Hangi Mangayı Okuyorsunuz?

Hocam, okuyalı çok oldu. Neyi sevmediğimi de hayal meyal hatırlıyorum. Az önce hızlıca bir tekrar okuma yaptım. Aynı duyguları hissetmedim. Önceki okuyuşumda nefret etmiştim. Şimdi en azından sinirlenmeden okuyabildim.

Aklımda kaldığı kadarıyla hikaye çok ağır gelmişti diye hatırlıyorum. Yani kaldıramadım. Anlatımın karakterin ahlaki yozlaşmışlığını normalleştirmesi beni sinirlendirmişti. Bir de okul hayatımda benzer durumlar görmüştüm. O kişileri hatırlamak rahatsız etti. Kimse böyle suçluları olayları kolayca unutmaz ya da kabul etmez.

Bu okuyuşum üzerinden yorum yapayım. Bir noktaya kadar kaos katlanarak büyüyor. Kurosawa ve bizim kısa boylu nefret dolu kızımız Kitahara gerçekten topluma katılamayacak kadar çarpıklar. Kitahara her ne kadar mağdur olsa da bir insanın taşıyamayacağı kadar kin sahibi. Kurosawa zaten bitmiş. Tanıdığı tüm kızlara zihninde taciz ediyor.

Diğer yanda da melek gibi resmedilmiş iki karakter. Birisi o kıvırcık saçlı oğlan Nagaoka, diğeri de kütüphanede takılıp mavi boncuk dağıtan kızımız Takagawa. İkisi de masumiyetin ve saflığın timsali. Bizim çarpıklar ise bu iyilikleri anlayamadılar. Birbirlerine kavuşmalarını kıskandılar. Hak etmediklerini düşündüler. Kurosawa, Takagawa senin neyini sevsin lan pislik. Nagaoka hikayede tek sevdiğim kişiydi.

Hikayede dönüm noktası Kurosawa’nın itirafıyla başlıyor. İşte bu noktada hikaye tüm gerçekçiliğini kaybediyor. Çünkü Kurosawa topluma kazanılmak için bir değişim geçirmiyor. Günlük rutinine mezuniyetten sonra bile devam ediyordu. Ama herkes onu kabul etmeye başladı. Taciz ettiği kızlardan biri ona aşık oldu. Sevgilisine taciz ettiği arkadaşı onu tekrar kabul etti. Yazar burada coştu. Karakteri değiştirmeden ödüllendirmeye başladı. Ne mesaj vermek istedi. Hayır bir de o cool tavırları ne iş onu da anlayamadım? Hikayayenin bir noktada ahlaki yoksunluğu güzellediğini düşündüm. Okurken Kitahara’yı bir katil (daha çok öldürmesi için adam tutan tipte), Kurosawa’yı ise bir tacizci olarak ki bu çok da yanlış sayılmaz. Yazarın ise bu arkadaşları ödüllendirmesi beni biraz gerdi.

Hikayedeki tek gerçekçi karakter Kitahara’ydı. Kurosawa ise sadece kurguda işleyecek bir mantıkla yaşıyordu. Cesurdu ama suçlu birinin cesareti çok da değerli değil. Yazın ürünü olduğunu belli ediyordu. En sevdiğim karakter ise dediğim gibi Nagaoka’ydı. Kurosawa’yı kabul etmese onu da gerçekçi kabul edebilirdim. Hatta en son bu meleksi çiftler karşılıklı Kurosawa’yı affedelim konuşması yaptığında çıldırdım.

Biraz dağınık bir yazı oldu. Özetle güzel başlayıp kimseye hakettiğini vermeyen bir eser olduğunu düşünüyorum. En sonda herkes el ele tutuşup dağların arkasındaki güzel diyarlara yol aldı gibi bir şey oldu. Ne anlattığını da anlamadım. Sinirlendiğimle kaldım. Yapılan suçun niteliği düşük gösteriliyor.

