Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Kısa bir özet geçeyim sizlere…

d2c747ffaffe6f31a6009d6334d918512f09c491_2_375x500

Klasik Polisiye Öyküler - Wilkie Collins, Arthur Morrison, Anna Katherine Green, William Hope Hodgson, Ernest Bramah, Susan Glaspell (Çınar Yayınları)

KaraÇınar dizisinin en çok sorulan kitaplarından biri olduğu için daha detaylı bir bilgilendirme ve inceleme yapmak istiyorum. Bu sebeple hem yazarlar kimdir, nedir hem de öyküler nasıldır değinmek istiyorum.

Polis Memuru ve Aşçı

Wilkie Collins : Kendisi ilk modern İngiliz polisiye romanı “The Moonstone” kitabının yazarı olarak tanınmış. Bu kitap Şubat 2021 tarihinde Yedi Yayınları tarafından Aytaşı adıyla basılmıştır.

Kitaptaki ilk öykü “Polis Memuru ve Aşçı” adıyla Collins’e ait. Öykü ilk olarak 1880 yılında “Who Killed Zebedee?” adıyla yayınlanmış. Tarihinden de anlayacağınız üzere o dönemlerde yazılan roman, deneme, öykü vb. eserlerin anlatım diline ve içeriğine sahip. Zebedee isimli şahsın balayında öldürülmesini konu alıyor.

İçerik bakımından yeni bir şey sunmayan, gizem unsurlarını barındıran ama heyecanı tam olarak okuyucuya geçiremeyen bir öykü. Söz konusu cinayeti kafasına takmış bir polisin konuyu irdelemesiyle olay açıklığa kavuşuyor. Öykü genelinde de klasik aşk hikayesi işlenmekte. Beni çok etkilediğini söyleyemem.

Leton Çiftliği Soygunları

Arthur Morrison: Martin Hewitt adlı dedektifin yaratıcısı olan yazar 1894 yılında Sherlock Holmes karakterinin de yayınlanmaya başladığı *“The Strand Magazine” dergisinde isimsiz olarak yayınlamış bu öyküsünü.

Öykü genel hatları bakımından türün okuyucuları için gerçekten klasik olarak sayılabilir. Sherlock Holmes öykülerinde de rastlanan bir akış ve olay çözümleme mevcut. Nispeten keyif verici fakat fazla bir şey sunmayan bir öykü oldu.

Leton Çiftliği bünyesinde kalan üç misafirin mücevherlerinin çalınması konu alınmış. Çalınan her mücevherin tam çalındığı yerde de yanmış bir kibrit çöpü bulunuyor. Dedektifimiz de bu izi takip ederek ve hanede yaşayanlarla konuşarak olayı çözüme kavuşturuyor.

Yakut ve Kazan

Anne Katharine Green: 1846 yılında doğan ABD’li yazar “polisiyenin anası” olarak tanınıyormuş. Agatha Christie’nin de Green’den ilham aldığı belirtilmiş. Kitaba dahil olan öyküsü ilk kez 1905 yılında “The House of Mist” kitabında yayınlanmış. Yazarın kitapları ülkemizde farklı yayınevlerince çıkartılmış.

Öykü Evergreens’te verilen büyük bir baloda kaybolan değerli bir yakutun çalınmasını ve bulunmasını anlatıyor. Zaman zaman okuyucu yanlış noktalara yönlendirilse de tahmin edilmesi bakımından oldukça basit bir öyküydü.

Canavarın Geçidi

William Hope Hodgson: Sınırdaki Ev romanıyla tanınan yazar 1877’de İngiltere’de doğdu. Kitaba konu olan öyküsüyle “Hayalet Avcısı” olan okült dedektif Thomas Carnaki’yi yaratmıştır.

Hodgson’un tarzını bilenler sıradanlık çizgisinden saptığını da bilirler. Doğaüstü korkuyla polisiyeyi harmanlayarak -yer yer 1408 romanını hatırlatarak- Gri Oda adı verilen lanetli bir mekanın sırrını çözmeye çalışıyor. Diğerlerinden farklı bir havası vardı.

Diyonisos Sikkesi

Ernest Bramah: Mizah, polisiye, bilimkurgu ve doğaüstü gibi farklı türlerden yazan bir yazar. George Orwell’in okunmaya değer olarak nitelendirdiği yazarlardan birisidir.

