Ben 100lere kadar geldim, yer yer sıkıcılaşiyor ama yine de çok güzel bir manga, gerilimi sonuna kadar veriyor.
50lerden beri güncel okuyorum, birkaç aydır güncel devam edemiyor olmak canımı sıkıyor Normanla ilgili ilginç olaylar var
Ben 100lere kadar geldim, yer yer sıkıcılaşiyor ama yine de çok güzel bir manga, gerilimi sonuna kadar veriyor.
50lerden beri güncel okuyorum, birkaç aydır güncel devam edemiyor olmak canımı sıkıyor Normanla ilgili ilginç olaylar var
Forumdan birinin okumasına çok sevindim! Duvara yazıyormuşum gibi hissetmiştim
Norman ile ilgili gelişmeleri okumak için pek heyecanlıyım efenim. Şu şeytan dedikleri canlılar ne peşinde merak ediyorum. Büyük ihtimalle başka evler de var ve çocuklar birbirileriyle iletişime geçip isyan başlatacaklar.
Güncelleme: Vol. 6 Bölüm 50’yi okudum en son. Takip ettiğim bir sayfada yurt dışında en çok satan 2’nci manga olduğunu gördüm. Şimdilik 13-14 ciltten oluşuyor, basılabilecek bir sayı. Keşke ülkemizde de Türkçe olarak görebilsek. Akılçelen’e ya da Gereklişeyler’e mail atmayı düşünüyorum ancak Brandon Sanderson kitaplarının sorunu derken Akılçelen basar mı bilemedim Gereklişeyler’i deneyeceğim.
Okuyalım, okutturalım.
En son Please Don’t Bully Me, Nagatoro’yu okudum. Yani güzel bir manga. Seneryosu ve çizimleri güzel. Sıradan bir Okul ve ecchi mangası. Ana karakter olan çocuk çok tatlı yaw.
“Shingeki no Kyojin” severek okuduğum bir manga.
Yakında final sınavım var ve notlarım da hiç iyi durumda değil. Sene boyunca yattım. Eğer bu sınavda ve bütünlemede başarısız olursam sınıfta kalacağım.
Anlayacağınız baya stresliyim. Karnıma ağrılar falan giriyor korkudan. Bir süre hastalandım bu nedenle geçen hafta boyunca. Ne ders çalışabildim ne de yerimden kalkabildim. Perişan oldum.
Bu süreçte benim için tüketmesi en kolay olan şeyden bol bol yedim bitirdim. MANGALAR!!! Mangalar ülkemizde ulaşılabilir olmadığı için Manga Rock Definitive uygulamasıyla telefondan okuyorum. (Hayır, reklam değil ne yazık ki. Keşke üç beş kuruş ateşleyen olsa.) Çok güzel şeyler keşfettim. Bir kaçını sizinle paylaşmak isterim.
Anakarakterin kendi bedeni ya da belli bir cismi yok. Ama cansız olan her şeye dönüşebiliyor. İnsanlığı anlama macerasında bir kimlik kazanıyor. Ölümsüzlüğü yüzünden zaman akıp gittikçe geçmişin arkadaşlıklarını arkada bırakıyor (?) ve yenilerini kuruyor. Geride kalanların her birinden bir ödüncü yanında taşıyor. Bedenlerini!
Fire Punch’ın yazarından yine alışılmışın dışında, yine vahşi bir shounen. Başarılı
Genelde webtoon okumam ama bu seferki sayesinde biraz diğerlerinde de kayboldum. Özellikle de isekai (paralel evren) türünde. Bu konuda webtoon camiası sanırım içerik denizine dönmüş. Ayrıca söylemeliyim So I am a Spider, So What? mangasıyla arasında çok benzerlik var. Bunu seven onu, onu seven bunu sevecektir.
Kendini canlandıran necromancer ı kurtaramayan ve ardından öldürülen bir iskeleti izliyoruz. Nedir ne değildir bilmiyoruz ama bu iskelet her öldüğünde tekrar başa dönüyör. Onun için değerli kişileri korumak istiyor. Ama o bir iskelet, hani şu oyunlarda en kolay kestiklerimiz. Allahım çok yaratıcı değil mi?
Yaratıcılık demişken burada çok yeni şeyler var. Sonunda farklı bir büyü sistemi ki ben gerçekten özlemişim böyle kafaya yatan şeyleri.
Cadılık tarihi değişmiş ve yasak sihir tekrar hakimiyeti ele almak istiyor. Eski pointed hatler yenilerinin (abartmayalım, sadece siperleri yok) yerine göz dikmiş.
“Büyü sadece insanlar daha mutlu olabilsinler diye var” düşünceleriyle eğitilen sihire hayran yeni bir cadının hikayesini okuyoruz.
