Kitap Tüketim Çılgınlığı Hakkındaki Düşünceleriniz

Bu konuya dahil olur mu bilemedim ama geçenlerde A101’de kitap alan birini gördüm. Kitaplara bakarken şöyle dedi
“Aaaa! Kürk Mantolu Madonna. Tanesi 3 liraymış 2 tane alayım da evde dursun bari”

5 Beğeni

İtiraf ediyoruz… Bizler birer bibliyomanyağız; hem de en tehlikeli türünden…

Yaşasın kaos… :wink:

5 Beğeni

Aynı fikirdeyim (aşırı uçlara varmadıkça tabi)…

Kimin söylediğini şu an anımsamıyorum ama şöyle güzel bir tümce vardı: “Kitaplar yalnızca okumak için değil, birlikte yaşamak içindir de…”

6 Beğeni

Bu forum genellikle fantastik ve bilimkurgu edebiyatı ağırlıklı olduğundan ve İthaki genellikle bu tür kitaplar bastığından herkes İthakinin çıkardığı bütün kitaplarını çılgınca alıyor gibi gözükebilir :slight_smile: Sosyal medyanın yetiştirdiği ergenlerin bulunduğu platformlara giderseniz büyük ihtimalle “Herkes Ephesus veya Yabancı’dan çıkan her çıkan kitabı alıyor” hissine kapılabilirsiniz :slightly_smiling_face:

Kitap almak, evde kişisel kütüphane kurmak, bir kitap serisini takip etmek vs. bunlar "okuma eylemi"nden fazlasıdır. Bir hobidir, bir insanın kendini mutlu etmesi eylemidir. Eğer olaylara olabilecek en basit şekliyle “okuma eylemi” çerçevesinden bakacak olursanız, para verip aldığımız kitapların çoğu yasal olarak kütüphanelerde mevcut. Gidip ücretsiz olarak alıp sırayla okuyabiliriz. Dolayısı ile evde kişinin kendine veya ailesine özel bir kütüphanesinin bulunması yada okunan kitapların ertesi gün satılıp takaslanmaması da pekala “bilinçsiz tüketim” sayılabilir. Yasal olmayan yollara başvurduğunzda, para verip orijinal kitap, oyun, film, albüm vs. alanlara malsef halen daha “enayi” yakıştırması yapıldığına sık sık denk gelebilirsiniz. Çünkü adam “Okudun mu? Okudum. İzledin mi? İzledim. Oynadın mı? Oynadım” olarak olabilecek en basit şekliyle eylemi 1’ler ve 0’lara indirger fakat bu kadar sığ bir seviyeye indirmek bence yanlıştır.

Bir seriye dahil edilen kitaplar, filmler, oyunlar, albümler, figürler kısaca “collectible” denilen toplanabilir her şey, kendi tekilliğini kaybedip bir bütünün parçası haline gelir. Tüketici de parçalra değil bu bütüne sahip olmak isteyebilir. Edebiyat çerçevesinden bakdarsak yayınevlerinin daha önce piyasa sürdüğü ve 2. baskısını bile yapmamış olan kitapları bir şekilde herhangi bir seriye dahil etme çabasının nedeni budur.

Youtuber’lara bakamyın. Onların her 2 günde bir 3’er 5’er açtığı kargolar yayınevlerinden yada internet sitelerinden tamda bu işi yapmaları için gönderiliyor.

11 Beğeni

Herhangi bir nesnenin koleksiyonunu yapan ya da o nesneleri bir şekilde biriktiren kişiler hiç yadırganmazken, -nedendir bilmem, özellikle son yıllarda- kitap toplamanın saçmalık olduğu, hatta bir hastalık derecesinde düşünülmesi gerektiği yönünde fikirler üretiliyor.

Neymiş efendim…? O alınan fazla kitaplar okunmuyor, kitaplıkta tembel ve işe yaramaz halde duruyorlarmış… İyi de, o kitapların hepsini okumanın vazgeçilmez bir koşul olduğunu kim yasalaştırdı? Acaba pul biriktiren kişiler her gün onlarca mektup mu atıyor? Yoksa peçete biriktirenler her gün defalarca sofra mı kuruyor? İçki şişesi biriktirenler gün boyu zilzurna dolaşmak mı zorunda? Konuya bu açıdan neden bakılmaz acaba? Yoksa birileri kitap okuma yüzdesini iyice düşürüp, cahil toplum yaratıp üzerinden nemalanmak isteyen başka (veya aynı) birilerinin ekmeğine yağ mı sürmek istiyor?

