Umarım yakalarsınız bu fırsatı. Bugün beraber sohbet etme fırsatımız oldu, güzel haberler alındı. Spontane bir buluşma gerçekleşti. 
Bu arada serinin diğer 2 kitabı Ekim ayına kalmış. Takip edenlerin bilgisine.
1 Beğeni
Teşekkürler, dilerim tanışma şansımız olur.
Kitaplar için de Ağustos diyordu ama pandemi etkiledi demek ki. Olsun, çıksın da Ekim olsun 
2 Beğeni
Gidip kendi kendime kitap imzalayayım bari… Başka türlü bu kıskançlıkla baş edemem. (Bir tane bile mi olmaz be diyerek başlıktan ayrılıyor.)
3 Beğeni
Benim yok galiba, şu an aklıma gelmedi 
ama ablamın var. Öğretmeni tarafından yazılmış bir not. Azerbaycanca. Resmini atayımmı ki?
küçük şehirde yaşamayı sevsem de sosyal etkinlikler sıkıntı oluyor 
bir tek bu var. ortaokulda katıldığım hikaye yarışmasının ödüllerindendi
1 Beğeni
3 Beğeni
Değerli bir kişinin aldığı hediyeyi kendisi notlayıp imzalaması dışında bir anlam veremiyorum ben bu yazar çevirmen vs şahsa hususi imzalatma işine.
1 Beğeni
Eskiden ünlülerden imzalı fotoğraf istenirdi 80’lerde, 90’larda 
Yazar arkadaşım, dostum olsa ve imzalayıp not yazıp kendisi hediye etse degerli olur benim için.
Onun dışında ünlülerle fotoğraf çekilmekten farksız geliyor bana. Sıraya girip binlerce kişiden birisi olup kitap imzalatmak. Ahmet Ümit mesela artık imza dahi atmıyor kaşe yaptırmış onu basıyor Gerçi o kadar sıra bekledikten sonra o imza veya kaşe insan için değerli olur ister istemez. Psikolojik biraz.
En azından sosyalleşme ve muhabbet için bahane oluyor
1 Beğeni
Evet son kısım hariç yazdıklarınıza katılıyorum. O tip bir sosyalleşme, saygı duyarım da bence tamamen şekilcilikten başka bir şey değil.
Sonuçta o imza bana özel değil, benden başka 65847 kişinin daha kitabına atılmış olacak.
Evet ama 7.799.934.152 kişide de bu imza olmayacak. Bence hiç fena sayılmaz 
1 Beğeni
Olsun bence yinede özel hissettirmiyor 
Sürekli etkinlik yapan, yılda 5000 kitap imzalayan yazarların imzası da bir şekilde değerli tabi benim için ama bu zamana kadar hiç imza etkinliği yapmamış İhsan Oktay ANAR’ın imzalı kitabının kütüphanemde olması benim için paha biçilemez.
Yazar kitabını tamamlar. Okuyucu okumasını tamamlar. İkisi karşı karşıya gelir. Düşünceler, sorular, fikirler görüşülür ve ilişki böylelikle tamamlanmış olur. Ben biraz da bu yüzden imzanın değerli olduğunu düşünüyorum.
3 Beğeni
Her imzalayan öyle değil. Hakan Günday ile Kayseri Fuarı’nda yaklaşık 30 dakika muhabbet etmiştim, harika bir insan olduğunu gördüm mesela. Ya da Şükrü Erbaş ile aynı fuarda tanıştım. ReWhat ile kedi muhabbeti çevirdim misal. Her yazar için geçerli değildir belki ama bence bazı yazarlarla tanışmak harika bir duygu.
Mesela Muazzez İlmiye Çiğ ile fotoğrafım olsun diye neler vermezdim. Mesele bence hayranlığın derecesi.PKD yaşasa ve Tüyap’a gelse mesela uçak biletini 5 dakika içinde alırım. Terry Goodkind gelse ama mesela gitmem bile.
