Yoksa ayçiçek yağının fiyatını neden arttığını bilmenin bana ne faydası var?
Ya da bu internet devrinde bir şeyi bilip bilmemek diye bir sorun mu var? Araştırıp her bilgiye ulaşabilir herkes. Çoğu ekonomik veri açık kaynaklarda mevcut zaten.
Benim mesele yaptığım şey bilgi değil. Kafaların çalışma şekli. Bu bilgiyle alakalı bir şey değil mentaliteyle alakalı.
Şirketlerin sahipleri olan, kar amacı güden kuruluşlar olduğunun ısrarla kabul edilmiyor olmasından rahatsızım.
Genel söylem şu; evet maliyetler artıyor ama artan maliyetlerden fazla zam yapıp fırsatçılık, kar hırsı yapıyorlar.
Bunu kanıtlamak veya çürütmek için firmanın gelir- giderlerini ve tek tek ürünlerin maliyetlerini vb. belki de çok daha fazlasını bilmemiz lazım bu her sektör ve firma için geçerli. Onun için bunu kanıtlamak de, çürütmek de imkansız.
Bir de olması gereken kar oranı nedir? Buna kim karar verecek, %10 mudur? %50 midir nedir bu? Bir de karı nasıl hesaplayacağız tek tek ürünün maliyeti ve satış fiyatı üzerinden mi yoksa firmanın yıllık gelir ve gideri üzerinden mi? E firmanın bizim bilmediğimiz bir çok borcu, gideri vs varsa ne olacak? Ne kadar saçma.
Bu fırsatçılık, kar hırsı vb. söylemlerini üreten zihniyeti çözemiyorum.
Az önce Kültür A.Ş kitaplarına bakayım dedim ve ne göreyim? Ciltli kitap ile ciltsiz kitap arasında 15-20 TL fark var ve ciltsiz kitapların fiyatı acayip uçuk. Örnek vermem gerekirse 456 sayfalık ciltsiz kitabın etiket fiyatı 130 TL ciltli olanı 150 TL. Anlamadım nedenini
Forumda hangi kitaptı, kim paylaşmıştı hatırlamıyorum ama burada sohbeti geçmişti. Bazen baskısı olan ama bu tip yerlerde bu fiyatlardan koyulan “Şimdi satılmasa bile baskısı bitince satılır.” düşüncesinde koyanlarda varmış. Ondan yazdım önceki yazıyı
En çokta bebeksi tenim derken daha başlar başlamaz koptum güzel hikaye olmuş…
Kitap fiyatları yükselme trendinde buna en büyük etken kitabın hammaddesi ve yayın evlerinin iğrenç politikaları bunun yanında popüler kültür kitaplarını ön plana çıkartmaları diye düşünüyorum. Bir çok eski eser var örnek vermem gerekirse batı klasikleri neden birden çok yayınevi bunları tekrardan başar ki!! O kadar güzel eserler var ki kıyıda köşede kalmış tercümeyi bekleyen ya da baskısı tükenip bir türlü yeni baskısı gelmeyen ya da hiç gelmeyecekmiş gibi duran. Esasında kitap almak isteyen kişi her türlü ir fiyatına baskısına tercümesine bakılmadan alınan onlarca kitap var. Burada önemli olan sizin için kitabın nerede konumlandığıdır. Benim için çok önemli onun içinde ikinci el oldun yeni olsun makulünü de görerek almaktır. Veya ikinci el kitap satan mekanları gezmek ve oranın havası ile başka dünyalarda gezinmenin verdiği haz ile kitap almak tabii aradığımı ve bende yer edenini… Onlarca sahafçı gezmiş birisi olarak teker teker kitaplara bakıp belki almak istemediğim ama o anda konusu ve orada duruşu ile beni kendine çekerek o kitabı alıp kütüphanemin güzel bir köşesinde yer bulmasıdır. Velhasıl ne olursa olsun kitap almaktan vazgeçmeyeceğim fiyatı, eski yeni oluşu, tasarımı ne olursa olsun…
Artık durum öyle bir hâl aldı ki açıkçası kitap fiyatlarındaki artış dikkatimi çekmiyor. Çünkü her şey gereksiz derecede artmış ülkede. Geçen optikçiye gittim adam bana 1400₺ fiyat çekti. Çerçeve olmuş 700,800 ₺ camlar almış başına gitmiş birde orta halli bir cam seçtim. Gerçekten yazık memleketin haline. Alım gücü aşırı derecede düştü. Ortalama bir maaşı olan bir insan örn 3000₺ sadece ailesinin karnını doyurur bu kadar. Yayınevlerinide artık pek fazla bir şey demiyorum onlarda eminim ellerinden geleni yapıyorlardır. Artık yayınevlerine bu kadar yüklenmek yerine Türk lirasının değer kaybetmesine neden olan etkenlere yüklenmek gerektiğini düşünüyorum.
Fark eden var mı bilmiyorum ama Can Yayınları hemen her kitabına zam yapmış. Bazı zamlar ciddi manada yüksek geldi. Türk yazarlar da çok pahalı. Ayfer Tunç’un 88 sayfalık Aziz Bey Hadisesi 16 TL’den 18,5 TL olmuş mesela.