Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Arap Kıyameti - Etel Adnan (Çeviren: Serhan Ada)

Etel Adnan. Bir göçebe. Şehirler, sanatlar, diller ve dünyalar arası bir seyyah. Şair, yazar, ressam. Nihayet şahit, ille de şahit. Ve Arap Kıyameti. Panoramik turuncu kapaklar arasında melez bir metin, görsel bir şiir, sürreel bir tanıklık, postkolonyal bir çığlık. Ve sessizlik, ille de sessizlik.

Güneş hakkında soyut bir şiir olarak aldığı ilk nefesi 1975’te alevlenen Lübnan İç Savaşı ile kesilip uğursuz bir felaket şahitliğine dönen bir kelimeler denizi. Ya da gökyüzü. Ortasında güneş, renkten renge çürüyen, kah ağlayan kah kurban isteyen. Arap Kıyameti bu, anlatıcısı belirsiz bir hikâye. Konuşan kim ya da ne, kaç kişi var orada? Yine mi sen? Hepsine sessizlik. Arap Kıyameti bu, Adnan’ın takıntılı tekrarlamalarının ete, kemiğe, kana ve ışığa dönüşü. Defalarca renklerini feda ettiği Tamalpais Dağı misali, şimdi de güneş alıyor nasibini. Algılamanın hem nesnel hem öznel ikiliği. Değişen güneş, değişen dil. Arap Kıyameti bu, konuşan bazen kelimeler, bazen şekiller, abartılı işaretler, sessizlikler, kara delikler. Sahne bir tiyatro, kimi zaman büyür harfler, öter baykuşlar. Sesler yükselir uğursuzca, metin alır götürür seni. Adnan’ın okları çevirir sayfaları, akan giden sen olursun. Arap Kıyameti bu, doğası gereği sesli, doğası gereği suskun. Yüksek sesle okunmalık ya da sadece bakılmalık. Diyonizyak, şiddet dolu, aşırı ve dengesiz. Ama nihayetinde gece. Ve ay. Sessizlik. Arap Kıyameti bu, ufukta insanlığın son bulduğu düşüncelerin doğduğu simsiyah bir deniz.

Etel Adnan: İmkânsız Eve Dönüş Sergisi 8 Ağustos’a kadar Pera Müzesi’nde. Sergiyi ayrıca çevrimiçi olarak da gezmeniz mümkün. Öncesinde Arap Kıyameti’ni okuyup gezmeli. Güneşlere bakarken o muhteşem katastrofiyi ucundan da olsa hissedebilmek için.

7 Beğeni