Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

O zaman ben buna da başlıyorum :blush:

2 Beğeni

Bak şimdi daha da heyecanlandım.

1 Beğeni

Aynı durumu Ben, Efsane kitabını okuyunca da yaşıyorsunuz. Film ile alakası yok, kitap enfes. Kitap fantastik öğeler üzerinden kötünün ve iyinin tanımının sadece perspektiften ibaret olabileceğini öyle bir güzel anlatmış ki… Okuyun okutun efenim.

4 Beğeni

Kitap küresel krizleri, özellikle 2008 Mortgage krizini, piyasalarda yaşanan büyük çöküşü anlatan bir grafik roman. Toplam 3 bölüm ve ilk bölümde Ayn Rand biyografisi ile onun aşırı sağcı neoliberal ekonomi görüşleri yer alıyor. İkinci bölüm çöküş başlığı altında 2008 de tüm dünyayı sarsan krize dair. Bencillik çağı başlığıyla yer alan üçüncü bölümü henüz okumadım. Herkesin anlayabileceği basitlikte ve sade bir dille anlatılmış herşey…

5 Beğeni

Feminizm Fransa’da ortaya çıkmış ve kadınların erkekler ile eşit olduğunu savunduğu bir düşünce ve toplum hareketi.

Erkek düşmanlığı veya farklı bir şey olarak algılanması insanların terminoloji bilgisizliğinden kaynaklanıyor.

Feminizm günümüzde kendi içerisinde de çeşitli kollara ayrılmakla birlikte ortaya çıkış düşüncesi kadın-erkek eşitliğinden başka bir şey değildir.

Özetle feministim diyen birisi kadın ve erkeğin eşit olduğunu düşünüyorum ve kadın haklarını savunuyorum demiş oluyor.

2 Beğeni

Bu cevap bana mı, yoksa AeroKnight’a mı :)? Kendimi açıklamam gerekiyor mu, ondan emin olamadım da :blush:

Uyku mahmurluğundan da olabilir :sweat_smile:

1 Beğeni

Murat Menteş - Ruhi Mücerret

Yoruldum, bittim, tükendim. Uçsuz bucaksız çölde yayan kalmış otostopçu gibiyim. Abandone oldum. Hani lunaparklarda elimizdeki çekiçle kafalarını çıkartan köstebeklere vurduğumuz bir oyun vardır ya, Murat Menteş her cümleden kafa çıkartmış resmen. Çekiçle vurmaktan, kolum yerine beynim yoruldu yemin ediyorum. Sağa çektim beynimi, dörtlüleri yaktım soğumasını bekliyorum.

Bayağı sigorta attıran bir yazım tarzı var Murat Menteş’in. Espriler güzel ama aynı tarz 36467325 tane espri arka arkaya gelince cümleler farklılığını kaybediyor ve yavan gelmeye başlıyor. Onlara odaklanmaktan hikayeyi kaçırıyorsunuz. - Büyük resmi gördüm- Gerçi hikayede öyle aklınızdan çıkmayacak, unutulmaz bir şey yok zaten de…

Sanırım Murat Menteş’in tarzı bana hitap etmiyor. Ben güzel hikaye peşinde koşan bir derbederden halliceyim.

5 Beğeni

En son bu üç cilti okudum çok güzel çizimlere ve hikaye’ye sahip, süperman hakkında bir kaç film izlemiş iseniz çizgi roman da çok az farklı bilgiye sahip olursunuz ama okumanızı tavsiye ederim.

1 Beğeni

Doğrusu, size destek verdiğimi belirtmek istedim.

Ben bizim gibi insan hakları ve demokrasinin henüz benimsenmediği doğu toplumları için feminist hareketin oldukça kıymetli olduğunu düşünüyorum.

2 Beğeni

Bir kaç defa almaya niyetlendim ama ekonomik nedenlerden vazgeçtim. Bekleyebilir…

John Sutherland - Edebiyatın Kısa Tarihi

Öncelikle, ortalama bir okuyucuysanız bu kitabı hiç okumayın. Çünkü size katacağı pek bir şey yok. Eğer düzenli okumaya yeni başlayan biriyseniz de bu kitabı hiç okumayın. Edebiyatı böyle öğrenmenizi hiç istemem.