Fazladan kitap alıp evindeki kütüphanesine yerleştirmek isteyen bir insan neden bu denli eleştiriye uğrar acaba? Neredeyse adamları toplum önünde teşhir edip azılı terörist ilân edecekler… Altı ayda bir telefonunu değiştiren kimselere bir şey denmezken, aynı bir şey demeyen kişiler, 3-5 kitap fazla almış olanları yerip duruyor… Oldukça ilginç…

Bütün bu yazdıklarımdan beni, aldığı kitaplar dolayısıyla evdeki kütüphanesi dolup taşan birisi sanmayın sakın. Hepi topu beş yüz dolayında kitabım var; bunların da dört yüz civarını okudum (çoğunu da bir kereden fazla okudum). Dokuz yaşındaki kızımın da 200-250 civarı kitabı var. Okuduğumdan fazlasını alıyorum artık; amacım kızlarıma güzel bir kütüphane oluşturmak… Bazı kitapları ise okuduktan sonra satıyor ya da armağan ediyorum; ama asla elden çıkarmayacağım temel direklerim mevcut tabi…

24 Beğeni

Ben de beğenmediğim, devam etmek istemediğim seri kitapların yarım kalmasından çok rahatsızlık duyuyorum. Devam kitaplarını da almak istemiyorsam, o okuduğum kitapları mutlaka satıyorum. Yarım kalmış bir iş gibi, beynimde kapanmamış bir dosya gibi duruyor, satınca meseleyi kapatıyorum. En son 5 kitabını okuduğum Buz ve ateşin şarkısını satmıştım da rahatlamıştım.

1 Beğeni

Yarım kalmış bir işe kafayı takmak gayet normal bir durum. Prof. Dr. Sinan Canan bu konudan bahsetmişti. Beyin yarın kalan işleri sürekli ön planda tutma eğiliminde ve kendinizi bu konuda eğitmezseniz bu konular sürekli takılı kalıyor. Bu seriler de bu davranış üzerine eğiliyor gibi geliyor bana. Artık nöro-pazarlama diye bir alan var. Bu tuzakları öğrenip olabildiğince bunlardan sakınmak lazım.

4 Beğeni

Bu konuyu görünce okumadığım kitaplarımı saydım 33 tane var. 11 tane de kuzenimden ödünç aldığım kitap var. Toplamda 44 kitap.

Geçen sene hariç olmak üzere 5 yıldır yılda 60-70 arasında değişen miktarda kitap okuyorum. Bu sene yılbaşından beri 12 kitap okudum ve aynı tempoda devam edersem neredeyse tüm kitaplarımı bitirebileceğim. Yani seneye okuyacak kitap kalmayacak kütüphanemde. O yüzden kampanya yakaladıkça sürekli kitap almam gerekiyor. Güzel kampanyalar bazen 3 bazen 6 ayda bir ancak denk geliyor. Bu yüzden yeterli miktarda param olduğu sürece kampanyalarda alabildiğim kadar kitap alıyorum.

Varmak istediğim nokta ise şu, yıllık ortalama okuduğumuz kitap sayısının 3-4 katı kadar okunmamış kitabımızın çok normal, hatta gerekli bir durum.

4 Beğeni

Eskiden okunacak kitaplarım şimdiki gibi birikmemişken bende bu çılgınlıktan muzdariptim :d Ama uzun zamandır okuyayım da nereden olursa olsun düşüncesine sahip olduğumdan (akılçelen üstüne alınmasın Brandon Sanderson hariç :d) eski baskısına veya epubuna sahip olduğum kitapları almıyorum.
Ama alanı da yadırgamam keşke herkes kitap tüketim çılgınlığına kapılsa ya :d

2 Beğeni

Seçimden sonra “hayvan gibi şi” yapacak olan dolar bunun önüne geçecektir, ha her şeyimizin önüne geçecektir o da başka forumların konusu…

Swap faizleri de frenleyemedi, demek ki neymiş “dıj güçler” diye ağlamayacağız.

