Ben çocukken bir şey istediğimde babam bana nazik bir dille gerçeği söylerdi. “Ben de bunu sana almak isterim ama paramız yetmiyor” derdi.
2 Beğeni
Sahaflara gitmek ve internetten almak kesinlikle daha hesaplı. Sahafları açıklamaya zaten gerek yok fakat İnternet alışverişi konusunda yorum yapabilirim. Yaklaşık 7-8 yıldır İnternet siteleri üzerinden yapıyorum ağırlıklı kitap alışverişimi ve kesinlikle çok çok ama çok daha ucuza geliyor toplu alımlarda. D&R mesela, gidin bakın bir kitabın fiyatına, internet sitesinde daha ucuzdur aynı kitap. Çalışanı bile “Biz iki farklı dükkan gibiyiz, site kesinlikle daha hesaplı.” demişti sebebini sorduğumda.
Site olarak da bugüne kadar D&R, İdefix, Aekadaş Yayınları’nın sitesi(geçen gün bir okula kitap gönderdik sağlam ulaşmış) ve en çok da İlknokta (İthaki’nin malum) üzerinden alışveriş yapıyorum ve bugüne kadar sitelerden kaynaklı hiç bir sıkıntı yaşamadım. Kargo’nun evde bulamaması, sağa sola çarpması vs. sitelerin sebep olduğu bir sorun değil, bir iki kere başıma geldi ama sağolsunlar kitapları yollarken çok güzel sarıp sarmalıyorlar. Paranızı biriktirin, toplu alım yapın. Şahsım adına söylemek gerekirse, 100-200 belki daha fazla miktar parayı kim bilir ne kadar abuk subuk şeylere veriyorumdur 3-4 ay boyunca. Kitap almak için kenara armak da aynı hesaba geliyor.
2 Beğeni
Yıl 2012 idi, üniversitedeydim. Bir yandan yaz rüzgarı havadaki nemi endüstriyel gazlarla birlikte harmanlayıp bebeksi cildime çarparken, öbür yandan masanın altında güç belâ çalışan bilgisayarın işlemcisi odayı ısıtıyordu, hava yeterince sıcak değilmiş gibi! Bunaldım, bir kahve koyayım da kendime geleyim diyerek mutfağın yolunu tuttum. Ketıla göz kararı su koyup yuvasına oturttum ve tutamaç kısmındaki tuşa bastım. Sonrasında ev sahibinin kıç kadar mutfağa koyduğu dökme demir sandalyeye oturdum. Neden mi? Çünkü içeri gidemezdim. Çünkü unutkandım. Çünkü ketıl bozuktu ve su kaynayınca otomatik olarak kendini kapatmıyordu. Her şeyi teknolojiden bekleyemezsiniz sonuçta! Sandalye vücudumun narin bölgelerini iyiden iyiye rahatsız etmeye başladı, oysa bekleyeceğim hepi topu iki üç dakika bir şeydi. O an bir şey dikkatimi çekti; buzdolabının üzerinde duran 37 ekran televizyon. Aylar, belki de yıllar olmuştu açıp televizyon izlemeyeli. Şöyle bi’ açıp ne var ne yok bakayım dememle başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Haber bülteninin monoton sesli anlatıcısı, sigaraya bir kez daha zam geldiğini açıklıyordu! Ve hayatımı değiştiren o sözcükler döküldü ince dudaklarımdan: “Baba kaçar.”
Henüz kaynamış ve buharı tüten suyun içinde granül kahve çözünürken bazı şeyleri sorguladım; kimdim ben, ne yapıyordum orada, ne travmalar yaşamıştım ve bu travmalar körpe bedenimde ne tür izler bırakmıştı? Neleri seviyordum ben ve nelere bağımlıydım? Aklıma ilk gelen, sahip olduğu özgüven ve estetle beni büyüleyen kısa saçlı kadınlar oldu, ikincil olarak aşk ve son olarak sigara…
Talep varsa, arz vardır, bu sebepten ötürü her şey olması gerektiği gibi devam eder. Ben de bu düşünceyle ilk iş çarşıya indim ve açık tütün aldım. Artık kendi işimi kendim görüyordum inceden duyduğum bir gururla, zira rahmetli dedem de tütün çiftçisiydi ve anısını yaşatıyordum bu şekilde. Bununla birlikte artık daha düşük bir tüketimciydim. Fakat hiçbir zaman insanlara bir şey dayatmadım. Hiçbir zaman “Abi gerçek olay bu, sizin içtiğiniz fabrikasyon, zehir zehir!” gibi lâflar söylemedim. İsteyen istediğini yapmakta özgürdü, o veya bu şekilde tükettiği sürece.
