İngilizceyi Geliştirme Yolları

Dizi/filmleri orijinal dilinde ingilizce altyazili olarak izlemeni oneririm.

2 Beğeni

İDE öğrencisi değilim fakat İngilizceyi bildiğini düşünen ve şu an öğrenmeye başladığı İspanyolcada da bunları uygulamaya çalışan birisi olarak dil öğrenme hakkında kendi yaptıklarımı yazabilirim. (Tarihçiyim, master yapıyorum ve okuduğum, yazdığım makaleler vs. genelde İngilizce olmak zorunda) Herkeste çalışmayabilir bu yaptıklarım ama bende olmuşlardı :slight_smile:
1- İngilizce altyazılı film izlemek. Evet Türkçe altyazıyla önce bir taban oluşturdum. Küçük yaşta başlamanın da faydası olmuştur tabii fakat yine de öğrenmek isteyene hiçbir şey geç değildir. Önce Türkçe izlemeye başladım. Zamanla hayatıma internet girdi ve İngilizce altyazıya başladım. Şimdiki gibi Netflix güzelliği de yok. Kaç saat İngilizce altyazı aradığım olurdu :confused: O an ne dediğini anlayıp anlamamak mühim değil. Beyin onu bir şekilde tamamlıyor. Bazen de bilmediğim kelimeleri not alır bölüm bittikten sonra sözlükten bakardım. O zaman bile oturuyordu.

2- Kendi sesimi kaydediyordum. Bu aksan geliştirmek için hala yaptığım bir şeydir. Herkes mükemmel konuşmak zorunda değil ama yine de anlaşılabilir olduğumdan emin olmak için sesimi kaydederdim. İlk başlarda tuhaf geliyordu. Sanki konuşurken Queen Elizabethmişim de dinlerken are you cola diyen elemanmışım gibi geliyordu. :joy::joy: Dert değil zamanla geçiyor. İnsan kendini duyunca gerçekten sağlam aksan ediniyor. Hatta İngiliz arkadaşlarımdan aksanı hakkında övgü bile almışımdır. Ha övgü önemli değil ama başardığını görmek önemli.

3- BBC gibi kanallar hep bir kenarda açık dursun. (BBC World spikerinden falan değil ama gerçek İngiliz birinden dinleyin. ) Duymak benim için öğrenmede her şey gibi bir şeydir. Elbette her insanın öğrenme stili farklıdır lakin eğer siz de benim gibi duyarak öğrenmeye meyilliyseniz kesinlikle o İngilizce kanal orada bir yerlerde açık dursun. Kulaklık demiyorum, o bir süre sonra boğucu olabilir. Sanki iç mekan sesiymiş gibi, farkında olmadan duyulan İngilizce bana çok şey katmıştı. Bilinçaltı inanılmaz bir kayıt cihazı.

4- Yabancı arkadaş edinmek. Evet bu bir tık zor olabilir. En azından eskiden öyleydi ama bugünlerde daha kolay. Elinizin altında internet var. Yazın gitsin yabancı insanlara. Mümkünse İngiliz ya da Amerikan olmalarına özen gösterin çünkü hedefiniz olan dilin inceliklerini ancak anadili o dil olan birinden öğrenebilirsiniz. Çekinmeyin, siz öğrencisiniz ve o insanlar zaten ama dillerinin başkaları tarafından hatalarla dolu konuşulmasına o kadar alışıklar ki benim tanıştığım herkes canla başla yardım etmeye çalıştı hep. Kimse de sizle dalga geçmez. Herkes yardım eder.

5- İngilizce şarkı dinlemek, dinlerken de lyrics okumak. Şarkı sözlerini elinize alın ve şarkı ne kadar saçma da olsa dinleyin ve söyleyin o şarkıyı. Biraz tuhaf gelebilir ama özellikle rap tarzı şarkılar dilin dönmesini hızlandırıyor.

6- İngilizce metinleri sesli okumak. Bu madde bana gramerde çok yardım etti. Özellikle takıları sesli okuyarak öğrendim. Diyelim ki ‘I am going to’ diyeceğim ve oraya to mu yoksa (atıyorum) at mi geleceğini çözemedim. O an kulağıma yaptığım sesli okumalar geliyor ve ‘to’ oraya otomatik yerleşmiş oluyor.

7- Türkçesini okuduğunuz ve çok sevdiğiniz, anadili İngilizce olan bir kitabı ingilizcesinden okumak. Mesela ben Harry Potter serisini bir de ingilizcelerinden okudum. Kutluhan Kutlu ve Sevim Okyay o kadar güzel çevirmişler ki gözüme bir an bile bu da neden böyle çevrilmiş diye bir şey takılmamıştı :joy: fakat bir arkadaşım Buz ve Ateşin Şarkısı serisini ingilizcesinden de okuyunca İngilizcesinin ne kadar mükemmel olduğunu ve ona inanılmaz kelimeler öğrettiğini söylemişti. Çoook fayda sağlıyor.

