İthaki Yayınları Soru Hattı

Türkiye’nin kırsal bir kesiminde yaşayan bir karakterin cümlesi olsaydı çeviri doğru olabilirdi. Ancak hikaye bir Londra hikayesi ve hikayedeki karakterler de Londra’nın çeşitli insanları. Bu yüzden cok manasız geldi bana.

Çevirinin her yerinde böyle bir durum var ve karakterlerin konuşmaları ile kendileri gerçekten uyumsuz görünüyor. Örneğin

The fool mesela ibiş olarak çevrilmiş. Şapşal anlamında bile kullanılıyorsa karşılığı değil fool’un. Çünkü soytarnın sirinlik yapmak gibi bir amacı yok.

Çevirinin ingilizce metni bize Türkçe aktarmadıgını söylemiyorum. Ancak cümle yapıları, bazı karakterlerin kullandığı kelimeler karakterin kendisine uymuyor. Turk olmayan bir karakterin Türkçenin belli bir yöre de kullanılan bir deyişi kullanması bana mantıklı gelmiyor.

Sonrasında kitabı daha dikkatli okumaya ve takıldığım yerleri ingilizce metinden kontrol etmeye başladım. Benim icin çevirinin hikayeyi yeterince anlaşılmadan yada yeterince son okuma yapılmadığının kanıtı su cümle.
“have you ever got everything you ever wanted? and then realized it wasn’t what you wanted at all?”
cümlesinin çevirisi
“her zaman istediğin bir şeye hiç sahip oldun mu? ve sonra onun istediğin şey olmadığını anladın mı?”
Ki yukarıda yazmıştım bu ceviri hakkındaki düşüncelerimi. Kitabın daha doğrusu Gaiman’ın kitaplarının kendi içerisinde bir şiirselliği mevcut ve bence bu çeviri yeterince iyi bir çeviri değil.

Türkçe karakter sorunu için üzgünüm. Telefonda metin yazdığımız alan (kayıp Rıhtım uygulamasında) oldukca küçük ve kontrolü epey zor. Elimden geldiğince dikkat edeceğim bundan sonra.

3 Beğeni

Ben sizinle aynı düşüncedeyim. Kitapta belli bir yöreye ait şiveyle konuşmalar varsa bile, bunun bizde hangi yöreye denk geldiğine çevirmen nasıl karar veriyor anlamıyorum. Örneğin Karadeniz şivesiyle aktarsa buna da tamam güzel olmuş mu diyelim?

3 Beğeni

@Abraxas Aynı uyarının benzerini peş peşe yapmak istemediğim için sizi de uyarının içine dahil etmeye karar verdim. Klavyenizde harflerin üstüne basılı tuttuğunuzda Türkçe karakterlerin de çıkması gerek diye düşünüyorum. Ayrıca büyük, küçük harf kullanımını da sanırım yapabilirsiniz. Biraz daha dikkat edebilirseniz sevinirim. Ufak tefek gözden kaçmalara zaten çok da müdahale etmiyoruz. Cümle anlaşılmazlığı Özgür Bey’in mesajlarında mevcuttu. :slight_smile:

@Ozgur Elinizden geldiğince dikkat edip, cümlelerini tutarlı kurduğunuz sürece fazla sorun olmayacaktır. Anlayışınız için teşekkür ederim. :blush:

3 Beğeni

Şimdi "Londra’da evlendim. " ya da “Londra’ya evlendim.” konusu yüzünden kötü çeviri olarak mı yargılıyorsunuz çevirmeni ben mi yanlış anladım? Forum gittikçe ilginç hal almaya başladı. İngilizce bilen her üye kitaplarda hata aramaya başladı. Tamam hepiniz çok iyi İngilizce biliyorsunuz, inandık!

11 Beğeni

Konu hakkında şöyle düşünüyorum:

Bana kalırsa aksan farkından ötürü böyle bir tercih yapılmış. Bu aksan farkını bir şekilde vermek gerekiyorsa eğer çevirmen böyle bir tercihte bulunabilir.

“Londra’ya evlendim.” cümlesinde ben sorun görmüyorum. Neden? Çünkü devamında gelen cümlede annesinin görüşünü belirtmiş karakter. Bence bu sebepten ötürü çeviri böyle tercih edilmiş.

Yabancılardaki yerel aksanın Türkçe karşlığını verebilmek için bazı değişiklikler yapmak bence normal.

