İthaki’nin kendi satış kanalı ile beraber Can Yayınları-Golem’i en ucuz satan siteyi ekleyeyim de bari eşit/yakın şartlar olsun (ilknokta’daki İthaki-Golem gibi bu da %40 indirimle 12,30 tl - bu durumda bile fiyatı yüksek diye anılan Can Yayınları daha uygun)
İthaki’nin serisini toplamıyor olsaydım Can Yayınları’nın baskısını tercih ederdim. Bu da işin diğer bir boyutu.
Can yayınlarının Gotik kitaplar diye serisi vardı. Çok da güzeldi ama onu neden yarıda kestiler veya neden kısıtlı bıraktılar anlamak güç. Ayrıca bazı kitapların baskısı tek tük kalmış durumda. Dileyenler onları da alabilir. Daha önce de defalarca demişimdir. Can Yayınları Gotik Kitaplar seti çok güzeldir ama hepsi telifsiz sanırım.
Bu kadar telifsiz kitabı bu şekilde pazarlayabilmek gerçekten büyük başarı. İşte bu yüzden İthaki benim gözümde uzun süredir bütün yayınevlerinden önde. Madem telifsizdi, bu zamana kadar diğer yayınevleri neredeydi? Şu durumun olumsuz eleştiri yapılabilecek hiç bir yönü yok.
Benim için olumsuz bir yönü var. Bütün yayınevleri telifsiz kitap basabilir bu şekilde kar yapıp bir zamanlar İthaki’nin yaptığı gibi yükselebilir. Ancak bütün yayınevleri telifli kitap alıp basamaz. O yüzden İthaki büyük balıkları yerken küçük balıkları da diğerlerine bırakmalı ki onlar da büyüsün yoksa Fantastik-Bilimkurgu-Gotik piyasasını domine etmeye devam eder böylece bir tekele dönüşür veya mevcut durumda öyle kalır.
Diğer yayınevlerine eleştirim de şu. Telifsiz kitaba para vermiyorsun, zaten genelde kısa oluyorlar. Çeviriye iyi para ver. Kapağı mükemmel çizmek zorunda değilsin minimalist bir şeyler karala yeter ki kötü durmasın. Bir de editörlük ve redaksiyon aşamalarına önem ver. 100 sayfa bir kitabın yazım hatalarını düzeltmek zor olmamalı. Ya yemin ederim Türkçe ile ilgili bir bölüm okuyan üniversite öğrencilerine verilse 100 lira karşılığı yazım denetimi yaptırabilirler bence 100 sayfa bir kitabın son okuma ve yazım hatalarını bulmak 3-4 gün bile sürmez kaldı ki ben amatör olarak 1 günde bile yapmıştım. Yazım hatalarının az olmasına dikkat etseler 2 katı büyüyecekler ama farkında değiller. Bence piyasayı vizyonsuz, yaşlı ama yatırımı olan insanlar yönetiyor.
Dediklerine katılmakla beraber bir noktaya da dikkat çekmek istiyorum. Okuyucu bu butik yayınevlerine ne kadar şans tanıyor? Can yayınlarından aldığım set uzun aylar boyunca raflarda kaldı. Üstelik bu Can yayınları yani. Keza Çınar yayınlarının KaraÇınar serisine kaç kişi şans veriyor? Öncelik sırası maalesef değişiyor. Laputa Kitap mesela çok güzel eserler çıkartıyor ama editörlük sorunu var fakat büyümesi için de biraz destek atmak gerekiyor. Köklü bir yayınevinin yaptığı rezil editörlüğe katlanıyorsak bu tarz sorunlara da katlanabiliriz. Artık okuyucu olarak da eskisi gibi değiliz. Sorun varsa bunu söylemekten geri durmuyoruz. Hatasını bilen ve buna göre hareket eden kazanır aslında. Yine de alternatif yayınevlerine imkanı olanların destek atması lazım diye düşünüyorum. Çoğu yayınevi ad yaptıktan sonra gevşeme dönemine girip bozuyor. Örnek vereyim.
Gustav Meyrink’in Golem kitabı ile başladım onunla devam edeceğim. İthaki yayınları Golem kitabı 21 Kasım 2019 yılında basılmış. Satış değerleri Kitapyurdu sitesinde olduğu için orayı baz alacağım. 193 adet satmış.
Aynı kitabın Can yayınları baskısı 20 Şubat 2018 tarihinde basılmış ve 215 adet satmış. Üstelik bunu bir de ilknokta sitesindeki İthaki’nin sabit daha fazla indirimini düşünelim.
