Kara Çınar Dizisi (Çınar Yayınları)

Kara Çınar Dizisi

logo1

Çınar Yayınları, yepyeni bir dizi ile okurlarının karşına çıkıyor. 2018’de Lidia Yuknavitch’in feminist distopyası Dünyanın Sonundayız’la çağdaş dünya edebiyatı alanında da yayın yapmaya başlayan Çınar Yayınları, 2019’da Kara Çınar adlı yeni bir diziyle okurlarını “geceyi yaşa”maya davet ediyor.
Yankı Enki editörlüğünde hazırlanan ve “Geceyi Yaşa!” sloganıyla çeşitli korku, bilimkurgu, polisiye ve doğaüstü edebiyat eserlerinin yan yana geleceği Kara Çınar’da, hem modern hem de klasik ve “anti-klasik” metinler yer alacak.


1. Kısa Bir Cehennem Ziyareti (A Short Stay in Hell) / Steven L. Peck

Sıradan bir adam olan Soren Johansson öldüğünde, kendini cehennemde bulur. Orada onu sonsuz bir umutsuzluk, işkence ve hüzün beklemektedir ama bu cehennem ona öğretilenlerden yine de çok farklıdır: Burası, yazılabilecek tüm kitapların var olduğu bir yerdir ve oradan kurtulabilmek için kendi hayatının anlatıldığı kitabı bulmak zorundadır.

Biliminsanı ve yazar Steven L. Peck, varoluşu, ölümü, sonsuzluğu sorguladığı bu metafizik romanında, Borges’in ünlü “Babil Kitaplığı” öyküsüne yeni bir yorum getiriyor ve gotik edebiyatın öncü eserlerinden biri olan Vathek’ten beri işlenen umutsuzluk ve ölümsüzlük kavramları üzerine karanlık bir anlatıya imza atıyor.

2. Infernaliana / Charles Nodier

“Kanlı Rahibe”, “Vampir Arnold-Paul”, “Bir Brukolak’ın Öyküsü” gibi korku edebiyatı tarihinde önemli bir yer kaplayan metinlerden oluşan Infernaliana’da, hem zamanında gerçek olduğuna inanılan olaylar hem de gotik edebiyatla özdeşleşmiş figürlerin öyküleri yer alıyor. Mezardan geri dönen varlıkların, şeytani pazarlıklara giren insanların, nasıl başa çıkılacağı bilinmeyen hayaletlerin, lanetlilerin, iblislerin, vampirlerin tekinsiz anlatıları bu kült kitapta bir araya geliyor.

Romantik akımın öncüsü olan, araştırmacı ve kurgucu kimliğiyle birçok korku unsurunu edebiyat alanına taşıyarak kara romantizmin de kurucuları arasında yer alan Charles Nodier, Infernaliana’da insanın içine işlemiş korkuların edebi anlatılara dönüşümünü yansıtıyor.

3. Klasik Bilimkurgu Öyküleri / Derleme

“İnsan aklının kapasitesi dahilindeki hiçbir icat, doğanın inşa ettiği engelleri yıkamazdı.”

Klasik Bilimkurgu Öyküleri, iyi bilimkurgunun iyi edebiyata dönüşme yolundaki ilk durağı olan 19. yüzyıla uzanıyor. Öncü niteliğindeki bilimsel ve teknolojik icat öykülerinden medeniyete yabancılaşan modern kahraman anlatısına, ütopya ve distopya geleneğinin izlerinden bilimkurgu ve fantazyanın iç içe geçtiği kozmik dehşet türüne kadar genişleyen bir yelpazenin en değerli öyküleri buluşarak bu edebiyatın temel unsurlarını sergiliyor.

Fitz-James O’Brien’ın yazdığı ve Lovecraft’ın en sevdiği öykülerden biri olarak tarihe geçen “Elmas Mercek”, Edward Page Mitchell’ın kaleme aldığı ve edebiyat tarihinin ilk zaman makinesi öyküsü olarak kabul edilen “Geri Giden Saat”, yine Mitchell’a ait ve türünün önemli örneklerinden biri olan “Gövdesi Olmayan Adam”, Frank R. Stockton imzalı bir icat öyküsü olan “Negatif Yerçekimi Hikâyesi”, usta ütopya yazarı Edward Bellamy’den “Hikâyem Size”, H. G. Wells’ten yazıldığı dönemde olduğu kadar günümüzde de değerini koruyan “Yeni Hızlandırıcı” ve ustaların ustası Abraham Merritt’ten “Çukur Halkı” bu derlemede yan yana geliyor.

