Sor bana nasıl aldım onları? Sor?! 
Olur olur, ciltli seti ayarla fiyat önemli değil. 
2 Beğeni
Madem bu kadar ısrar ettin. Soruyorum nasıl aldın? 
Ciltliler benim kıymetlim yahu 5 veya 6. tam setim. 
Eskiden ucuzdu sürekli alıyordum. 
Bir arkadaşım seti satmayı düşünüyordu, eğer hâlâ aynı fikirdeyse yardımcı olurum. 
2 Beğeni
2-3 aydır kitap almıyorum. Yeni kitaplara bir göz gezdireyim dedim. Gezdirmez olaydım.
Dedim bir an nadirde baskısı tükenmiş seri mi arıyorum. İki ayda çok değişmiş buralar.
2 Beğeni
Bana hep kış aylarında 600 650 gelirdi bu ay 1300 geldi. Öyle diğer aylardan çok da fazla yakmadım açıkçası.
3 Beğeni
Benim de normalde 550-600 aralığında gelirdi. Bu ay bana da size gelen fatura bedeli kadar bir rakam gelecek diye kara kara düşünüyorum.
1 Beğeni
Okur dünyası da alarm veriyor.
Aksoy acil önlemleri şöyle sıraladı:
1-) Kağıtta sübvanse mekanizmasının acilen geliştirilmeli. Yayımlama faaliyeti için sertifika alan yayınevleri kitap basımı için kağıt alırken sübvansiyonlardan yararlanmalı. Devlet bu yararlanmanın nasıl olması gerektiği konusunda acil çözüm üretmeli.
2-) Devlet tarafından toplanan özel kopyalama harçlarının vakit geçirmeksizin hak sahiplerine ödenmeli.
3-) Gerek basılı, gerek elektronik kitaplarda korsan üretim ve izinsiz paylaşımların önlenerek, hak kaybı engellenmeli.
4-) İnternet siteleri üzerinden satılan kitaplarda rekabet adına yapılan yıkıcı indirimlere son verilerek kitap satışlarında sabit fiyat uygulamasına ilişkin yasa taslağının TBMM’den geçirilmeli.
5-) Kitap kağıdında % 8, Bristol’de %18 KDV uygulanması sıfırlanmalı.
6-) Kağıt ithalinde Gümrük Birliği’nden kaynaklanan imtiyazlar, AB dışındaki ülkelerden yapılan ithalata da uygulanmalı.
5 Beğeni
Acil önlemlere gel…
Bizim üstümüzdeki vergi yükünü alın, bize fazladan ithalat imtiyazları tanıyın, bizim kitapları 100-150 TL’den rahat rahat iteleyebilmemiz için internet indirimlerini kaldırın, korsana yönelen okuyucuyu da hapse atın. Sıfır kitap alamayıp sahaftan ikinci el kitap alan okurları da meydanlarda ibret olsun diye kırbaçlatın tam olsun.
Şu zihniyette olan birinin yayıncılar birliğinin başında olması zaten içinde bulunduğumuz durumu özetliyor. Yayın dünyasının geleceğini ve iyiliğini düşünüyor ise yapabileceği en iyi şey istifa edip bakkal kuruyemişçi falan açmak olur. Zihniyet tam bir reisci esnaf zihniyeti çünkü…
Ayrıca geçen senenin aynı ayına oranla kitapların %100’ün üstünde zamlanmasına rağmen basılan kitap sayısının %20 düşmesi ülke geneline baktığınızda gayet kabul edilebilir düşüş. Siz sabit fiyat yasası geçerse düşüşün kralını o zaman görürsünüz.
33 Beğeni
Sepeti tamamlamak için 25 TL’ye kitap bulamıyorum. 3 kitabı 200 TL’ye satıyorlar. %20 düşmüşse gene iyi düşmüş.
2 Beğeni
Dizi beklenen ilgiyi yada kaliteyi göstermeyince zam kaçınılmaz olmuş
2 Beğeni
Buna iyi güldüm 
1 Beğeni
Peki size göre ne gibi destekler olması gerekiyor? Çözüm önerisi?
1 Beğeni
Dijitale geçsinler.
Hiçbir destek dilenmelerine gerek kalmadan maliyetlerini bir anda inanılmaz ölçüde indirirler.
Finansal geri dönüşlerini aylardan (6-18 aydan bahsediyorum) anlık veya birkaç haftalık sürelere indirebilirler.
2 Beğeni
Herşeyden önce sağdan soldan destek dilenmeyi bırakıp kendi üstlerine düşen görevleri yapmak ile başlayabilirler. D&R gibi büyük parekendecilerin tekelinden rahatsız iseler ve kitapların etiket fiyatlarını dağıtımcıların ve parekendecilerin baskısı ile arttığını düşünüyorlarsa bunlara rakip olmayı denesinler.
En basitinden gidip yayıncılar birliğinin satış sitesini açsınlar. Her yayınevinin kendi satış sitesi var. Bunları tek bi çatı altında toplasın, her mecrada reklamını yapsınlar. Her kitabı da indirimli satsınlar. D&R arıza mı çıkarıyor? O zaman hiç biri vermesin D&R’a kitap. Hiçbir yayıncı D&R’a kitap vermese D&R mağazalrında salatalık satacak hali yok. Bunlar Yayıncılar “Birliği” değil mi? O zaman bi zahmet sadece zam yapacakları zaman birlik olmasınlar.
