Kitaplardaki Çeviri Sorunları

Eğer filmler olmasa ya da benim gibi ilk filmleri türkçe dublajlı izleyip sonra kitapları okuyanlar olmasa ikisi arasında benim gözümde fark olmazdı bana göre.
Jon Kar’ı okuyan niye yadırgıyorsa bunu da o yüzden yadırgarlardı. Türkçe yada ingilizce bırakmanın cümle tamamında farkı yok bana göre.

@Abraxas şu an bazı kitapları çok hafif cümle anlam kaymaları olmasına rağmen çevirip okunabilir bana göre. İnsan çevirilerindeki gibi cümle atlamazlar en azından.

@_OZ Şu anki çevirmenlerin bir kısmının türk gibi düşünüp çevirdiğini düşünmüyorum ben. Çevirmiş olmak için çeviriyor sadece.

Yapay zekanin Alman veya Türk gibi “düsünmek” gibi bir durumu söz konusu degil zaten. Google’in 2016’dan beri cevirilerinde kullandigi yapay zeka, neural machine translation prensibine göre cümle ve kalip bazli ceviriyor. Yani sözcük sözcük cevirmek yerine, dogrudan cevirdigi dildeki milyonlarca örnekteki deyimlere, söyleyislere ve cümle yapilarina bakiyor, eslestirdigi “pattern” leri kullanmayi öneriyor. Ayrica bunlari “ögreniyor” (deep learning).

Google translate’in tüm dilleri öncelikle Ingilizceye cevirdigini de ögrendim.
Dil 1 → Ingilizce → Dil 3

Yapay zekadan ilk baslarda elbette ki bir insan kadar dogru ve nüansli cevirmesini beklemek abes olur. Kelime oyunlarini ve benzeri numaralari cevirmek zaten insanlari bile zorluyor bazen. Ancak google translate’in son 20 yildaki gelisimine tanik olanlar, 20 yil sonraki ceviri (büyük ihtimalle insanlari aratmayacak) kabiliyetine cok da sasirmayacaklardir.

3 Beğeni

Bütün bunlara rağmen kendisi yapay zeka geliştiren bir yazılımcı bizim köydeki gibi düşünsün diyebilir ve ona göre geliştirebilir. O zaman çeviri onun yöresinin özelliklerini taşır. Şive yapar demiyorum böyle bir kafa yapısı olsun diyebilir. Herkes sonsuz üslub ile geliştirebilir bunu. Hep mekanik bir dil olacak diye bir şey yok.

Sözel olarak ifade edilen çok basit cümlelerin yazılımdaki karşılığı çok zor hatta bazen imkansız olabiliyor (tersi de mümkün). Bazen de bir şeyi yapmak istersin ama kaynak yetersizdir.

Yapay zekada teknik kadar, hatta ondan daha önemli olan şey veridir. Ben de zamanında “machine translation” yazmış biri olarak bu işin çok zor olduğunu, gelişmelerin umut vaat ettiğini ama doğal dilin işlenmesi en zor yz konusu olduğunu belirtmek istiyorum. O köydeki gibi düşünsün işi düşündüğünüz kadar kolay değil maalesef.

Bir de bu gelişme mevzusu üssel artmıyor. Evet 20 sene sonra çok daha iyi bir yerde olabilir (olmayabilir de) ama bundan 20 sene öncekiyle şimdi arasındaki gibi bir fark olmayabilir. Yani 20 sene önce ile şimdi arasında 100 birim gelişme olduysa, şimdi ile bundan 20 sene sonra arası 300 500 birim artış olmayabilir (100 bile olmayabilir).

5 Beğeni

Yıl 2021 “camera” hâlâ “kamera” diye çevriliyor.

İçimdeki Müzik - Sharon M. Draper, 60. Baskı, sayfa 218 ve 220.

İşin kötü tarafı 220. sayfada fotoğraf çekmek eylemi de var. Ve özgün hali “camcorder” olan bir sözcük var, o da “kamera” diye çevrilmiş.

Hadi çevirmen görmedi. Yahu düzeltiyi yapan da mı anlamadı?

Kitabın ilk sayfasında sadece 1. Baskı bilgisi verilse de kapakta 60. Baskı yazıyor. 60 baskıdır bunun gibi birçok hata giderilmemiş.