Bu kadar zamandır kimse bu kitaptan haberdar değildi bile. Bir buçuk senedir piyasada olan kitap 215 satarken yaklaşık bir buçuk aylık kitap 193 satıyor.
Gelelim Sheridan Le Fanu’nun Carmilla kitabına. İthaki baskısı 19 Kasım 2019’da çıkmış ve 112 adet satmış. Can yayınları baskısı 18 Ocak 2011 baskısı ve 112 adet satmış.
Okuyucu Can yayınlarına bile şans vermiyor. Dokuz senedir piyasada olan kitap 112 satarken bir buçuk aylık kitap 112 satıyor.
Gelelim Sarı Duvar Kağıdı kitabına. DeliDolu kitabı 4 Ekim 2018’de basmış ve 48 adet satmış. İthaki aynı kitabı 24 Ekim 2019’da basmış ve 72 adet satmış.
Yaklaşık bir senedir piyasada olan kitap 48 adet satmışken üç aylık kitap 72 adet satıyor.
Bu tarz bir piyasada Delidolu ve Can bile sivrilememişken diğerlerinin sivrilmesi çok zor. Ortada garip bir durum var bence.
Haklısın abi ama ben bu tarzın okuyucusundan bahsediyordum aslında. Kendimden yola çıkarak yazdım biraz. Bu tarz kitaplar basanları didik didik araştırıp mümkün olduğunca alıyorum çünkü çok denk gelemiyordun eskiden. Elbet benim de tercih etmeyeceğim bazı yayınevleri var. Yine de birçok yayınevinden aynı kitap bile olsa bu türdeyse alım yapıyorum mutlaka. Senin de aynı kitabı iki farklı yayınevinden aldığın oluyordur sevdiğin için.
Yine de mesela İthaki klasik de basmıştı. Üç baskı filan yapanlar da var. Fantastik-bilimkurgu-korku minvalinde yayın yapan bir yayınevi için klasik bir kitapta üçüncüyü baskıya ulaşması da düşündürücü. Okuyucuyu anlamak da güç biraz.
Ayrıntı Yayınları da kara kitaplar basıyor mesela beş tanesini aldım ama okuyamıyorum. Onların kara kitaplara bakış açısı bana uymadı mesela.
Ama büyük yayınevlerinin çoğu da gökten inmedi. Delidolu Tudem’in ders kitaplarının parasını yiyor. Can yayınları çocuk kitaplarıyla para kazandı ve köklü olmasına borçlu. İthaki yine küçük balıkları yiye yiye ve bazen de çok güzel fırsatlara atlayarak ve piyasadaki büyük balıkların azaldığı bir dönemde çıktı. Akılçelen bile 33 yıllık bir geçmişiyle… Neyse o istisna.
Sonuç olarak onlar da bu şekilde yol kat ettiler. Eskiden para daha az ama fırsat daha çokmuş çünkü özellikle fantastik ve BK’da yarışmak gerekmiyormuş. Şimdi de para daha çok ama fırsat daha az. Büyük yayınevleri kolay kolay güzel telifleri küçüklere bırakmıyor. Kısır döngü olmaması için küçük yayınevlerinin yapabileceği çok şey var. Kara Çınar serisi güzel bir örnek. Ben mesela almak istiyorum onun kitaplarını. Hem hikayeler güzel duruyor hem kapaklar güzel hem de seri-kitaplık mantığı var. Aslında bu konuda sana birkaç şey soracaktım dur hatta yazayım özelden iyi oldu.
Katılıyorum. Benim de takip ettiğim belli başlı yayınevleri var ki İthaki ilk sırada geliyor. Kitaplığımın çok büyük kısmını oluşturuyor şuan.
Ayrıca buradaki bir fark da örnek verilen kitaplarda İthakininkilerin bir seri içerisinde yayınlanmış olması bence. Bende karanlık kitaplığın tamamı mevcut. Yeni çıktıkça da alıyorum. Çoğunu toplu halde 1-2 siparişde aldım. Sadece 4-5 tanesini okudum. Bu kitaplar seri içerisinde ve benzer kapaklı olmasa büyük kısmını almazdım belki de. Misal şimdi İthaki Modern toplamaya başladım. Ayrıca önümüzdeki günlerdeki indirimde Pangea serisini alacağım. Seri içerisinde olması da bence satışı etkiliyor.
Çınar yayınlarının Kara Çınar serisinin de topladım tamamını. Seri olmasa onları da alacağımı sanmıyorum.
Biliyorum abi bunları da ama böyle de aynet buynet oluyor biraz. Düzensiz oluyor çok ben pek sevmiyorum. Dizi şeklinde olanlar bu sebeple sanırım hoşuma gidiyor.