Kimsenin yazmamış olduğuna şaşırmadan Oblivion ve Skyrim diyorum. Şaşırmamamın nedeni, benim Tamriel’i aşırı benimseyişim yüzünden bilgisayarımın olmadığı son 3 senedir zaman zaman sıla hasreti çektiren çok özel bir burukluk yaşatması. Belki anlarsınız beni; hiçbir zaman sevemedim tesadüfler sonucu hapsedildiğim burasını ve Tamriel de ihtiyacım olan alternatif realitem oldu. Gözümde tütüyor resmen.
Net bir şekilde The Last Of Us diyebilirim.
Bu sahne ile tavan yapmıştır zira duygular,
O baba kız ilişkisinin filizlenerek gelişmesi ve başta umrunda olmayan küçük bir kız için her şeyi yapabilecek bir anti kahraman konumuna gelmesi bile trajedisini arttırıyor hikayenin.
TWD hikaye serisi. AC ilk üç oyunu. Bioshock serisi.
Dear Eshter, What Remains of Edith Finch, Spec Ops The Line, Rakuen, The Vanishing of Ethan Carter, The Last of Us…
Özellikle şu yürüme simülasyonu dediklerimizin başta gelenlerinden Dear Esther’e bir şans verin derim. Oyunun müzikleri hala bilgisayarımın bir köşesinde durmakta.
Aklıma gelen ne varsa yazılmış. Okudum, katıldım, çıkıyorum. Görüşürüz.
Gerçekten çok özel bir hikaye
Darkness II
Bir oyunun hikayeye sahip olabileceğini ilk kez bu oyunda öğrenmiştim ve iki kelime ingilizcem olduğu için sadece gördüklerimi yorumlayarak çok üzülmüştüm. Akıl hastanesi sahnesinde kriz geçiriyordum. Hala çok severim. Bilgisayar bulursam kesinlikle oynamak isterim.
Jenny ile kalmayı tercih ettiğinde konulan slow dans sekansı sırasında yazıların akması muazzamdı cidden.
Kontrolleri, evreni, karakterlerinden bu kadar zevk aldığım oyunlardan birisi kesinlikle.
Jackie Estacado’yu unutmayacağız…
İçeriğiyle değil ama MW 2 de Shephard’ın ihanetinden çok etkilenmiştim. 10 yıl oldu herhalde oynayalı ama anımsayınca hala o sahne etkiler beni.
Gözüne bıçak saplansın Shephard.
Heavy Rain müziği candır
Oynayalı 8-10 sene filan oldu ama devamı çıkmalı şeklinde kalmıştı aklımda. Neden çıkmadı acaba?