olmayan ve kitaplarda olan bir çok karakterde seride çok daha önemli rollerde bulunuyor. Gerçekten seri tamamlan saymış nasıl olurdu demeden insan kendisini alamıyor. Bu yüzden ve bana bu hissiyatı sağladığı içinde seriyi okuduğuma pişman oldum. Tek olumsuz tarafı bu oldu benim için.

Tüm seriyi okurken inanılmaz keyif aldım. Hiç bir kitaptan ve hiç bir sayfasından bir an olsun sıkılmadım. Martin gerçekten bu kadar karakteri nasıl harmanlamış nasıl sürekli işlerin içinde tutmuş, bu yönden büyük övgü hak ediyor bence.

8 Beğeni

PKD sevgim ne kadar yüksek olursa olsun bu kitabı özellikle de finali benim için vasat olarak kalacak.

Sürprizbozan vermeden kitap hakkında şunları söyleyebilirim. Kitap klasik PKD varoluş felsefesi içeriyor. İçerisinde ırkçılık eleştirisi, toplum değerlerinin yorumlanması var.

Fikir özellikle de portal/solucan deliği fikri hikayeye güzel oturmuş ancak biraz daha derinleştirilebilir ve daha yoğun bir bilimkurgu gelişimi görebilirdik.

Kitap sanki bana devam edecekmiş de bir anda yarıda kalmış yazar da hikayeyi apar topar bitirmiş hissi veriyor.

PKD okumalarınıza katabilirsiniz ancak ilk okuma kitabınız olmamalı, yazarın dehasını göremeyeceksiniz bu kitapla.

Çeviri konusunda genel olarak iyi ancak tek bir sorun canımı sıkmıştı, Jim Briskin isimli karakterin aslında ismi James ve bazı noktalarda Jamesi bazen Jimi kullanıyor. İlk farklı kullanımda dipnot düşülebilirdi. Kimin neden Jim’e kısaltığını anlamadım şahsen.

https://www.instagram.com/p/CEZd_EWJs4J/?igshid=1qcswhnrfkc8y

16 Beğeni

Toplu Öyküler’de en sevdiğim öykülerden birisiydi Uzaydaki Çatlak ama roman olarak okumadım henüz. :slight_smile: 1984, Büyünün Rengi, Belgariad 2. kitabı ve Nefes kitaplarından sonra bu kitabı okuyabilirim.

3 Beğeni

6 Beğeni

Adsız Sansız Bir Jude - Thomas Hardy

Bazen hayaller gerçeğe dönüşmez. Yıldızlar bir türlü hizâlanmaz. Yollar tıkanır bazen, kalpler kararır. Planlar tökezler, ruhlar karanlıkta kaybolur. Hardy’nin Adsız Sansız Bir Jude’u işte bu yangına, bireyin evrensel yangınına yazılmış bir manifestodur aslında. Woolf’un deyimiyle Hardy’nin “düş anlarının ardından gelen uzun gündüz saatlerine” okuru maruz bırakmasıdır Jude’un hikâyesi. İsa’nın başına konan güvercinden Jude’un başına fırlatılan domuz cinsel organına uzanan yolda Hardy, bireyin hayallerini yerle bir eden topluma veryansın eder durur. Romanın bir dava değil, izlenimler olduğunu savunduğu yazarlık seyahâtini de yerle bir eder. Biçemi parçalar, davayı körüklemek uğruna geleneği ateşe verir. İnsanların bayağı zulmünü Jude ve Sue’nin yıkılan yaşamlarının üzerinde yükselen bir anıta çevirir. Her ne kadar bir birey olarak var olsalar da tiplemeler gibi de birbirine benzeyen karakterlerini devrini karşı durmak için ustalıkla kullanır. Topluma, kurumlara, evliliğe ve nihâyetinde dine olan öfkesini son raddede okuruna ulaştırmak için kariyerinin bu son kalesini son satırına dek ilmek ilmek işler. Evet, belki Hardy yer yer hapsolduğu iki boyutlu bakış açısıyla tam anlamıyla bir feminist değildir ama Adsız Sansız Bir Jude aslında feminist bir okumaya da alabildiğine açıktır. Viktorya Devri’nin orta yerinde Sue gibi çelişkilerle dolu ve alabildiğine canlı bir kadına hayat vererek bir devrimin can suyu olmuştur. Kurumsallaştılmış evliliğe, ticarileştirilmiş dine, çürümüş topluma karşı duran bir devrimdir bu. Yine Woolf’un deyimiyle “her ağacın dalları arasında esen rüzgarın başka olduğunu bilen” Hardy’nin incelikli yüreğinden doğan öfkenin güzelliğidir bu kitabı yücelten. Dava adamı olmadan devrim adamı olur Hardy, insanlığın bayağı doğasını esirgemeden yarattığı Jude ve Sue da ondandır ki bu denli sahici bir yıkım getirir okuruna. Sayfalardan hayat taşar, irinle, kanla ve hayvan pisliği ile beraber. Sue, küçücük bir çocuğun suratına hayatın gerçeklerini çarparken Hardy’nin maskesi olur aslında. Adsız Sansız Bir Jude bir yıkım manifestosudur. Gerçekliğin acımasız kesifliğine fırlatılmış ağız dolusu bir tükürük.

