Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Gaiman’ın her alanda övülmesine sebebiyet veren çizgi romanının ilk cildini okumuş oldum. Ve başlangıç olarak beğendim.

Çizgi roman, okumak konusunda en sevmediğim türlerin başında gelir; anlatılan hikayeleri, bir babanın oğluna araba kullanmayı öğretme macerasına benzetirim hep; detaylar hızlıca anlatılır ve senden anında arabayı 40 yıllık şoförmüş gibi kullanman beklenir. Sandman’de de yine aynı anlatım tarzı mevcut fakat kısa ve öz şekilde anlatılmak istenen okuyucuya geçiyor.

Bazı göndermeler için birikimin olması gerekli gözüküyor. Bazı atıfta bulunulan şeyleri fark ettim ama birçoğunun da farkına varamadığıma eminim.

Klişe barındırmamasına ve ergence felsefik görüşlerin olmamasına sevindim. Bazı kötü adam felsefeleri o kadar klişeleşti ki, artık görmekten gına getiren karakter tiplemeleri var.

Çok da yorumda bulunmak istemiyorum çünkü başlangıç gibi bir başlangıçtı. Açıkçası Rüya’yı bile doğru düzgün tanıma fırsatı bulamadım. Ayrıca hacimli bir romanı okuyormuş hissiyatı verdi. Farklı fikirleri sunmak istediğini ilk ciltten açıkça belli etmiş.

İlk cildin en güçsüz kısmı, benim de en sevdiğim kısmı olan son bölümü çok sevdim. İçten ve samimiydi. Netti. Anlatılmak istenen bu sefer daha sade bir dille aktarılmıştı.

Felaket derecede uykum var, muhtemelen berbat bir inceleme oldu.

Uyandığımda beğenmeyeceğim bir inceleme olacağına eminim.

Eh, seriyi okumanızı önerirmiş miyim? Şans verin derim. Kesinlikle farklı ve doğal bir havası var.

Son olarak, Sandman bize ne vaat ediyor? Her şeyi. Bazı romanlar denizdir, büyük gözükür; ama okyanus kadar engin değildir. Sandman bir okyanus. Yahut ben öyle düşünüyorum.

11 Beğeni