Yıl 2012 idi ve ben, ben kendi savaşımı kazanmıştım.
Evet, bu lüzûmsuz cümle yığınından sonra konuyla ilgili görüşümü belirtebilirim: Fiyatların artması okuma oranlarını ne eksi ne de artı yönde etkilemez bana kalırsa, okumak istemeyen yine okumaz, okumak isteyen bir şekilde bir yolunu bulur ve okur.
Mayıs güneşinin sıcaklığı teninizde olsun <3
7 Beğeni
Çözümü yok ve yakın zamanda olacağını da sanmıyorum. Gücüm yettiği anda yabancı diyarlara gideceğim. Mistborn serisi 15 euro idi son baktığımda bu internet fiyatı tabi ama düşünün bu kitabın türkiye seti 80 lira falan yapıyor. Gideceğim İtalya’ya veya Fransa, İngiltere de olabilir yaşayacağım hayatı.
1 Beğeni
Kitapevlerine gidip kitaplara bakarak, dokunarak, okuyarak, inceleyerek almak çok güzel ancak arkadaşların da dediği gibi fiyatlar yüksek. Bir iki liranın bile hesabını yapmak zorunda bir çok insan. Bir kitapsever iseniz o kitapevine aklınızdaki 5-6 kitaplık listeyle girip en ucuz ikisiyle çıkmak aklınızın diğerlerinde kalması vb.
Aklıma iki şey geldi:
- Devletimiz kitaplardan, dergilerden vb. vergi almasa veya düşürse,
- İnternet alışverişi için, kapıda ödeme seçeneği sunan siteler hangileri?
1 Beğeni
Benim bildiğim bu devlet uçan kuştan bile vergi alır. Keşke kitaplardan vergi almasa ama bu hep bir hayal olarak kalacak.
1 Beğeni
2, soru için , aslında bunu yapan bir çok site var , google sorman yeterli . Ve sanırsam bazı siteler bu hizmet karşılığında fazladan ücret alıyorlar diye biliyorum .
1 Beğeni
Aynen benim kızdığım noktada burası. Ondan sonra neden okumuyoruz diye soruyoruz. Bunun gibi nedenlerden okumuyoruz. Dediğin gibi alamıyor olabiliriz, kırmadan söylemek gerekir. İnşallah bu kafa yapımızı değiştirebiliriz ileride, gerçi yakın zamanda mümkün değilde.
Kitap fiyatlarındaki aşırı yükselişin tek nedeni kâğıda sürekli zam geliyor olması. Çünkü kendi kâğıdımızı üretemiyoruz. Türk lirası, dolar ve euro karşısında değer kaybettiği her gün, matbu işlerin maliyeti de artmaya devam edecek.
Ne yazık ki bu noktada vergilerin düşmesi ya da açgözlü yayınevlerinin biraz daha ılımlı politikalar sergilemesi bir çözüm üretmiyor.
A-) Türk lirasının dolar ve euro karşısında değer kazanması gerekiyor.
B-) Kendi ülkemizde yayınladığımız matbu işlerde kullanacağımız kâğıtları, kendi başımıza üretebiliyor olmamız gerekiyor.
İkisinden -en az- biri gerçekleşmediği sürece, işler Türkiye için daha tatsız bir hâl almaya devam edecek.
Öte yandan, ehonomi çohi.
13 Beğeni
Abi üşenmedim okudum sonra bir sorgulama fırtınası yaşadım. Bu nedir, konuyla bağlantısı nerede, ne yapıyorum ben şuan, aslında kimim ben neden buradayım filan. Sorgulama komasına girecekken son anda kendime geldim.
Kitap fiyatlarındaki artış okuma oranlarını azaltıyor be Yakışıklı. Sınırlarda yaşayan insanlar var. Her şeyden kısmasına rağmen ay sonunda cebinde 1 lira kalmayan hatta borçlanan insanlar var. Ben çok gerekirse internetten indirip okurum alana kadar ancak ekrandan okuyamayan insanlar da var. Korsan desen öldü gömeni yok ha kötü olmadı ama iyi de olmadı. Neyse yani ben kitap alamadığı için o ay kitap okuyamayan insan tanıyorum kütüphane desen yok ki ölsün. Velhasıl sorguladım.