Bundan birkaç yıl önce Robert Jackson Bennett’in Merdivenler Kenti isimli kitabını, yabancı bir grupla okuma etkinliği kapsamında okuduk. Arkadaşlardan birisi “Ben geniş zaman kipli kitapları pek sevmiyorum” deyince şaşırdım zira benim okuduğum kitap geçmiş zaman kipindeydi. :slight_smile: Kendisine durumu belirtince “radikal bir karar” demişti. Geçenlerde @periyodiknesriyat’ın paylaşımında da aynı durumu fark edince sizlere sormak istedim görüşlerinizi.

Önce örnek verelim:

image

Gördüğünüz üzere büyük bir müdahale söz konusu (büyük mü gerçekten?). Çevirmenimiz de yakından tanıyıp takdir ettiğimiz @YaprakOnur. Hem onun hem de sizin bu konudaki görüşlerinizi merak ettim. Yaprak Hanım kendisi mi tercih etti, yoksa yayınevinin mi tercihi oldu? Siz nasıl olmasını isterdiniz?

Benim görüşüm biraz farklı. Türkçe’de geçmiş, İngilizce’de geniş zamanı daha hoş buldum nedense. :slight_smile: Sizin bu çeviri yaklaşımı hakkındaki görüşleriniz neler?

4 Beğeni

O yine iyiymiş. Hayvan Mezarlığı’nda daha ilk sayfada 3 günlük Chicago - Maine yolculuğu 13 gün olarak yazılmış. O mesafeyi yürüyerek gitseler 15 gün bile sürmüyormuş. Hani öyle terimsel bir bilgisizlik de değil “ for the last three days it had taken them to drive here from Chicago.” yazıyor orijinal metinde. Nasıl 13 güne dönüşmüş hayret.

2 Beğeni

Türkçe’de geniş zaman kullanılınca bana hikayeyi dış ses anlatıyor gibi hissettiriyor. Tiyatro oyunu gibi ya da, nasıl tarif edeceğimi bilemedim ama böyle geçmiş zaman olarak çevrilmesini uygun buluyorum ben.

5 Beğeni

Ben çevirmen kararlarını eleştirirken “sıklığı” gözetiyorum. Bir anlatım biçimi, küfür, hakaret, şaka, şive, zaman kipi vs. özgün dilinde ne kadar sık kullanılıyorsa Türkçede de aynı sıklıkta bir karşılık bulunmalı. Geniş zaman anlatımı, özel bir nedenden seçilmediyse pekala Türkçede geçmiş zamanla karşılanabilir. Örneğin İngilizce bilimsel makalelerde cümleler genellikle etken çatıyla kurulur ama Türkçede edilgen yapı tercih edilir. Çeviri yaparken bunu gözetmek gerek.

2 Beğeni

Yazarin üslubuna müdahaleyi pek doğru bulmasam da, simdiki/genis zamandaki anlatimi cok sevimsiz buluyorum.

Burada güzel bir sekilde irdelenmis eksiler ve artilar.

I’ve never understood why it drives some people crazy to use “says,” but it certainly does. We had an editor here a long time ago that basically banned it.

2 Beğeni

Ben de öyle, o yüzden sebebini merak ediyorum. Özellikle çevirmen mi yoksa editör/yayınevi tercihi mi, geniş zamanlı her kitap geçmiş zamanlı mı çevriliyor gibi şeyleri merak ediyorum.

Tam olarak ben de böyle düşünüyorum ama rahatsız eder mi bilmiyorum çünkü geniş zamanlı Türkçe kitap en son ne zaman okudum onu bile hatırlamıyorum. Ama İngilizcesini okuyunca rahatsız olmuyorum hatta zihnim otomatik şimdiki zamana çeviriyor (says: she comes → gelir değil de geliyor gibi). :slight_smile:

3 Beğeni

Çeviri sorunları başlığında adımı görünce ne yalan söyleyeyim bi’ panikledim… :see_no_evil:

Merdivenler Kenti özelinde de, orijinal dili şimdiki zaman anlatımlı diğer çevirilerimde de Türkçede geçmiş zaman kullanma kararı hem yayınevlerinin hem benim ortak kararı oldu zira ben de Türkçede şimdiki zaman anlatımının okuru çok yorduğunu ve yavan kaldığını düşünüyorum. Buna istisna olan tek bir çevirim var, onda da yazım dili öylesine sadeydi ki şimdiki zaman anlatımı cümlelere daha iyi oturuyordu, yayınevine bunu söylediğimde o kitap için şimdiki zaman kullanımını kabul ettiler.
Elbette iki zamanın da yoğun olarak kullanıldığı kitaplarda şimdiki zaman kullanımı olan yerleri koruyorum ama bunun dışında kitap gerçekten bu anlatımı istemiyorsa çevirmen olarak benim tercihim geçmiş zaman olarak aktarmak oluyor.