Yetmez ise D&R gibi bilmemne holding center avm’nin tam girişinde aylık kirası 450.000 TL olan mağazalardan ziyade işlek noktalarda küçük Yayıncılar Birliği mağazaları açsınlar. Gerekirse kitap dağıtımı ve yer tesisi konusunda büyük şehir belediyeleri ile anlaşsınlar. Dedikleri gibi ülke yayıncılığı tamamen iflas etmek üzere ise en azından İstanbul Ankara İzmir Antalya gibi büyük şehir belediyelerinin hiçbiri geri çevirmez.
Bunu okur olarak biz mi organize edicez? İşte “Birlik” adı altında boyun büküp zam yapmaktan başka vizyonu olmayan bu insanların yapması lazım.
23 Beğeni
Yayıncılara akıl vermek bakkala akıl vermek gibi arkadaşlar, ben yayıncı olsam şunu dene bunu dene diyene gel sen dene oluyor mu bakalım derdim. Yayın piyasasından 3-4 tane yayınevini çıkar daralma %60 olur. İşleri çok zor. Bizim de zor ama aslında biz onlar falan diye bir şey de yok. Sermaye yayınevleri zaten her halukarda çıkış yolu buluyor, bu süreçten büyüyerek de çıkarlar ama küçük yayınevlerinin işi çok zor. Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok, modern denilen ülkelerde yayıncıya tanınan haklar tanınsın yeter. Gel bana kıyak geç diyen de yok, yılda onlarca yeni yayınevi denemesi oluyor, birçoğu zaten birkaç kitaptan ötesini göremiyor. Objektif kıstaslarla yayınevleri desteklenmeli. Bu kıyak veya dilenme falan da değil, bu iş bir yönüyle kamu hizmeti. Yayıncılığı salt ticaret gözü ile bakmamak gerekiyor.
1 Beğeni
Dijital kütüphane, E kütüphane abonelikleri vs yakın gelecekte bir çok yenilik olacak ama yayınevleri hep olacak.
1 Beğeni
Garip bir ikilem söz konusu. Zincir mağazalar yayınevi satış hacminin aşağı yukarı yüzde seksenini oluşturuyor. Bunu yapacak cesaret yok kimsede. Bu yüzden de zoraki bir şey bekliyorlar. Kanun vs. Daha kolay çünkü. Yarın biri laf ettiğinde “E, devlet böyle diyor. Yasa var kanun var. Biz ne yapalım?” olacak. Bu açıklama daha kolay. Kimse etliye sütlüye karışmadan kârdan ödün vermeden cebine daha çok para koymanın derdinde. Yüzde elli indirim olmasa ne değişecek? Sabit yasa gelse ne değişecek? Zihniyet ve ticaret anlayışı değişmedikten sonra sabit olsa ne olmasa ne… Zaten bu yayınevleri bunu düşünerek fiyat biçiyor. Adam o kitabın etiket fiyatına boşuna mı 350 yazıyor? Ayvaz kasap hep bir hesap. O kitap yine aynı paraya satılacak sonuçta.
2 Beğeni
Belki (hatta büyük ihtimalle) şimşekleri üstüme çekicem ama Yayıncılar Birliği, “birlik” değil. Kendi aralarında sinerjik bir şekilde çalışan, know-how paylaşan, destek olan bir kurum değil. Çünkü hiçbir yayıncı böyle değil. Diğer kültür-sanat-eğlence vs. sektörleriyle rekabet edeceklerine kendi aralarında rekabet etmeyi seçiyorlar. Yayıncıların Netflix’le, TV kanallarıyla, müzik sektörüyle, vs. rekabet etmesi gerekir aslında. İnsanlara, “Biz size çok daha fazla şey sağlarız, zamanınızı bize verin,” demeleri lazım. Daha fazla insana, daha fazla fayda sağlamak için çalışmak zor geldiği için de “Devlet bizi sübvanse etsin, kamu yararına iş yapıyoruz.”
Dediğinizde çok haklısınız ama öyle bir ilişki var ki yayıncılar arasında, bu söylediğiniz gerçekleştiği anda kendi aralarında kavga etmekten başka bir şey yapmazlar. 0’dan “Sen Abdülhamid’i savundun!” noktasına öyle hızlı geçerler ki başınız döner.
Sabit fiyat yasasının zincir mağazalara nasıl bir engeli olacak, nasıl dizginleyecek inanın en başından beri hiç anlayabilmiş değilim. Aksine daha da tekelleşmesi için önünde hiçbir engel kalmayacak gibi geliyor bana. Yani damadın sahibi olduğu zincir mağazaları dizginlemek için devletten kanun beklemek… Neyse…
10 Beğeni
Yıkıcı indirim mi??.
2 Beğeni
Ben pes ediyorum hocam ya. Bırakalım geçsin yasa, görsünler bir neymiş ne değilmiş 
Tabi yasa geçerse diğer sektörlerde aynen bu sisteme geçer, sadece yayıncılarla kalmaz 
2 Beğeni
