Makale yazmışsın. Kör olmadan önce son çıkış. Taksit taksit okuyayım bari, görünce psikolojik olarak yoruldum.
@Mustafaizmirli “şu an” olarak tüm “şuan” yazdıklarını değiştirmen için üç dakikan var. Yeni uygulamalı yöntemimi nasıl buldun? Sırf yorumcuyu sevdiğimden.
Ekleme: Ben fiyat konusunda genel olarak yayınevlerini çok buluyorum. Bu şekilde devam ederse bütçe yetmeyecek. Kitap alabilmek için okuyucunun kıvranması bana doğru gelmiyor. Zaten çoğu büyük yayınevinin yan hesap gibi yayınevleri var. İthaki’yi Yabancı besliyor zaten. Bir de çocuk bölümü açıldı. Oradan da mutlaka beslenecektir. Fiyatlar çok, telifler çok, kağıt çok, her şey çok bana göre. Bu durumda “Ne olsun istiyorsun?” diyebilirsiniz ama okuyucunun da bütçesi var. Okuyucu alamadıktan sonra en iyi, en popüler kitabı bassan ne olur, basmasan ne olur…
Bilerek öyle yaptım biraz da karışık oldu. Sırf denetimciyi sevdiğimden … Seni de ekledim yoruma ki hemen gör diye.
Yok yok yapma öyle, yenilik her zaman iyi değildir özellikle denetimcinin getirdikleri değil mi ama Hem “şuan” nerede yazıyor ki yok öyle bir şey şu an…
Ekleme: Okuyucu alamadıktan sonra en iyi, en popüler kitabı bassan ne olur, basmasan ne olur?
En popüleri bilmem de en iyisini bassalar okuyucu alır. Aç kalır yine alır, harçlık biriktirir yine alır, ekstra mesaiye kalır yine alır.
Sayfa sayısına göre fiyat hesaplaması yapmak doğru değil. Tek kriter o değil. Çeviri, düzenleme, yayına hazırlama, kağıt, ciltleme gibi baskı masrafı her yayınevi için aynı olmayabilir. Aslında bu 3 kitap da içerik olarak aynı değil.
@Agape Aslında aynı şeyi savunuyoruz sayılır.
İthaki seri haline getirdi başka kitaplarında bu sayede dikkat çekmesini ve daha iyi satmasını sağladı.
Resimlerdeki kitaplar uzun süredir vardı ama kimse bu kadar hemen gidip almadı.
Bizim huyumuz kim bir şey yapmaya kalksa her zaman yapılan şeye bir kulp bulmak.
NOT: Bundan şunu anlamak gerekmez ama yapılan işler elbet hatalı veya eksik olabilir ama hep aaa burası niye böyle diye çemkirmek yerine daha yapıcı eleştiriler gerekir kanaatimce.
Ben İthaki’nin o kadar cesur ve risk alan bir yayınevi olduğunu düşünmüyorum. Ama çok detayına girmeyeceğim, yukarıda çok konuşulmuş. Yüz Kitap, Jaguar gibi yayınevleri için denilebilecek şeyler bunlar. Gerçekten bunu yapanın hakkını yiyoruz.
Diğer yandan vizyon sahibi olmak ne demek? Ben bilmiyorum. Editörlüğünden çevirmenliğine kadar ürettiğin eserin hakkını vermek ve okuyucu kitlesini memnun etmek mi? - Okuyucu o kadar bilinçli ve hakkını verebilecek mi sorularını doğuruyor. Yoksa çok kasmaya da gerek yok, okuyucu iki şekil şukula tav oluyor mu?
Yoksa tamamen daha çok para kazanmak mı? İkisi de mi? Hangi açıdan değerlendireceğiz?
Kısacası bence vizyon (?) + risk, her zaman ekonomik başarıya pek eşit değil. Hatta çoğu zaman tam tersi gibi geliyor.
Asıl ben üslubunuzu kırıcı buldum. Ben size bir şey yazmadım ama siz gelmiş bana “süpermarketlerden alışveriş yapmayın tarzı acıtasyonlar komik duruyor” diyorsunuz. Ben nerede acıtasyon yaptım? Saygı duyuyorsanız kelimelerinizi de düzgün seçmeniz gerek.
Ay sonları İthaki alışverişi yapıyorum, 20"sinden sonra çıkan İthaki kitapları nedeniyle. Ay sonuna bu dizilerden kitaplar da çıksın almak için Mart sonunu beklemek zorunda kalmayayım.
Lovecraft’ın bu öyküsü defalarca yayınlandı. Hem kendileri bastı hem Alfa yayınladı. Hiç yoksa benzer ekolden Clark Ashton Smith’in birkaç öyküsünü yayınlasınlar. (Düşler imparatorundakiler hariç). Şimdi baktım da Smith 1961de vefat etmiş daha telifinin dolmasına varmış😄
Benim cahilliğim bu seriyi hiç duymadım, hatta ne olduğunu da ilk sayfadan öğrendim.
Hal böyleyken bana bir başlangıç kitabı önerir misiniz?
Bu arada bu kitapların geneli kısa mı?