1 Beğeni

@Agape Ben biraz algıda seçiciliğin kurbanı olmuşum galiba :buyucu:

@Ufuk Bence kitaplar konusunda da tüketim çılgınlığı söz konusu olabilir. Günümüzde, toplum nezdinde, ‘kitap okuyan insan’ ın konumu farklıdır, siz de farkındasınızdır. Belki, kimi okurlar, toplum gözünde bu konuma ulaşmak için de kitap okuyordur. Güdüleyici etkenlerden birisi de budur belki. Hatta cesur davranıyor ve bunun çok büyük bir etkisi olduğunu savunuyorum :buyucu:
Yoksa neden sosyal medyalarda okuduğumuzu, sözümona kültürlü bir birey olduğumuzu sergilemek isteyelim? Çevremizdeki insanlarda güzel bir izlenim bırakmanın çağımızdaki yöntemlerinden biridir belki kitap okumak. Farklı bir noktaya çektim konuyu ama bu konudaki görüşünüzü merak ediyorum. Bir de şunu ekleyeyim: Hayatımız boyunca okuyacağımız kitap sayısı sınırlı iken, okuyacağımız kitapları seçerken çok titiz davranmalıyız diye düşünüyorum. Bir kitabı beğenmediysek yarım bırakabilmeliyiz, veya bir seriyi beğenmediysek ona devam etmemeliyiz, veya örneğin bk serisi gibi, bir seri içinden sevmeyebileceğimiz, hakkındaki yorumları pek de iyi olmayan bir kitabı, sırf kitaplıktaki serinin görünüşü bozulmasın diye okumaktan kaçınmalıyız. Tüketim çılgınlığının, kitap seçmek konusunda titiz davranmama durumunda da mevcut olabileceğini düşünüyorum.
Öte yandan, ben de, benden sonrakilere kitaplık bırakmak istiyorum, veya bu olmasa bile, gençliğimde okuduğum bir kitabı 30 yıl sonra tekrar okuyabilmek düşüncesi bile, sevdiğim kitapları elimde tutmam için bir sebep. Ayrıca, birkaç ay sonra eve döndüğümde, bu arada üniversite öğrencisiyim, ilk gün mutlaka kitaplığıma uğruyorum. Belki yarım saat öyle bakınıyorum. Çünkü, beni belki de şu anki olduğum kişi yapmakta büyük pay sahibi olan şeyler o kitaplar, o kitapları okurken içinde bulunduğum durumu düşünmek bile güzel bir duygu. Kişiliğimin evriminin sessiz tanıkları olarak görüyorum onları. Evden giderken de vedalaşıyorum tabii.

@Firtinakiran Ben de o kampanya başlığından uzak duruyorum :slight_smile:

@danieljackson Evinize gelen arkadaşlarınız da kitap okuyorsa ne mutlu size. Kitap sohbetlerinin tadına doyum olmuyor.
Ama bize okumayan kişiler geliyor, bu koca koca kitapları nasıl okuyorsun diye şaşıyorlar, inanır mısınız öyle sıkıntı basıyor ki beni. Şaşkınlıkla karışık hayranlık mı desem, ne desem bilemedim. Hiç sevmiyorum o bakışı. Ben de kitaplarımı kapaklı dolaba koydum artık.

@Faust İşte kilit noktayı söylemişsiniz: Kitap toplamak. Kokeksiyonculuk ile kütüphane kurmak arasındaki fark, toplamak ile seçerek okumak arasındaki farka eşittir bence. Hem eleştirmiyoruz, nedenlerini sorguluyoruz, çünkü bana garip geliyoe, anladığım kadarıyla başkalarına da garip geliyor. :buyucu:

@Tansael Sinan Canan’ı youtubedan ben de takip ediyorum. Bir videosunda bu konudan bahsetmişti, hatırlıyorum. Çok değerli videoları var bence.

7 Beğeni

Doğrudur böyle gözükmek için kitap okuyabilir insanlar. Gerçekten okuyorsa bu nedeninden daha önemli bir iş bence yeter ki okusun. Ama okuma eylemi uzun vadede şöyle böyle görünmek için oldukça zahmetli. Forumda satın alanlar aktif olarak okuyup yorumluyor. İnsanlar tanımadığı kişilerin gözünde böyle gözükmek için neden bu işi yapsın. Yada siz mesela tanımadığınız forumdaki birine aaaa sürekli kitap okuyor çok önemli biri diye mi bakıyorsunuz? Bunu aile yada yakın çevre olarak ele alırsak siz zaten yakın çevrenizdeki kişiyi tanıyorsunuzdur. Ona kitap okuyor diye farklı bir muamele göstermezsiniz. Tabi bu konuda tamamen yersiz düşündüğünüzü söylemiyorum. Ama konu buraya gelene kadar çok daha ciddi sorunlarımız var. (Kendini böyle göstermek için bile olsa okumamak, okuyamamak gibi) :slight_smile:

Bu soruyu forumu iyi takip etmediğiniz için sormuşsunuz muhtemelen. Bu konu daha önce konuşuldu. Hatta satın aldığını paylaşanlara reklam vs yakıştırmalar yapıldı. Paylaşım yapan herkesin niyetini bilemeyiz. Ama bunu yapmaktaki amacımız belli daha önce konuşuldu, tartışıldı (konu geçmişine bakabilirsiniz). İnstagram ve youtube’da bu işi yapanlar da bana göre birilerinin okumasına katkı sunuyorsa yapsınlar.

Söylemiştim evet belki aldıklarımın hepsini yakın zamanda okuyamayabilirim. Belki uzun vadede bile okuyamayabilirim. Ama bunlar genelde klasik yada ilerde olma potansiyeli olan kitaplar. Nasıl geçmiş yıllardaki etkisini günümüze taşımışsa, aynı şekilde de geleceğe taşıyacaktır diye düşünüyorum. Ve çocuklarıma güzel kitaplar bırakmak istiyorum. Zaten aldıklarımdan beğenmediğim olursa elimden çıkarıyorum hepsini saklamıyorum. Bu konuda seçici davranıyorum. Yoksa evde kitaptan başka eşyaya yer kalmayacak :slight_smile:

Evet aynı yazarın serileri için katılıyorum. Zaten genelde ilk kitabı okuyup sevmezsem devamını almıyorum. Ama mesela İthaki BK klasikleri için aynı durum söz konusu değil. Üstte yazdığım gibi bu kitaplar değerli benim için. İçinde benim bulamadığımı belki çocuğum yada bir başkası bulabilir.

Üsttede paylaşılmış çocukların kitapların arasında büyümesi ile ilgili araştırma. Onların sizi izlemesi ve kitap okumayı alışkanlık edinmesi çok güzel bir duygu. Eline geçen her şeyi yırtan kıran 18 aylık çocuk kitaplıktan kitap alıp onu sizin gibi sayfalarını karıştırıp yerine koyuyorsa bu her şeye değer :slight_smile:

7 Beğeni

Bu hatırladığım Manguel’e de ait olabilir.

Şunu da şuraya bırakayım.

1 Beğeni

Adını hatırlamadığım birisi de “Kütüphanenizde ne kadar çok okumadığınız kitap varsa o kadar çok ne kadar az şey bildiğinizin farkına varıyorsunuz” demiş. Katıldığım bir konu.

8 Beğeni

Yeni kitabın kapağına dokunmanın, sayfalarını çevirmenin bile tadı bir başka. Ama şahsen hiçbir zaman fazla kitap almıyorum. Toplu siparişle alıp okuduğum kitaplardan geriye iki-üç tane kaldığı zaman yeni sipariş veriyorum, çünkü kitaplığımda okumadığım bir kitabı görmek beni çok rahatsız ediyor. Ona karşı kendimi suçlu hissediyorum. Bilmem, benimki de farklı bir çılgınlık mı?

Bir de şu var: Daha önce bayılarak okuduğum bir yazardan bir süre sonra soğuyabiliyorum. Mesela Dan Brown’ın tüm kitaplarını severek okumuştum, ama Başlangıç tam bir hayal kırıklığıydı ve önceki kitaplarının da aslında çok da iyi olmadığını o zaman fark ettim. Nasıl olsa Dan Brown’ı çok seviyorum ve bir gün okurum diyip tüm kitaplarını alsaydım pişman olurdum -gerçi artık çoktan okumuştum, ama demek istediğim hâlâ geçerli-. Bu pişmanlığı yaşamamak için alıyor, okuyor, sonra tekrar alıyorum. En fazla iki aylık kitap oluyor elimde.

