Hoşunuza Giden Tablolar

Nicolas Poussin - The Empire of Flora (1631)
Bu tabloda Yunan/Roma mitolojisinde çiçeğe dönüşen karakterleri bir arada görüyoruz. Ressam kaynağını Ovidius’un Dönüşümler eserinden alıyor. Resmin merkezinde Roma mitolojisinde çiçeklerin tanrıçası olan Flora var. Gökyüzünde Apollon at arabasında tasvir edilmiş. Soldaki heykel bereket tanrısı Priapos’u simgeliyor. Sağ alt köşedeki çocuk da bu tablodakilerin çoğunun hayatını etkilemiş olan aşk tanrısı Eros.

Tablodaki çiçekler de şunlar:

  1. Resmin en solunda kılıcın üstüne düşen Aias (Ajax) vardır. Troya Savaşı’nda Akhilleus’un ölümünden sonra Aias ile Odysseus, Akhilleus’un zırhı için savaşmışlardır. Odysseus, Athena’nın yardımıyla kaznaınca Aias bunu kendine yediremez ve kendini kılıcının üstüne atarak intihar eder. Akan kanı da mor sümbüle dönüşür.
  2. Aias’ın yanında Narkissos ve Ekho var. Ekho, Narkissos’a aşıktır ama taliplerine yüz vermeyen Narkissos tanrılar tarafından suda gördüğü kendi yansımasına aşık olma cezası alır. Yansımasına ulaşamadığı için de aşkından ölür. Narsisizm sözcüğü de buradan gelir. Narkissos’un öldüğü yerde de nergis çiçeği biter.
  3. Narkissos’un arkasındaki Klytie, gökyüzündeki Apollon’a (Apollon güneşin yani Helios’un fiziksel halini temsil eder.) bakmaktadır. Apollon bir gün Klytie’yi görüp aşık olur ve Olympos’ta beraber yaşamaya başlarlar. Daha sonra Apollon kızdan sıkılınca onu ziyaret bahanesiyle kandırıp yeryüzüne geri getirir. Klytie, Apollon’un dönüşünü göğe bakarak bekler. Sonunda gerçeği öğrenen Klytie mutsuzluğuyla ölür gider ve güneşe bakmasıyla bilinen ayçiçeğine (sunflower) dönüşür.
  4. En sağda önünde iki av köpeği ve elinde mızrakla duran, Aphrodite’nin sevgilisi Adonis’tir. Bir gün yaban domuzu avlarken ölür ve Aphrodite akan kanını anemon çiçeğine dönüştürür.
  5. Adonis’in solundaki Hyakinthos’tur. Apollon ve Zephyros bu gence aşıktır. Hykinthos, Apollon ile beraber disk atma oyunu oynarken kıskanç Zephyros rüzgarlarıyla diskin yönünü değiştirir ve Hyakinthos’un ölümüne neden olur. Bu duruma çok üzülen Apollon ölen genci bir sümbüle dönüştürür.
  6. Bu ikilinin altındaki çift ise Krokus ve peri Smilax’tır. Krokus, Smilax’ı sevmediği için tanrılar tarafından çiğdem çiçeğine dönüştürülür. Ardından da Smilax gündüz sefası çiçeğine dönüştürülür. Bu mitin farklı bir versiyonu Hyakinthos ile Apollon’un hikayesine benzer. Onda da Hermes, Krokus’a aşıktır ve yine bir disk atma oyununda Krokus ölür. Hermes de onu çiğdem çiçeğine dönüştürür.

Kaynak hafızam ve şu site. :joy:

11 Beğeni

Yazdıklarınızdan sonra küçük bir araştırma yapayım dedim.

Caravaggio - Narcissus

John William Waterhouse - Echo and Narcissus

Pan, Yunan mitolojisinde yarı keçi – yarı insan görünümlü bir tanrı. ‘Çobanların Tanrısı’ olarak da bilinir. Şehvet ve cinsellik düşkünü bir karakterdir. Çirkin görünümde bir karakter olduğu için insanları korkutmayı çok sevdiği söylenir. Günümüzde oldukça sık kullandığımız ‘panik’ sözcüğünün kökeninin buradan geldiğine dair de rivayetler söz konusudur.
Pan bir gün gezerken çok güzel bir kız görür. Bu kız peri kızı Echo’dur. Echo’nun peşine düşerek onu yakalamaya çalışır. Ancak Echo Pan’a karşılık vermez ve ondan kaçar. Echo’nun yaşadığı ormana güçlü ve yakışıklı Narcissus geldiği anda, Echo bu genç avcıya ilk görüşte aşık olur. Ama aşkına karşılık bulamayınca içten içe, günden güne eriyerek ölür. Vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise günümüzde ‘eko’ olarak adlandırdığımız yankılara dönüşür.
Echo’nun bu durumuna üzülen Olimpos dağındaki tanrılar, Narcissus’u kendi görüntüsüyle cezalandırmaya karar vermişler. Günlerden bir gün Narcissus nehir kenarına bitkin bir şekilde gelip su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzünü, güzelliğini görmüş ve kendisine hayran kalmış; o zamana dek kimseyi sevmediği kadar kendini beğenmiştir. Kendine o kadar aşık olmuştur ki yemeden içmeden kesilmiştir. Bu seyirden kendisini bir türlü alamayan Narcissus gitgide hissizleşip, dünya yaşamına gözlerini yumar ve bulunduğu yere kök salarak açılmış bir çiçeğe dönüşür. Bu güzellik onun sonu olur. Narcissus’un ölümünü haber alanlar her ne kadar arasalar da onun bedenini hiçbir yerde bulamamışlar. Sonradan fark etmişler ki onun öldüğü yerde o zamana dek görülmeyen bir çiçek açmış. Bu çiçeğin günümüzde Nergis çiçeği olduğu ve Narcissus ‘un ölümünden sonra onun hatırası olarak ortaya çıktığı rivayet edilir.

