Her Yeni Güne Bir Yeni Kelime

Masa, kitap (bu bizim için çok vurucu), defter, kalem gibi bir sürü kelime var dilimize Arapça-Farsçadan geçen. Saymakla bitmez. Kasket, bidon, asansör, küvet, gazoz ve misket gibi kelimeler de Fransızcadan geliyor :slight_smile:

11 Beğeni

Tebdilimekan: Yer değiştirme

5 Beğeni

Dil insan yapımı bir araç ve bir sünger gibi görev görüyor. Hiçbir dil türetildiği coğrafyaya hapsedilmemiştir. Tüm diller, ötekilerden az ya da çok kelime alır. Belki şu an bizim dilimizde kullanılan bazı arapça, farsça kelimeler günümüz orijinal dillerinde bile kullanılmıyor olabilir. Halkın benimsediği kelimeler kullanılmaya devam eder ve bu şekilde, dil, evrimini sürdürür. Dildeki kelimelerin çeşitlenmesi ve ifade edilen durumların karmaşıklaşması; zihni de iletişimi de geliştirir. Bundan o denli korkmaya gerek yok.

Öte yandan, hali hazırda dilimizde karşılığı olan kelimelerin, havalı ve dolaylı karşılıklarının zoraki türetilme çabası da bir o kadar boşadır. Buna da gerek yok. Bilgisayar sözcüğü ifade etmek istediğimi karşılıyorsa neden ona kompüter diyeyim ki. Ancak bazı benzer kelimelerin arasında da çok ince nüanslar olabiliyor. Her durumda birbirlerinin yerine kullanılamıyorlar. İşte bu alternatif kelimeleri dağarcığımızda tutmamız da kendimizi çok daha etkin ve zengin bir biçimde insanlara sunmamızı sağlıyor.

Örnek için sunuyorum. Kaan Arslanoğlu tarafından yazılmış “Batı Dillerinin Kökündeki Güçlü Türkçe-Radloff Sözlüğünden Çıkan Bulgulara Göre” isimli kitapta da birçok dile ait kelimelerin kökeninin Türkçe’de yatıyor olma ihtimali üzerinde duruluyor. Elbette ki kanıtlarla aktarılıyor bu. Yani işler göründüğünden daha karmaşık. Hangi kelime nereden türemiştir ayrımını net olarak ortaya koymak da çok zor. Dillerin yayılımı ve kaynaşmasında; ticaret yollarının, ekonomi merkezlerinin, yapılan bilimin, çeviri yolu ile elde edilen eserlerin, kraliyet ilişkilerinin, kültür etkileşimlerinin ve daha sayamayacağımız pek çok faktörün iç içe geçtiğini görüyoruz. Buna istesek de engel olunamaz(dı).

18 Beğeni

Sallapati :özensiz ,üzerine düşünülmeden

5 Beğeni

Arnavutça’da da bir sürü Türkçe kelime var. Aklımda kalanlar: Yastık, Yorgan ve Haydi :slight_smile:

5 Beğeni

Fütursuzluk : aldirmamazlik , önemsememezlik.

6 Beğeni

Aldırmazlık ve önemsemezlik daha doğru sanki bu gibi durumlarda çift - me - ma gereksiz bence.
TDK da böyle kabul ediyor diye biliyorum.

5 Beğeni

Hocam ben üstüne basa basa soyleyeyim demişim galiba . :slight_smile:
Dediğiniz doğrudur .

3 Beğeni

Sergerde: Kötü, olumsuz işlerde elebaşı.

7 Beğeni

Anakronik : çağı geçmiş ,eski

6 Beğeni

Martaval: Uydurma, palavra.
Manivela (İtalyanca): Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönebilen kol.
Umacı: Öcü, yaratık vb.
Kümbet (Farsça): Kubbe.

8 Beğeni

Mayi: Akıcı olan, su gibi akan sıvı.

@ilydious size cevap gibi olmuş. Yanlışlıkla tıklamışım kusura bakmayın. Şimdi gördüm :slight_smile:

7 Beğeni

Yeis: Umutsuzluktan doğan karamsarlık
Arış: Kolun dirsekten parmaklara kadar uzanan bölümü.
Babayani: Gösterişi ve özentisi olmayan

7 Beğeni

Mutâd : Alışkanlık hâline gelmiş, âdet edinilmiş, alışılmış, her zamanki
Mümeyyiz: İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayıran, ayırt eden, temyiz yeteneğine sâhip olan, Bir şeyi veya kimseyi başkalarından ayıran, farklı, seçkin duruma getiren. Bir sınavda öğretmenle birlikte hazır bulunarak öğrencinin bilgisini ve seviyesini yoklayan kimse, ayırtman.

5 Beğeni

Çok sevdiğim bir kelime.

Hezarfen: (Fars. hezār “bin” ve Ar. fenn “sanat” ile hezār-fenn) Çok yetenekli olup elinden çok iş ve sanat gelen, çok şey bilen ve yapabilen kimse.

6 Beğeni

Ben de bir ekleme yapayım müsaadenizle, hezârfen kelimesinin Yunanca kökenli karşılığı da “polimat” (polu-manthanein/mathes: çok şey öğrenmiş).
Benim bugün öğrendiğim kelime de:
Tilmiz: (Arapça kökenli) Öğrenci, talebe, çırak

7 Beğeni

Kündeye getirmek : tuzaga düşürüp yenmek ,hileyle aldatmak

4 Beğeni

Aşağıdaki kelimelerin hepsi kısacık bir kitap olan Olalla’dan. Bu kadar yabancı kelimeye gerek var mıydı cidden, bilemiyorum. :joy: Okuyacak olan varsa burayı sözlük gibi kullanabilir belki. :sweat_smile:
Mevzun (Arapça): Biçimli, düzgün.
Meczup (Arapça): Aklını yitirmiş kimse.
Ebleh (Arapça): Alık, budala.
Cezbe (Arapça): Aşırı ölçüde coşup kendinden geçme durumu.
Enfiye (Arapça): Burundan çekilen bir tütün.
Şayak (Rumca): Kaba dokunmuş, dayanıklı bir çeşit yün kumaş ve bu kumaştan yapılmış elbise.
Canhıraş (Farsça): Yürek parçalayan.
Şuh (Farsça): Neşeli.
Yalım (Türkçe): Alev / Kesici bir aracın keskin yüzü.

7 Beğeni

İvil ivil: İnceden inceye, titizlikle.

fellik fellik: Telaşla oradan oraya koşturarak, telaş ve coşku içinde ve koşarcasına.

5 Beğeni

Işmar : el, göz , kaş ve baş ile birşey anlatmak

3 Beğeni