6 Beğeni

Şöyle bir durum var kendi açımdan. Alkol tüketimi olabilir, fast-food tüketimi olabilir ama kitaptan tüketim ürünü olarak bahsedebilir miyiz? Kitap tüketim malzemesi değildir, tükenen birşey değildir. Normal ortamlarda nesillerden nesillere aktarılabilecek bir materyaldir.
Kitap alışverişi çılgınlığı düşüncesi ile konuyu ele alırsak bu zamana kadar yaptığım bir çok harcama için belki de pişmanlık duyduğum anlar olmuş olabilir ama kitaplara verdiğim paranın arkasından hiç bir zaman bakmadım. Benim okumaya ömrümün yetemeyeceği kitaplarım olsa bile inanıyorum ki bir gün kızım veya onun çocukları bir şekilde okuyacaklar, belki de günü gelince o kitabı arayan arkadaşları ile paylaşacaklardır.
Kısacası kitaplar iyidir :slight_smile:

13 Beğeni

Tam konuya göre bence

Tsundoku (kitap bağımlılığı) sendromu nedir?

Aşırı kitap okumanın psikolojik bir sorun olduğunu biliyor muydunuz? Sizler için internette en çok aranan Tsundoku sendromunun ne anlama geldiğini araştırdık. İşte duyunca çok şaşıracağınız tsundoku sendromu…

Dünya’da 5 kişiden ikisinde görülen bu rahatsızlık hakkında çoğu kişi ne yazık ki bilgi sahibi değildir. Tsundoku sendromu, yığınla kitap alıp ve okumaya çalışan kişilere denir. Dışarıya çıktıklarında kendilerini kitap fuarlarında ya da kitap evlerinde bulur. Bu kişiler ayrıca kitap kokusuna da bağımlı hale gelmişlerdir. Evlerinin her köşesinde kitap görmeyi isteyen bu hastalar kronik bir bağımlılığa sahip olduklarının uzun süre farkına varmazlar. Uzmanlar bu durumun çok ciddi boyutlarının intihara kadar götüreceğini belirtiyor.

TSUNDOKU SENDROMU BELİRTİLERİ NELERDİR?f

- Tsundoku sendromu yaşayan kişi elektronik ortamda yazı okumaktan nefret eder. Bu durum hastalığın en yaygın belirtisidir.

- Hastalar kitaplarını hiç kimseyle paylaşmazlar.

- Yapılan bazı araştırmalarda bu hastaların bazıları yeme, içme ve kıyafet gibi ihtiyaçları yerine kitap almayı tercih ettikleri gözlemlenmiştir.

- Her yeni çıkan kitabı aynı gün alma isteği de yaygın olan bir diğer belirtileri arasında yer alır.

- Yapılan bir diğer araştırmada ise kitap kokusu almadan uyumadııkları ortaya çıkmıştır. Ayrıca bazı hastalarda beynin mutluluk hormonunda bozukluk olduğu tespit edilmiştir.

- Kitabı almadıklarında saldırganlık göstermektedir.

- Bu hastaların yüzde 70’i teknoloji çağından nefret eder. Onlar için mum, kitap çay ya da kahve gibi otantik durumlar vazgeçilmez detaylardır.

TSUNDOKU TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Dünyada en çok Çin, Japonya ve Kore ülkelerinde yaygın olan bu hastalık için özel terapi odaları kurulmuştur. Bağımlılık tedavisi ile aynı uygulamaların yapıldığı bu rahatsızlık ciddi boyutlarda olmadığı sürece ilaç tedavisi uygulanmaz. Uzman genellikle hastanın bu durumun psikolojik olduğunu ve kendi kendisini dizginlemesi gerektiğini söyler.

Kaynak

6 Beğeni

“Kitaplar sadece okumak için değil, aynı zamanda birlikte yaşamak içindir.”

Walter BENJAMİN

8 Beğeni

Kitap okumak muhteşem bir şey ama bunun da böylesine kutsanmasında popüler kültürün etkisinin olduğunu düşünüyorum. Fazla tüketim kötüdür ama konu kitap olunca bu geçerli değildir gibi bir yargıya katılmıyorum. Tüketim çılgınlığı tüketim çılgınlığıdır, kitap, sanat, film, oyun hangi konuda olursa olsun.

Konuya farklı yerlerden bakıyoruz aslında. Ben kitabın tüketim malzemesi olmadığını savunuyorum. Popüler kültürün ürettiği yazarların popüler kitaplarını ayrı tutarım. Sırf yazmak için yazan piyasa yazarları benim kitaplığıma giremez. Biraz da sizin kütüphanenizi hangi kitaplarla donattığınızla ilgilidir durum. Ben kendi neslime dair ileride çocuklarıma ve torunlarıma ışık tutacak kitaplarla bir kütüphane kurduğuma inanıyorum. Bu bağlamda o kitaplara alıp tüketilmiş gözüyle bakmak doğru olmuyor.

5 Beğeni