8- Gün içinde kendi kendine İngilizce konuşmak. İç sesinizin translate tuşuna basın ve İngilizce konuşun kendinizle. Gece yatmadan önceki iç hesaplaşmanızı İngilizce yapın mesela​:joy::joy: Komik gelebilir biliyorum ama kedinizle köpeğinizle İngilizce konuşun.

Şimdilik aklıma gelen ve kendi uyguladığım yöntemler bunlar. Bir de dil hep geliştirilmesi gereken bir şey tabii. Mesela hala Benedict Cumberbatch’in o hızlı hızlı konuşmasını altyazısız izlerken anlamakta zorlanabiliyorum. Ha ama inşaallah o da geçecek. :joy: Herkese çok sevgiler.

13 Beğeni

Yazmak istediğim her şeyi yazmışsınız neredeyse ama BBC radyosu dinlemek iyi bir fikir gibi geldi yarın deneyeceğim onu da. Gerçi ama zaten her şeyi İngilizce kaynaklardan dinliyorum onu günlük hayatta nereye sıkıştırabilirim acaba.

1 Beğeni

Arkadaşlar 1 yil boyunca hazırlik görsem ingilizce öğrenirmiyim? Korkunç bir hata yapip gideceğim bölümü ingilizce olarak yazdım.

Peki niye İngilizce yazdın?

Yukarıda sayfalarca kişinin İngilizce (ya da genel olarak dil) hakimiyetini nasıl geliştirebileceğini anlatmışız, bir göz atın bence…

Herkesin söylediği ortak nokta dile maruz kalmak gerekliliği. Kısaca eğer bir sene sadece okula gidip gelmek niyetindeyseniz hayır, öğrenmezsiniz. Eğer bir senenizi dile adamaya karar verdiyseniz, o dile mümkün olduğunca maruz kalırsanız en azından okuldan rahatlıkla mezun olacak dil yeterliliğini (muhtemelen çok daha fazlasını) edinebilirsiniz.

4 Beğeni

Anlaşılan ben bir yilimi ingilizceye adayayım. Bende ne güzle lise bitti full gezerim diyordum☺

@AeroKnight-sama sanırim avantajlari yüzünden. Daha kolya iş bulma filan. Ancak birden her dersi 5 yıl boyunca her dersi ingilizce göreceğim aklıma gelince biraz ürktüm. Ya 1. Sınıfta anlatılan hiçbir seyi anlamazsam…

Donanımhaber’de okudun sanırım? Gerçi ne DH’si Türkiye’nin genel zihniyeti bu.

Acaba hep birilerine sataşmak zorundamısınız?

1 Beğeni

Eğer ingilizce bölüm okuyacaksan ilk önce zorunlu hazırlık sınıfı okuyacaksın. İstersen direkt bölüme geçmek için sınava girebilirsin ama bunda da ingilizcenin yeterli olduğunu kanıtlaman lazım ki ingilizce bilmiyorsan böyle bir ihtimal yok. O yüzden o bir sene hazırlığı okuyacaksın, o bir sene kurlara bölünmüş olacak her kuru başarıyla tamamlaman gerekecek. Haliyle öğrenmediğin takdirde bölüme geçemeyeceksin. Geçemezsen tekrar hazırlık okursun, tekrar geçemezsen türkçe bir bölüme geçmeni isterler kayıdın silinir. Yani bölüme geçtiğinde anlamama gibi bir lüksün yok, zaten öğrenmediğin takdirde bölüme geçemezsin.

1 Beğeni

Sataşmadım ki. Bahsettiğiniz şeyler üniversiteyle alakası olmayan şeyler. İşin özü bu değil. Üniversiteler meslek edindirme yerleri değil bir kere. Bunları bize aşılayan eski nesillerden kurtulun önce.

5 Beğeni

Çok iyi anladım.

@AeroKnight-sama ben yanlıs anlamışım pardon.

1 Beğeni

Benimde bir tavsiyem olacak sözlük olarak ingilizce-ingilizce kullanın. Herkeste mobil net var. Longman indirin. Oradan bir kelimeyi açıklamasını görerek ögrenin. Örneğin ‘emerge’ kelimesini sadece türkce sözlükte bakıldığında meydana cıkmak, belirmek vs yazar. Bu kolay unutulur ve meydana cıkmaktan ne kastediyor? Ama longmana yazdığınızda ‘to appear or come out from somewhere’ şeklinde ögrenilirse kafada canlanması çok daha kolay. Bir diğer güzel tarafı çok fazla örnek cümle oluyor, pekişmesi kolaylaşıyor.

