Kitaplardaki Çeviri Sorunları

O da aynı (“layıkıyla” yazılışı için).

1 Beğeni

Layığı yazarken yumuşarken neden layıkıyla da yumuşamamış acaba? :thinking:

Bence k’nın yumuşayıp ğ’ye dönüşmesi gerekir. Çünkü layıkıyla sözcüğü, layığı sözcüğüne ile’nin eklenmesi ile oluşturuluyor bildiğim kadarıyla.

Bazı özel kullanım durumları oluyor. Araştırmak lazım.

Yabancı dillerden geçen kelimelerde istisnalar olabiliyordu diye hatırlıyorum. Örneğin hukuk kelimesinde de yumuşama olmaz hukuğun değil hukukun şeklinde yazılıyor. Bu da öyle olabilir.

1 Beğeni

Hukuk sözcüğünde k yumuşamaz doğrudur. Fakat önümüzde hazır örnek var: layık sözcüğüne ı eklenmiş ve k yumuşamış. Yine ı ekleniyor ve devamında ikinci ek (ile) geliyor. Örn: Layığını buldu. Burda da yine yumuşama var. Layık sözcüğünde hep yumuşama olur. Neyse, benim düşüncem bu şekilde.

İnternette sözlüklere, dil üzerine sitelere vs. baktım ve tamamında layıkıyla geçiyor. İkna olmak için İngilizce-Türkçe sözlüklere baktım nasıl geçiyor diye onlarda da aynen layıkıyla yazıyor. Bir de Türkçe öğretmenine sordum ve ben ikna oldum. :woozy_face:

4 Beğeni

Layık ve Hukuk kelimeleri Kaf harfiyle yazılıyor. Aynı zamanda yabancı kelimeler oldukları için yumuşama kuralına tabi değiller. “Layığını buldu”, ifadesindeki yumuşama konuşma dilinde gerçekleşmiş, daha sonra yazı diline geçmiş. Bu yüzden istisna oluşturuyor.

Renk, ahenk, çiçek ve börek gibi kelimeler Kef harfiyle yazılmış. Bu yüzden yumuşuyor.

8 Beğeni

Evrak da böyle (yani Kaf var mı bilmiyorum ama yumuşamıyor).

“Evrağı” yanlış, “evrakı” doğru.

Edit: İşe alındım mı şimdi? Ne zaman başlıyorum okumaya ve düzeltmeye? :slight_smile:

1 Beğeni


Kafla yazılıyor. İşe alındınız. :+1:

1 Beğeni

İK’ya gidin hocam kaydınızı yapsınlar pazartesi İthaki’de başlayın hemen.

1 Beğeni

6 Beğeni

Evraktı bilmem neydi bunların sonundaki k harfinin yumuşamadığını zaten biliyoruz. Layık sözcüğü üzerinden gidiyoruz. İki örnekte de k’nın sonuna ı harfi geliyor. Bu durumda iki örnekte de k’nın yumuşaması gerekir. Aynı sözcüğe aynı ekin gelmesinde istisna olmaz.
Şöyle örneklendireyim: hukuk sözcüğüne u harfini ekleyelim. Hukuku olur. Yani yumuşama olmuyor. Peki -un eki getirirsek yumuşama olur mu? Yine olmaz. Yani bir sözcüğe aynı sesli harfin ek yapılması durumunda yumuşamada istisna olmaz.

Ha konuşma dilinde böyle olmuş denirse ona bir şey demem.

Ben bu işin net kuralları olmadığını, istisnai durumların da kulağa hoş gelmesi ile ilişkisi olduğunu düşünüyorum. İngilizceden örnek vereyim:

Eğer kelime ünlü bir harf ile başlıyorsa “an”, ünsüz bir harfle başlıyorsa “a” kullanılır. Ancak “hour” kelimesi ünsüzle başlamasına rağmen “an hour” denir çünkü “a hour” hem kulağa hoş gelmiyor hem de söylemesi görece zor.

“Layığıyla” kelimesini de yukarıdaki örneğe benzetiyorum. Ha dil bilgisi uzmanı mıyım? Alakam yok. :slight_smile:

Aslında an hour istisnai bir durum değil. a ve an yazılışa göre değil okunuşa göre konuyor. Hour kelimesindeki h sessiz olduğundan kabaca “aur” diye okunduğu için an geliyor. Honest, honor gibi kelimeler de an alır.

Örneğin “as a European” “an FBI agent” “a one time job” gibi örnekler de verilebilir. İstisnaları illaki varıdır ama genel durum bu.

7 Beğeni

Ben buradaki an, a durumunun okunuşa göre olduğunu biliyorum. Hatta buna birçok örnek var İngilizcede.