4. Klasik Korku Öyküleri / Derleme

“Bu evde garip bir şey var, hissediyorum.”

Klasik Korku Öyküleri’nde insana dair dehşet, uygarlığın huzursuzlukları, evin ve ailenin tekinsizliği, ölüm ve bilinmeyenle kurduğumuz ilişkinin kopma noktaları birleşiyor. Klasik korku öyküsünün “edebiyat” hüviyeti kazanmasında pay sahibi olan bu karanlık metinler, usta yazarların zihinlerinden fırlamış kâbuslarla dolu bir geçit töreni sergiliyor.

Charlotte Perkins Gilman’ın feminist-gotik öyküsü “Sarı Duvar Kâğıdı”, Mary E. Wilkins Freeman’ın önemli eseri “Luella Miller”, hayalet öykülerinin üstadı M. R. James’ten “Mezzotint”, Ambrose Bierce’ın erken dönem eko-gotik eseri “Evdeki Asma”, Perceval Landon’ın unutulmaz hortlak öyküsü “Thurnley Manastırı”, F. Marion Crawford’ın korkunç “Çığlık Atan Kurukafa”sı, Arthur Morrison’ın tekinsiz mücevheri “Üst Kattaki Şey”, E. F. Benson’ın düşsel ve gotik şaheseri “Kuledeki Oda”, H. P. Lovecraft’ın, korku edebiyatı tarihinde dönüm noktası olarak kabul edilen, Cthulhu mitosunun nüvesinin ortaya çıktığı “Dagon” öyküsü bu derlemede bir araya geliyor.

5. Üç Başlı Kerberos (The Heads of Cerberus) / Gertrude Barrows Bennett

“Bu sistem bir tiranlık mıydı, yoksa devletlerin en özgürü ve en düzgünü müydü?”

Zamyatin’in Biz’i ve George Orwell’in 1984’ünden önce yazılan ve modern distopyaların öncüsü olan Üç Başlı Kerberos, paralel evren kavramının ele alındığı ilk spekülatif eser olarak da kabul edilir. “Kara Fantazya” türünün mucidi ve bir eseri yayımlanan Amerikalı ilk kadın bilimkurgu yazarı olan Gertrude Barrows Bennett tarafından 1919’da kaleme alınan bu roman Açlık Oyunları’na kadar uzanan distopya geleneğine önemli bir miras bırakmıştır.

Yazarın ilk olarak Francis Stevens takma adıyla yayımladığı bu romanda, “Üç Başlı Kerberos” şişesinin içinden çıkan gri bir madde, onu soluyanları Ulithia adlı tekinsiz bir diyara götürür. Tuhaf ağlarla örülü bu diyar, aslında başka bir zaman ve mekâna açılan bir yolculuğun ilk perdesidir. Cesur bir kadın olan Viola Trenmore, zeki ama utangaç Robert Drayton ve Viola’nın ateşli bir karakter olan abisi Terry, zamanda iki asırlık bir maceraya atılıp kendilerini 2118 yılında bulurlar.
Geleceğin dünyası artık bir kâbus halini almıştır. Vatandaşların ismi yoktur, birer “numara”dan ibaretlerdir. Gazete ve kitap okumak sadece ayrıcalıklı yöneticilere serbesttir. Penn Hizmeti adı verilen bir sistemin hüküm sürdüğü bu distopyada, kahramanlarımız kendilerini ölümcül oyunların içinde bulur. Sadece hayatlarını değil, bir dünyayı da kurtarmak zorundadırlar, ama hangisini? Geçmişi mi yoksa geleceği mi?

“Mary Shelley ile C. L. Moore arasındaki dönemin en yetenekli kadın bilimkurgu yazarı.”

