İş Yerinde Kitap Oku (yama) mak

Adam gelir; Çay-Simit alır konar koltuğuna, açar Tmt Spor, B Spor, MTV spor’unu yapar kahvaltısını tık yok… Kemiksiz 1-2 saat…

Madam gelir; Süperbox kahvesi, ponçik sandiviçi, Fado pastanelerinden mekiği… Elinde teli …Açar Fetflixi sezon sezon dizisi tık yok… En az 1-2 saat günde 3 öğün…

Adam yahut Madam fark etmez; doğal hakkıdır günde 5 kez terasta sigarası,bahçede kahvesi…

Hiç fark etmez; markete gideni, beş dakika çıkanı, bir yere yetişeni, salısı cuması göklerdeki yüce babası…

Tık yok…

Şöyle çekine çekine, köşeden kıyıdan yahut bir çantadan çıkarıyorum da o iki yaprak arasını aralıyorum işte o anda bütün dünya çöküyor başıma ve “BURASI KİTAP OKUMA YERİ Mİ” oluyor ya,

Hayret yav…

27 Beğeni

Trendyol bizim kuruma özel kurye aldı işe. Her gün gelen turuncu poşetlerin, kolilerin haddi hesabı yok. Tabi onların site üzerinden seçimi günde 2 saat , 3 saat. Aslında bizim için de her ne kadar karşı olsam da bi reader çözüm olabilir.

2 Beğeni

Abicim öyle diyen bir adamın ağzının hakkını verirsen böyle bir şey diyebilir mi ya? Medeni bir insan olup kavgadan ve şiddetten uzak durmaya çalışıyorum ama yok abi Türkiye’de mümkün değil. Gerçi Avusturya’da da aynı durumla karşılaşmıştım.

1 Beğeni

Kitap okuyanlar genelde kişilerin gözüne batar. Boş iş olarak görülür ya da iş dışı bir aktivite. Herkesin ekrana baktığı bir ortamda sizin kitaba bakmanız o anda sırıtır çünkü gözünüzün ekranda olması beklenmektedir. Gözünüz ekranda olduğu sürece çok da sorun yaşamazsınız çünkü sizden beklenen budur. O yüzden kitabınızı bilgisayardan okumayı deneyin bir de. Bakalım ne oluyor.

8 Beğeni

"Burası kitap okuma yeri mi?"den öte, kitap okuyan insanla ısrarla iletişime girmek gibi bir hata içindeyiz.

Bu ofiste de böyle, öğretmenler odasında da böyle, okul sıralarında da. Benim ofiste yaşadıklarımın birebir aynısını öğretmen arkadaşım öğretmenler odasında yaşıyor. Beyaz yaka da, eğitimci de aynı. O kadar temel bir noktada eksiğiz ki…

Bana şu ana dek kitap okuduğum yere dair bir laf gelmedi, ancak okul hayatımdaki teneffüslerden ofisteki molalarıma kadar yakamdan düşmeyen başka bir soru var: “Ne okuyorsun?”

Zıkkımın kökünü okuyorum, rahatladınız mı? Eğilip kitabın kapağına bakanlar mı (kişisel alana müdahalenin ta kendisi), okumanızı bölüp konusunu anlattırmaya çalışanlar mı dersiniz. İlle kitap okuyan insan bölünmeli ve onunla iletişim kurulmalıdır. Çünkü kişisel alan nediri bilmiyoruz. Sorun daha buradan başlıyor.

31 Beğeni

Ya biz otobüste, trende, orada, burada gazete okuyanın gazetesine kafa uzatarak gelişimimizi tamamlamış bir toplumuz. Adam almış cayını, simidini oturmuş sahile ağız tadıyla gazete, kitap okuyacak hemen çömeriz yanına, bakarız ne okuyor diye. Taciz konusunda mükemmel bir toplumuz. Tam huzur bulacağım yerde neden bir başkasının nefesini ensemde hissetmem gerekiyor ki?

Ben genelde konuyu soran kişilere öyle bir karıştırıp anlatıyorum ve susmadan diretiyorum ki bazen sorduğuna soracağına bin pişman olsunlar diye. Hatta uyuz olduklarıma mümkünse iki-üç saat anlatıyorum mevzuyu. Sırf eziyet çeksin diye. En azından bir ömür boyunca bir daha sormuyor.

7 Beğeni

Ofiste öğle yemeği zamanında kendime 15 dakika kitap okuma arası veriyorum. Kimse de umurumda olmuyor. Açıyorum kitabı, kulaklığımı takıyorum, 15 dakika işten de bu dünyadan da kopuyorum. Laf eden olmadı hiç.

