Son zamanlarda herkesin dilinde olan Sarmal Eğrisi’ni, sosyal medyada ve arkadaş sohbetlerinde sıkça duyduğum için merak edip aldım. Açıkçası, bu kadar konuşulmasının hakkını veren bir kitap olduğunu düşünüyorum. Okuduğum en iyi romanlardan biri, hatta belki de en iyisi diyebilirim. Muammer Eroğlu, bilim-kurgu, tarih ve felsefeyi öyle ustaca harmanlamış ki, hikâye hem sürükleyici hem de düşündürücü bir deneyim sunuyor.
Kitap, 18 yaşındaki Mertcan’ın iç dünyasındaki çalkantılarla başlıyor. Modern çağın yalnızlığı, özgüvensizlik ve sosyal medya çağının gençler üzerindeki baskısını çok gerçekçi bir şekilde yansıtıyor. Mertcan’ın odasına hapsolmuş hayatı, hepimizin bir şekilde tanık olduğu ya da yaşadığı bir gerçeklik gibi. Ama hikâye burada kalmıyor; yapay zeka Sirby’nin devreye girmesiyle işler bambaşka bir boyuta taşınıyor. Mertcan’ın 17. yüzyıl Osmanlısına, IV. Murad dönemine ışınlanması, bilim-kurgu ve tarihi bir araya getiren cesur bir hamle. Bu geçiş, sadece bir zaman yolculuğu değil; aynı zamanda Mertcan’ın kendi korkularıyla, geçmişiyle ve kimliğiyle yüzleşmesinin bir metaforu gibi işliyor. Sipahi Selim Paşa’nın efsanevi hikâyeleri ve Mertcan’ın babasıyla olan karmaşık ilişkisi, felsefi derinlik katıyor. Kitap, “İnsan kendi kurtarıcısıdır” gibi mesajlarla, bireyin içsel dönüşümüne dair güçlü bir sorgulama sunuyor.
Yazarın, dini alıntılarla hikâyeyi zenginleştirmesi de dikkat çekici. Tevrat, İncil ve Kur’an’dan alıntılar, evrensel bir insanlık arayışını vurguluyor ve Mertcan’ın yolculuğuna manevi bir boyut katıyor. Tarihi sahneler, özellikle Bağdat Kuşatması ve serdengeçti bölümleri, o kadar canlı ki kendinizi o anın kaosunda hissediyorsunuz. Bilim-kurgu unsurlarıysa, özellikle Sirby’nin “tehlikeli” yapay zeka olarak tasviri, günümüz teknolojisine dair merak uyandırıcı bir eleştiri getiriyor.
Kitabın en çok konuşulan yeniliklerinden biri, QR kodla karakterlerle sohbet edebilme özelliği. Bu, edebiyat dünyası için gerçekten ilginç bir inovasyon. Mertcan, Sirby ve IV. Murad’la konuşabilmek fikri kulağa çok havalı geliyor, ama açıkçası beni pek sarmadı. Belki de hikâyenin içine o kadar dalmıştım ki, dışarı çıkıp bir yapay zekayla muhabbet etmek istemedim. Yine de bu özelliğin, özellikle genç okurları çekmek için akıllıca bir hamle olduğunu düşünüyorum.
Samimi bir şekilde söylemek gerekirse, Sarmal Eğrisi beni şaşırttı. Hem modern dünyanın yalnızlığına hem de tarihin epik ruhuna dokunan, aynı zamanda insanı kendi iç dünyasıyla yüzleştiren bir roman.