İlk olarak bu kitabın adı yanlış konmuş, içeriğini hiç yansıtmıyor. Kitabın adı İngiliz Edebiyatının Kısa Tarihi ve Eccük de Diğer Edebiyatlar olmalıymış. Sırf İngiliz Edebiyatına dair detaylar var. Diğerleri üstün körü geçilmiş. Sonlara doğru, modern edebiyat adıyla diğer edebiyatlara da biraz yer verilmiş.
Bronte Kardeşlere, Hardy’ye, Virginia Wolff’a koskoca birer bölüm ayrılırken; Alexandre Dumas’ın adı anılmıyor, Edgar Allan Poe 3-5 satırla geçiliyor, Victor Hugo’ya ise bir sayfa ayrılmış. Ama o sayfaya küçük bir bakış atalım.


Sefiller ne ola ki! Ha Grinin Elli Tonu, ha Sefiller! İkisi de aynı seviye edebiyat.

Bu arada destanlara ilginiz var ve detaylıca öğrenmek mi istiyorsunuz. Bu kitap tam da size göre.


Görüyorsunuz ne kadar da detaylı değinilmiş. Öyle güzel anlatmış ki, Roland’ın Şarkısı’nı hemen alasım geldi.

Daha da detaya değinmeyeceğim. İngiliz Edebiyatı dışındakilerin yok sayıldığı (Çok azıcık da Amerikan Edebiyatı) bu muhteşem kitabı(!) kesinlikle okumalısınız.
Tabii şunu söylemeden de geçemeyeceğim. Bu kitabı okurken en çok aşağıdaki resimdeki kısımları okuyunca eğlendim.

Not: Yazmayı unutmuşum. Kitapta kaynakça kısmı yok.

12 Beğeni

Tek kelime ile mükemmel bir çizgi roman.Kitabın konusu sovyet işgali sırasında Afganistan da görev yapan std(sınır tanımayan doktorlar) üyelerine eşlik eden fransız bir fotoğrafçının izlenimleri ele alınmış.Afganistanın zor şartları,mücahitlerin yaşamı,normal afgan halkının hayatta kalma mücadelesi çok iyi şekilde ele alınmış.Gerçek bir hayat hikayesi olması çizgi romanı dahada kaliteli yapmış,çizimler güzel,bazı bölümlerde bizzat fotoğrafçının çektigi gerçek görseller kullanılmış ve olayların daha canlı olmasını sağlamış.
KARAKARGA yayınlarını bize böyle kaliteli bagımsız çizgi romanları kazandırdığı için tebrik etmek lazım işini layikiyle yapan ender yayınevlerinden.

9 Beğeni

Memleket Hikayeleri
Refik Halid Karay’ın çeşitli yıllarda Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yazmış olduğu hikayeleri içeriyor.
Çok güzel bir Anadolu İnsanı tahlili mevcut. Her türlü kişiliği ve sistemi eleştiren hikayelere sahip.
Normalde betimlemeler beni fazlasıyla sıkar fakat bu hikayelerdeki betimlemeler çok hoşuma gitti.

5 Beğeni

Kendimi öğretmeninin verdiği kompozisyon ödevi karşısında boş kağıda uzun uzun bakan öğrenci gibi hissediyorum bu başlığı görünce. Bir yandan koca bir kitabı bitirdim ve neden bir kaç kelime de olsa yazamıyorum diye düşünüyorum ve kendi kendime kızıyorum. Bir yandan da yazamazsam ne olmuş ki diye kendimi teselli ediyorum. Neyse konumuza gelelim. Bir kaç gün önce bitirdiğim kitap “Kaplan Kaplan”. 1956 yılında yazılmış. Okursanız eğer bir bilimkurgu okudum dersiniz. Bir çok yenilik var Mesela “Jaunt” lamak. Kendisi de inkar etmiyor bir intikam romanı olduğunu. Mizah unsurları kitabı daha hoş bir hale getirmiş. Bütün bunlara rağmen romanın biraz abartıldığını düşünüyorum. Sonuç… Okumadıysanız okumalısınız

16 Beğeni

Boşver hocam cildi kaliteliydi, kapağı güzeldi, kağıt kalitesi iyiydi yaz geç. Böyle inceleme yapıyoruz biz.