Öykü kör dedektif Max Carrados ilk kez bu öyküyle okuyucu karşısına çıkmış. Yaşadığı bir kaza sonucu kör olan Max’ın yardımına giden eski arkadaşının karşılaşmasıyla öykü yön değiştiriyor aslında ve çıkarım kabiliyeti oldukça yüksek bir dedektif kendisi. Diyonisos Sikkesi’nin gerçek mi yoksa sahte mi olduğu konusunda danışılmak için kendisine gidiliyor ve olayı çözümlemesiyle de okuyucuyu şaşkınlığa uğratıyor. Sherlock gibi ilgi çekici bir yanı vardı.

Emsallerinden Oluşan Bir Jüri

Susan Glaspell: 1931 yılında Drama dalında Pulitzer Ödülü alan yazar Amerikan edebiyatının önemli kadın yazarlarından ve öncü feminist entelektüellerindendir.

Öyküde bahsedilen cinayetin gerçek hayattaki ilham kaynağı 1900 yılındaki John Hossack cinayetiymiş. Öykü klasik polisiyelerden oldukça farklı ilerliyor. Ayrıca yazarın feminist yapısı da öyküde kendisine oldukça yer bulmuş. Ev hanımlarının sıkıcı dünyasına ve sıkıntılı kocalara sahip olanlara farklı bir şekilde yaklaşmış. Evinde asılarak ölü bulunmuş bir adamın nasıl öldüğüne ışık tutuyor eser fakat sonu alışılageldik değil.

Genel olarak ortalama bir derleme diyebilirim. Bir çırpıda okunabilen keyifli bir kitaptı. Düzelti konusunda bazı sıkıntılar vardı. Çeviri konusunda da çevirmen tercihleri bazılarının eleştirilerine maruz kalabilir. Şuraya evlendim gibi bazı tercihler dikkat çekici olmakla birlikte bazı öykülerde eski sözcük seçimleri vardı. Muhtemelen bunun sebebi yazılan çağa ayak uydurmaktır. Benim için bir sorun teşkil etmedi. Çeviri dilinde bu dönemlerde tercih edilen tanımlamalar kullanılmıştı.

196554_12e76_1622732048

Gece Yarısı Kütüphanesi - Matt Haig (Domingo Yayınları)

Bazen hayat sizi çaresiz bırakabilir, aciz hissedebilir ve ölmek isteyebilirsiniz. Yaşadığınız süre boyunca yaptığınız seçimlerden pişmanlık duyabilir, bunları değiştirmeyi şiddetle isteyebilirsiniz.

Seçimler içinde dönüp duran bir kitap. Ya şöyle yapsaydım ne olurdu acaba, hayatım nasıl değişirdi, o zaman mutlu olabilir miydim veya daha iyi bir yerde mi olurdum, bu beni tatmin eder miydi gibi sorulara yanıt arayan bir kitap. Belki de seçimlere çok takılıp seçimlerden sonrasına pek kafa yormuyoruzdur veya seçimlerden sonra da gelebilecek seçimler bize hep bir pişmanlık ve hata yapmış hissi verip hayat bizi ille de bir köşeye sıkıştıracaktır.

Bütün bunları enine boyuna ele alan ve kendimizi de değerlendirme terazisine koymamızı sağlayan güzel bir eserdi. Merakla okuduğum ve okurken de kendi adıma bazı çıkarımlar yaptığım bir kitap oldu. Çeviri ve düzelti konusunda çok sorun yaşamadım. Okunuşu oldukça akıcı bir kitaptı. Benzer soruları olup daha derin felsefi düşünceler yerine daha yaşamın içinde olmak isteyenler bir şans verebilirler.

5017_Benden_Sonra_Mutluluk-ozdemir_Asaf999

Benden Sonra Mutluluk - Özdemir Asaf (YapıKredi Kültür Yayınları)

Daha önce Çiçek Senfonisi kitabında bulunan şiirleri okumuştum. O kitap da çok hoşuma gitmişti. Çok şair okumuşumdur ama açık ara daha çok şiiriyle bana hitap eden şairdir kendisi şimdilik. Zaman neler gösterecek bakacağız. Tereddüt eden varsa bence alıp okumalı. Pişman olunacağını sanmıyorum. Taşlamaları olsun, siyasi şiirleri, toplumsal irdelemeleri ve duygusal şiirleri her açıdan keyif verdi.

dbd3a09887968176dc08660e7b953f4544f005fc_2_375x500

Neden Yazıyorum - George Orwell (İthaki Yayınları)

Kendisini okurken keyif aldığım için düşünce yapısını ve fikirlerini, bakış açısını daha iyi anlayıp sonra kitaplarını okumaya karar verdiğimden bu kitabına da başladım. Neden yazdığını ve İngiltere hakkındaki görüşlerini ve toplum yapısını incelediği güzel bir kitap. Bazı kitaplarına olan göndermeleri, esinlendiği kitaplar olması hoş.