Hikaye ne zaman mantıklı olurdu biliyor musunuz? Kurosawa’nın eylemleri öyle değil de şöyle olsaydı. Meğer kurosawa her gün sevmediği kızların hayalinin suratına tükürüyormuş. Sonra Kitahara’nın gazıyla insanların şişesine, çantasına, kıyafetine, flütüne tükürmeye başlamış. Sonra bu ortaya çıkmış zaman içinde affedilmiş. Ama işte işlediği suç farklı olunca taşlar yerine oturmuyor. Benim görüşüm bu yönde.

2 Beğeni

Haklısınız aslında. Ben biraz daha metaforik ve yüzeysel okumuşum. Lafımı geri alarak mangayı pek öneremeceğim, diyerek fikrimi değiştiriyorum.

2 Beğeni

Bitti ya. Valla bitti. Dr. Stone’un mangasının final yaptığını öğrendikten sonra 24 günde bitirmişim… Hani tamamen boş olsam 10 güne biterdi galiba. İlk 83 bölüm animenin 2 sezonuyla aynı olduğu için biraz yavaş okudum. Ama sonra bildiğiniz gaza bastım.

Dr. Stone
Bölüm sayısı: 232

Neler neler oluyor… İlk bölüm tüm dünyanın bilinmeyen bir ışıkla taşlaşması ve ardından 3700 yıl sonra Senku’nun uyanması ile başlamıştı. Senku kendini bilime adamış tam bir idealist birisi. Onun bilimi sabır gerektiriyor. Her şeyi adım adım sabırla yapıyor. Bu durum mangada bilimkurguyu daha da güzel bir hâle getiriyor. Bilimkurgu sevenler olarak zevkle okuyoruz. Manganın komedisi de çok iyi olunca akıp gidiyor. Senku’nun icatları da hepsi gerçek şeyler. Mesela en ünlü icatlarından biri olan Senku kolayı deneyen bir sürü kişi var. Youtube’da birçok video bulabilirsiniz. Zaten asıl ilgi çeken, Senku’nun deyimiyle bizi heyecanlandıran da bu. Ayrıca tüm dünyada tekrar küçükten medeniyet kurulurken çıkan fikir ayrılıkları da manganın sonuna kadar çok güzel işleniyor. Maalesef her şey mantıkla veya bilimle bitmiyor. Hangi çağda veya hangi zamanda olursan ol, kendi istediğini yapmak isteyecek ve bunun için de her türlü yolu mübah görecek insanlar bulmak mümkün. Bu da manganın macera tarafını oluşturuyor. Bir dahaki bölüm ne olacak diye merakla okumaya devam ediyoruz.

Eksik olarak ise bence gerilim tarafı daha iyi olabilirdi. Çünkü tüm manga boyunca

hiç ölüm yok. Çok naif bir şekilde ilerlediği için ölüm olmayacağı da çok açık ve netti. Durum böyle olunca ne kadar yaralanma olayı da olsa hiç kimsenin ölmeyeceğini bilince o gerilim hissi kayboluyor maalesef.

Eğer tüm manga animeye uyarlanırsa 5 sezonun olacağını düşünüyorum. İlk iki sezon yapıldı zaten.
83-138 arası 3. Sezon
139-194 arası 4. Sezon
195-232 arası 5. Sezon olacak bence.

  1. Sezon Bence Suika ile başlayacak. Yukarıda verdiğim resim de 5. Sezondan olur böylece. 4. Sezonun sonunda tüm dünya tekrar taşlaşmış bir şekilde biterken 5. Sezonun ilk iki bölümü Suika’nın başrol olduğu bir Dr Stone izleyeceğiz. Çok güzel olacak. :smile:

Karakterlerden bahsetmek isterim ama o kadar çok karakter var ki… Hem çok uzun bir spoiler olurdu. Neyse konuşmak isteyen olursa devam ederiz.

Özetle komedisi, bilimkurgusu, macerasıyla eksik olmayan Boichi’nin çizimleriyle de kendine hayran bıraktıran bu mangayı büyük bir zevkle okudum.

10/10

5 Beğeni

Ben sadece 1. sezonu izledim. Ama merak edemeden duramıyorum. Taşlaşmanın neden olduğunun cevabı var mı?