Yukardaki arkadaşlara tamamiyle katılıyorum. Dile maruz kalmak şart. Hangi dili ögreniyorsanız o dilde düşünmeniz gerekiyor. Türkçe düşünüp ingilizce ögrenmeye çalışmak hatalı olur. Kafanızda oluşan şeyde ingilizce olmalı. Türkçeyi neden akıcı, saniyesinde konuşabiliyoruz yada okuyup anında anlayabiliyoruz çünkü düşündüğümüz ile dilimizin söylediği aynı frekanstan.

7 Beğeni

Özne + Yüklem + Nesne yapısını öğrendikten sonra grameri çözersiniz.

Kelime ve phrase öğrenmek için bol bol okumak lazım. İlgi alanınızın konuşulduğu yabancı bir platform bulup orayı takip edin veya reddit’te gezinin.

4 Beğeni

Aslında ingilizcem pek fena değil ama bu aralar daha da iyileştirmeye ihtiyacım var.
https://forum.kayiprihtim.com/t/yarisa-nasil-hazirlanabilirim/21223?u=hermione8granger

https://edusynch.com/english-cefr-level-testing

Bu karantina günlerinde 31 Nisan’a kadar bedava erişime açılmış bir İngilizce eğitim platformu. İngilizce çalışanların bilgisine.

4 Beğeni

“Language Learning with Netflix” adında bir tarayıcı eklentisi mevcut. Birbirine bitişik Türkçe-İngilizce alt yazı mevcut, bilmediğin kelimelere bakabiliyorsun tıklayıp.

Bana faydası oldu, gerçi biraz obsesifim ama. Öneririm.

Tabii sadece Netflix’de kullanılabiliyor.

2 Beğeni

B2 seviyelerinde ilerledikten sonra yerimde saydığımı fark ettim ve ciddi ingilizce roman okumaları yapmaya başladım. Ama daha en başından sıkmaya başladı ben de çareyi ingilizce çizgi roman okumakta buldum. Hem daha kolay okuyabiliyorum hem de bir şeyler öğrenebildiğimi hissediyorum. Türkçe çevirisi azlığından okuyamıyordum zaten. Bakalım şimdilik iyi gidiyor. Bu şekilde ingilizcesini geliştirenler varsa öğrenmek motivasyon olur, geliştirmek isteyenler için de güzel bir yol olabileceğini düşünüyorum.

2 Beğeni

Mr. Robot, Westworld gibi anlaşılması zor, kafa çalıştıran dizileri Türkçe altyazıyla izleyin ama Klon Savaşları gibi çerez dizileri İngilizce altyazı ile izlemek baya iyi geliyor. B2 seviyesindeyim ve tekrar akıcı konuşmaya başladım. Cosmos gibi belgeselleri de İngilizce altyazı ile tüketin çünkü zaten yavaş ilerliyor yavaş konuşuyor hethangi bir diziye göre, yakalayamama gibi bir sıkıntınız olmaz.

Bu dizi izleme olayı benim için daha çok kelime haznesini artırmak ve telaffuz ile duyduğunu anlayabilmek için işe yarıyor.

2 Beğeni

Bir yol söylüyorum. Tekrar. Evet, tekrar etmek:) Öğrendiğiniz şeyi bol bol tekrar edin. Atıyorum, bir günde 5-6 farklı, sıkıcı metin okumaktansa, genelini anlayabildiğiniz, keyifle okuduğunuz aynı metni defalarca okumanız bence daha yararlı. Dinlediğiniz ve okuduğunuz şeyi anlayabildiğinizden emin olun, yoksa pek bir faydası olmaz. Yani kulak dolgunluğu için anlamasanız da dinleyin denir ama herkes o kadar sabırlı değildir. Bol bol dinleyin ama. Türkçesini sular seller gibi bildiğiniz bir kitabı öğrendiğiniz dilden okuyup dinleyin, çok faydası oluyor. Gelelim konuşma kısmına. Kötü haber: Konuşma pratiği olmadan asla doğru düzgün konuşamazsınız. Onu ne yapıp edip ayarlamak gerekiyor.

Bir dili geliştirmek, o dili hayatınıza ne kadar dahil ettiğinizle ilgili bir şeydir bence. İngilizce ya da bir başka dil, neyi seçmişseniz onu hayatınızın her gününe monte etmeniz gerekecek. Geliştirmenin en iyi yolu bu. Esaslı bir karar lazım yani. Bir de anadiliniz olmayan bir dili öğrenmeniz ömür boyu devam edecek bir süreçtir. Olaya böyle bakıp adım adım öğrendiklerinizle mutlu ve tatmin olmayı bilmek lazım. Ufak ufak hep ileriye taşımak lazım bilgiyi.

Özellikle Avrupa dilleri için internet bir cennet. Hiç uzağa gitmeyeceğim, Youtube bile çok faydalı.

4 Beğeni