Kitap Tüketim Çılgınlığı Hakkındaki Düşünceleriniz

Belki sert tepkilerle karşılaşacağım ama yine de yazacağım, kendimi tutamadım. Sepet tutarlarından, kitap fiyatlarından şikayet edip duruyorsunuz. Ama bir yayınevinin bir ayda yeni yayımladığı tüm kitapları almak zorunluluğunu neden hissediyorsunuz anlamıyorum. Seri toplamak, dizmek, biriktirmek çok anlamsız geliyor. Kitap okuyan insanlar, hep kullanılan tamlamadır ya bu, böyle şeylere denen kapılır anlamıyorum. Ben bir okurun, bir yayınevinin bir ayda çıkarttığı tüm kitaplara ilgi duyabileceğini, hepsini sevebileceğini düşünmüyorum. Bazı kişilerin, kitabın konusu ilgisini çekse de çekmese de, sırf serinin bütünlüğü bozulmasın diye, sırf kitaplığında daha güzel dursun diye o kitapları aldığını düşünüyorum. Bilimkurgu klasiklerinin hepsini almak zorunda hissetmemeli bir okur, bunu Yüzyılın en iyi bk öyküleri meselesinde düşünüyordum, birçok yorum gördüm ki, serinin bütünlüğünün bozulduğunu, halbuki kendisinin 30 kitabı da ‘topladığını’ belirten birçok yorum… Okumakla okumamak arasındaki farkı sorgulamadan, ‘bence’ bilinçsizce tüketim (kitap okumaktan ziyade, tüketmek) çılgınlığına kapılmak; bu forumda gördüğüm şey. Uzun süredir takip ettiğim forumda son 4-5 aydır böyle bir şeye tanık oldum. Bu iletiyle tartışma çıkabilir, farkındayım. Görmezden gelebilirsiniz, sadece içimi dökmek istedim. Konuyla ilgili başka iletim olmayacak.

25 Beğeni

Serzenişinizde haklısınız bence. Ama buradaki çoğu arkadaşımız hem alıyor hem de aldıklarını okuyor. Bunu ‘Hangi Kitabı Okuyorsunuz’ konusunu takip ettiğim için biliyorum. Bir de olaya şu şekilde bakmak gerekiyor; Bazen yayınevlerinin hızı okuru geçebiliyor. Okur da sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek misali kitabı hemen alma gereksinimi duyuyor. Böylelikle okuyacak yığınla kitabın birikmesi doğaldır. Tabi ki her eser beğenilmiyor. Bunu incelemelerde görüyoruz.

Sizin dediğiniz gibi sadece alarak okumadan bir gösteriş amacı güdenler de var her yerde. Onlara da okumayacaksın madem neden alıyorsun da diyemeyiz açıkçası. Sanane alırım almam gibi bir cevap zaten kaçınılmaz.

4 Beğeni

Ben buradaki herkesin her kitabı aldığını düşünmüyorum açıkçası. Mesela ben İthaki Modern Serisi’nden yalnızca iki tanesini aldım bu güne dek. Bana hitap edenleri tercih ettim. Bilimkurgu Klasikleri ise karma karışık. Muhtemelen yarısı var diğer yarısı yok. Diğer bir konu olan son aldığınız kitaplara baktığımda herkesin her kitabı aldığını düşünmüyorum. Kurgu Dışı olan “Kitaplık” kitabını alan üç-beş kişi gördüm mesela. Burada çoğu kişinin bilinçsiz alışveriş yaptığını sanmıyorum ben. Onlarca danışma var başlıklar arasında. Şu seri nasıl? Bu kitabı beğendiniz mi? gibi sorular defalarca cevaplandı. Okumaya niyetli insan bence alacağı kitabı iyi-kötü araştırıyor. Özellikle bu forum için bunu diyebilirim. Bazen herkes beğenince ben de bir deneyeyim diyerek alan ama beğenmeyen de çıkabiliyor. Zevkler ve renkler meselesi. Bazı yazarları seviyoruz ve ne çıkarsa çıksın alıyoruz ama her yazarın her eseri de güzel olacak, beğeneceğiz diye bir kural yok. Bazen en sevdiğimiz yazar bizi üzebiliyor ama üzse bile okumak isteyebiliriz. :slight_smile:

11 Beğeni

Yazdıklarımın aksini iddia eden, sert ve dışlayıcı yorumlar beklerken, yorumumun ayrı bir konuya taşınıp fikir alışverişine olanak sağlanması karşısında teşekkür etmeyi bir borç bilirim. :kalp:

13 Beğeni

Tam benlik bir konu ama susmayı tercih ediyorum.

