Fiyatı görünce tansiyonum düştü.
Kâğıt fiyatlarındaki artış nedeniyle kitap basımı neredeyse durdu
Kâğıdın tonu bir yılda 5 bin liradan 25 bin liraya çıktı. Boya, kalıp gibi maliyetler nedeniyle basılan kitaplar da yüzde 50-100 arasında zamlandı. Yayıncılar zorda.
Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre fiyatı en fazla artan ürünlerden biri kağıt. TÜİK’e göre yıllık artışı yüzde 256’yı bulan kâğıtın tonu piyasada geçen yıl mart ayında 5 bin lirayken bu yıl 25 bin liraya ulaştı. Kâğıtta dışa bağımlı olan Türkiye’de yayıncılık sektöründe büyük bir kriz yaşanıyor. 2022’nin ilk iki ayında bandrol verilen kitap sayısı önceki yıla göre yüzde 14.53 düştü.
Türkiye, 2005’te özelleştirilen kâğıt fabrikaları nedeniyle kâğıtta yüzde 90 dışa bağımlı hale geldi. Dünyada yaşanan arz kriziyle dolar bazlı fiyatlar artarken döviz kurlarındaki yükselme de iç piyasada fiyatları patlattı. İflas etmemeye direndiklerini söyleyen sektör temsilcileri KDV’nin kaldırılmasını ve yerli kâğıt endüstrisinin tekrar canlandırılmasını talep ediyorlar.
“FİYATLAR YOLDA ZAMLANIYOR”
Hammadde fiyatlarının haftalık zamlandığını söyleyen Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Kocatürk, yüzde 400’leri bulan artışlara karşın eski ktiapların yüzde 50-60 yeni basımların ise yüzde 100 zamlandığını belirtti. Nisan ayında tarihin en kötü satış rakamlarını gördüklerini söyleyen Kocatürk, şunları söyledi:
“Satışlar dörtte bire düştü. İnsanların alım gücü ve öncelikleri malum. Bunları bilerek fiyat vermeye çalışıyoruz ama olmuyor. Elimiz titreyerek fiyat belirliyoruz. Eskiden bir ay sonraki fiyatı bilemiyorduk, şimdi bir hafta sonraki fiyat değişiyor. Bir gün sonraki fiyatın değişeceği günler de yakın. Kâğıt yüklü gemi Türkiye’ye gelene kadar fiyatı yüzde 25 zamlanıyor. Vadeli ödeme kalktı, peşin ödeseniz bile fiyat garantisi yok, limana gelince son fiyatı kabul etmeniz gerekiyor.”
MEB DE BASIMDA ZORLANIYOR
Sektörde kitap basmak da satmak da zorlaşırken bu zorluğun Milli Eğitim Bakanlığı’nı da (MEB) vurduğu belirtiliyor. Kocatürk, sektördeki duyumlara göre Milli Eğitim Bakanlığı’nın da ders kitapları bastırmada zorlandığını aktarıyor. Kocatürk, “MEB’e yardımcı kitaplar da dahil 100 bin ton kâğıt lazım ama bulmak çok zor artık. Sektörden duyduğumuza göre MEB geçen günlerde yardımcı kitapların bir kısmı için ihale açmış ve fiyatı yüksek bulduğu için iptal etmiş. Sonra o fiyatın daha üstünde bir fiyatı kabul etmek zorunda kalmış. Ders kitaplarının zamanında dağıtılıp dağıtılamayacağı bile yakın zamana kadar soru işaretiydi sektör içinde. Şimdilik çözülmüş” diye konuştu.
Kocatürk, çözüm için AB ülkeleri dışından yapılan kâğıt ihracatına uygulanan yüzde 10’luk fonun kaldırılmasını isteyerek yerli kâğıt endüstrisinin yeniden canlandırılması gerektiğini de vurguladı.
