Arkadaşlar az önce ciddi ciddi kitap alışverişine koca bir elveda dedim.
Zaten kasım ayından beri elimde biriken kitapları eritmek için alışveriş alışkanlığımı dizginlemeye başlamıştım. Çok nadir, elime kupon geçince ya da baskısı tükenen bir kitaba uygun fiyata denk gelince kitap alıyordum.
Fiyatlar o kadar hızlı yükseliyor ki normalde ayda bir kitap seçip okuduğumuz kitap kulübündeki arkadaşlarla bir sene boyunca okuyacağımız kitapları topluca belirleme kararı aldık. Son alışverişimde bu kitapları aldım ve artık fiyat takibi yapmayı, yeni kitap/seri takip etmeyi bile bırakıyorum.
Bu fiyat artışları istediğim kitabı okumamı (en azından bir süre) etkilemez diye düşünüyorum. Eskiden, ekonomik bağımsızlığımı kazanmadığım zamanlardaki gibi komşularımdan, arkadaşlarımdan ödünç alarak okurum. Elimdeki kitapları takas eder okurum. Kütüphaneden alır okurum ama fiyatlar bu seviyede gittiği sürece kitap almam.
Kesinlikle, kitap fiyatları artmasa evdeki kitapları bitiremeyecektik. Şimdi ne zaman elim yeni kitaba gitse fiyatına bakıp evde bekleyenleri bitireyim diyorum 
Ve fiyatların devamlı artması… 
Normalde bu kadar farkedilmezdi ama mesela ben 3 ay önce Hayvan Mezarlığı’nı %50 indirimle 20 tl’ye almıştım bir ay önce fiyatı 6 tl artmıştı.Alınacakları beklettikçe durdukları yerde değerleniyorlar. 
Bu başlıkta olan bazı mesajlar tüm resmi daha iyi görebilmeyi sağlıyor.
2021 hammadde krizi
Okumak istediğim önemli kitaplar İmge Yayınları’ndan çıkmışsa büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Genelde de önemi büyük olan kitapları basıyorlar. Kaliteli eserler okumak isteyenlerin bir şekilde bulaşmak zorunda kalacağı bir yayınevi.
Daha popüler oldukları için Pegasus ve İthaki daha fazla konuşuluyor doğal olarak ancak İmge’nin fiyatları çok daha anormal bir seviye bence. 
İndirimcik yapmışlar ama demeyin öyle.
Kalın kitaplarda 13.5/19 kadar sevmediğim bir ebat yok…O ebatlara o fiyatlar çok çok fazla, ben İmge’nin indirime girdiğini pek görmedim o yüzden istisnalar hariç bulaşmıyorum.
İmge ülkemizdeki en çakal yayınevlerinden biridir maalesef. Ah, Yaşam Kullanma Kılavuzu’nu 40 TL’ye bulmuştum kitapaktif.com’da bir kere. Kargo bedavaya gelsin diye bekletirken güncellemişlerdi fiyatını. Şimdi almak imkansız neredeyse. He zaten bu yayınevine daha fazla para da kazandırmayı düşünmüyorum zaten.
633 sayfa kitaba 118 TL etiket fiyatı ve üstüne çok kıt indirimi olan bir yayınevi. Ne diyeyim, umarım hak ettiklerini bulurlar. Bu gibi yayınevleri ayakta kalsa ne kalmasa ne. Ticaretin de bir adabı usulü vardır. Böyle bir fiyatlandırma olamaz.
Öyle demeyin serbest piyasa!
Bilgiye erişim ucuz olacak değil ya…
Arkadaş Kitapçılık’a ait kitapbulan sitesini severim. Epey de ithal kitap almışlığım var. Ama bugün gördüm ki, zaten stoklarında olan - hali hazırda alınmış kitapların fiyatlarını dolar artıyor diye arttırmışlar. Geçen ay 75 TL olanlar 95 TL olmuş. Bu kitaplar da takibimdeydi, hiç stok bitmesi, yeniden sipariş durumu yaşanmadı. Resmen aylardır duran kitaplara (muhtemelen dolar 6 civarlarındayken alındılar, epeydir duruyordu çünkü kitaplar), 20 TL zamı yapıştırıp geçmişler.
Bunu ne hammadde, ne kargo krizi, ne pandemi ile açıklayabiliriz. Bu kısaca fırsatçılıktır. Fazladan para söğüşleyip geçelim demektir. Gerçekten yazık. Kafamızı dağıtsın diye kitap bile okuyamaz hale geliyoruz.
Kitapları dolar üzerinden aldıkları için dolar üzerinden satıyorlar. Sitelerine örneğin 10 dolar olarak listeliyorlar fakat fiyat kısmımda biz haftalık yada aylık kur cinsinden TL karşılığını görüyoruz. Haliyle Dolar arttıkça fiyat otomatik olarak artıyor. Düştüğünde de düşüyor. Onlardan birsürü kitap aldım en ufak bir fırsatçılıklarını görmedim.
A101’de 5 LT ayçiçek yağı 72 lira olmuş. Bunun fırsatçılık veya daha çok kar etme hırsı vs artık ne diyorsanız olmadığını maliyetlerden dolayı fiyatın bu olduğunu kanıtlayabilecek birisi var mı?
Bazı arkadaşlar öyle bir yazıyor ki, fırsatçılık, daha çok kazanma hırsı vs. gören de sanki diğer sektörlerde herkes maliyetlerini ve fiyatı nasıl belirlediklerini açıklıyormuş gibi.
Mesele öğrenmek, merak etmek değil de bağcıyı dövmek gibi yazıyorsunuz. Öğrenmek için ilgili bakanlıklar ve TUİK’in yıl sonu raporları bu konularda hammadde artışları, küresel durum vs.vs çok detaylıca bilgiler verir. Yine de ben yazayım.
Türkiye ayçiçeği yağında hemen hemen her şey de olduğu gibi dışa bağımlı. Yurt içi tüketimin yüzde 40 civarını ithal ediyoruz.
2019- 2020 arasında hem küresel ölçekte ayçiçeği ton fiyatlarında artış var hem de TL - Dolar kurunda. Artışın önemli 3 nedeni var. Salgın, artan maliyet oranları, Kanola yağ üretimin azalması ve Türkiye için 4. etken de kur farkı.
Detaylı bilgiler. Tarım Orman bakanlığının 2020 yılı sonu bülteninde var.
Kendi adıma durumu anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum, savunmaya değil.
Ben son senelerde başta TÜİK olmak üzere açıklanan verilere inanmıyorum.
E aynı şeyler kitaplar için geçerli değil mi? Yazdıklarınızın hiç birinde ayçiçek yağı üreticilerin % kaç kar ettiği yazmıyor. Fırsatçılık yapmadığını da kanıtlamıyor çünkü “fırsatçılık”, “kar hırsı” vb. duygusal tepkiler, kavram olarak ekonomide bir değeri yok.
Benim değindiğim nokta bunlar değil. Konunun ele alınış biçiminin komikliği. Bu konuda yazan kişiler %90 duygusal tepki vererek yazıyor. Duygusal tepki fikir değildir, tepkidir.
Kar hırsı, fırsatçılık vs. bunlar komik sözler. Ürün üretenin de, satanın da ne kadar kar ettiğini vb. alıcıya açıklamak veya ikna etmek gibi bir zorunluluğu yok.
Bir önceki mesajınızdan bu dedikleriniz anlaşılmıyor. Bu yeni mesajınıza bir itirazım yok.
Dolar düşünce fiyatı düşen bir şey görmedim dolardan başka.