2 Beğeni
Kesinlikle katılıyorum. Hatta siz sohbet açmasanız bile Hakan Günday sizi konuşmaya iten bir şeyler bulup soruyor. Misal “sen de yazıyor musun” gibi.
Şükrü Erbaş’ın fuar imzalarında da kaç sefer yannda yardımcı olarak durduğumu hatırlamıyorum. Özellikle Haydar Ergülen ile birlikte imza veriyorsa ortaya inanılmaz keyifli muhabbetler çıkıyor.
1 Beğeni
Tabi bu işin farklı bir boyutu. Aşağı yukarı bahsettiğim şeye farklı bir yoldan yay çizerek kıyısından bir tutam geliyor.
Sonuçta eser bir durumda olsa sıcak bir iletişim kurup, kendinizde yer veriyorsunuz kişiye.
Farklı bir çatıda spontane tanışıp konuşup bir değer yüklemeden ver imzalayım diyene bile vermem ben şahsen ne münasebet deyip.
Benim bir kaç yüz kadar imzalı kitabım var, hiç imza kuyruğuna girmedim. Sahaflardan başkalarına imzalatılmışları aldım.
Sıra beklemekten daha pratik geldi. Bazı yazarlar ölü olunca zaten imzasının manevi değeri oluyor. Ama sahaflar imzalı kitap alır mı ? Almayabilirim diyorlar. Peki 1000 liraya sattığın imzayı 200e alır mısın diye sorduğumda bana alabilirim almayabilirim o anki havama bağlı sözü söylendi. Bence imzalı kitaplarınızı sahaflara satmayın, bir depoya atın belki torunlarınız sebeplenir. Elbette 30-40 lı yıllardan imzasının değeri hiç olmayan, adı sanı duyulmamış yazarlarda var
Yarı ünlü bir yazar, bildiğim kadarıyla olgunlaşacak ve imzası 10TL değil 50-200TL arasına çıkabilecek; eğer iyi giderse.
Yaşar Nuri eskiden tarikatçıymış. Daha sonra hidayete erip müslüman olmuş tarikatlara karşı sürekli gazadaydı, düşmanları onuyaşarken hep kötüledi. Öldükten sonra da adını andırmayarak değerini düşüreceklerini sanıyorlar. Aynı Ahmed Midhat’ın başına geldiği gibi. Kitaplarının çoğunun yeni baskısı yok. Bir kaç kitabı ise tükenmediğinden halen satışta. Bu bana acıklı gelse bile yüz yıl sonra 20. yüzyılın en büyük Türk İslam, dünya çapında en önemli üç dört İslam bilgesinden biri olarak anılacağını düşünüyorum.
Ruhu Şad olsun. Allah günahlarını bağışlasın amin.
3 Beğeni
Karşıyaka’da bir ara sokakta yemek yerken İhsan Oktay Anar yan masaya oturdu. Daha siparişini vermeden fırladım eve kitabını aldım geri gittim mekana. İhsan Hocam dedim kusura bakmayın bölüyorum kitaplarınızı severek okuyorum. Bir imza rica edebilir miyim dedim. Elimde Puslu Kıtalar Atlasının 20.yıl özel baskısı var. Tabi dedi ayağa kalktı elimi yıkayayım geleyim dedi. Eşiyle balık yiyordu. Utandım hiç dikkat etmeden yemeğini bölmüşüm. Masaya davet ettiler ama utancımdan oturamadım imzalatıp evin yolunu tuttum. Böyle bir anımdı. Eve geçince resmini ekleyeyim.
Ek:
15 Beğeni
Ne kadar güzel bir anı. Bende de Puslu Kıtalar Atlası’nın roman baskısı ve ciltli çizgi roman baskısı vardı, onları imzalatmıştım. Müthiş bir naiflik ve kibarlıkla karşılaşmıştım ben de sizin gibi. Bildiğim kadarı ile evleri de Karşıyaka’da.
3 Beğeni