DEVLETE KİTAP BASAN ZARARDA
İptal edilen ihalenin yenilendiğini doğrulayan Eğitim Yayıncıları Meslek Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can ise durumu şöyle anlattı:
“Devlet, kitapların yüzde 55’ini özel sektörden alıyor kalanlarını da kendisi bastırıyor. Devlet, kendi kitaplarını basmak için matbaacılara ihale açtı ama fiyatı uygun bulmayıp iptal etti, sonra yeniden yaptı. İhalede devletin belirlediği maliyet 1.36 kuruştu ama matbaacılar en düşük teklifi 1.45 kuruş olarak verdiler. Kabul edilmedi, iptal edildi. Sonra yeni ihale yapıldı ve verilen fiyat kabul edildi ama bu fiyatın daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.”
Maliyetler böyle artmaya devam ederse MEB’in de kitap bastıracak yayıncı ve matbaa bulamayacağını söyleyen Can, “Biz zaten 2-3 yıldır ders kitaplarından para kazanamıyoruz. Geçen yıl zarar ettik ders kitabı ihalesinde. Dolar çok oynadı çünkü. İhaleler nisan ayında yapılıyor biz şubatta kâğıtları alıyoruz. Haziranda bize, ihaledeki tutarın yüzde 10-30 arasını ödüyorlar avans olarak. Geriye kalanı da ekim ayının sonunda alınıyor. O arada sırf kur farkı ve enflasyon farkı bile zararın büyüklüğünü gösteriyor” dedi.
“KİMSE ÜRETEMEZ”
Matbaaların dolar endeksli fiyat vermeye başladıklarını söyleyen Yayıncılar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Elif Akkaya ise, bu krizin hem MEB’i hem de Kültür Bakanlığını’da vuracağını belirtti. Akkaya, “Fiyat verilemez duruma gelindi. Maliyet belli olmayan bir sektörde kimse üretim yapamaz. Devletten de hiçbir şekilde yardım gelmiyor. Sonumuz hayra alamet değil, gerçekten” diye konuştu.
https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/kagit-fiyatlarindaki-artis-nedeniyle-kitap-basimi-neredeyse-durdu-1933531
Haberi ben de görüp okudum. Normal kitap basamamak çok umurunda değilmiş gibi.
Devlet ihalelerinden para kazanamıyoruz tribine girmiş gibi geldi bana.
Sonuçta esnaf adamlar çok fazla şey beklememek lazım.
Yayıncılar Birliği başkanı Kenan Kocatürk için diyorsanız onun olduğu birlikte ders kitabı basan yayıncılar yok. O birliğin ismi Eğitim Yayıncıları Meslek Birliği.
Az önce dolabımı düzenlerken Aralık 2019’da aldığım Witcher kutulu setin faturasına (6 kitap) denk geldim. 150 ₺’ye almışım. Şu an 7 kitap 390 ₺’ya satılıyor.
Decathlon’un son 2 ayda yapmış olduğu zammı gördükten sonra kitaplara laf söyleyemiyorum.
Cumartesi fiyatına baktığım powerbank (139 tl) pazartesi 199 tl olmuştu. Görevli artık günlük bile değil, saatlik değiştiğini söyledi.
Anlamak istemedikçe daha kötü olacak.
Şuan emlakçılar sanki balıkçı, manav gibi her sabah tabela güncelliyor. Bir ay sonra ücretleri arttırsınlar, başta teknolojik ürünlerin satışı bitecek. Çünkü fiyatlama yapamayacaklar. Ciddi oranda kamu tasarrufu adı altında işten çıkartmaları da bekliyorum.
Kağıt euro ile fiyatlandırılıyor ve son 1 haftadaki kur artışı ile kitap fiyatlarına en geç ay başına kadar en az %20 zam gelecektir. Almayı beklettiğiniz kitaplar varsa daha fazla ertelemeyin.
Sloganımız: Kitap fiyatlarımız düne göre biraz pahalı olabilir ancak yarına göre olabildiğince ucuzdur.
Liste yapıp sanal kitap fuarlarını, yıl sonu ultra mega süper indirimlerini beklediğimiz günler mazide kaldı.
Şahsen benim bu konudaki sıkıntılarımdan biri de hangi indirimin ne zaman olacağını bilememek oluyor sanırım. Kitabını almak istediğim birkaç yayınevi var ama %35 gördüm diye alsam mı yoksa stok eritmek için %50 yapılır mı? Yapılmazsa da zam gelirse hiç alamam vs. Bu konuda yayınevleri de haklı para kazanmaları lazım ama herkes kendi derdinde .
