25 Ağustos 1983 ve diğer öyküler: Borges’in çok güzel dört öyküsü
Konuk Kaplan: Çin fantastik hikayeleri. Hepsinde çok farklı bir hayalgücü ve özlü anlatım var.
Ölü Zaman Gezginleri: Hasan Ali Toptaş’ın öyküleri güzeldir ama farklıdır. Kitapta iki bölüm var, biri ölü zaman gezginleri( kolay olunmayan muhteşem imgelerle yazılmış öyküler) öbürü Yoklar Fısıltısı( ilk çıkardığı öyküler, daha anlaşılır ama muhteşem Türkçesinden gram eksilme yok) ki ilk okunması gereken öyküler olduklarını düşünüyorum.
Üstadın Ölümü: Kemal Tahir’in kısa ama vurucu öyküleri ki bana göre en iyileri bu kitapta toplanmış. Çok özgünler, beğenmediğim bir tanesi bile yok.
Karanlık Öyküler çok güzeldi ama Mavi Köpeğin Gözleri, Marquez’in erken dönem öyküleri olduğundan kimi çok boğucu kimi zayıf kalabilir. onun yerine belki İyi Kalpli Erendira’sı okunulabilir.
Aslında karıştırmış da olabilirim emin değilim Marquez’in öykülerini okuyalı uzun zaman oluyor çünkü ve benim aklıma Mavi Köpeğin Gözleri diye geldi bir an. Ama olsun ben genel olarak sevmiştim Marquez öykülerini ya.
Le Guin, Gene Wolfe, Bradbury, Dan Simmons ve Sturgeon tabii bariz isimler. S. Delaney de bu kategoride sıkça anılır, ancak onun hiçbir kitabını okumadığım için yorum yapamayacağım.
Sturgeon konusu iyi ki açılmış; evet, İnsandan Öte gerçekten özgün, şiirsel denebilecek tarzda yazılmış bir roman.
Le Guin’in düzyazısı akıcı ve şiirsel.
Gene Wolfe’un olayı tartışmalı. Onun için bilimkurgu edebiyatının (hatta İngiliz edebiyatının) en büyük yenilikçisi ve üslup ustası diyen de var, metinlerini okumayı zorlu ve kafa karıştırıcı bulan da. The Shadow of the Torturer güzel, şiirsel üslubuna rağmen çok yoğun, her olayıyla gönderme yapan, bittiğinde açıkladığından daha fazlasını gizlemiş olmayı başaran bir kitap. TSOTT’ın dahil olduğu serinin birkaç yüz sayfalık bir kullanım kılavuzu/sözlüğü var mesela (başka bir yazara ait).
Dan Simmons’ın Hyperion’ı da örnek verilmiş. Kesinlikle katılıyorum. Hard Sci-Fi janrını şiirsel bir tarzda anlatabilmek herkesin harcı değil.
Çevirisinin ne yazık ki 6.45’ten olduğunu biliyorum. Önokumasından içinize sinip sinmediğine karar verebilirsiniz
Dan Simmons’ın sadece Hyperion’ını okuduğum için diğer eserlerinin tarzını bilemiyorum. Hyperion’u bakalım hangi babayiğit yayınevi ne zaman çevirme işine girişecek. Bilimkurgunun mihenk taşlarından birinin bunca zaman gözardı edilmesi zaten başlı başına tuhaf.
Herkese merhabalar. Yıllardır bir kitap arıyorum çokça sitelerde gezdim ancak maalesef bir türlü karşıma çıkmadı.
Kitap hakkında hatırladıklarım:
İnsanlığın ilk çağlarından günümüze kadar ilerliyor.
Kitabın tarzı öğretici bir bulmaca. Sayfanın türlü yerlerinde küçük ipuçları var oradaki yönergelere göre kitapta arıyoruz. ‘Where’s Waldo’ tarzında.
Fiziksel olarak büyük
Dediğim gibi roman veya hikaye değil bulmaca. Yan yana olan iki sayfasında bir deviri görüyoruz genel hatlarıyla.
Hatırladıklarım şimdilik bu kadar yardımlarınızı bekliyorum teşekkürler.
Türk kadın yazarlarımızdan birini okumak istiyorum. Halide Edip, Tomris Uyar, Latife Tekin Füruzan, Ayfer Tunç gibi ünlü yazarlarda aradığımı bulamadım. Çok daha farklı birini önerir misiniz.
Suat Derviş öneririm. Cumhuriyet kuruluş döneminde yaşamış biri. Hayatı da oldukça ilginç. Belki aradığınızı bulursunuz. Fosforlu Cevriye en ünlü kitabıydı.
Merhaba kapakları bunlara benzeyen genelde koyu renkli başka bi yayınevinin daha türk klasikleri dizisi vardı. Adını hatırlayan var mı acaba? Yeni kitap ya da kampanya başlıklarından birinde paylaşılmıştı fakat baya eskide kaldığı için bulamadım sanırım
Çocuk bilimkurgusuydu, Kuzey YK ve Güney YK savaşıyordu. Birbirlerine nükleer atıp yok ediyorlardı sonra denizaltında yaşıyorlardı sadece başkanları ve aileleri.