Ek olarak “Layık” kelimesinde belki Arapça kökenli olmasından kaynaklı @Tobizume’un dediği gibi bir durum olduğunu düşünüyorum. Yani buradan şu sonuca ulaşıyorum: Arapça kökenli “k” sessiziyle biten kelimelerde “kaf” içerdiği durumlarda böyle bir kullanım var. Türkçe ihtisas yapmış kişiler bunu aslında çok daha güzel açıklardı. :slight_smile:

Biz öyle öğrenmedik @Leingrad ve @Agape, aklımda kalanı bu şekilde ama doğrusu hangisi bilmiyorum. Hem sese göre hem de ünlü harfe göre olduğunu söyleyen sayfalar gördüm (doğru kullanılışını biliyorum). Özellikle ikinci sayfada sizin sese göre dediğiniz durumun istisna olduğunu söylüyor ama sonuçta otorite midir bilmem.

Normally, we pronounce consonant letters with a consonant sound, and vowel letters with a vowel sound. But there are some exceptions. The rule about a or an is still the same. You just need to think about the SOUND, not the WRITING. Look at these examples:

Sese göre diyen
Ünlüye göre diyen

Burada benim söylemeye çalıştığım, bazı kuralların kulağa hoş gelmeyişi sebebiyle esnetildiği idi. Başka bir örnek aklıma gelirse yazarım.

2 Beğeni

https://twitter.com/EyovgeBetul/status/932880525412524032

Şöyle bir Twit dizisine denk geldim.

@isos81 İstisnai bir durum olmakla beraber benim demek istediğim kulağa hoş gelmemesi ve söylenmesi zor kısmı. İngilizcede bazı kelimeler önüne a/an alırken bazı özel durumlarda telaffuza göre değiştiği. Yani kulağa hoş gelmiyor diye bir kullanım yok.

Kulağa hoş gelmiyor diye baksak “bayağı” yerine “baya” derdik mesela. Herkes “baya” yazsa da dilimizdeki kullanımı “bayağı” fakat bu da bizlerde farklı bir algı yaratıyor.

Bir de böyle bir şey buldum:

Dilimizdeki hac, şad, yâd gibi birkaç örnek dışında, alıntı ke­limelerin özgün biçimlerinin sonlarında bulunan yumuşak ünsüzler sertleşir: kitap (<kitab), sebep (<sebeb); bant (<band), bent (<bend), cilt (<cild), etüt (<etüd), metot (<metod), standart (<standard); ahenk (<aheng), hevenk (<aveng), renk (<reng) vb. Bu gibi alıntılar ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında kelime sonlarındaki sert ünsüzler yumuşar: kitap / kitabı, sebep / sebebi; bant / bandı, bent / bendi, cilt / cildi, etüt / etüdü, metot / metodu, standart / standardı; ahenk / ahengi, hevenk / hevengi, renk / rengi vb.

UYARI: Bazı alıntı kelimelerde yumuşama olmaz: ahlak / ahlakın, cumhuriyet / cumhuriyete, evrak / evrakı, hukuk / hukuku, ittifak / ittifaka, sepet / sepeti, tank / tankı vb.

Yine de nedenini açıklamamışlar. Bu hep ezberci yapımızdan oluyor. Nedeni yazılsa en azından daha rahat kavranırdı.

Ekleme: Bazı kelimelerden şapka kalkmadan önce “layık” kelimesinde şapka varmış. “Lâyık” olarak yazılmış mesela. Bu da belki bir etkendir.

2 Beğeni

Benim görüşüm, yukarıda bahsettiğin “özel durumların”, kelimenin söylenişinin kulağa hoş gelmemesiyle oluştuğu yönünde ama tabi kuralları bilmek gerek. Bir örnek bulabilirsem paylaşırım.

Baya ve bayağı’nın kulağa hoş gelmesiyle ilgisi yok bana göre, tamamen yanlış bilmekle alakalı. “Bayağı” dediğimiz zaman negatif bir anlam oluşuyor diye düşünüyor insanlar (sen de böyle demişsin zaten). “Bayağı insan”, sanki “aşağılık insan” gibi geliyor. Anlamı negatif olunca da “bayağı” ve “baya” farklı kelimeler gibi görünüyor, kulağa hoş gelmesiyle bir ilgisi yok bana göre.

Benzer bir örnek de “halde” için söylenebilir mesela. “Halde” kullanılınca sanki olumsuz bir anlam taşıyor ama değil, sadece durum belirtiyor. “Elleri yanda olduğu halde yürüdü” deyince gayet normal ama sanki “elleri yanda olmaması lazım” gibi düşünüyor insanlar.

Bu alıntıyı güzel vermişsiniz, konuya cuk diye oturdu. Dilimizde kelime sonlarında yumuşak ünsüz bulunamıyor, bu yüzden sertleşiyor. Ek alınca da fırsat bulup hemen yumuşayıp eski haline dönüyor. Alttaki yumuşamayanlar ise zaten sert ünsüz ile yazıldığı için yumuşamadan muaflar.

2 Beğeni