6 Beğeni

Ben de sizin gibi düşünmüştüm. Ancak bir ara youtube’a girip baktım. Kitap içerikli video çeken arkadaşlar ya da kendi deyimleriyle booktuberları görünce aslında buranın öyle olmadığını gördüm. Youtube’da bulunan kitap kanallarının videolarının birçoğu kitap alışverişinden oluşuyor. Özellikle takip ettim bazılarını. Yaptıkları tek şey kamera karşısında kargo açmak ve kitap baskısı övmek. Kitap almaktan kitaplıklarında yer kalmamış. Ancak hâlâ kitap alıyorlar. Okuduklarını düşünmüyorum. Ya da aldıkları kadar okuduklarını düşünmüyorum. Yorumlara baktığımda da hep “abla/abi kargo videoları çok güzel” tarzı yorumlar gördüm. Bence bahsettiğiniz kişiler daha çok youtubedalar. Aldıkları kitaplara girmek bile istemiyorum çünkü ayrı bir konu çıkar. Ben foruma katılalı çok olmadı. Ancak ben de herkesin her kitabı aldığını düşünmüyorum. Bence buradaki insanlar daha aklı başında insanlar. İthaki üst üste kitap çıkarınca biraz forumda yer yerinden oynuyor. Ama bence alınan kitaplar okunuyor… Daha fazla uzatmak istemiyorum. Bu arada kitap içerikli video çeken arkadaşlardan gerçekten çok kaliteli içerik üretenlerle de karşılaştım. Onların hakkını vermek lazım. Onun dışında bahsettiğim tarzdaki kişiler ve kitlelerinin gelecek açısından oldukça ürkütücü olduğunu düşünüyorum. Aramızda varsa üstüne şiddetle alınsın.

9 Beğeni

Yazdıklarınızda sorun yok bence. Bakış açınız bu şekilde olabilir ve kendi durumunuza göre haklı da olabilirsiniz. Belki bazı kitaplar seri içinde diye alınıyor doğrudur. Ama Bilimkurgu’ya ilgi duyan birisi serideki bütün kitapları toplamak ister. Zaten hepsi bilimkurgunun farklı dalları arasındaki konuları işliyor. Almak istemesi kadar doğal bir durum yok. Fantastik vs diğer türler için de aynı olay söz konusu. Tabi çıkan her kitabı alma durumunu biraz abartmışsınız. Ben İthaki için örnek verecek olursam bilimkurgu, modern, karanlık kitaplık gibi serileri takip ettiğim halde Türk edebiyatı, sinema, kurgu dışı gibi serilerden beğendiklerimi alıyorum. Bazı kitapları hiç ilgimi çekmiyor almıyorum.

Alınan kitap olunca şahsen benim için tüketim çılğınlığı vs gibi konular pek umrumda olmuyor. Çılgınlığı bu konuda yaptığım sürece sorun yok. Aldığım kitapların çoğunu yakın süreçte okumaya çalışıyorum. Hepsini okuyamıyorum ama zaten hemen okumak gibi bir endişem de yok. Mevcutta güncel güzel seriler varken takip edip ilerleyen yıllarda da okuyabilirim. Tüm bunların dışında sadece kendim için almıyorum çocuklarım için güzel bir kütüphane oluşturmak istiyorum. Mesela kızım gelip yanıma ‘’ Baba artık bende bu kitaplardan okumak istiyorum. Ben ne zaman okumayı öğreneceğim? ‘’ demesi bile benim almam için yeterli sebep. Çok uzattım :slight_smile: Yani herkesin kendince nedenleri olabilir. Bu durumu herkese anlatmak da istemeyebilir.

9 Beğeni

Yazdıklarınıza ben de katılıyorum. Örneğin Fahrenheit 451 kitabını bilim kurgu klasiklerinden almayacağım çünkü bu kitabı önceden okumuştum. Fakat bırakın okunan bir kitabı, aynı kitabın bütün baskılarını alanlar var. X yayınevinin baskısı var ama Y yayınevini de alayım ikisi de kütüphanemde dursun düşüncesini hiç anlamıyorum. Veya aynı kitabın birçok defa farklı kapaklarla basılıp her defasında satılmasını da anlamıyorum. Kapitalizmin ekmeğine bu kadar güzel ve kolay yağ sürülen ender sektörlerden birisidir herhalde.

Para benim zevk benim derseniz saygı duyarım karışamam. Fakat sitede o kadar zengin insanlar olduğunu sanmıyorum. Yani indirim kovalıyor herkes sonuçta. :sweat_smile:

Not: Sözüm meclisten dışarıdır, özel olarak bu siteyi veya herhangi bir üyesini hedef almadım. Genel bir dışa vurum sadece.

Tam @AeroKnight-sama öfkesini kusmuştur diye düşünmüştüm ki yorumunu görmek (daha doğrusu görmemek) üzdü.

8 Beğeni

Dikkatimi daha önce çeken ama yukarıda bahsetmeyi unuttuğum olguyu ilk paragrafınızda çok güzel özetlemişsiniz.