Daha yüksek euro kurlarını görmüştük ama en düşükten hesap yaparsak son 1 ay baz alındığında 15,49 tl miş(28 nisan) en düşük euro kuru, yüzde 20 lik br artış için 18,6 lira olması gerekiyor. Ama zaten aralık-ocak geçişinde kitaplar bu kuru fiyatlamamış mıydı?
Tek etken kur değil kur istediği kadar sabit olsun ülkede enflasyon %150 olmuş giderde artma olmasa bile ilerde artacağını bildiğinden bu oranda fiyat arttırır herkes.
Kur düştü, kitap fiyatları neden düşmedi?
Bu şey değil mi ya ? Hani yöneticisinin tuvalet kağıdı fİyatları çok arttı dediği yayınevi
Bakmaya kalbi yetmeyecekler için yazayım 3 kitap 900TL
Şeref Bey’in söylediği gündelik bilgi aslında. USD/TRY çaprazında vadeli kontratların kurları Borsa İstanbul’da şeffaf bir şekilde görülebiliyor.
Ocak 23 vadeli dolar kuru 21 lira mesela. Bu da şu an 21 TL ödeyerek Ocak 23 teslimatlı dolar alabileceğiniz anlamına geliyor. Bu sayede Ocak 23’de dolar 30 lira olsa bile kendinizi korumuş ve 21 liradan dolarınızı almış oluyorsunuz.
Siz de bakabilirsiniz. Bunları genelde şirketler kendilerini kur şoklarına karşı korumak için “hedge” mekanizması olarak kullanıyorlar.
Tabii bu kontratlar sayesinde piyasanın dolar kuru beklentisini de görebiliyoruz ve tabii aracı kurumlarda hesap açarak herkes işlem yapabilir viopta.
Bana kalırsa peynirden tutun da bisiklet, giyim vs fiyatlarına baktığımızda bu başlığın çok da anlamı kalmadı. İlk başlarda evet durum böyleydi ama şimdi okuyunca sadece kitaplarda amansız ve insafsız bir yükseliş var gibi algılanıyor. Çoğu ürünün etiketine baktığımda şimdi kitaplar yine biraz insaflı gözüküyor gözüme.
1.5 sene önce ekipmanlarla 700 liraya ikinci el sattığım bianchi bisiklet şuan tekil halde ikinci elde 3000 lira olmuş. Sıfır bisikletlerde de adam gibi birşey şuan 4.5 - 5k bandında geziyor. O da başlangıç için uygun yani…
Bugün biriyle anlaştım yarın 3k para verip ikinci el bisiklet alacağım. Mecburum çünkü artık işe arabayla gidecek kadar zengin değilim şu son zamlardan sonra
Mazotun artışı sonrası benim gibi düşünen kesim bisikletlere akın edince bisiklet fiyatları zaten dolarla şişmişken daha da şişecek.
Aklınızda varsa bir an önce almaya bakın derim.
Bizde öyle Avrupa’da ki gibi işe bisiklet ile gidip gelme durumu olmaz. İnsanlar iş yerine 50-60km en az mesafede çalışıyor. Bugün Türkiye ortalaması çıkarsınlar, insanların iş yeri ve evi arasında ki min mesafe en az 25km vardır. Kimse günde 50km bisiklet sürmez işe gidip gelmek için.
Herkes için aynı durum söz konusu değil aslında. Misal İzmir’de insanların işyeri ve evleri arasında o kadar mesafeler yok. Hatta benim evimle işyerim arası 3 - 4 km. Eşimin işyeri ise 14 km filan. Tek derdimiz altyapı. Benim işyerim çok yakın olmasına rağmen giderken çok fazla eğim ve ara sokak var. Eşim ise giderken sahil hattına çıkabilmesi için trafikle baya cebelleşmesi gerekiyor. Aynı şekilde Hatay’da oturup Konak’da çalışan birisi için mesafe yok denilebilecek kadar az ama altyapı bu mesafeyi bisikletle kolay kolay katedebilmeye müsaade etmiyor.