1 Beğeni

Franz Kafka - Dönüşüm

Erteleye erteleye dün okuma fırsatı bulabildim ve tam zamanında okumuşum. Hayatımda her şey yolunda giderken okusaydım Gregor Samsa’nın durumunu bu kadar iyi hissedebilmem zor olurdu muhtemelen. İlk defa bir kitabı geciktirdiğim için sevindim :slight_smile: Franz Kafka’yı sevenler kadar sevmeyenler de var. Hangi tarafta olacağımı hep merak ederdim ve dün, sevenler tarafında yerimi aldım. Kitap, başarılı. Anlatılanı ve verilmek isteneni anlayabilmek gerekiyor sadece.

4 Beğeni

Ağır oldu… Oradan belli oluyor mu bilemiyorum ama yüzüm kızardı şu an…

1 Beğeni

Bölmek gibi olmasın ama Emrah Serbes’ten Erken Kaybedenler i okudum.

Yazar, erkeklerin en sancılı günlerine dönüyor: Ergenliklerine. Hikayelerinde, birbirlerine yaşça yakın erkek çocuklarının heyecanlarına, cinsel durumları hakkında kafalarının karışıklığına, hayal kırıklıklarına ve toptan var olup çıkma çabalarına tanık oluyoruz.

Çocukların üsluplarını gayet iyi yakalamış yazar. Arada kendimden de parçalar bulmadım değil.

Beğenmediğim tek öykü “Zannettiğin Gibi Değil” oldu. Biraz Amerikanvari gibi geldi, durumun absürtlüğü de cabası. Bilemiyorum, bu konuları yorumlamada pek iyi değilim.

Yazarın, okuduğum ilk kitabı. Kendilerinden bir şeyler bulup yüzlerine hafif bir gülümseme yerleştirmek isteyen bütün hemcinslerime öneririm. Tabii canı isteyen her kadın da okuyabilir, o kadar sığ düşünmem.

9 Beğeni

Pardayanlar 1 - Michel Zevaco

Çok eski bir seri ve bu seriyi bu forumda keşfettim. Kitap kısaca, Orta Çağ Fransa’sındaki saray entrikalarını ve genç bir şövalyenin bu karmaşa içerisindeki hayatını anlatıyor. Kazanacağından emin olduğu savaşa girmeyen, onuru için canından vazgeçebilecek, doğru bildiğini ne olursa olsun yapan şövalyeleri sunuyor bize. Olaylar o kadar hızlı ilerliyor ki kitap hızlıca akıyor ve okuru kendine bağlıyor. Anlatımı basit ve okuru hiç yormuyor. Michel Zevaco’nun hayatını okuyunca daha iyi anladım ki bu kitap yer yer yazarın ideolojisinden parçalar içeriyor. Zaman zaman siyasi göndermeleri de oluyor. Örneğin kitabın 13. bölümünün ismi “Halkın sesi hakkın sesidir”.
Kitabın çevirisi maalesef sıkıntılı. Türkiye’de bu kitap 70’lerde çevirilmiş. Diyaloglar eski Amerikan filmi dublajları gibi.
Bu serinin hakkı yeterince verilmiyor ülkemizde. Sartre’ın Pardayanlar’dan etkilendiği de söyleniyor. Mehmet Altan “İnsanlar ikiye ayrılır: Pardayanlar’ı okuyanlar ve okumayanlar diye.” diyor. Hala bu serinin neden yeniden basılmadığını anlamıyorum :frowning:

8 Beğeni

Daha öce Michel Zevaco’dan Nostradamus kitabını basan Fantastik Kitap instagram üzerinden gelen Pardayanlar’ı basacak mısınız sorusuna yayın programımızda var ama tarih veremiyoruz diye yanıt vermişti. [kaynak]
Bunun üzerine benim facebook üzerinden soruma da aynı şekilde yanıt verdiler. Pardayanlar basılsın isteyen arkadaşlar (düzgün bir çeviriyle olduğunu da belirterek) yayınevine baskı yaparlarsa belki yayın planlamalarında üste çıkar.

4 Beğeni