Kitap İçerikleri Paylaşım ve İstek Bölümü

Oo süper, iyi okumalar.

2 Beğeni

3 Beğeni

Harry Potter Sihirli Almanak kitabı içerikleri.
Çizerler farklı oldu için haliyle farklı çizim tarzları var.
@abkaen2 @aesopwalt











14 Beğeni

Liddell-Hart’ın WW2 kitabını beğenmiştim. Ancak WW1 kitabında felaket kudurmuş ifadeler var. Bir tarih kitabına yakışmayacak ölçüde de nefret ve tiksintiyle süslenmiş. Paylaşayım.

“Türkiye iki büklüm yaşlı bir adam olarak görülse de, İngilizler Türklerin kafasını -İstanbul’u- uçuramadıktan, kalbine -İskenderun’a- darbeyi indiremedikten sonra, şimdi Türkiye’yi, bir pitonun çöl boyunca kendi sonsuz uzunluğunu sürüklemesi gibi, ayaklarından başlayarak yukarıya doğru yutmayı kabullenmişti. bununla beraber, Türk gücünün Lawrence ve Arapların tacizleri sonucu yaygın bir biçimde bozguna uğraması, sindirmenin zorluğunu azaltmıştı.” (Sayfa 397)

Devam edelim.

Türkiye’nin Çöküşü (!) bölümünden,

“Türkler kuzeydoğu istikametinde engebeli iç bölgeye doğru, menteşenin üzerindeki bir kapı gibi, itilerek geri püskürtüldü.” (S.485)

  1. sayfada özellikle son bölüme dikkat. Farklı bir Çanakkale göreceksiniz.

"Ian Hamilton’a bu olağanüstü zor kararda sezgisi yol göstermiş olmalı, zira başka bir rehber ya da destek mevcut değildi ve onu elde etmek için zaman yoktu. Yazdığı cevap, mesajın dipnotunda simgeleşmiştir: “Bu zor işin üstesinden gelmek zorundasınız. Şu anda yapmanız gereken kendinizi emniyete alana kadar sadece siper kazmak, kazmak ve kazmaktır.” Bu kesin ve cüretli emir şiddetli bir rüzgar gibi sahildeki söylenti dolu ve kasvetli havayı dağıttı. Cephe gerisi, tahliye konusunu kapattı. Cephedekiler ise geride ne konuşulduğunu bilmiyordu.

Ayrıca gün ağarmağa başladığında düşman da mola vermişti, zira Mustafa Kemal’in karşı taarruzlarını yenileyeceği daha başka ihtiyatı yoktu ve birkaç adet topundan atılan mermiler o anda emniyet içerisinde tahkimat yapan birlikler için artık tehlike arz etmiyordu. Aslında donanmanın topçu ateşinden, özellikle Queen Elizabeth’in 38 milimetrelik top mermilerinden dolayı moralleri bozulan Türklerdi."

  1. sayfada yine Türk sevgisinden gözler yaşarıyor.

“Hava kuvvetleri olmasaydı, İngiliz piyadesi inatçı Türk artçıları karşısında dağlık bölgelerde yavaş ilerlediğinden, düşman karşıya geçebilirdi. İngiliz uçakları, 21 Eylül sabahının ilk saatlerinde Nablus’tan Ürdün’e doğru dik bir geçitten aşağı inen büyük bir kol -aslında bu birlikler iki Türk ordusundan sağ kalanlardı- tespit etmişti. Dört saat süren aralıksız bir bombardıman ve makineli tüfek ateşi bu kafileyi, top ve nakliye araçlarından meydana gelen hareketsiz, cansız bir yığın haline getirmişti. Sağ kalanlar sadece münferit kaçaklardı. Bu andan itibaren Türk Yedinci ve Sekizinci ordularının imhasından bahsedilebilir. Bundan sonra olan, “kaçanların” sadece süvari tarafından yakalanmasıydı.”

Şu görselde Sahne 6’da “Türk Ordularının İmhası” başlığı atılmış. Doğrudur, değildir, sözüm yok. Bu savaşla ilgili bölüm: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10

Unuttuğum bölümler:

“Bu eylem bomba atmak değildi ama ona eşit ağırlıkta olan Türk askerinin savaş esiri olarak faydalandıkları, fiziki rahatlıkları gösteren resimli broşürleri atmaktı. Lakin broşürlerin yarı aç ve pejmürde haldeki askerler için çekiciliğini tam olarak tahmin etmek mümkün değildi.” (S.555)

“Bu tehlikeden kurtulmak için Türk komutanlığı, kör edilmesinin yanı sıra dilsiz ve sağır hale de getirilmeliydi. Megiddo zaferinin asıl önemi ve tarihi değeri, Türk Yüksek Komutanlığı’nın bu şekilde tamamen felç edilmesinde yatmaktadır.” (S.554)

“Her biri bir tümen kuvvetini ancak bulan, sözde üç Türk “ordusu” Şam’ın güneyinden geçen tek bir kaynaktan, Hicaz Demiryolu’ndan ikmal ediliyordu.” (S.552)

“Üstelik Türklerin morali o kadar düşüktü ki, genellikle ileri sürüldüğü gibi, Türk ordusunun olmuş bir erik gibi eline düşmesi için Allenby’nin sadece elini uzatması gerekmişti.” (S.550)

7 Beğeni

Çok uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen hakkımızdaki düşünceleri bu maalesef.