https://www.instagram.com/p/CEZv2oqpYzI/?igshid=123358srwhriv

16 Beğeni

Böyle bir inceleme yapamam belki ama ben roman olarak ilk bu kitabını okudum yazarın. İlk defa okumama rağmen bana iyi gelmişti. İlk okuduğum kitapta böyle hissettirdiyse dehasını göreceğim kitaplarını sabırsızlıkla sırası gelsin diye bekleyeceğim.:grin: Ek olarak karşı taraf çabuk geri çekildiği için (gerçi evrimleri o yönde gerçekleşmiş yalan dalavere açgözlülük yok) bir anda bitiyor sanki olaylar.

Bu arada Yaban Diyarlarda Yabancı 4 te 1 i bitti, şu an bitmesin diye okumuyorum. Her bir kelimesini groklamam ve bağrıma basmam lazım aksi takdirde çözüleceğimi hissediyorum şimdi çözülemem önümde okuyacağım daha çok kitap var.

Vallahi arkadaş bir salın insanları lütfen, kendi fikirleri sizinki ile uyuşmadı diye nedir bu yargılamalar ikna çabaları, sevmemiş bırakmış, hayırlısı olsun.

1 Beğeni
  1. ciltteki Meşhur Yazar öyküsünden bahsediyorsunuz sanırım? O öykü dışında bu kitapla bağlantılı öykü va rmı bilmiyorum. Çünkü bu kitaptaki öyküyü kısa öykülerde hatırlamıyorum ben uzun zaman oldu okuyalı hatırlamıyor da olabilirim sanırım.

Nefes iyidir, Nefes candır. Öncelik nefes olmalı. :smiley: :smiley:

@Lorien_archers Bu hiçbir şey. :smiley: PKD kitaplarından daha önce hiç okumadığım öyküleri daha öne olarak tamamını bitirmeye çalışıyorum çok daha iyi öyküleri var. Bazen bu adam bunca yıl önce bunları nasıl hayal edebilmiş diye hayretler içerisinde kalıyorsunuz.

4 Beğeni

Evet o öykü. Ama bu kitapla bağlantılı başka öykü okuduğumu sanmıyorum. Nefes’i ise çok geciktirmeyeceğim sanırım. Belki çoklu okumayla yarın başlayabilirim. :slight_smile:

2 Beğeni

İyi de zaten fikre karşı çıkan 2 kişi olmasına rağmen destek veren de şu an için 5 kişi var. :thinking: Nasıl bir yargılama bu ben anlamadım. Bana ne ya deyip geçecektim ama yazmadan edemedim. Herhalde artık hiçbir fikre karşı çıkmamak lazım aksi halde “bi rahat verin artık size ne lan” modunda tepkiler geliyor.

Gereksiz agresiflik içerisindesin. Cümleleri ve mesajları okumadan ön yargı ile yazılan mesajların sonucunda burada gereksiz bir gerginlik yarattın. Kaldı ki kimse neden kötü dedi diye, mesajda fikrini belirten üyeye saldırmadı. Hatta onun iyiliği için devam etmemesini önerdik. Ne var bunda ? Biz kitapları okumuşuz ve beğenmediği kitapların serinin en akıcı kitapları olduğunu söylüyoruz. Ee o zaman devam etme. Uyarıyoruz, bilgi paylaşıyoruz. Boşuna zaman kaybetme o zaman. Siz olayı sanki yargılıyor muşuz gibi şekillendirdiniz ve şu anda saçma sapan olaylar konuşuluyor.