Aşağıdakiler de diğer okuduklarım. Onları diğerlerinden kötü oldukları için değil laf uzamasın diye sadece adlarını yazarak bırakıyorum. Hepsine göz atmanızı öneririm, hatta mümkünse okuyun
The Flowers of Evil
Cross Account
Machida-kun no Sekai
Summer Time Render
Hyakumanjou Labyrinth
Miracle App Store
They Say I Was Born a King’s Daughter
Şu an severek takip ettiğim Kingdom ve One Piece var. Webtoon kanadında ise Tower of God’u okuyorum.
Çıkmaları yılan hikayesine dönmüş Vagabond, Berserk ve The Breaker 3 de bir ümit kenarda bekliyor, ayda bir kontrol ediyoruz efendim Bir de dönem dönem baştan bitirdiğim Slam Dunk’ı da şöyle sona iliştireyim.
Toriko okuyan yok mu? Worldbuilding ve dövüşler konusunda çoğu shounene fark atar Toriko. Yazar kısa kesmeseydi\dergi zorlamasaydı One Piece gibi bir manga olacaktı ama tabi One Piece gibi okuyucu neyi sever diye yazılan değil de kendi üslubunda ısrar eden bir seri olduğu için gene One Piece kadar satmayacaktı ama olsun. Özellikle ilk kısım olarak geçen insan dünyası bölümleri sağlamdır, Gurme dünyasına girince bir bocalar manga ama o bölümler de güzeldir. Kısacası tavsiye olunur.
Berserk’i bitirdim, şuan Claymore okuyorum, daha sonra Tokyo Gûl’ü okumayı planlıyorum.
Önceki yıllarda çok fazla boş zamanım vardı bu yüzden biten sayısını hatırlayamayacağım birçok manga okudum ve animesini izledim. Ama şimdi o kadar zaman yok ve okuma sayım da düştü, bu yüzden bitenleri değil de, devam eden bazı mangaları okuyorum.
1- One Piece Yaklaşık 13 yıldır hiç bıkmadan, her hafta okuyorum bunu. Manga dünyasında efsaneler arasına çok uzun zaman önce girdi.
Luffy isimli bir gencin Korsan Kral olma çabası hakkında. Bu hafta 948. bölüm yayınlandı.
2- Goblin Slayer çizimleri ve ilerleyişi çok güzel. Başlarında biraz japonlara özgü +18 bazı sahneler var ama ileriki bölümlerde bu kalkıyor. Taht Oyunları gibi.
Adı artık herkes tarafından Goblin Slayer olarak bilinen karakterimizin goblinler tarafından gözü önünde daha çocukken çok sevdiği ablasının öldürülmesi üzerine tüm goblinlere karşı muazzam bir kin duyuyor. Hayattaki tek hedefi tüm goblinleri öldürmek.
Konu basit gelebilir ama gerçekten harika bir manga.
3- One Punch Man Efsaneler arasına girecek bir manga. Bununla ilgili sitede bazı sayfalar var. Oradan daha çok bilgi alınabilir.
Manga dünyasına gelmiş en güçlü karakterlerden biri olan Saitama’nın hikayesi. Manga farklı özellikte güçler, kahramanlar, canavarlar ve bunların savaşları hakkında. Çizim kalitesi çok yüksek ve anlatımı da çok iyi.
4- Shingeki no Kiyojin Sanırım tüm manga severlerin okuduğu bir manga. Hayranı da çok. Ama bi türlü kanım kaynamadı bu mangaya. Kötü demiyorum, sadece yukarıda belirttiklerim gibi yeni bölümünü sabırsızlıkla beklediklerimden biri değil.
5- Baby Steps Tenis üzerine bir manga.
Sınıfında ve okulunda derslerinde en başarılı olan Maruo Eiichirou’nun 15 yaşında tenis ile tanışması ve bu yolda derslerinde yaptığı gibi tuttuğu notlar ile normal bir tenisçiden daha hızlı ilerlermesi hakkında bir Manga. Senelerdir severek okuduklarımdan biri.
Claymore bugün bitti. Muhteşem ötesi bir mangaydı, cıvık anime/manga esprilerinin zerresi yoktu, gayet ciddi, hüzünlü, trajedik, konusu nispeten derin, heyecan yaptırma usulleri çok güzel kullanılmış, ilk sayılarda çizimlee pek iyi olmasa da daha sonra muhteşemleşiyor. Özellikle Claymore savaşçılarının çizimleri sizi sanal karakterlere aşık edebilir Çok daha fazla yazmak isterdim hakkında, zira şuana dek okuduğum en güzel mangaydı ama ne yazsam spoiler olur. Kısacası okuyun okutturun!
Ek:
Claymore’un animesine bakmayın bile! Claymore, Berserk vb yapımlar İngilizce’de niş diye tabir edilen küçük bir kitleye hitap eder manga okuyucuları arasında, bu yüzden One Piece, Naruto vb saf shounen yapımların satış rakamlarında yanına bile yaklaşamazlar, dolayısıyla animeleri küçük bütçelerle, kötü çizimlerle, özetin özetinin özeti şeklinde çekilir, TV’de yayınlandığı için berbat derecede sansüre uğrarlar.