4 Beğeni

Konu sadece Londra’ya/Londra’da konusu değil. Kendi adıma, sadece bu konuyu eleştirmiyorum, yöntemi eleştiriyorum. Yani bir yörenin ağzı ile çevirmeye karar verdiyse çevirmen, Karadeniz mi, İç Anadolu mu, Trakya mı, neye göre çevirecek?
Bir de burası forum, tabi ki eleştiri olacak. Kitaplar ve çevirileri hakkında eleştiri her zaman olur, olmalı da zaten. Yeter ki bu bir lince dönüşmesin.

2 Beğeni

Evet, yanlis anlamissiniz. Londra olayi basit bir imla hatasi.

Konuyla ilgili asil elestiri icin Özgür Yalcin adli arkadasin mesajlarina bir bakin.

2 Beğeni

Kitabın orjinalini indirip karşılaştırarak okunmazsa cümlenin “I was married in London” olduğu da bilinmez. Bahsettiğim cümlenin basitliği değil, hata bulunmaya çalışılması.

1 Beğeni

Öncelikle sizden önce yazılan iletilerin tamamını bi okuyun. Sonra tüm üyeler icin genelleme yaparsınız.
1.si o cümleyi garipsedigimi ve sonrasında asıl metne baktığımı konuyla ilgili ilk iletimde söylemiştim.
2.si hata bir tane değil. Daha 2 ileti üstünüzde ceviriyi yorumlamak icin bence gayet geçerli bir cümle çevirisini göstermiştim.
3.sü ve sonuncusu da ingilizce bildiğimi yada buradaki üyelerin bildiğini size, sana yada okurlara göstermemin bana bir faydası olacağını sanmıyorum. Bununla kendimizi kanıtlamaya çalıştığımızı sanmaniz biraz tuhaf açıkçası. Yanlış gördüğümüz seyi söylemeyecek isek soru hattının ne anlamı kalıyor?
Tartışmanın cidden uzamasını istemiyorum. Zira bu konuda yeterince örnek verdigimi düşünüyorum. İsterseniz kitabın detaylı bir incelemesini yazdığımda oradaki hatalarn üzerinden tekrar konuşabiliriz ancak burda kendini kanıtlamaya çalışan ergen muamelesi görmek gerçekten can sıkıcı bir durum.

4 Beğeni

Bence de ortada tartışmayı gerektirecek bir şey yok. Forumda bu ara çok sık karşılaştırma yapılıyor. Üst üste gelince benim bu şekilde hissetmem normal diye düşünüyorum. Sadece sizin özelinizde değildi yazdığım. Kusura bakmayın.

1 Beğeni

Diğer taraf da aynı şeyi yapıyor, ne olmuş yani havasında. Hataya hata demek bu kadar zor olmamalı. Tamam böyle bir deyim var İskenderiye’deki 111 yaşındaki nineye teyit ettirdim, varmış.

Hata bulunmaya çalışılması ne demek yahu? Arkadaş cümle bozukluklarını görmüş, acaba ne kadar yanlış var acaba diye merak etmiş. Yanlışları buluyor. Para verdiği kitabın, çeviriden ve son okumadan geçen kitabın o kadar da iyi hazırlanmadığını söylüyor ama hata araması eleştiriliyor, kitabın iyi hazırlanmaması yerine. Muhteşem gerçekten yahu, tebrikler size. Size 6.45 gibi yayınevleri müstehak.

5 Beğeni

Bu kadar ufak şeylerin böyle büyük polemiklere dönüşmesinden rahatsız oldum ve yazdım. Ayrıca sonrasında da tartışmayı medeni bir şekilde kapattık. Sizin şu anda uzatmaya çalışmanız tam anlamıyla saçmalık. Arkadaşın emek verip karşılaştırması (ki ben yapmazdım) güzel bir şey. Benim bahsettiğim üst üste herkesin “Bakın burada hata buldum!” tarzı yazmaya başlaması.

1 Beğeni

Tartışmanın seviyesi mesajlar ilerledikçe aşağıya doğru bir eğri çizmeye başladı arkadaşlar. Lütfen sözlerimize biraz daha dikkat edelim. Burada herkes düşüncesini belli kurallar çerçevesinde belirtmekte özgürdür. Kişisel tartışmalardan kaçınalım lütfen. Hepimiz aynı fikirde olamayız haliyle. Lütfen herkes eleştirisini yaparken kendi düşüncelerini yazsın ve aynı zamanda karşı tarafın fikirlerine de saygı göstersin. Karşılıklı atışmalara girmeyelim. Aksi halde mesajlarınız kaynayan kazana gidecektir. :buyucu:

6 Beğeni

Yeteri kadar Türkçe bilmiyorsanız redaksiyon sıkıntıları da görülmüyor. Tavsiye ederim herkese.