Baştaki fotoğraftaki çocuk Senku’nun kızı mı?

1 Beğeni

Evet tüm sorulara cevap veriliyor.

O değil de Suika’yı nasıl tanıyamadın ya? Yaa. Nereden nereye… Mangada neler neler oluyor.


Burada da görüldüğü gibi Suika sonradan maskesini çıkarıyor. Küçük bir gözlük takıyor.

2 Beğeni

Animesi ilk çıktığı zaman izlemiştim. Şimdi Baktım 2019 yapımıymış. Şaka maka 3 yıl geçmiş üzerinden, tanıyamadım fotoğraftakini :laughing: Beklentim o yönde demek ki.

2 Beğeni

İlk defa manga okuyorum. Death Note bayağı hoşuma gitti. Ryuk reisi sevdim.

İlk bölümü bitirdim. Light yaz deftere bir iki akraba, sevmediğin insanları. Niye hemen ben Tanrı olacağım, dünyaya iyilik getireceğim diyorsun :joy:

1 Beğeni

Kaichou wa Maid-sama. Animesi zaten biliniyordur. Devamını merak edenler bakabilir.

Koe no Katachi filmini çok beğenmiş biri olarak sonunda mangasını da okudum. Aslında merak ettiğim şuydu: 64 bölümlük bir mangadan nasıl bir film yapmışlar? Başka bir örnek vereyim. Kimi no Na wa’nın mangası 9 bölüm ve bu 9 bölümden de güzel bir film yapmışlar. Fakat Koe no Katachi 64 bölüm. Haliyle filmde atlanan pek çok sahne var.

Başları tamamen aynı devam ederken ortaları değişiyor. Yan karakterlerin daha çok sahnesi var. Nishimiya’nın annesi, anneannesi gibi. Özellikle anneannesinin cenazesi mangada gayet güzel anlatılmış. Filmde cenazeye kadar gelen Ishida kapıdan geri dönerken mangada Yuzuru ile içeri giriyor. Tabii anne ile karşılaşınca korkuyor, açıklama falan yapıyor. İlerleyen sahnelerde ise bu anne bizi de şaşırtarak Ishida’ya Yuzuru ile arkadaş olduğu için teşekkür ediyor! Anneannesinin ölmeden önce yazdığı mektup çok iyiydi bence. Bu sahneler filmde olsa güzel olurmuş sanki.
Ishida’nın geçmişi ortaya çıkıp yeni arkadaşlarının hepsini öğrendiği sahne de biraz daha farklı. Hiçbir olayda olmayan Mashiba ona vuruyor mesela.
Son olarak final sahnesi mangada pek olmamış sanki. Bir anda şak diye bitiyor. Filmin finalini daha güzel yapmışlar, çok duygusal olmuş. Mangada ise alın size son denmiş sanki. Daha pek çok küçük farklılıklar var. Yine de çok sevdim mangayı. Biraz daha devam edebilirmiş…

Özetle ana tema aynı olsa da anime ile manga arasında farklılıklar var ve bayağı atlanan sahne var. Bence 24 bölüm yapılabilirdi ama öyle olmasa da bi 12 bölümlük anime olsa güzel olurmuş.

3 Beğeni

Film kesinlikle iyi bir iş çıkarıyor ancak ben de mangasını daha çok beğendim. İkisi de çok iyi bana göre.

Film zaten İşida için çok kritik bir dönüm noktası olan yere kadar ele alıyor ve güzel de yapıyor bence. Zaten çok net bir finali yok manganın. O sebeple filmi de uygundur.

4 Beğeni

O kadar boykot edip elimdeki her kitabını sattım ama akılçelen gidip Goblin Slayer’i çıkartmış. :smiley:

4 Beğeni

Şu an okumuyorum ama sırada Alita 3, One Punch Man 13, 14 var. İlerleyen zamanlarda Alita 4 ve ucuzlarsa Akira 2’ yi okuyacağım.