-Sam Moskowitz

6. Sarı Odanın Esrarı (Le Mystère de la Chambre Jaune) / Gaston Leroux

“Bu gördüğüm, bildiğim en tuhaf vaka. Bir şeyler öğrendiğimizi sandığımız anda, aslında hiçbir şey bilmediğimizi anlıyoruz!”

Glandier Şatosu’nda yaşayan, “maddenin ayrıştırılması” konusunda bilimsel çalışmalar yapan Profesör Stangerson’ın kızı Mathilde, laboratuvarın bitişiğindeki odada kimliği belirlenemeyen birinin saldırısına uğrar. Meçhul saldırganın bu “Sarı Oda”ya nasıl girdiği ve çıktığı belirsizdir, çünkü Mathilde, saldırıdan sonra kanlar içinde bulunduğunda kapı halihazırda içeriden kilitlidir. Bu gizemli vakayı aydınlatmaya çalışan genç muhabir Rouletabille ile Fransa’nın saygın dedektifi Larsan arasında bir rekabet gelişir. Vakada her yeni cevapla birlikte yeni bir soru gündeme gelirken, “Sarı Oda”nın dehşete düşürücü sırrının üzerindeki perde de aralanmaya başlayacaktır.

Bir gotik edebiyat klasiği olan Operadaki Hayalet’in yazarı Gaston Leroux’nun ilk romanı Sarı Odanın Esrarı, hem kapalı-oda türünün öncülerinden hem de çağdaş polisiyenin başyapıtlarından biridir. Agatha Christie’den John Dickson Carr’a uzanan bir yelpazede birçok yazara ilham kaynağı olan bu kitap, ünlü dedektif Rouletabille’in de ortaya çıktığı ilk romandır.

“En iyilerden biri…”

Agatha Chrıstıe

7. Siyahlı Kadının Parfümü (Le Parfum de la Dame en Noir) / Gaston Leroux

Kapalı-oda türünün öncülerinden ve çağdaş polisiyenin başyapıtlarından biri olan Sarı Odanın Esrarı’nda tanıştığımız kahramanlar, yeni bir gizem perdesinin, ‒bu sefer daha karanlık bir perdenin‒ ardında tekrar bir araya geliyor.

Mathilde Stangerson ve sevgilisi Robert Darzac henüz evlenmiş ve kısa zamanda sırlarla dolup taşacak Herkül Şatosu’na yerleşmiştir. Burada, sürpriz bir şüphelinin parmağı olan esrarengiz bir vakayı aydınlatmaya çalışan muhabir dedektif Rouletabille, bir yandan kendi geçmişiyle ve anılarında önemli bir yer kaplayan Siyahlı Kadın’la da yüzleşecektir.

Operadaki Hayalet’in de yazarı olan Gaston Leroux, bu romanda polisiyeyi gotik bir atmosferle ustaca kurguluyor. Siyahlı Kadının Parfümü, Sarı Odanın Esrarı’ndaki kahramanları barındırdığı gibi, bağımsız bir macera olarak okunma özelliğini de taşıyor.

8. Öteki (The Other) / Thomas Tryon

13 yaşındaki ikiz kardeşler Holland ve Niles Perry, birbirlerinin aklını okuyacak kadar yakın, fakat bir o kadar da farklıdır. Holland cüretkâr ve fesatken, Niles nazik ve cana yakındır. Uzun zaman önce New England kırsalında bir kasabaya yerleşen Perry ailesi, ikizlerin babasının acı kaybıyla sarsılır. Anneleri de bu olayın dehşetini atlatamamıştır. Bu ölümün üzerinden zaman geçtikçe Holland’ın fesatlıkları artmaya başlarken, Niles da yaşananlarla baş etmekte zorlanacaktır.

Rosemary’nin Bebeği ve Şeytan (The Exorcist) ile birlikte 1970’li yıllarda yükselen korku edebiyatının üç büyük romanından biri olan Öteki, insanın içindeki karanlığı konu eden, psikolojik gerilimin zirvesinde yer alan çağdaş bir klasik.

