Bir de indirimli hali 90… Etiket fiyatı 176.
Penguin Classics yayınlarının Sons and Lovers kitabı, Amazon’da 123 TL.
Bir de indirimli hali 90… Etiket fiyatı 176.
Penguin Classics yayınlarının Sons and Lovers kitabı, Amazon’da 123 TL.
Bu kitaplar telifsiz kitap tahminim. Word’den direk baskıya yolladıkları basması en maliyetsiz kitaplar. Önümüz çok karanlık.
Kitaplara bir kerede %200 falan zam yapsınlar kurtulalım.
Pardayanlar 1. cilt yaklaşık yüzde 50 zamlanmış, diğer ciltlere bakmadım. (58 TL’ydi 86,00 TL olmuş)
Daha yeni zam yapmışlardı oysa ki 48den 58e yükseltmişlerdi “bugün aldın aldın yarın zamlı alacaksın” sözünü sürekli yaşayacağız anlaşılan
Ben 7-8 hariç almıştım. Onları da sepete atmıştım ilk siparişte almak için. Ortalama 10-12 lira yansımış satış fiyatında zam. Dün vermiş olsam %5’lik indirimle sepetim sanırım 20 lira daha ucuzdu.
Yort kitap, kitaplarını hiç almadım okumadım ama galiba okurlar, iskontolor, dağıtımcılar vs için sitemlerle “dükkanı” kapatmışlar.
Bu tip ağlamaları da hiç sevmiyorum. Plan, program yapmadan, finansla bütçeyle uğraşmadan bodoslama işe girişip sonra da sürekli yardım dilenerek yayıncılık faaliyeti yürütmek ne kadar gerçekçi olabilir ki? En nihayetinde butik yayınevlerine söylenecek cümle şu olmalı; sermayeniz yoksa bu işe kalkışmayın, batarsınız.
Sorunlarının plan programla alakalı olduğunu zannetmiyorum. Küçük yayıncılar yeni kitap basamıyor.
Ve hatta bazı büyük yayıncılarda tekrar baskılarının çoğunu ertelemişler, yapmıyorlar. Çevirmenler tekrar baskılar olmayınca ne yapacağız diye 3-4 gündür Twitter’dan yazıyorlar.
Esas sorunları kur nedeniyle olan durum. Ben iki tweet paylaştım ama devamı var o tweetlerin.
Ekonominin bu kadar kötü yönetildiği yerde ticari bir plan yapamazsınız.
Talfif ve muvazzaf kelimleri için sözlüğe bakıp gelmem lazım cidden.
“Taltif” için bende google bakmıştım.
12-13 yılda yaşanılan olaylar ve haberler sayesinde "muvazzaf"ı hepimiz öğrendik galiba. Askerler dışında başka meslekler için kullanıldığını ise ilk kez gördüm.
Butik yayınevlerine paran yoksa ne işin var yayıncılıkta demek, piyasanın acımasızlığına karşı serzenişi “ağlamak” olarak görmek çok acımasızca ve vicdansız bir değerlendirme olmuş. Bu mantıkla hepimiz sermaye yayınevleri ne basarsa ancak onu okuyabiliriz. Yayıncılık piyasası ana akım medyanın 3. sayfa haber kalitesine döner. Bu ekonomik krizden büyükler de dahil tüm yayınevleri etkilenecek ama butik yayınevleri en çok ve belki de geri dönülmez biçimde etkilenecek. Bu dönemde en olmayacak tavır da onları küçümsemek ve değersizleştirmek olmalı.
Akademisyenlik sözün niteliği gereği bağımsız ve bilimsel bir uğraş veren kişi olmalı. Burada muvazzaf sözü ile “aslında bu niteliğe sahip olmayan” vurgusu yapılmış. Muvazzaf, “vzf” (vazife) kökünden geliyor. Vazifelendirilmiş diye çevrilebilir kabaca. Yani, maaşa bağlanmış, memur gibi.
Hangi plan, program bu kur seviyesine dayanır ya? İşin içinde olmayan şu konular hakkında uyarılar, ahkamlar kesmesin. Çok komik oluyor.
yayıncılık ile uzaktan yakından alakası olmayan kişilerin böyle sallamasına bayılıyorum. Yayınevleri zam yapıyor diyoruz ya hani, aslında yapmaları gereken zamların ancak 4/1’ini falan yapabiliyorlar. Gerçek zamları yapsalar 150 liradan aşağı 300 sayfalık kitap kalmayacak. Geçen sene bugünlerde 400 € olan kağıdın topu bu sene 2200 €, matbaa fiyatları aynı şekilde 4-5 kat zamlandı. Ama kitap fiyatları ancak %50 zamlandı.
Şimdi diyorsunuz ya plan program yapamıyorlar diye, evet yapamıyorlar hiçbir yayınevi sahibi ocak 2021 ile Aralık 2021 arasındaki olayları ön göremezdi.
Hiç duymadık gerçekten. En azından ben hiç duymadım. Bir yayınevinin açılması bir yana kendisini duyurması bile ayrı mesela. Sağa sola sanki yalvar yakar kendinizi ispat etmeye çalışıyorsunuz. Reklam yapacaksınız ama yapamıyorsunuz… Bu ülkede her şey neden bu kadar zor? Butik yayıneviyseniz sizi ciddiye almaları bile zor oluyor.
Umarım sevdiğim butik yayınevlerinde kapanma yaşanmaz. Çok üzülürüm. Bu vesileyle gideyim de butik yayınevinin birisinden kitap alayım bari. Sevdiklerimi kaybetmek istemem.
Güzel bir yayıneviydi, genelde mimarlık ve felsefe kitapları basıyorlardı. Üzüldüm açıkçası.
Georges Rodenbach’ın “Ölü Brugge” kitabını Roza Hakmen’nin müthiş çevirisiyle ve Brugge fotoğraflarıyla (siyah-beyaz da olsa) basmışlardı. Kitapçılarda denk gelirseniz bakın derim.
Edit: Belki yanlış anlaşılır diye eklemek isterim. Bahsettiğim kitabı, yine fotoğraflı basım olarak, Everest Yayınları’nda da bulabilirsiniz. Hatta Everest’in fotoğraf yerleştirmesi de daha iyi bence. Ben çevirmen seçimi ve minik bir yayınevi olmaları nedeniyle tercih etmiştim.
Yayınevleri de vatan hainliği yapmaya başlamış. Halkın oyları ile seçilen koskoca Reis-i Cumhur “Ekonomimiz dünyanın en güçlü ekonomisi” diye yalan mı söylüyor? Bunu mu demek istiyor bu devlet, millet, bayrak, ezan düşmanları? Hainleri dışarda aramamak lazım, gördüğümüz gini hepsi içimizde. Bayrağımızı indiremeyecek, Ezanları susturamayacklar. Ona sadece böyle yayınevi kılıfı altındaki devlet düşmanı örgütsel yapılanmaların değil kimsenin gücü yetmez.
Troll maaşım yattı.