“Öncelikle şunu belirtmeliyim, burada amacım ne çevirmeni, ne çeviriyi ne de herhangi birini suçlamak, laf etmek yada birlerine birşeyler kanıtlamak değildir.”
Kitaba başladığım gün zaten cümle yapıları beni gerçekten rahatsız etti. Bunu ilk iletimde belirtmiştim. Kitabın genelinde böyle bir yapı farklılığı var. Belki ben yeterince kitap okumadığım yada bazı şeyleri gerçekten gereğinden fazla önemsediğim için çok takıldım bunlara. Zannetmiyorum ama belki bir ihtimal yayınevi çeviriyi bir 10 baskı sonra elden geçirir.
Kitapta olan en büyük dilbilgisi sorunları şunlar;
- Ve veya ile ayraçlarından sonra virgül kullanımı
- Tırnak işareti içerisindeki cümlenin virgülle bitirilip tırnak işaretiyle kapatılması (bunu yazarın kendisi de yaptığı için doğru mu kabul ediyoruz gerçekten bir bilgim yok)
- İngilizce isim yada kelimelere gelen eklerin kelimenin yazılışına göre değil okunuşuna göre eklenmesi
Bu sorunlar kitabın neredeyse tamamında mevcut.
Çeviriye gelecek olursak, daha önce konuşulmuş ve/veya yazmış bulunduğum şeyleri es geçip kitabın yalnızca 11.bölümünden birkaç örnekle çevirinin bazı noktalarda eserin hakettiği değeri yansıtmadığını göstermek istiyorum. Kitabın tamamı için böyle bir düzenleme yapmak isterdim ancak gerçekten burada aldığım geribildirimleri de gözönüne alarak değeceğini düşünmüyorum. Ki şimdi yazdığım şeylere de muhtemelen çevirmen arkadaşlarımızdan olumlu tepkiler almayacağım
Orjinal metin
“Sable,” came the reply from the darkness. The abbot reached out a hand, grasped
the young man’s elbow, and walked beside him, slowly, through the corridors of the
abbey.
Çeviri
“Matem Rengi,” diye bir cevap geldi karanlıktan. Başkeşiş elini uzatıp genç adamın dirseğini tuttu ve onun yanında manastırın koridorlarında yavaşça yürüdü.
Sorunlu kelime yada ifade : Sable = Matem Rengi
Bunun gibi birçok kelimede eş-anlamlı kelime seçiminde hikayenin kendisine gerçekten uygun olmayan kelimeler seçilmiş. Mesela Companion kelimesinin çevirisi Refakatçi olarak kullanmak gibi.
Ya da mesela;
Orjinal metin
A tiger is a worthy adversary
Çeviri
Bir kaplan kıymetli bir hasımdır.
Olması gereken
Kaplan kıymetli bir hasımdır.
Türkçede eğer özne tek bir varlıksa biz öznenin önüne “bir” getirmeyiz. Buna en basit şu şekilde örnek verebilirim. " An umbrella is a useful thing" cümlesini türkçeye çevirecek olsak “Şemsiye yararlı bir şeydir” deriz. (Edebi bir çeviri yapmak gibi zorunluluğum yok çevirmenlerin aksine )
Başka bir cümle
We must pass it on, but only to the one who passes the ordeal and proves worthy.
Çeviri
Onu devretmemiz gerek, ama yalnızca sınavı geçen ve kendini kanıtlayan kişiye.
Buradaki sorun şu; proves worthy buradaki ifadede layık olduğunu kanıtlama olarak kullanılmış ancak çeviri bunu kendini kanıtlamak olarak yapılmış.
Orjinal metin
The marquis de Carabas was being crucified on a large X-shaped wooden construction Mr. Vandemar had knocked together from several old pallets, part of a chair and a wooden gate. He had also used most of a large box of rusting nails.
Çeviri
Marquis de Carabas X şeklindeki ahşap çatkıya gerilmişti. Bay Vandemar bu çatkıyı eski tahta levhalar, bir sandalye parçası ve ahşap bir kapıyı birleştirerek inşa etmişti. Ayrıca büyük bir kutu paslı çivinin çoğunu kullanmıştı.
Crucified = Çatkıya gerilmek ? Cümlede 1 defa geçseydi yazım hatası sayabilirdim mesela bunu. Yada atlanılmış bir düzenleme hatası.
Orjinal Metin
“I may still be hung over,” sighed Richard. “That almost made sense.”
Çeviri
“Hâlâ akşamdan kalmış olabilirim,” diye iç geçirdi Richard. “Bu neredeyse mantıklı geliyor.”
herşeyden öte “That almost made sense” cümlesinin çeviriyi ben bile yapsam “Bu neredeyse mantıklı geliyordu” diye çevirirdim. Aradaki fark o kadar büyük görünmüyor olabilir ama hala uyanamamış bir karakter “Nerdeyse gerçek sanacaktım” diyor.
Bu sadece 11.bölümdü.