Mesela Komutan Miria Claymore mangasında kendine aşık edecek derecede güzel çizilmişken, animede hilkat garibesi şeklinde çizilmiş, 155 sayılık ve sayılarının sayfa sayısı bayağı bir çok olan(haftalık mangalara kıyaslarsak neredeyse 300 sayı sayabiliriz) bu mangaya yapılan anime topu topu 27 bölüm üstelik yetişmediğinden sanırım finali uydurmuşlar animede, manganın gerçek finaliyle alakasız. Genel kitlenin takip ettiği mangaların animelerinde tabi böyle bir sorun olmuyor.
Komutan Miria’nın Mangadaki resmi:
Animedeki hilkat garibesi çizimi:
Claymore’u lisedeyken okumuştum ama bazı sahnelerini hala hatırlıyorum. Animeyi bir türlü izleyemedim ama youtubedan Teresa vs Priscilla savaşına baktım tam mangaya uygun yapmışlar. Kalbim küt küt attı izlerken. Müzikleri de çok etkileyiciydi bu yaz izleyeceğim umarım belirttiğim nedenlerden.
İçime oturan tek şey Isley karakteri mangada da çok kısa kalmıştı bence çok çabuk harcandı ada resmen harcandı yani senaryoya tek katkısı adı R ile başlayan çocuğun -adını hatırlayamıyorum- kılıç eğitmeni olmak olmamalıydı
Fullmetal Alchemist
78.bölümüne geldiğim manga serisi. Açıkçası kült bir eser beklerken ciddi hayal kırıklığına uğradım. Oldukça basit bir şekilde gidiyor. Karakterleri basit, sahneleri ve ana fikirleri fazla shounenvari bir basitlikte, anlatımda da bir farklılık sunmuyor, işleyiş de aynı biçimde basitin ötesinde değil. Umarım finale doğru bende daha iyi bir izlenim uyandırır. Şu anki hali ile bende 7’den öte bir deneyim değil.
Shounen bir seriden nasıl sahne ve fikirler bekliyorsunuz ki?
Öncelikle beni cevaplayarak yazmanız daha iyi olur yoksa cevap verdiğiniz kişi bildirim almayacağı içim hiçbir vakit görmeyebilir. Sorunuza gelirsek daha net bir cevabı yok. Daha etkileyici sahneler ya da fikirler denebilir. Shounen gibi hissettirmediği için iyi olduğunu söyleyen bir arkadaştan dolayı biraz o yönden de bir beklentim olmuştu ama asıl sebep bu. Mal’da en yüksek puana sahip mangalardan biri bu manga ve anime adaptasyonu için gelmiş geçmiş en iyi anime olarak kabul ediliyor demek abartı da olmaz. Bu durumda bende belli bir etki bırakabilcek bir hikaye görmeyi bekliyordum. Tutarlılığını her daim olmasa da korusa da her ne kadar, yine de hayal kırıklığı oldu.
@MrSakal FMA ilk başlarda klasik shounen gider, sonlara doğru öyle derinleşir öyle derinleşir ki anlamak için çaba harcarsınız. Böyle çok shounen var önce tipik shounen gidip sonlarında veya ortalarında aşırı derinleşen. Berserk de mesela conviction arcın sonuna kadar aşırı karanlık bir mangayken oradan sonra esprilerin havada uçuştuğu bir yapıma döndü.
Bir hafta önce Tokyo Ghoul ve Tokyo Ghoul:Re’yi okumayı bitirdim. Mangada mangaka okuyucuyu detaya boğmuş, zevkinize göre hem iyi hem kötü. Bana hoş geldi çünkü verdiği Gul sisteminden (özellikle)Taş-Kağıt-Makas Sistemli Sıra Tabanlı JRPGler, FRPler, TCGler bir dünya dolu içerik çıkar. Gayet sömürülebilecek kompleks bir sistem kurmuş. Animesini yıllar önce izlediğimden hatırlayamıyorum o yüzden karşılaştıramayacağım. Çizimler konusuna gelirsek herkesin hoşuna gidemeyecek bir sanat üslubunda çizmiş, çizimler kötü diyorsanız tamamen üslubu beğenmemenizdendir, yoksa kendi üslubu dahilinde çizimler gayet başarılı.
Kaptan tsubasa magalarını okuyan var mı.
Kuroshitsuji ve Beelzebub elimdeki serilerim. Bleach ve narutoyu ise bir bitiremedim. Sorun tamamen benim tembelliğim tabi. Liar game’ e başlamayı düşünüyorum şu sıralar ama bu gidişle fazla açılacağım gibi umarım önünü alırım
Liar Game öneririm. Okuması keyifli bir seri.