Merhaba abi, Mevlana’nın Moğollar ile işbirliği yaptığı Nasreddin Hoca ile bu yüzden takıştığı (Nasır-el-din Hoyi) bu yüzden de Nasreddin hocaya yılanın kardeşi (Ahi Evran) dediği doğru mu?
1 Beğeni
Bu ve buna benzer(belki daha da acımasız) pek çok sayıda söylenti mevcut ama ben bunlara doğru veya yanlış diyebilecek ne kanıta ne de cürete sahibim.
Rumî önemli bir karakterdir ve benzersiz ifade, ibadet, yaşam metodları vardır. O yüzden genelgeçer doğrularla kendisini yargılamaya çalışırsak çok yanılırız. Açıklarını yakalamak ya da tam tersi ne kadar büyük olduğunu kanıtlamaya çalışmak yerine öğütlerine kulak verirsek bence daha doğru olur. Nacizane fikrimdir.
3 Beğeni
Anladım abi, derste bayağı tartışması yaşandı öylece aklımda kalmış.
1 Beğeni
Bizim insanımız biliyorsun bilgi sahibi olmaya gerek duymadan fikir sahibi oluverir. Onca kitap okudum bu konuda, çıkıp tek bir net şey söyleyemiyorum. Helal olsun millete valla 
6 Beğeni
Türkiye’deki forum kültürü hakkında güzel bir özetleme yapmışsın. Ama dikkat et; az sonra arızalı bir ergen tipi gelip “Onca kitap okumuşsun ama bunlar hakkında söyleyecek bir şeyin yok. Demek ki okumuşsun ama anlamamışsın.” diye sana laf sokmaya çalışabilir. Ve bunu söyleyecek kişi, yukarıda tarif ettiğin kişilikte biri olacak.
Foruma hoşgeldin…
3 Beğeni
İnan aklıma gelmedi değil 
Hoşbuldum. Gerçi geleli baya oldu ama
2 Beğeni
Bende yeni geldim iyiki gelmişim çok beğendim 
2 Beğeni
Hoşbulduk kardeşim…
Küçük bir sorum var. Mühendislik okuyan var mı? Ya da Mühendislik fakültesinde kendinden başka kitap okuyanı gören var mı? İnsanlar derslerin karmaşasında sürükleniyorlar, kitap okumasını önerdiğim insanlar anlamamış gibi bakıyorlar. Aynı sorundan muzdarip Mühendis adayı forumdaşlar aranmaktadır. 
Benim zamanımda okurduk biz. (Ben ve içimdeki benler olarak) bkz: 10 sene önce.
1 Beğeni
Çemberi daraltma hocam.
Okuma kültürünü aile belirler. Sabahtan akşama kadar tv izleyen neslin çocuklarıyız biz. Bu mühendis adaylarının bile üniversite tercihlerini ebeveynleri yapıyor, bir bakıyorsun listeye her mühendislikten bir tane, üstüne puanı yeterse tıp-diş felan da sıkıştırıyorlar.
Çocuk küçükken iyi konuşuyorsa bundan avukat olur felan diyorlar. (Artık ne alakaysa) Lisede felsefe dersine giriyorsun felsefe mi görüyorsun Hz. Muhammed’in hayatını mı işliyorsun belli değil. Bu nesilden kitap okumasını bekliyorsun.
Üniversite kütüphanesinde ders çalışan güruh var bir de. Kütüphaneler ders çalışma yerine dönüşmüş, bilmiyorum bizden önce de böyle miydi de? Cidden kötü. Hadi ders çalışmaya gelenlere bakıyorum o da olmuyor. Bir de son sınıfa gelmiş olanlar kız-erkek peşinde hangisini kafalarımda evleniriz felan düşünceler hakim çoğunda. Bunlar sadece benim kuruntularım olabilir es geçebilirsiniz.