2 Beğeni

Her verileni sorgusuz kabul etmek gibi bir sorununuz varsa, her kitabı hatasız görme yanlışına düşersiniz…

6 Beğeni

Çevirmen kitabı yeniden kafasına göre yazsa orijinaline bakmadığımız için sıkıntı olmayacak yani, çok mantıklı, kaptım ben bu işi. Doğru yani orijinaline bakıp da "hata arama"ya ne gerek var, cahillik mutluluk zaten falan filan.

4 Beğeni

“Öncelikle şunu belirtmeliyim, burada amacım ne çevirmeni, ne çeviriyi ne de herhangi birini suçlamak, laf etmek yada birlerine birşeyler kanıtlamak değildir.”
Kitaba başladığım gün zaten cümle yapıları beni gerçekten rahatsız etti. Bunu ilk iletimde belirtmiştim. Kitabın genelinde böyle bir yapı farklılığı var. Belki ben yeterince kitap okumadığım yada bazı şeyleri gerçekten gereğinden fazla önemsediğim için çok takıldım bunlara. Zannetmiyorum ama belki bir ihtimal yayınevi çeviriyi bir 10 baskı sonra elden geçirir. :slight_smile:

Kitapta olan en büyük dilbilgisi sorunları şunlar;

  • Ve veya ile ayraçlarından sonra virgül kullanımı
  • Tırnak işareti içerisindeki cümlenin virgülle bitirilip tırnak işaretiyle kapatılması (bunu yazarın kendisi de yaptığı için doğru mu kabul ediyoruz gerçekten bir bilgim yok)
  • İngilizce isim yada kelimelere gelen eklerin kelimenin yazılışına göre değil okunuşuna göre eklenmesi

Bu sorunlar kitabın neredeyse tamamında mevcut.

Çeviriye gelecek olursak, daha önce konuşulmuş ve/veya yazmış bulunduğum şeyleri es geçip kitabın yalnızca 11.bölümünden birkaç örnekle çevirinin bazı noktalarda eserin hakettiği değeri yansıtmadığını göstermek istiyorum. Kitabın tamamı için böyle bir düzenleme yapmak isterdim ancak gerçekten burada aldığım geribildirimleri de gözönüne alarak değeceğini düşünmüyorum. Ki şimdi yazdığım şeylere de muhtemelen çevirmen arkadaşlarımızdan olumlu tepkiler almayacağım :slight_smile:

Orjinal metin

“Sable,” came the reply from the darkness. The abbot reached out a hand, grasped
the young man’s elbow, and walked beside him, slowly, through the corridors of the
abbey.

Çeviri

“Matem Rengi,” diye bir cevap geldi karanlıktan. Başkeşiş elini uzatıp genç adamın dirseğini tuttu ve onun yanında manastırın koridorlarında yavaşça yürüdü.

Sorunlu kelime yada ifade : Sable = Matem Rengi

Bunun gibi birçok kelimede eş-anlamlı kelime seçiminde hikayenin kendisine gerçekten uygun olmayan kelimeler seçilmiş. Mesela Companion kelimesinin çevirisi Refakatçi olarak kullanmak gibi.
Ya da mesela;
Orjinal metin

A tiger is a worthy adversary

Çeviri

Bir kaplan kıymetli bir hasımdır.

Olması gereken

Kaplan kıymetli bir hasımdır.

Türkçede eğer özne tek bir varlıksa biz öznenin önüne “bir” getirmeyiz. Buna en basit şu şekilde örnek verebilirim. " An umbrella is a useful thing" cümlesini türkçeye çevirecek olsak “Şemsiye yararlı bir şeydir” deriz. (Edebi bir çeviri yapmak gibi zorunluluğum yok çevirmenlerin aksine :slight_smile: )

Başka bir cümle

We must pass it on, but only to the one who passes the ordeal and proves worthy.

Çeviri

Onu devretmemiz gerek, ama yalnızca sınavı geçen ve kendini kanıtlayan kişiye.

Buradaki sorun şu; proves worthy buradaki ifadede layık olduğunu kanıtlama olarak kullanılmış ancak çeviri bunu kendini kanıtlamak olarak yapılmış.

Orjinal metin

The marquis de Carabas was being crucified on a large X-shaped wooden construction Mr. Vandemar had knocked together from several old pallets, part of a chair and a wooden gate. He had also used most of a large box of rusting nails.

Çeviri

Marquis de Carabas X şeklindeki ahşap çatkıya gerilmişti. Bay Vandemar bu çatkıyı eski tahta levhalar, bir sandalye parçası ve ahşap bir kapıyı birleştirerek inşa etmişti. Ayrıca büyük bir kutu paslı çivinin çoğunu kullanmıştı.

