İnceleme: David Eddings - Belgariad Serisi : Aldur Taşı'nın İzinde

Üniversiteye hazırlanırken yurtta kalıyordum ders çalışamadığım için. Oda arkadaşım önermişti hiç fantastik okumadığımı duyunca. Okuduğum ilk fantastik seridir ve bende yeri çok ayrıdır. Tamam yazarın epik bir seri yaratma derdi yoktu, bunu kendi de dile getiriyor. O yüzden Yüzüklerin Efendisi ile vs. kıyaslamak yanlış olur, ki Yüzüklerin Efendisi de aşık olduğum bir seridir.

David abimizin kafasında bir kurgu var, amacı okumayı sevdirmek, bunu da hikaye anlatıcılığını çok iyi bir şekilde yaparak başarıyor zaten. Fantastik edebiyata aşık olmamı sağlayan bu noktada kendisidir çünkü.

Seriyi ilk okuduğumda kitaplar arkadaşımın olduğu için okuduktan sonra geri vermiştim. Aradan neredeyse 14-15 yıl geçti, geçen aylarda aklıma geldi durduk yere. Hemen Belgariad ile Malloryon’u aldım tabii ki. :smiley: Belgariad’ı ve hemen arkasından da Malloryon’u okudum. İşin kötü yanı, 10 kitabı çok hızlı tükettiğim için son kitaptan sonra ciddi bir boşluğa düşmüştüm.

Garion’un şaşkınlıklarını, İpek’in şaklabanlıklarını, Belgarath’ı ve tabii ki Polgara’yı (canım benim :heart_eyes:), aralarındaki bağı, kendimi onların bir parçası olarak görmeyi o kadar çok özlemişim ki onu fark etmiştim. Hatta Malloryon’u okurken şu dikkatimi çekmişti, olay örgüsü ilk beşliyle neredeyse aynıydı. Birkaç sayfa sonra da yazarın Garion’un ağzından Belgarath’a bunu söyleyip yazarın bu durumla dalga geçmesi gülme krizine girmeme neden olmuştu. :smiley:

Ama ek kitapları temin de edemedim, okuyamadım da henüz. En kısa zamanda Türkçe ya da İngilizce olarak mutlaka alıp okuyacağım.

Velhasıl, incelemeyi görünce keyifle okudum, teşekkür ederim @Agape abla.

4 Beğeni