9. Klasik Polisiye Öyküler / Derleme

Klasik Polisiye Öyküler, suç ve gizem edebiyatının önemli kahramanlarının ilk kez ortaya çıktığı serüvenler ile öncü yazarların unutulmaz eserlerini bir araya getiriyor. Okült dedektif Carnacki, kör dedektif Max Carrados ve avukat dedektif Martin Hewitt’in doğduğu öykülere ev sahipliği yapan bu derlemede, bazen bir cinayetin, bazen bir soygunun, bazen adaletin, kimi zaman da bir hayaletin peşinde, esrar perdesi aralanmaya başlıyor. Çağdaş İngiliz polisiyesinin yaratıcısı Wilkie Collins’ten “Polis Memuru ve Aşçı”, Arthur Conan Doyle’un en güçlü edebi rakibi Arthur Morrison’dan “Lenton Çiftliği Soygunları”, “polisiyenin anası” olarak kabul edilen Anna Katharine Green’den “Yakut ve Kazan”, William Hope Hodgson’ın doğaüstü ile gizemi harmanlayan öyküsü “Canavarın Geçidi”, Ernest Bramah’ın eyleme değil fikre odaklanan polisiyesi “Diyonisos Sikkesi” ve Pulitzer Ödüllü feminist yazar Susan Glaspell imzalı “Emsallerinden Oluşan Bir Jüri”, bu derlemede yan yana geliyor.

10. Cehennemin Kapıları (The Gates of Hell) / Maurice Level

“Evet… Korku… Size söyleyeceğim şeyin korkusu, zira o kadar korkunç bir şey ki, onu size açıklama düşüncesi bile tüylerimi diken diken ediyor ve onu işittiğinizde siz de korkudan buz keseceksiniz!” 1875-1926 yılları arasında yaşayan Fransız yazar Maurice Level’in öyküleri, korku verici oyunlarıyla ünlü Grand Guignol tiyatrosunda sahnelendi. Guy de Maupassant ve Edgar Allan Poe gibi yazarlarla birlikte anılan Level, özellikle gizemli öyküleri ve sürprizli finalleriyle dikkat çekerek karanlık ama gerçekçi bir edebiyat anlayışı sergiledi.
Level’in yirmi altı kısa öyküsünün bir araya geldiği Cehennemin Kapıları adlı eseri delilik, ölüm, intikam, suçluluk, cinayet ve intiharla dolu tekinsiz bir dünyaya ev sahipliği yapıyor.

11. Mehtap Havuzu (The Moon Pool) / Abraham Merritt

“Dünyanın kalbine doğru bir şimşek hızıyla iniyorduk! Acaba ne gibi mucizeler gizlenmişti oraya?”
Kadim uygarlıkların kalıntılarıyla dolu sıradışı bir coğrafyada, hayret ve dehşet verici bir varlığın pençesine doğru yola koyulan Walter Goodwin önderliğindeki ekip, doğaüstü gizemlerin dünyasında akıllara durgunluk verici maceralara atılır.
Lovecraft’ın Cthulhu mitosundan Zindanlar ve Ejderhalar’a ve hatta bir dönemin unutulmaz dizisi Lost’a kadar uzanan geniş bir etki ağına sahip bu eserde fantastik kurgu, korku ve bilimkurgu iç içe geçiyor.

12. Gaddar Öyküler / Edith Nesbit

“Kalbime bıçak soktuktan sonra bir de teşekkür mü bekliyorsun?”
İngiliz yazar Edith Nesbit’in zamanında çeşitli dergilerde yayımlandıktan sonra 1893’te Gaddar Öyküler başlığı altında bir araya getirilen korku öyküleri, hem yazarın kariyeri hem de yazıldıkları dönem bağlamında büyük önem taşıyor. Genellikle çocuklara yönelik eserler kaleme almasıyla bilinen Nesbit’in çok farklı ve yaratıcı bir yönünü sergileyen bu yedi öykü, korku edebiyatının yeniden canlandığı 1890’ların önemli eserleri arasında yer alıyor. Tekinsiz portrelerin, ölümden dönenlerin, mantıkla açıklanamayan, hayal mi gerçek mi sorusunu sorduran vakaların anlatıldığı bu esrarengiz öykülerde Nesbit, gotik edebiyattan aldığı mirası ustaca kullanıyor.

