Görüşe göre başlığın o kadar da ilgilisi olmamış, ben de müziğin tartışmasız en eski tarzı olan bu tarza örnek bir parça atayım da insanlar tarzımıza hayran kalsın.
Şu forumda hiçbir şey dinlemeyenler de dâhil olmak üzere her türde cemiyet açıldı, sadece pop ve arabesk sevenler cemiyetleri açılmadı ya da ben bulamadım. Aramızda bu türleri dinleyenler ya hiç yok ya da insanlar nedense bu türleri dinlemenin entelektüel görünümlerine zarar vereceğini düşünüyorlar.
Enteresan bir yaklaşım. Açıkçası ben hiç oturup “Acaba pop/arabesk dinleyen var mıdır?” diye hiç düşünmemiştim, yani dinleyene de neden dinliyorsun diyemem. Zira keyif meselesidir bu en nihayetinde. Ancak fikrimce pop müzik de arabesk müzik de dinlemesi pek kolay türler değil. (Kaldı ki Türk Pop müziği de Arabesk tabanlı) Hani Arabesk’e aşina olan bir kulak ancak beğenebilir gibi geliyor bana, hatta doğrudan Arap müziğini dinleyen ben bile açıkçası bir türlü Arabesk’e ısınamıyorum. Yani çoğu kişi de ısınamaz, zira tıpkı klasik müzik dinlerken kendisine özgü takip edilmesi kuralları ve yönleri var. Benim aşina olabileceğim bir tür değil bu yüzden, pek çok kişinin de değil. Ha bir de biraz da “tabulaşmış” olduğunu düşündüğüm için muhtemelen bilen bir kitle içerisinde kapalı kalacaktır arabesk müzik.
Siz açın ben altına döşeyeyim. Üstteki mesaj toplumun büyükçe bir kesimini kendi içinde yok olurlar diye tarzı bir yaklaşımla gelince hafif üzüldüm. Açın, siz açın.
Şu an askerim ve burada Türkiye’nin dört bir yanından insan var. 83 kişilik kendi bölüğüm içinde yabancı müzik dinleyen 8 (ben dahil) kişi var ki bence bu durum mevzubahis grubun büyükşehirli olmasından kaynaklı. Ayrıca bu adamlar da sadece ingilizce pop dinliyor. Biz büyükşehirlerde herşeyi internetten keşfetmeyi farz edinmiş adamlar dışarı bile çıkmadan kimin ne dinlediğini nereden bilebiliriz ki?
Küçük bir bilgi olsun bu; ülke genelinde sadece türkçe olarak yabancı türler kadar çok müzik türü var. Arabesk bunlar arasında en kuvvetlilerinden biri.
Sanırım ifadelerim yetersiz kalmış, ufak bir düzeltme yapmak boynumuzun borcu.
Bilimkurgu ile Arabesk’i hep birbirine benzetirim, zira ikisi de hızlı bir şekilde popülerleşmeyen ancak yerini yıllardan beri sürdüren iki farklı tür. Bilimkurgu sevmek için belli başlı kalıplardan sıyrılabilmek, farklı kurgulara aşina olabilmek ve kaliteli bilimkurguya denk gelmek gerekir. (Henüz amatörce kalabilecek ve henüz pişmediğini gösteren pek çok yazar var zira.) Bu yüzden, bilinirliği ne kadar olursa olsun bilimkurgu her zaman kendi kitlesine hitap edebilen ve pek ön plana çıkamayan alternatif bir tür olarak kaldı. Peki bilimkurgu, kendi kitlesi içerisinde yok olacak diyebilir miyiz?
Arabesk de üzerine filmler çekilecek kadar bilinir olmasına rağmen bilinirliğine oranla daha az dinleniyor. Atıyorum, “Müslüm” filmi izlendiği kadar Müslüm Gürses dinlenmez veyahut hayran edinmez. Hatta entelektüel kesim içerisinde Arabesk dinlemek modayken bile bir türlü yol almadı. Zira Arabesk dinleyebilmek için popüler kültürün kalıplarından sıyrılmak, belli bir müzik kulağına erişmek ve icracısının kalitelisine ulaşmak gerekiyor. Tıpkı Bilimkurgu gibi. Bu yüzden Arabesk dinleyenlerin sayısı ne olursa olsun kapalı bir kitle içerisinde ilerleyecek ve hakkettiğinden daha az takdir edilecektir ancak yok olmayacak hatta fikrimce zamanla saygın bir konuma ulaşacaktır.
Yalnız şöyle bir durum var: Bilimkurgu Türkiye’de hiçbir zaman yeterli popülerliğe ulaşamamışken arabesk günümüzde olmasa da bir dönemler çok popülerdi. 80’ler ve kısmen 90’lar, arabeskin Türkiye’deki müzik piyasasını domine ettiği bir dönemdi.