4 Beğeni

Pandemonium: Majutsushi no Mura (Shibamato Sho)

Felaket üstüne felaket yaşamak kaderi olan bir dünyada Zipher, sırtında koca bir kutu ile sorularına cevap aramak üzere, efsanelerde geçen bir köyü aramaktadır. Fakat yolculuğunu tamamlayamadan baygınlık geçirerek yere yığılır. Şansına, yardımına Domika denen bir “varyant” yetişir, o bu efsanelere konu olmuş köyün sakinlerinden biridir. Zipher kendi geldikten sonra bu köyün dünyanın geri kalanında gördüğü hiçbir yere benzemediğini görecektir.

İnsanın içindeki ölmeyen umudunu, bencilliği ve çaresizliğini anlatan, kayıplar ve tamamlanmak kaygısını dile getiren, webtoon formatında, kısacık bir eser. Beğendim. Zipher ve köy sakinlerinde kendinizden bir şeyler bulacağınıza eminim

3 Beğeni

Dai Dark güncel olarak takip ettiğim serilerden gerek çizimleri gerek karakterleri çok özgün herkese tavsiye ederim.

1 Beğeni

Dorohedoro başlarında sıkılıp bırakmıştım. Yine de onerir misin?

1 Beğeni

Dorohedoro sizle aynı kaderi paylaşıyoruz .Ben de bir bölüm okuduktan sonra bıraktım fakat dai dark için haftada bir yeni bölüm geldi mi diye bakıyorum aylık olmasına rağmen.Şuan 30 bölumü var yayınlanmış 20+ türkçe çevrilmiş. Çeviren ekipler güzel çevirmiş istediğiniz dilde okuyabilirsiniz.

1 Beğeni

Şu an Dorohedoro’yu okuyorum ve 119. bölümdeyim. Bitirdikten sonra yorum yapmayı düşünüyordum ama adını görünce bir kaç yorum paylaşayım. Evet başları inanılmaz sıkıcı. Kim ne yapıyor, olay ne, orası nasıl bir dünya hiç anlaşılmıyor. Ama sonradan düğüm çözülmeye yavaş yavaş başlıyor. Bir sonraki bölümü merak etmeye başlıyor insan. Ayrıca bazı karakterleri görmek çok keyifli, hepsi nevi şahsına münhasır. Tür bakımından da seinene girer, +18 sahneler bolca bulunuyor. Shonenler gibi cıvıtmadan bam güm ilerliyor :laughing: Spoiler vermeden şimdilik bu kadar yorum yapabilirim sanırım.

2 Beğeni

Dorohedoro çok ilginç bir manga. Çizimleri biraz karman çorman ama kendine çekiyor insanı. Ben yanlış hatırlamıyorsam 80-90 küsürüncü (geçitten geçip asıl dünyaya dönmüşlerdi ) sayfada ara vermiştim ama sizin yorumları görünce başlayasım geldi tekrar.

1 Beğeni

En sıkıntılı yerleri geçmişiniz bence devam edin. Çizimlerine de alıştıysanız bitirmek için engel kalmıyor. :laughing:

1 Beğeni

İlk fırsatta devam edeceğim. Daidark’ı da 5-10 sayı biriktirip öyle okuyorum.

Aslında kendimce türk manga yayıncılarına da eleştrim var. Daidark mis gibi manga kitlesi de var görece. Onu yayınlasana. Onun yerine iblis keser basıyor. Ben bitirdim o seriyi zaten almak için bir sebebim kalmadı.

Mesela Akira ne kadar sattı bilmiyorum ama türkçe basılması muhteşem bir şey. Tüm seri çıkınca alacağım. Klasik, türkçesi de yok bildiğim kadarıyla malum ortamlarda. Filmini bilen biliyor. Bir de 78 cilt değil almaya da korkmayacağım. Bunun gibi daha çok seri basmaları lazım bence. Ama onun yerine bitmiş shounen serileri basıyorlar. One piece en sevdiğim mangalardan biri olsa da 100 cilt çıktı ve devam ediyor. Bunu toplamaya ne mecalim var ne sabrım. Bunu kıran kafamda bir Berserk bastılar. Onu da sansürlediler, 3 ten sonrası gelmedi.

1 Beğeni