4 Beğeni

@Vector @yates232 arkadaşlar bir sakin. Serinin en iyi kitapları 1. ve 3. kitaplar. 2. kitabın da ilk yarısı biraz sıkıyor geneli. Şimdi ilk 3 kitaptan bayağı yer okuyup dünyanın en sıkıcı serisi diyorsa ve içlerinde de en sıkıcısı 3. kitap olduğunu söylüyorsa o kişinin cidden devam etmesine gerek yok bence, zorlamamalı. Bunu söylemek o kadar da kötü bir şey olmamalı. Bunu diyen bir kişi 4. kitabı cidden bitiremez. Seriyi sevenler zor okuyor 4. kitabı.

@Vector ve @eXcitinG ortamı germeye hakkınız yok arkadaşlar. Özellikle @Vector biraz daha sakin kalmanızda fayda var. Oysa ki yukarıda bahsini ettiğiniz durumla alakalı gayet seviyeli bir tartışma dönüyordu. Kaldı ki eser hakkında yorum yapan arkadaş kendisine yönelik önerileri ve eleştirileri faydalı bulmuş ki yorumuna ekleme yaparak bu arkadaşlara teşekkür etmiş. Ben de kişinin okuduğu kitap hakkında yorum yapmasının en doğal hakkı olduğuna inanıyorum. Ama bu tüm seriyi kapsamayacak bir şekilde olmalı. Ayrıca okumaya devam edip etmemesi de kişinin kendi kararına kalmış bir şey. O yüzden konuyu fazla uzatmadan kapatmanız daha iyi olur.

İyi forumlar arkadaşlar.

@eXcitinG @Tilqi_Gin Arkadaşlar sakin, sözlerimi seriyi kötülemek amacıyla söylemedim. Aksine amacım seriyi okumamış ve benim gibi, fantastik kitaplarda akıcılığı ön planda tutan arkadaşlara hislerimi aktarmaktı.

Ayrıca belirtirim ki hiçbir mesajımda Buz ve Ateşin Şarkısı kitaplarını beğenmediğimi söylemedim, sadece kendimce eksik bulduğum kısımlarını eleştirdim (fantastik ögeler ve akıcılık). Bunlar haricinde serinin evrenini, kurgusunu, en çok da karakterler arasındaki iletişimi başarılı buluyorum.

Özetle seriyi sıkılarak olsa da beğeniyle okuyorum. Fikirlerini belirten arkadaşlara da yardımcı oldukları için teşekkür ediyorum. Okuyacak arkadaşlara da seriyi okurken özellikle fantastiklik aramamaları ve her an yeni olaylar yaşanacak beklentisiyle okumamalarını tavsiye ederim.

1 Beğeni

0000000055173-1

Kitabı çok beğendim ve çok akıcıydı. Kitap ayrıca duygusal bir kitaptı. Saatte 50-60 sayfa okuyordum. Bazı sahnalerde çok kötü oluyordum. Delacroix ve Coffey’in ölümleri çok kötüydü. Ama kitapta komik sahneler de vardı. Mesela, Persy fareyi öldüremiyordu ve ben de çok gülüyordum. Ama Percy’nin zayıflığından dolayı kötü oldum. Bildiğim kadarıyla Stephen King korku romanları yazıyor. Ama böyle bir kitap yazmak beni şaşırttı. Filmini bugün izlemeyi düşünüyorum. Kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Herkese keyifli okumalar. :slightly_smiling_face: :clap:

11 Beğeni

Sevgili Melisa, kitap yorumlarını severek okuyorum. Ama spoiler olabilecek içerikleri kapatman, kitabı okumayanlar için daha iyi olacaktır.

Neyin spoiler olduğuna karar veremiyorsan şöyle düşünebilirsin: Önceden bilmen sebebiyle kitabı okurken heyecanı kaçırabilecek şeyler spoiler’a girer. Örneğin, bir kitapta hangi karakterlerin öldüğünü yazarken spoiler etiketi içine almalısın. Bu konuya dikkat edersen sevinirim. :slight_smile:

8 Beğeni