1 Beğeni

Ya normaldir, düşünebilir ancak bir tarih kitabında yazarın olumlu veya olumsuz duygularını okumak istemeyiz, nesnel anlatım bekleriz. Bu bir roman yahut kahvehane anlatısı değil ki. Kitabın sonunda savaşta mağlup olmuş Almanlara feci derecede övgü de var. WW2 etkisi varsa mesela onda da, WW1’e katılan yorumla yine bir falso.

Bir diğer şaşırdığım nokta da şu: En ufak olumsuz yorumda dünyaları ayağa kaldıran bir toplumumuz var. Bu kitabın hiçbir platformdaki yorumunda bu satırlara denk gelmedim. Ben indeksten kıllanıp da içine göz attım, daha başlıklardan falso var. Yeni kurulan bir ülke için “çöküş” tabirini kullanmak başlı başına abes. Yılanın yutması, sindirmesi falan, bunlar çok çirkin. Almanlar da kaybetmişken özellikle, mağluba yönelik hakir görme deseniz yine çifte standart. Çanakkale Zaferi ve ancak KPSS’den hatırladığım Kut’ül Amare falan da onların zaferiymiş gibi aktarılmış, bu ikinci savaşın görselini paylaşmamışım, yine son bölümde yer alıyor ifadeler.

Özetle, yansız bir tarih kitabı okumak isteriz anlatıcının aradan çekildiği; yapmıyorsa da eleştirildiğini görmek. İkisini de bulamadığım için paylaştım. İyi bir tarih kitabı olduğunu düşünmüyorum şu halde. Bu dili en son Ermeni bir sinema yazarının kitabında görmüştüm dünya klasiklerine karşı, adını hatırlayamadığım. Alan ne olursa olsun çirkin bunlar, okurdan önce editörün, yayınevinin bile dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum.

4 Beğeni

Haklısınız. Bütün dünyada satış yapan bir kitap bu. Bizi tanımayan birileri de alıp okuyor. Hakkımızda yalan yanlış düşünüyor. Bu durumda yapmamız gereken iki şey var. Bu resmi kanallardan da olabilir gayri resmi kanallardan da. Bu tür yazıları, filmleri tespit edecek kurum ve kuruluşları bulup doğru olanı açıklamak ve tekzip etmeye çalışmak. İkinci olarak da hakkımızda yazılan iyi ürünlerin yaygınlaşmasını ve daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak. Üniversitelerimiz, STK larımız aydınlarımız, tarihçilerimiz ve tabii bizler bu konularda daha hassas davranmalılar.
Bu yol uzun ve zor bir yol ama dünyaya kendimizi doğru tanıtmak istiyorsak gerekiyor. Azimle ve sabırla…

3 Beğeni

Ekşi Sözlük’te geçen aylarda paylaşmıştım, tahmin edeceğiniz nedenlerle sildim, dün 1000 Kitap’ta alıntılarını paylaştım. 100. yılı kutlamak dışında her şey gündem olduğundan orada da tepki almadı. Keşke Celal Bey’e, İlber Bey’e bunları da sorsalar. Ne diyeyim.

1 Beğeni

Celal Hoca Perşembe günü İzmir de İmza günü var. Sanırım sizde İzmir desiniz sorabilirsiniz diye düşünüyorum. Bence güzel olur.

1 Beğeni

Çarşamba imiş, Karşıyaka. Gidebilecek ve söz alabilecek olan varsa, bilgileri burada.

1 Beğeni

Ben onu bilmiyordum. Benim bildiğim ;

2 Beğeni

Bunun saati ve yeri çok iyiymiş. Çalışmasaydım kesin giderdim. Keşke Balçova’da da yapılsa, Agora, Kipa, İstinye Park vb. bir dolu AVM ve kitapçı varken.

2 Beğeni

Paylaşım için teşekkürler. Şurada da YKY ilk 15 sayfasını yayınlamış, bakmak isteyenler için:

6 Beğeni

@limon_supernova
Umarım iyi çıkmıştır. Kitap çok büyük kadraja girmiyor :d





4 Beğeni

Çok çok teşekkür ediyorum.

1 Beğeni

Bu kitabın (olan varsa) içindekiler kısmını paylaşabilecek olan var mı?

41viR2C7YZL

2 Beğeni

2 Beğeni

Teşekkür ederim. Hiç okuma fırsatın oldumu içindeki bilgiler açısında doyurucu mudur? Resimli olması güzel. Bİrde ebatları büyük sanırım :thinking:

1 Beğeni

Kitap hep öyle okuyayım diye elimin altında duruyor ama okumadım. :slight_smile: Ara ara sayfalarını karıştıryorum kitabın, daha çok bir giriş kitabı gibi geldi bana.
Evet ebatları normal kitap ebatlarından büyük.

1 Beğeni

Bana da öyle gelen bir çok kitap var bende de :slight_smile:
Bilim insanları ve bilim tarihi ile ilgili kitap arıyorum da heralde başlangıç için iyi olur heralde :thinking:

2 Beğeni