Aslında görsel olan başlıkta yazdıklarımın aynısını buraya koydum. Arada kaçırılsın istemedim.

Kitap bittikten sonra tarihi kısımlarda biraz sıkıldığımı itiraf etmem gerekir. İngiltere ve İngilizlerin toplumsal ve politik yapısı hakkında epey konuşmuş yazar. Yer yer bunaldım ve aynı şeylerden bahsediyormuş havasına kapıldım. Tarih konusunda daha bilgili olanların ince detaylar yakalayacağını düşünüyorum.

Son iki bölüm Burma ile alakalıydı. Henüz İthaki basmadı sanırım bu kitabını fakat Can Yayınları basmış. Elimde olmadığı için benzerlik konusunda bir şey diyemiyorum ama sıkıcı değillerdi. Güzel noktalara değinmiş olduğunu düşünüyorum. Hatta Burma Günleri için de referans alınabilir.

#Maderzad Palas - Erbuğ Kaya (Kırmızı Kedi Yayınları)

Erbuğ Kaya okumaya niyet ettiğim ama bir türlü okuyamadığım yazarlardan birisiydi. Geç de olsa Maderzad Palas ile kalemiyle tanışmış oldum.

Açıkçası pişman olduğumu söyleyemem. Başlarda yavaş ilerlese de konu oldukça ilgi çekici ve merak uyandırıcı olmaya başladı. Türk Fantastik Edebiyatı olarak okuduğum çoğu kitap beni hayal kırıklığına uğratmış olsa da Maderzad Palas gerçekten bu eşiğin oldukça üstünde kaldı.

Öyle aşırı övgüye değer bir kitap mı konusunda kendimce tartışmaya girmeyeceğim. Okurken keyif aldım, merak uyandırdı, son kısmı hoştu. Fantastiğin sırıtmadan kendi sınırlarımızla harmanlanması bence gayet önemli noktalardan birisiydi.

Konusuna değinip de aynı şeyleri tekrar etmek istemiyorum. Kitabın arka sayfasında zaten gereken bilgi var. Bir şans verilmesi gerektiğini düşünmekteyim.

Eğer bulunabilseydi diğer kitaplarını da okumak isterdim. Bir şekilde denk gelip alacağımı ve bir gün okuyacağımı düşünüyorum. Kaleminden sıkılmadan keyif aldığım ve kendi adıma kazançlı çıktığım bir yazar oldu kendisi.

46bdc66ae9dfea0d0d09328ccdd6d8bd7af35870_2_375x500

Ulus - Terry Pratchett (Tudem Yayınları)

Alıştığımız Terry kitaplarına benzemiyor. Yine ironik yanı var ama gençlerin bunu pek kavrayacağını sanmıyorum ama yetişkinler gülümseyecektir. Çok güzel bir gençlik romanı. Gelenekleri çok farklı olan bir toplumun başına gelen felakette hayatta kalan bir genci konu alıyor. Modern toplum ile vahşi toplumunu birbirine karıştırıp antik kumlar serpiştirmiş Terry.

Kıvılcımlar - Eleanor Glewwe (Kırmızı Kedi Yayınları)

Kıvılcımlar uzun uzun senelerdir elimde olan fakat okumak için ancak gözüme çarpan bir kitaptı. Akıcı, merak uyandırıcı gayet güzel yazılmış. Büyü gücüne sahip olan ve olmayan insanların yaşadığı bir toplumda insanların irislerinin kararmasına, ateşlenmelerine ve bitkin düşmelerine neden olan bir virüs ortaya çıkar. Herkes bu sebepten ölmeye başlar. Politik ve etik yönüyle de yazar kurguyu derinleştirmiş.

Baştan sona kurgudaki tutarlılık olsun konusu olsun başarılı bir gençlik romanıydı. Biraz kafa dinlemek ve hafif bir şeyler okumak isteyen yetişkinler için güzel bir kitap olabilir. Ebeveynler için de önerebileceğim kitaplardan. İlk gençlik dönemde çocuklarla okunabilir.

28 Beğeni