@AeroKnight-sama öfkesini bana mı kusacaktı, yoksa bahsettiğim çerçevedeki insanlara mı :buyucu:

3 Beğeni

@AeroKnight-sama’ın işi hiç belli olmaz etiketlediğim için bana bile kusabilir. D:

Yok şaka bir yana o da sizin fikrinizi destekleyecekti muhtemelen.

Ben de yazdan beri forumu aktif kullanıyorum o yüzden daha öncesi için bir şey diyemem ama doların ani yükselişi sonrası kitap fiyatlarının bir anda çok fazla artacağı endişesi oldu. Her ne kadar dolar geri düşmüş bile o korku hala sürüyor bu yüzden %40-%50 gibi indirimlerde millet listesindeki kitapları bir daha bu fiyatlara alamayacağını düşünerek toplu olarak almaya başladı.

4 Beğeni

Dolar geri düştü mü? :slight_smile: Çıktığı son yükseklikten düştü ama çıkışa başladığı yere bakmak lazım. Birde bugünlerde çok konuşulan swap faizi olayı var. Buna rağmen alım oluyorsa yakın zamanda uçadabilir :slight_smile:

7 ye göre düştü yoksa zaten 3.50 den çıktı 1 sene içinde. Seçim sonrası uçması kaçınılmaz zaten. En son swap faiz %1000 ni gecti diye okudum ama ne kadar doğru bilemiyorum.

Kendimden yola çıkarak yorum yapacağım. Kitaplığımda genellikle İthaki, Alfa, İş Bankası ve Can Yayınları’nın kitapları var. Takip ettiğim yazarların ya da serilerin yeni kitabı çıkınca geciktirmeden almak istiyorum, çünkü erteleyince kitabı bulamıyorum ve sinir oluyorum. Her aldığım kitabı hemen okuyamıyorum ama elbet bir gün okuyacağım ve kitaplığımda beklemesi benim için bir sorun teşkil etmiyor. Okumak istediğim bir kitaba stokta yok diye daha fazla para vereceğime indirim yakaladığımda hemen çöküyorum.

Bir de özellikle İthaki konusuna değinmek istiyorum. Bu yayınevinin bastığı çoğu kitap ilgimi çekiyor. Bilimkurgu serisi çok hoşuma gittiği için bu yayınevinin zevkine güvenerek diğer kitaplarına da bazen şans tanıyorum. En sevdiğim yazar Neil Gaiman ve en sevdiğim kitap olan Cam Kule ile de böyle tanıştım. Arkadaş çevrem de benimle aynı zevke sahip insanlardan oluşuyor ve onların da önerileri yine bu kitapevine ait eserlerden oluşuyor. E böyle olunca da alışveriş listemin çoğunluğu İthaki’ye ait kitaplardan oluşuyor.

5 Beğeni

Düştü derken ne demek istediğinizi anladım. Bazı insanlar 1 aylık hafızaya sahip oldukları yada işlerine öyle geldiği için dolar düştü diye seviniyor, o aklıma geldi :slight_smile:

Swap faizi kaç en son bakmadım. Orası ayrı zaten borsanın değer kaybı vs konular. Önemli olan bu kadar faizi artırmamıza rağmen hala yurtdışında insanların TL borçlanıp dolara yatırım yapması, çok büyük bir artış beklentisi olmasa bu faize rağmen alım yapmazlar.

Doğrusu üzerinde düşünmeye değer bir konu. Bazen ben de ihtiyacımdan fazla kitap aldığımı düşünüyorum. Alıp da okuyamadığım kitap sayısı artınca frene basıp okumaya ağırlık veriyorum. Ancak yine de kitaplığımda okumadığım kitapların sayısı giderek artıyor. Hatta bazen aynı kitabın farklı baskılarını aldığım da oluyor. Fahrenheit 451 örneğin: İthaki’nin cep boy gibi bir baskısı vardı onu aldım ilk olarak ve çeviriyi beğenmedim. Sonra yine İthaki’nin yeni çevirisini aldım. Yevgeni Zamyatin’in Biz’ini de aynı şekilde önce İthaki’den aldım, beğenmedim. Ayrıntı Yayınlarından tekrar aldım, bu çok daha iyiydi. Philips K. Dick kitaplarını bir dönem Altıkırkbeş yayınları basıyordu, kötü çevirileriyle meşhur bu kitapları mecburen aldım, kelimelerin altlarını çize çize okudum. Şimdi aynı kitapları Alfa yayınlarının yeniden basması gündemde. Bu durumda yeniden alıp okumayı düşünüyorum. Yani kitap tüketimini artıran böyle durumlarda var. Bunlar işin bahanesi belki de; itiraf ediyorum, kitap almayı seviyorum ben :slight_smile:

4 Beğeni

Bu kitap alma durumu günlük hayatınızı, diğer işlerinizi ve ev yaşamınızı olumsuz yönde etkilemiyorsa, insanlarla olan ilişkilerinizi zedelemiyorsa çılgınlık denemez bence. Parasını ve vaktinin bir kısmını pul ya da herhangi bir şey almak ve biriktirmeye harcayan bir koleksiyoncu gibi düşünüyorum. Bir şekilde bu durumdan keyif alınıyor ve zarar görülmüyorsa iyi bir şey.