Keşke eski medrese eğitim sistemine geri dönsek. Çocuklara küçücük yaşında matematik-fen-bilmem ne bir sürü şey enjekte ederek beyinlerini zehirliyorlar zaten sanki başka şeylerle zehirleyememişler gibi. Sorgulamayı bilmeyen bir nesil matematik-fen öğrense ne olabilir ki bu bilgilerle ne yapabilir? Benim çocukluğumdan lisenin sonuna hatta üniversitede dahil bir laf vardır : “Hocam biz bu bilgileri ne yapacağız” veya “Bunlar bizim gerçekte ne işimize yarayacak”. İşte felsefe(sorgulama-düşünme) bilmeyen bir nesil böyle büyürse, katma değersiz, üretmeyen bir toplum olursun. %1’i yaşatmak için ömrünü harcarsın.
Kitabı bırak adamlar okumadıkları dine inanıyorlar.
4 Beğeni
Mühendislik öğrencisi kitap mı okurmuş!
Ne yalan söyleyeyim, ben de hiç kitap okuyan görmüyorum. Şu sıralar mühendislik öğrencileri için okuma kavramı formül ezberlemekten ibaret. Kurgu roman veya hikaye okumak fakülte sınırları içinde 7 günahtan biri sayılıyor zannımca.
2 Beğeni
Ben de dikkat ediyorum hakikaten az insan var ama yıllar içinde daha da azaldı. Benim gözüme çarpan çoğu zaten kitap okuma alışkanlığı olmadan girmiş oluyorlar bölümlere, hazırlık aşamasında test kitaplarına gömülünce lise boyu kitapları eline almaktan nefret ediyor insan. Ama bitirip de iş hayatına geçince tekrar bir artış var gibi. Metrodaki gözlemlerim bu yönde. Üniversitede kaybedilip yaşlanınca tekrar kazanılan bir eylem gibi oluyor.
1 Beğeni
10? Yazıyla on olan? Abla demediğim her an için binlerce kere özür dilerim.
Peki sizin döneminizde de böyle miydi? Yoksa bu benim kuşağımın bir sorunu mu?
1 Beğeni
Okuyanını hiç görmedim. Okul uzaktaydı, yol çok bunaltıcıydı. Her yer düzlük filan. Okula 1.5 saatte gider, 1.5 saatte de dönerdim. Ders araları vs. derken günde bir kitap biterdi aşağı yukarı. Sonra okula yakın bir yere taşındım ama yine de kitapsız yapamıyordum. Bazı dersler gerçekten işkence gibiydi. Arkada kitap okuduğum doğrudur. Arkadaşlarımın dalga gectiği de doğrudur. Sonra bir arkadaşımın daha beynini yıkadım. Birlikte okumaya başladık. Bir yerden sonra diğer arkadaşlar bunaldı bizden. Bıraktılar dalga geçmeyi. Öyle kabul ettiler.
Abla demek zorunda degilsin. İçinden nasıl gelirse. Hiç takılmam, hiç de takılmadım.
2 Beğeni
Okuma kültürünün aileden kaynaklandığı kesinlikle katıldığım bir nokta. Annem beş yaşındayken zorla oturtup, okumayı öğretmeseydi bu kadar okur muydum? Sanmıyorum açıkçası, yine de kişi bir süre sonra o eşiği kendi aşmak zorunda diye düşünüyorum. Bana asıl tuhaf gelen insanlara kitap okuma fikrinin tuhaf gelmesi aslında, neden denemek istemiyorlar? Neden çekiniyorlar hiç anlamıyorum.
1 Beğeni
Şu anki hayatımı özetlemeye çalışsam aynen bunları yazardım. Sadece tek bir fark var; yol 1.5 değil, 2 saat.
2 Beğeni
Zamanları yok çünkü başka sebebi mi var? Laf yemek istemiyorsan sorma neden okumuyorsunuz diye çünkü boşuna.
Zamanlarının olmadığına inanmam mı gerekecek? Her gün saatlerce İnstagram’ı tespih eden insanlar bana bunu söylediklerinde kahkaha falan atarım galiba.
Benim ailemde kimse kitap okumaz. Okumak güzeldir filan derler ama sürekli bir bahane havuzu içinde yüzerler. Beş kişinin yükünü ben omuzladım, gidiyorum.
8 Beğeni