Selamlar
Kitap kapaklarinda yayinevlerinin tercih ettigi bir seye olan nefretimi dile getirmek ve sizin kapaklar hakkinda dusuncelerinizi dile getirmek istiyorum musadenizle.
Kitap kapaklarinda unlu yazarlarin adinin dev puntolarla kapagin yarisini kaplamasina illet oluyorum. Bunu satmak icin bilinirlik icin yapiyorlar biliyorum ama yine de sinir olunasi birsey. Kitabin kendisinin sanki hic bir onemi yokmus gibi, sadece yazar one cikartiliyor. Ozellikle okudugumuz ceviri kitaplarda cevirmen ve editor de asiri onemli ama varsa yoksa dev puntolarla yazar gorulsun.
Çok affedersiniz ama yeni baskılarda hayvan kadar BİLMEM KAÇINCI BASKI diye kitabın yarısını kaplayan o etiketimsi şeyler sinir bozucu oluyor. İç sayfadaki künye kısmına yaz işte niye kapağı kirletiyorsun?
Bir de bunun iki tık üstü var ki daha ilk baskıda İLK BASKI 50.000 ADET diye yazanlar. Ee? Kapağı çamur ettin gitti şimdi. Yine yaz künye sayfasına adabınla, olsun bitsin. Ama yook, illa gösteriş yapılacak. Belli başlı yayınevlerini anlıyorum da, her türlü satacağı belli kitaplara özellikle saygı duyduğumuz yayınevleri de yapıyor bunu.
Ben de kitap kapaklarında kocaman bilmem hangi kitabın yazarından yazmasından nefret ediyorum.
Satışı artırmak için olduğunun farkındayım ama arka kapağa yaz arkadaşım, ben zaten o yazarı sevdiysem bir zahmet adını da hatırlarım.
Bir örnek de kocaman yuvarlaklar içinde kapağa eklenen şu ödülü bu ödülü yazıları. Hele Nobel ödülü almışsa tamam, yazarın bütün kitaplarının yeni basımlarına ekleniveriyor bu kocaman daire.
Aynı yazarın, serinin ya da direk yayınevinin kitaplarının aynı boyda oluşu ve yan yana koyunca uyumlu durması hoşuma gidiyor. Dresden Dosyaları’nın son iki kapağının farklı oluşu ya da yanyana duran Cam Kule, İçeriden Ölmek ve küçümen Gece Kanatları uyumsuzluğu beni benden alıyor.
Kitap içeriği ile ilgili aşırı ipucu veren kitap kapakları hoşuma gitmiyor.
Üzerinde sadece yazarın fotoğrafını barındıran kapaklardan da hoşlanmıyorum. Özellikle YKY çok yapıyor. Lale Müldür-Anemon’un kapağı fotoğraflı kapaklarına bin basar kanımca.
Minimalist kapaklar gerçekten güzel olabiliyor tabii her durumda değil. Anathem’in kapak tasarımını beğenirim buna örnek olarak.
Gelelim en sevdiğime, kitabı okuduktan sonra anlamı belirginleşen kapaklar. Açlık Oyunları’nın kapakları mesela. Birbirine bağlı çemberler, onların bütün yada parçalanmış oluşu, kuşun çemberdeki duruşu, arşiv forumda bundan güzelce bahsetmiştim. İlk bakışta kapakta gördüğünle, kitap bittikten sonraki bir olmayınca kapak da kurguya dahilmiş hissi veriyor.
Diğer söylediklerinize tamamen katılsam da burada ayrılıyorum. Önce Oğuz Atay, sonra da Sabahattin Ali kitap kapaklarına öyle yakışıyorlar ki, o kitapların kapaklarını kesinlikle başka türlü görmek istemiyorum. Arada hoş bulmadığım fotoğraflar olsa da (sevenleri kızmasın ama Tezer Özlü mesela) genelini beğeniyorum.
Benim en sinir olduğum şey ise ön kapağa fiyatın da kocaman bir şekilde basılması! İlla ki fiyatı önde belirtmek istiyorlarsa etiket olarak yapıştırsalar olmaz mı?
Benim bu konudaki düşüncem sevilen değerli yazarlar ve kitaplarındaki zengin içeriği yansıtacak ya da bu nitelikteki kitapların okuyucusuna sevdirecek kapak tasarımı zor olacağından yazarın fotoğrafını koyup geçmeleri. Bir yandan da yazarların simalarını hatırlatıyor hatta yeni başlayanlara öğretiyor.
Hoş sadece fotoğraflarla değil, YKY kapak tasarımından kaçınıyormuş havası bende hep olageldi. Hesse’nin Bozkırkurdu’nun kapak tasarımını da sevememiştim. Çavdar Tarlasında Çocuklar’ın bir yabancı kapaklarına bakıyorum bir de bizimkinin tasarımdan yoksun saman rengi kapağına…
Şahsen çok alacalı bulacalı olması da fiyatı artıracak etmenlerden olduğundan kaçınılması ekonomik bağlamda güzel bir şey bence. Belki de YKY’nin, “kitabı kapağına göre alanlar bir zahmet bizden kitap almasın” deme şeklidir bu yöntem
Kitap kapağı ne kadar düz ve sadeyse bana o kadar güzel geliyor. İş Bankası Hasan Ali Yücel dizisinin kapakları buna en güzel örnek. Can Yayınları’nın Yusuf Atılgan’ın kitaplarında yaptığı değişim de hoşuma gitti, Anayurt Oteli haricinde. Anayurt Oteli tam bir faciaydı, mantığını hala çözemedim. Onun dışında parlayan kapaklar kadar da itici hiçbir şey yoktur, tabi ki yakışıklı abilerin veya güzel ablaların olduğu kapaklar haricinde çünkü onları kitaptan dahi sayamıyorum.
Aynı yazarların kapaklarının farklı kitaplarında farklı punto ile yazılan kitap isimleri ve yazar adları. Arkadaş bir standart oluştursalar sorun yok. Aşağıda örnekler mevcut ne kadar düzenli
bende tam tersi o tarz kapakları seviyorum, daha doğrusu böyle güzel illüstrasyon ve çizim olan kapaklar hoşuma gidiyor. (tabi ejderha mızrağının kapak çizimi gerçektende çok renkli ama bundan da öte cüce ve elf çizimleri falan çok öne çıkartılmış bunun yerine o dünyayı yansıtan farklı şeylerle çizimde odaklanılabilirdi mesela drizzt serisinin kapak çizimleri gibi)