3 Beğeni
Esasen bununla ilgili uzun bir dosya hazırlayacaktım lâkin sonrasında süresiz olarak erteledim, o yüzden burada da çok uzun tutmayayım. Ben kitap okumanın kutsanmasını en kibar tabirle “cringe” buluyorum, o sebepten ötürü okuma oranları artmış, azalmış, kitap okumak eylemiyle ilgili düşüncelerimde merkeze oturttuğum bir şey değil bütün bunlar. Böyle diyeyim ve bırakayım, zira dallanıp budaklanacak ve kısır ötesi bir tartışmaya dönecek genel itibariyle.
1 Beğeni
Anca faydalı şeylerden vergi alınır saten bak mesela mucevherlerde veya tam olarak elmasta falan hiç vergi yok diye biliyorum.
Bence şu an ki halimizden memnun bile olmalıyız. Ekonomik kriz yakın o zamana kadar alınacak olan alınmalı. Ama ne yazık ki bir liseli olarak okulda tek bir yemek yemiyorum hatta su bile almıyorum hatta ve hatta gezmeye bile gitmeyen bir insanım gene de bir yerden lens vb özel şeyler alınıyor para kalmıyor yok abi yani liseli olup zengin değil iseniz kitap almak işkenceye dönüşüyor yahu.
1 Beğeni
Ben Vakıf Serisini geçen gün gayet uygun fiyata aldım ( 45 lira - 3 kitap yeni baskı) . Fiyatların internette gayet makul olduğunu düşünüyorum. Mağazalardaki fiyatlar umrumda değil.
Yabancılar kaça alıyor ona göre karsilastirin bide kusura bakmayın ben telefonda olmasam sizi uğraştirmazdim.
Arkadaşlar elimde 100₺ üzeri alışverişe 15₺ indirim veren İdefix kodu var.Kullanmak isteyen varsa mesaj atsın göndereyim.Tavsiyem bugün kullanmanız çünkü bahar indirimi bugün son.
Kitapçı dükkânları ile kitap satış siteleri arasında böyle büyük bir fark bulunmasının nedeni karşılaştıkları maliyetlerinin farkıdır.
-
Bir kitap satış sitesi tek bir şehirde, göz önünde olmayan bir yerde büyük bir depo kiralıyor. Oradan her yere satıyor. Kitapçı dükkânı ise şehrin az ya da çok bilinen bir caddesinde veya bir AVM’de çalışıyor. Hatta bazen birkaç şube birden açmak zorunda kalıyor. Bu da kira, personel masrafı, elektrik vs. işletme masrafları, bazı ek vergiler falan demek. Akıl almaz masraflarla boğuşmak zorundalar. Daha önce perakendecilik sektöründeki bir şirketin muhasebe ve finans departmanlarında çalıştım. Ne kadar zor olduğunu biliyorum. O akıl almaz masrafları döndürmek için her gün çok büyük ciro yapmaları ya da bir yolunu bulup o maliyetleri kısmaları lazım. E-ticaret bu yüzden daha avantajlı.
-
İnternetten kitap satanlar çok daha büyük bir müşteri kitlesine sahip. Her yere kitap gönderebildikleri için tüm Türkiye, hatta yurtdışı da onların faaliyet alanı. Kitapçı dükkanı ise bulunduğu şehrin bulunduğu semtindeki bir miktar insana kitap satabiliyor. Dolayısıyla geliri daha az.
Hâl böyle olunca kitapçı dükkânları kitapları çok daha yüksek fiyata satmak zorundalar. Gelirleri daha az, giderleri daha fazla. Bunu da kitap fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyorlar. Müşteri ise bunu karşılayacak durumda olmadığından internetten almak zorunda kalacak. Bu yüzden kitapçı dükkânlarının bir geleceği yok. Ardı ardına şube açanları bile en fazla kısa ve orta vadede dayanabilir.
6 Beğeni
Sonunda sesimizi duydular. Seslenen Kitap’ı satın alan Storytel, Türkiye’de faaliyete başlamış. Abonelik ücreti aylık 25 TL ve bütün sesli kitaplara sınırsız erişim sağlıyor. Daha yeni olduğu için 350 Türkçe seslendirilmiş kitap varmış. Zamanla bu sayı artar. Sesli kitap dünyasının gelişip yayılması çok güzel.
4 Beğeni
Keşke benzer bir şey normal kitap ya da e-kitap için de olsa. Sesli kitaplar için sevindim.
1 Beğeni
kitapjo.com da kapıda ödeme seçeneği var ve diğer sitelere göre fiyatları daha uygun gerçi dün kitap almak istedim ama fiyatlarla ilgili yapılandırmadayız 1-2 güne alabilrsiniz dediler 
1 Beğeni