Kaynak; Burası

5 Beğeni

La Ronde Des Farfadets (Farfadetlerin Dansı) - David Ryckaert III, 17.yüzyıl.

Farfadetler, Fransız folklorunun yaratıklarıdır. Küçük (bazıları yarım metre boyunda), buruşuk ve kahverengi tenli olarak tanımlanırlar; genellikle yırtık pırtık kahverengi giysiler giyerler veya çıplak kalırlar. Farfadetler, eğlenceli ve bazen yaramaz olsalar da, kötü niyetli olmaktan çok yardımcı oldukları söylenir. Atlara bakım yapmayı veya yelelerine elebaşı örmeyi severler. Çoğunlukla ormanlık alanlarda yaşarlar ancak bazen komşu bir çiftliğe bağlanabilirler ve geceleri kapı eşiğine bırakılan bir kase süt veya krema karşılığında tarlalarda tuhaf görevleri tamamlarlar. Ancak çok fazla nezaket onları korkutabilir, örneğin dışarıya onlar için yeni kıyafetler bırakmak gibi.

11 Beğeni

Beklan Kızılçay’a ait eserler;

Fil Merdiveni:

Uzayda Sörf:

Jenerasyon:

Daha fazlasına erişebilmeniz adına; https://www.beklankizilcay.com/

8 Beğeni

En alttaki tablo (Jenerasyon) aklıma bir filmi getirdi. Yuvarlak bir dünya vardı, yerçekimi farklı işliyordu. Üst ve alt dünya diye ayrılan iki eksende iki ayrı (fakir ve zengin) çocuğun başından geçenleri izliyorduk. Sanırım böyleydi, ismini hatırlamıyorum.

Upside Down, olabilir mi acaba?

1 Beğeni

Evet, oymuş. Tablonun fikriyle alakasız ancak aklıma gelen ilk şeydi. Bilgilendirme için teşekkürler.

Perspektif olarak benzer, siz söyledikten sonra bende benzediğini fark etmiş oldum, görsel hafızanın gücü :slight_smile: rica ederim.

1 Beğeni


Stanislav Brusilov -1976

10 Beğeni

Böyle resim mi olur berklan gitsin simit satsın :slight_smile:

Beklan bey, şimdilik piyasa araştırması yapmakta :slight_smile:

:slight_smile:

1 Beğeni

The boy filmindeki Brahms değil mi şu?? Ben benzetiyor da olabilirim tabi ama. Bu tablodan mı esinlenildi acaba? Eğer öyleyse filme olan hayranlığım iki katına çıkacak çünkü


Horace Pippin / John Brown Going to His Hanging, 1942

Tarihsel anlamı olan bu sahnenin sanatçıyla kişisel bir bağlantısı bulunmaktadır. Horace Pippin’in en ünlü resimlerinden olan bu eser, Amerikan tarihindeki önemli figürlerden olan John Brown’u halk önündeki idamına giderken göstermektedir.

Aileden aktarılanlara göre Pippin’in büyükannesi, John Brown’un asılma töreninde orada bulunuyordu. Açık mavi renk elbisesi ile tek siyahi figür olarak büyükannesini resme dahil eden Pippin, Brown’un fikir mirasına olan şahsi bağına dikkat çekmektedir. Vagona yüzünü dönmüş olan izleyicilerin aksine büyükanne bu manzaraya seyirci olmayı reddeder şekilde öbür tarafa dönerek, kaşları çatık halde seyirciye bakmaktadır.

5 Beğeni

Andrew Wyeth - The Witching Hour

10 Beğeni

Bedri Rahmi Eyüboğlu (1911 – 1975)

5 Beğeni

Rob Gonsalves’e ait eserler;

Water Dancers / Carved In Stone:

Acrobatic Engineering:

Woodland Arena:

Flight Plan:

Kesinlikle görülmeye değer eserler için; Rob Gonsalves'in Zihinleri Zorlayan 26 Resmi

17 Beğeni


Bilmiyorum, benim hoşuma gidiyor.

12 Beğeni

Ivan Aivazovsky


Battle of Sinop


Golden Horn

William Bradford


Ice Dwellers Watching The Invaders

Hermann David Salomon Corrodi


Caravan in a Sandstorm

Thomas Moran


Dusk Wings

17 Beğeni


Edvard Munch - Aynaya Bakan Kadın

2 Beğeni