13. Tuhaf Öyküler / Derleme

“Yaptığım çalışmayla bir canavar yaratma yöntemi geliştirdim. O doğadışı varlık ise işimi ve değer verdiğim kişileri yok etti. Özümde masum olduğuma kendimi inandırmam boşuna. Benimkisi bir haddini aşma suçu.”
Yayın hayatına 1920’li yıllarda ABD’de başlayan ve H. P. Lovecraft, Clark Ashton Smith, Robert Bloch ve Ray Bradbury gibi yazarların kariyerinde önemli bir yer kaplayan Weird Tales (Tuhaf Öyküler) dergisi, korku edebiyatı ve fantastik kurgu alanında etkileri günümüze kadar uzanan bir geleneğin beşiği oldu. Derginin ilk dönemlerinden seçme eserlerin bir araya geldiği bu antolojide Bram Stoker, O Henry, Abraham Merritt, Anthony M. Rud, Henry S. Whitehead ve Robert E. Howard imzalı, halk inanışları, büyü, vahşi doğa ve yaratıklar gibi birçok temayı barındırıan öykülere korku yazarı Galip Dursun’un ufuk açıcı önsözü eşlik ediyor.
“Weird Tales, tüm fantastik edebiyat dergileri içinde en önemli ve etkili olanıdır.” Robert Weinberg


1. Kısa Bir Cehennem Ziyareti (Özel) 2. Infernaliana (Özel) 3. Klasik Bilimkurgu Öyküleri (Özel) 4. kalsik korku öyküleri (Özel) 5. Üç Başlı Kerberos  (Özel) 6. Sarı Odanın Esrarı (Özel) 7. Siyahlı Kadının Parfümü  (Özel) 8. Öteki (Özel) 9. Klasik Polisiye Öyküler (Özel) 10. Cehennemin Kapıları (Özel) 11. Mehtap Havuzu (Özel) 12. Gaddar Öyküler  (Özel) 13. Tuhaf Öyküler (Özel)

31 Beğeni

Bende son aldığım Klasik Bilimkurgu Öyküleri kitabındaki Karaçınar logosunu görünce merak etmiştim. Yeni bir seri mi basıyorlar diye. Teşekkürler…

3 Beğeni

Bu diziye de bulaşacağız mı diyorsun…

2 Beğeni

Kitaplar mini ben istemeden bulaşmışım bile :smile:

1 Beğeni

Daha önce yukarıdaki linkte paylaşmıştım, hemen altında başka bir forum üyesi yazmıştı. Gözden kaçırmışsın @Ufuk

2 Beğeni

Aaa evet aynen kaçırmışım. Belki o günden ‘‘çocuk bahçesi’’ diyen birinin yazılarını okumamaya karar vermişimdir. Yada bu @Agape’nin bir oyunu olabilir :smile:

2 Beğeni

Benim yine hiç haberim yok. :smiley: Neyse siz alıp okuyun da yorumlarınıza göre davranacağım. :wink:

4 Beğeni

Kitapların fiyatları da uygun, bence pek çok kişi bulaşacaktır haberdar olunca.

5 Beğeni
4 Beğeni

“Klasik Korku Öyküleri’yle dördüncü kitabına ulaşan Kara Çınar’da yakında Klasik Polisiye Öyküleri’ni ve Thomas Tryon’ın kült romanı Öteki’yi okuma şansına da kavuşacağız.”

7 Beğeni

Yayınevinin logosunda Çınar yerine Kara Çınar yazıyor. :slightly_smiling_face:

6 Beğeni

Demeyin öyle dikkatinizden kaçmış olabilir. :slightly_smiling_face:

4 Beğeni

Yeni kitap geldi sandım. İnsafsızlar… :joy: Ne güzel heyecan yapmıştım. Puh… :roll_eyes:

2 Beğeni
5 Beğeni

Siparişim bana doğru yola çıksaydı da gelseydi. :heart_eyes:

1 Beğeni
1 Beğeni

Ne yazık ki bu seriyi de takibe aldım :sweat_smile:

2 Beğeni

9 Beğeni

Edgar Burroughs harika haber. :blush::blush:

2 Beğeni

uzun zamandir yeni kitap gelmeyince unuttular sandim.

16 Beğeni