İzbe (Rusça): Basık, nemli, loş.
Cumba (İtalyanca): Evlerdeki sokağa doğru çıkıntısı olan kafesli bölüm.
Lostromo (İtalyanca): Ticaret gemilerinde tayfaların başı.
Simsar (Arapça): Komisyoncu.
Metruk (Arapça): Kullanılmayan, terk edilmiş.
Sefih (Arapça): Zevk ve eğlenceye düşkün.
Temayül (Arapça): Eğilim, bir tarafa meyletme.
Abad (Farsça): Sonsuz, ebedi.
Sitayiş (Farsça): Övme.
‘‘Stefan Zweig, Virginia Woolf, Ernest Hemingway, Yukio Mişima, Sylvia Plath müntehir yazarlardan sadece birkaçı.’’
Müntehir: İntihar eden, kendini öldüren (kimse).
Nev’i şahsına münhasır: türünün tek örneği
(kendine has veya özel de denilebilir, bazı tuhaf davranışlar sergileyenlere nazikçe böyle bir söylemde bulunulabilir; o kendi halinde tatılır, gibi).
Temettü:Temettü, şirketin dönem içinde elde ettikleri kârdan mevcut ortakların pay alma hakkıdır.
Karkas (Fransızca): Demirli betonla yapılmış yapı. / Kemikli sığır eti. (İlgimi çeken bir kelime oldu. İngilizce carcass gibi direkt kadavra anlamına geldiğini düşünüp bu şekilde kullanılması garip gelmişti, ancak Fransızca kökenliymiş ve İngilizce’dekiyle birebir aynı anlama gelmiyor gibi görünüyor.
Müteşekkil (Arapça): Oluşmuş, meydana gelmiş.
Letafet (Arapça): Hoşluk, incelik.
Feza (Arapça): Gök.
Meşum (Arapça): Uğursuz
Ulvi (Arapça): Yüce, eşsiz / semavi.
Teyakkuz (Arapça): Uyanıklık. / Teyakkuza geçmek: Dikkatli ve tetikte olmak.
Cezir (Arapça): Kök / alçalma.
Elfdiyarı Kralı’nın Kızı’nı okuyorum, ne kadar da çok Arapça kökenli kelime kullanılmış.
Bu başlığa yazmaya başladığımdan beri bilmediğim kelimelere daha çok dikkat eder oldum. Önceden bağlamdan bir şekilde çıkarıp dikkat etmeden devam ediyordum. Şimdi hem anlamlarına hem kökenlerine dikkat ediyorum, bu yüzden gerçekten faydalı bir başlık oldu benim için. Çok teşekkürler böyle bir başlık açtığınız için @Burcu1 .
Rica ederim. Bende her daim kelime avcısı gibi gezdiğim için hem bana hem foruma faydalı olsun diye düşündüm
Tasım: (Eski Türkçe) Doğru kabul edilen iki hükümden üçüncü bir hüküm çıkarma yolu, kıyas.
Doru gövdesi kızıl, bacaklarıyla yelesi kara olan (at).
Zaman Çarkı kitaplarında çok fazla hata olduğu için. Hata sanıp o gözle okuduğum için anlamını unuttuğum kelime.
Sadak içine ok konulan, torba ya da kutu biçiminde kılıf.
Palamar Gemileri iskele, rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın ip.
Süveyda Kalbin ortasındaki gizli günahların saklı olduğu sanılan siyah beneğe, karanlığa denir.
Develenmek Çabuk olmak, acele etmek. Tez olmak, çabucak.
Eşbah Şen şakrak ve girişken kişi.
Çakıldak Olgunlaşmamış meyve.
Ülger Kadife, şeftali gibi meyvelerin üzerinde bulunan ince tüy.
Cula Karga.
Semantik : anlambilim
Obligate: mecbur etmek, gerekli kılmak, borçlandırmak.
Tahkir (Arapça): Aşağılama, onur kırma.
Ricat (Arapça): Vazgeçme. / Geri çekilme (askerlik).
muhayyile : hayal etme gücü
tin : ruh
20 karakter
Enfus: insanın iç dünyası, psikolojik yapısı, ruh alemi.
Kesret: çokluk olma durumu, kalabalık
Semere (Arapça): Yemiş, meyve, ürün. / İstenilen sonuç, verim.
Nesep (Arapça): Soy.
Vakar (Arapça): Ağırbaşlılık.
Zuhur (Arapça): Ortaya çıkma, görünme.
İkrah (Arapça): Tiksinme. / İsteği dışında bir şey yaptırma.
Kerih (Arapça): Tiksindirici.
İstihza (Arapça): Gizli veya kinayeli bir biçimde alay.
Pıtrak (Türkçe): İnsanların kıyafetlerine ya da hayvan kıllarına yapışan bir bitki. / Çok taneli, sık.
Tınaz (Farsça): Yığın. / Ekin tığını.
Fors (İngilizce): Saygınlık. / Gösterişlilik. (İngilizce “force” kelimesinden gelmiş, ilginç.)
Meç (Fransızca): Kısa bir kılıç türü.
Banket (Fransızca): Yamaçtan kayan toprağı yerinde tutmak ve ekilmeye elverişli yer kazanmak için yapılan dar basamak.
Ambivalans(Fransızca/İngilizce): Bir kişi, bir nesne veya bir durumla ilgili olarak zıt duyguların, fikirlerin ve isteklerin aynı anda oluşmasıdır.
Oblast(Slavca): Eyalet, bölge.
Sirkat: hırsızlık
Sirkat i kübra: büyük hırsızlık
Sirkat-i suğra: küçük hırsızlık
İrtifa (Arapça): Yükseklik.
Meskûn (Arapça): İnsanların oturduğu (yer).
Mahfaza (Arapça): Değerli eşyaların saklandığı kutu.
Dulda (Türkçe): Koruma, himaye. / Kuytu yer, siper.
Cangıl (İngilizce, jungle) / Cengel (Farsça): Yoğun bitki örtüsüne sahip ormanlar.
ansımak : anımsamak
Hissikablevuku: Olacakları önceden tahmin etmek.
Meyus: Karamsar, umutsuz, mutsuz.
Tufeyli: Otlakçı, başkasından geçinen.
Mahşer Midillisi: Ortalığı karıştıran kişi.
Gupse: Gönülden olan, candan, sevecen.
Vaveyla: Çığlık, yaygara, feryat.
Hemdem: Arkadaş, yakın dost, sohbet arkadaşı.