Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Yüzeysel İnceleme)

Çeviri ve editörlük tertemiz olmasa da orijinal metni okura aktarabilen kitap, belgelerin çoğunun yakılmış olmaları dolayısıyla elimize ulaşan az sayıda kaynağı derleme görevini kendince yerine getiriyor. Lakin kurgu masasında atılmış olması gereken pek çok bölüm var. Öyle ki, 110. sayfada ancak başlıyor hikayeleri: Öncesi, kapağı çevirmeseniz, İslam tarihi anlatan bir kitap izlenimi bırakacak denli kalabalık, lakin ne Halid Bin Velid var komutan olarak ne Çocuk Haçlı Seferleri, sonrasında. Yine de Martin Mystere tarzı hap bilgiler kitabın belli bölümlerine yedirilmiş. Notlar almadım ki bu sıcakta es verip yarıda bırakmadan devam edebileyim. Sonları geldi, bir-iki bölüm kaldı, ben de hatrımdakiler gitmeden bir şeyler kaleme alayım dedim.

İlk olarak, 1119’da kuruluyor Tapınakçılar. Hacıların Mısır yolunda baskın yememeleri adına yanlarına verilen İsa’nın “yoksul” hizmetkarları, öyle ki bir at üzerinde iki şövalye ile resmediliyorlar. Din adamlarına yaraşır günlük rutinlerine at bakımı ekleniyor, sabah 4’te kalkıp gece 9’da yatıyor, yemeklerde vaaz dinliyorlar. Fakat yapılan hazine yardımlarıyla krallara borç verebilecek denli zengin hale geliyorlar. Zaten Avrupa’nın ilk bankerleri oluyorlar.

Bu arada, Haçlı Seferi yakıştırması, tümü bitene kadar yapılmıyor. Kudüs’te düşen haçı geri almak adına bu tabir kullanılıyor.

Hospital şövalyeleri var bir de. Bunlar daha sonra Rodos’a, oradan da Tapınakçılar lağvedildiğinde Malta’ya geçiyorlar. Napolyon bunları 1 günlük kuşatmayla adadan sürüyor. Tapınakçılara da Kıbrıs veriliyor ama ellerinde tutacak güçleri olmadığından Fransız Kralı’na devrediyorlar. Sonları da onların elinden oluyor. Tarikata girişte -eğer Müslümanlara yakalanırlarsa yapabilmeleri için- haça tükürüp İsa’yı reddediyorlar (aynı ayinde haçı öpüyorlar, Papa’nın bile dinlediğinde kafası karışıyor), üstatlarının mahrem yerlerini öpüyorlar. Sodomize ilişki suçlaması da geliyor - ki kaybedilen savaşların faturası zaten hep onlara çıkmış ve zenginlikleri de göze batar olmuş uzun süredir. Papa’nın affı, Fransız kralının büyük üstatları dahil dört üst düzey tapınakçıyı idam ettirmesinden önce yayınlanmıyor. 1300’lerde yaşanan yakılma, idamlar sonrası, 19. yy.'a kadar ortaya çıkmıyor. Hatta Da Vinci’nin Şifresi sonrası Vatikan daha 2000’lerde ancak yayınlıyor kimi belgeleri. Torino Kefeni olduğuna inanılan keten parçasını da 100 sene boyunca bu tapınakçıların ellerinde bulundurduğu verisi bunlardan biri. Gerçekliği hakkında yorum yapılmıyor.

Gerek Memluklar gerek Moğollar birbirlerine karşı Hıristiyanlarla ittifağa girip farklı seferler için ön ayak oluyorlar. Tapınakçılara ilk ziyaretçiler arasında Ermeni gruplar da var. Kudüs’ü alan Eyyubi epey yer kaplıyor. Peygamberden çoban değil tüccar olarak bahsediliyor ve o dönemde İsa’nın tanrısallığını reddeden bir Hıristiyan mezhebinden (Ariusçuluk) yaka silken Katolikler, İslam’ı ilk olarak bu grubun bir uzantısı zannediyorlar, Dante o yüzden Hz. Muhammed’i “ayrılıkçı” diye cehenneminin dokuzuncu katına yerleştiriyor.

Tapınakçıların önderi Üstad-ı Azam Jacques De Molay yakıldıktan bir sene sonra Papa da (Clemens) Fransa Kralı da (IV. Philippe) ölüyor. O dönem İskoçlarla İngilizler arasında Bannockburn Savaşı yaşanıyor.

Kral Süleyman (Solomon) da epey yer kaplıyor ön bölümde. Yer yer İskender. Aslan Yürekli Richard, Eyyubi Kudüs’ü aldıktan sonraki Haçlı Seferi’ni organize ediyor.

Almanlar da tapınakçılar benzeri bir yapı kuruyorlar: Töton Şövalyeleri.

Haçlıların kurduğu ilk devletin adı: Urfa Kontluğu. Kaybedince panik oluyorlar.

Tapınakçılar savunma hattı için bol bol kale yapıyor (yaparım) (emret).

İlk başta 9 kişiyle, kimi kaynaklara göreyse 30 kişiyle kuruluyorlar.

Şövalyelik Rodos’takilere kaldığında Rusları bile büyük üstat yapıyorlar. Portekiz’de de benzer olaylar yaşanıyor.

Masonların onların uzantısı olduğu söylenceleri mevcut.

Zaten komplo teorileri bölümüne gelmişim. Oradan devam ederim.

5 Beğeni