Crucified = Çatkıya gerilmek ? Cümlede 1 defa geçseydi yazım hatası sayabilirdim mesela bunu. Yada atlanılmış bir düzenleme hatası.

Orjinal Metin

“I may still be hung over,” sighed Richard. “That almost made sense.”

Çeviri

“Hâlâ akşamdan kalmış olabilirim,” diye iç geçirdi Richard. “Bu neredeyse mantıklı geliyor.”

herşeyden öte “That almost made sense” cümlesinin çeviriyi ben bile yapsam “Bu neredeyse mantıklı geliyordu” diye çevirirdim. Aradaki fark o kadar büyük görünmüyor olabilir ama hala uyanamamış bir karakter “Nerdeyse gerçek sanacaktım” diyor.

Bu sadece 11.bölümdü.

12 Beğeni

Hocam bazı yerlerde o kadar basit hatalara takılmışsınız ki. Sizi anlıyorum tamamen kusursuz olmasını istiyorsunuz ama böyle bir şeyin olması mümkün değil. Yine de kitabı okudum ben bahsettiğiniz kadar problemli değil kitap genelinde, hata, üslup bozukluğu vardır ama anlaşılıyor neticede, %85+ iyi bir çeviri o yüzden kabul ettim ben. Türkiye’de ingilizce bilme oranları malum 88 ülke arasında 73. çıkmıştık son bir araştırmada. Buna çevirmenler de dahil, okulluysa her okulun eğitim seviyesi aynı değil. Çevirmenlik eğitimi almayıp başka bölümlerde okumuş olup da kitap çevirmenliği işine girmiş arkadaşlarım da var mesela. Yayınevlerinin hayatını devam ettirebilmesi için her ay belli bir sayıda kitap çıkması gerekiyor. Belki bazılarının redaksiyonu yetişmiyordur, belki o kitap için istedikleri iyi çevirmenlerin hepsi 3-5 ay boyunca dolu oluyordur başka birine vermeleri gerekiyor çeviriyi. Çok sayıda kitap basılması gerekiyor az sayıda kıymetli çevirmenlerimiz var.

Yine aynı şekilde mesajınızda demişsiniz 10. baskıda belki düzeltirler. 10. baskı sayısını geçen bilimkurgu-fantastik romanı sayısı oldukça az zaten, pek okunan bir tür değil kemik bir kitlesi var sadece, şeyma şubaşı kitapları 50-60 baskı yapıyorken bizim sevdiğimiz türlerde bu iş böyle değil. O yüzden kimsenin umurunda olacağını sanmıyorum, elimde başka yayınevlerinden de böyle sorunlu kitaplar var, kimsenin düzelttiği yok. Zaten ilk büyük satışı ilk çıkışta yapıyor satacağını sattı diye sonrasını pek umursamıyorlar.

O yüzden bu kadar takılmayın bence kitapları orijinal dilinde alacak durumunuz ve imkanınız yoksa her daim karşılaşacaksınız bu durumlarla. Şimdi arkadaşlar diyebilir bana eleştirmeyecek miyiz düzeltsinler kendilerini, sadece kitap özelinde değil ama türkiyede ne zaman bir kurumun eleştiri karşısında kendine çeki düzen verdiğini gördünüz. Change org üzerinden bile her gün onlarca mail düşüyor önüme, senelerdir bu imza kampanyalarından bir başarılı sonuç çıktığını görmedim. O yüzden ben artık bir şeylerin değişebileceğini olan inancımı kaybedip susanlardanım, siz her kitap sonrası çıkıp bunlar bunlar yanlış deseniz bile bir faydası olmayacak sadece tepki çekeceksiniz.

2 Beğeni

Bir okurun çeviri hatalarını gündeme getirme hakkı vardır, tepki çekmek diye bi sıkıntısı olmaz. Bu forum bunun için var.

Bu işini ciddiye alan, okuyucuya saygı duyan yayınevleri için de bi kazançtır. Birileri size bedavaya redaksiyon yapıyor, alası var mı?

Sorunlu yerleri not al, sorumlu arkadaşa ilet, bir sonraki baskıda düzelt. Bu kadar basit. Mars’a roket göndermiyoruz.

15 Beğeni

Zamanında ben de çok atardım hatalı yerleri mail çoğu yayınevine, düzeltmiyorlar. Baktım bir değişiklik olmuyor uğraşmıyorum artık. Mars’a roket göndersek daha çabuk istediğimize ulaşırız. :slight_smile:

@Ozgur hocam yukarıda da paylaşılmıştı, editor@ithaki.com.tr siz de sıkılana kadar gönderin.

1 Beğeni