Yayınevlerinin insanlarda oluşan seri eksik kalmasın duygusunu da sonuna kadar semirdiğini düşünüyorum. Kitapları birbirleri ile ufak bir bağ kurup bir seri yapınca bazı insanlarda arada almayacakları kitaplar olsa da bu şekilde sunulduğu için alama dürtüsü yaşayan insanlar var.

Şu kitabı da buraya bırakayım.

3 Beğeni

Kitabın kendi doğasında koleksiyona bir yatkınlık var. Dolayısıyla çok kolay şekilde bir koleksiyon başlatabiliyor ya da parçası olabiliyor. Bunu yadırgamıyorum. Öte yandan yukarıda adı geçen seriler bende de bölük pörçük var. İlgimi çekeni alıyor ya da almıyorum. Bazen o seriye hiç başlamıyorum.

Herkesin kitabına kimse karışamaz belki ama Son Aldığınız… ile başlayan o illet ( :slight_smile: ) başlığın da etkisi yok mu? Var yahu. Bir şeyleri kaçırıyormuş hissi yaratıyor. Sonra diyorum ki, “Şşşşt. İndir o kredi kartını, şşşt. Hepsi geçecek. Hiçbir kitabı kaçırmadın. Şşşt”

Ama aynı başlık beni bilmediğim fakat ilgimi çekecek türden kitaplarla da tanıştırıyor.

10 Beğeni

Paranız varsa kitap alın. Kitaplar evinizin en görünür yerinde olsun. Geçtiğimiz aylarda bir radyo programında İngilterede yapılan bir araştırmadan bahsetmişlerdi. Araştırmanın konusu evimizde bulunan kitaplar ve çocuklara etkisiydi. Sonuç kimilerine şaşırtıcı gelebilir lakin şöyle bir tespit yapmışlar. Kitap okunmasa dahi görünür yerde kitap olan evlerde büyüyen çocuklar eğitime ve gelişmeye daha açık oluyormuş.

Şu sıralarda bu deneyi evde bizzat yaşıyorum. 13 aylık kızım kucağıma gelip kendisini kitaplığa götürmemi istiyor. Kitapları eline alıyor sayfalarını bir çırpıda karıştırıyor ve kapatıyor. Kitabı tekrar rafa koyunca da alkışlıyor :slight_smile:.

Tüm bunları bir kenara bırakırsak, kütüphane dediğimiz şey bana göre sosyalleşme alanı aynı zamanda. Evimize gelen bir çok arkadaşımızla kitap sohbetlerini kitaplığın önünde yaparız. Bu forumda azınlıkta olan “kitap ödünç vermeye sıcak bakanlar” cemiyeti üyesi olarak bol bol kitap dağıtırım :slight_smile:.

Kitap güzeldir, alın koyun :slight_smile:

28 Beğeni

Reklam etkisi deyin, bir şeyleri kaçırma hissi deyin, sahip olmanın dayanılmaz cazibesi deyin… Nasıl açıklarsanız açıklayın özünde hepsi nesnelere birtakım anlamlar yüklememizden kaynaklanıyor gibi geliyor bana. Geçenlerde fark ettim, Knausgaard’ın otobiyografi serisinin henüz üç kitabını okudum. Üçüncü kitap gerçekten tadımı kaçırdığı ve artık Knausgaard’dan bir şeyler okumak istemediğim için son üç kitabı almayı düşünmüyordum. Fakat serinin yarım kalıyor oluşu o kadar canımı sıktı ki yani ilk kitabı zevkle okumuş olsam bile keşke hiç almasaydım diye düşünürken buldum kendimi. Kendine gel Beren, dedim. Altı üstü bir kitap, okudun, okuduğun şeyden keyif aldın, devam etmek zorunda değilsin.
Fakat o yarım kalmasın, tamamlayayım, olmuşken tam olsun ya da en başından hiç olmasın hissini yaşadım gerçekten ve bundan pişmanlık duydum.
Demem o ki… Tamamen kendimizi tatmin etmek, bir şeyleri tamamladığımızı düşünmek bizi ihtiyacımız/isteğimiz olmadığı halde tüketmeye yönlendiriyor. Bu da aslında bizim yarattığımız tamamen ben’e yönelik anlamları nesnelerde bulmaya, nesnelerle karşılamaya dayanıyor.
En azından benim çözümlemem böyle.

6 Beğeni