1 Beğeni

Aynı sorular ve sorunlar. Bir de elimden kitabı çekip nerden aldın bunu, senin mi soruları geliyor sık sık. Postaneden aldım diyorum bende adam haaa diyor :speak_no_evil::hear_no_evil::see_no_evil:

2 Beğeni

Okulda boş zamanlarında kitap okuyan rehber öğretmenin ihtar, başka bir rehber öğretmen parmağının ucunda tepsi çevirerek diğer öğretmenleri eğlendirmekten ödül aldığı bir ülkedeyiz.

1 Beğeni

Bu senin mi basina geldi :slight_smile:

1 Beğeni

7 sene önce çalıştığım ilçede olmuştu. Ben boş derslerde çaktırmadan okuyorum iş çıkıyor yoksa.

3 Beğeni

Aziz Nesin’in “Biz Adam Olmayız” öyküsünün ana fikri. Karakter hapiste tam kitap okuyacakken birinin gelip onu konuşturmasından şikayetçidir. Oysa Almanya’da öyle değildir. Işin ilginci kitap 1962’li, 56 yıl olmuş yani. Yarım asır geçmiş ama biz hala adam olamamışız. :smiley:

4 Beğeni

İnsanlık bin yıllardır aynı ya. De rerum natura’ya göz atmalısınız.

3 Beğeni

İş yerine gelen kargolara ne demeli peki? Her kargocu geldiğinde “Ne aldın? Yine mi kitap? Amma çok kitap alıyorsun, kütüphane mi açacaksın ehuehue? Tüm maaşını kitaba mı yatırıyorsun?” soruları insanı çileden çıkarıyor.

İş yerinde kitap ile ilgili her türlü eylem sıkıntı. Bende aynı durumdan muzdaribim. Yemek molasında ne zaman yerime geçip 20 dakikalığına elime bir kitap alsam hemen birileri başımda bitiyor. Konuşmaya çalışanlar, molada olduğum halde iş buyuranlar vs. Yerimden kalkıp herhangi bir yerde bu eylemi yapsam kimse beni aramaz, sormaz, kimsenin işi düşmez halbuki. Ama masamda yapınca sanki molada değilmişim ve işim yokmuş da kaytarıyormuş muamelesi görüyorum.

4 Beğeni

Ahaha, devamında alınan kitapların tek tek başkalarınca ellenmesi, siz daha dokunmadan açılıp karıştırılması, masa yanından her geçenin kitapları yoklaması vb. durumlar ne olacak :slight_smile: ?

Kitap kişilerin standardına göre kalın kalıyorsa “Sen de amma kalın kitaplar okuyorsun yea. Ben bu kadarını hayatta okumam” gibi söylemleri de unutmayalım :slight_smile:

4 Beğeni

Herkesin kanayan yarasıymış iş yerinde bir okur olarak hayatta kalmaya çalışmak :slight_smile:

Birde kargodan gelen çizgi romanı görenlerin “Sen çocuk musun? Bunları mı okuyorsun?” serzenişlerine ne demeli?

3 Beğeni

Ben şantiyeciyim. Ben okuyunca iyice tuhaf kaçıyor. İşçilerin bir kısmının malesef okuma bile bilmediği bir ortamda ne yapıyor bu diye düşünen çoktur eminim ama fırsat buldukça okurum.

3 Beğeni

Gerçekten okuyan insana her yerde bir zorluk var. Ama bu kadar ortak nokta olması da çok korkutucu :smiley: Gerçi ben artık işi trajikomikliğe vurdum. Başka türlü çekilmiyor.

Çizgi roman konusunda favorim şu hareket:

Gelen kitaplar her zamanki gibi ben dokumadan karıştırılır. Bu sırada kişinin eline çizgi romanlar gelir.

“Bu neymiş? Haa. Neyse bunları geç”

Çizgi romanlar başka bir yere konulur ve kitaplar son hız karıştırılmaya devam edilir.

Hayır ne diyeyim :)? Tamam oldu, sen geç, aynen devam mı diyeyim, ne diyeyim :slight_smile: ?

4 Beğeni

Neden bilmiyorum ama ben bir şey okurken, insanla beni hemen her zaman yalnız bırakır. Sohbet etmek isteyen olursa da genellikle ediyorum. Rahatsız edici gelmiyor.

2 Beğeni

Ne güzel işte en azından bir tür koruma altına alınmış :slight_smile:

1 Beğeni