Son zamanlarda Attack on Titan okuyorum. Uzun zaman sonra o eski övücü kitlenin etkisinde kalmadan kendi düşüncelerimle bir başıma bu seriyi okuma kararı aldım. Bu kararıma ilham olan @Askeladd beye/hanıma teşekkürlerimi iletiyorum. Attığınız sahneyi görünce “Açayım bakayım. Nasıl bir şey bu?” dedim. Hiç de pişman olmadım. Çok minnettarım.
Zamanında anime hakkında yapılan yorumları hatırlıyorum da, insanlar ne kadar önemsiz yanlarıyla övünüyorlarmış bu serinin. Yani Levi’nin titizliğini gelip bana anlatan arkadaşlarımı hatırlıyorum da, ben birisine bu mangayı anlatacak olsam Sasha’nın patatesini ya da Levi’nin titizliğini anlatmam. Çok daha büyük şeyler var bu eserde, çok daha değerli şeyler. Meğer ne kadar da derin bir kurgusu varmış. Basit ve abartılmış bir shounen sanmıştım. Yıllar önce ilk sezonunu izlemiştim ama her yerde gereğinden fazla adını duymak beni rahatsız etmişti ve devamını getirmemiştim. İlk bölümlerde serinin hayranı olanlar tam olarak neye oldu anlam veremiyorum. Konu çok sonradan açılıyor. Ve öyle inanılmaz karmaşık bir kurgusu var ki yazarın her şeyi nasıl bir arada tuttuğuna aklım el vermiyor. Her bölümü ağzım açık okuyorum. Şaşıra şaşıra. Siyasete, eşitliğe, ırkçılığa, yaşama özgürlüğüne, fedakarlığa, askeri düzene… Değinmediği konu kalmamış. Ya en iyisi başka bir zaman öveyim yoksa okuması sizin için çok karmaşık olacak. Çünkü kendimi kaybediyorum şu an. Ama şunu söylemeliyim. Yine önyargıma karşı yanıldığımı gördüm. Ne kadar çok başıma gelir oldu arkadaş bu iş 
Neyse güzel bir şey bu. Güzel eserler bulmak güzel.
Ha bir de mangayı okurken şunu farkettim. O evrendeki harita bizdekinin tam tersi. Aslında aynı dünya yani. Ve Eldianlılar da Madagaskar’da yaşıyorlar. 