20 Beğeni

Wilbur Smith - Nehir Tanrısı

Metin : The farther north we sailed, the more numerous and troublesome were rumors and reports coming down from front to feed upon our contentment and confidence, like locusts upon the standing corpse.

Çeviri : Kuzeye doğru çıktıkça cepheden gelen sıkıntılı haberler ve söylentiler de artıyordu.

Metin : I cllimbed the hill behind the camp. From there I looked first towards the river. The blue-smoke from cooking fires was smeared out across the surface, mingling with streamers of river mist. Riding lamps on board the ships were reflected in the dark waters. It was still too dark and far to pick out the vessel upon which my mistress lay.

Çeviri : Kampın arkasındaki tepeye çıkınca ilk işim nehre bakmak oldu. Gemilerdeki ışıkları durgun sulara yansıyordu. Hanımımın gemisini seçemeycek kadar karanlıktı ortalık.

(Altı çizili yerler hiç çevrilmemiş cümleler)

Bu şekilde yazarın yazdığı metin ile, yazarın diliyle ve anlatımıyla uzaktan yakından hiçbir alakası olmayan, her paragrafta en az 2-3 cümlenin, her cümlede ise en az 2-3 kelimenin hiç çevrilmediği, kalanının da “Ali ata bak” ayarına indirgendiği bir rezillik söz konusu.

Bunları bulmak için öyle çaba da sarfetmedim. Ciddi ciddi sadece rasgele bir sayfayı açıp 2-3 sayfadaki yine rasgele seçtiğim paragrafları yan yana koydum. Sonuç malesef bu. Bütün kitap böyle gittiği için örnekleri çoğatmayacağım çünkü kitabın kendisi başlı başına bir kepazelik örneği.

Bu ciddi ciddi kısaltılmış ve basitleştirilmiş bir metin. Diğer konuda gösterdiğim üzere Türkçe baskının boyutu küçük ve fontları büyük olmasına rağmen İngilzice baskısından 100 küsür sayfa daha az. Bunun tüketiciye belirtilmemesinin suç teşkil etmesi gerekiyor.

11 Beğeni

Bu cidden ahlaksızlık olmuş. Altın Kitaplar hala aynı eksik çeviriyle mi basıyor bu kitabı?

1 Beğeni

Artık basmıyor fakat bu şekilde 5 baskı yapmış. Bu Mehmet Harmancı denen elemanın diğer kitapları da böyle. Daha ne kadar boktan iş yapılabilir diyebilirsiniz ama onun çevirdiği Dean Koontz kitapları bundan da beter.

3 Beğeni

Mehmet Harmancıyı gördüğünüz anda uzak durmanız lazım. Hatta alanları uyarmanız. Ekşide başlığındaki yorumlara bir bakın.

2 Beğeni

Rezaletmiş cidden. Ben de bilmeden Medyum çevirisini almışım. Hayvan Mezarlığı ve Mesaj (Contact) da bu abinin çevirileriymiş. Ekşi rezalet başlığı da Hemingway çevirileri yüzünden açılmış. Böyle çevirmenleri kara listeye alıp uzak durmak lazım. Bir kitap böyle bir çeviriden okunacağına hiç okunmamalı.

1 Beğeni

Bir de Agatha Christie kitaplarını çevirmiş iki kız kardeş’den kesinlikle uzak durulmalı.

Altın yayınları en sevmediğim yayınevi olabilir. Hangi kitabını okusam kısaltılmış, vasat çevrili ve baskısı kalitesiz oluyor.

Bir roportajinda ingilizce’yi cok rahat kullanamadigini ama ingilizce’den turkce’ye ceviri yaparken bazen cumlelerin tamamini bile okumadan cevirebildigini anlatmisti. ayni roportajda gunde bir kitap ceviridigini de okudugumu hatirliyorum ama yanlis hatirliyorum kesin, cilginligin da bir siniri olmali

Ekşi de bunu buldum.

1 Beğeni

Kitabı okumasına bile gerek yok. Bence okumadan da çevirir bence.

4 Beğeni

Reisin çoştuğu başka bir çeviri. Kurbanlar kitabı.

Kırmızı çerçeve içine aldığım yer hiç çevrilmemiş. Konuşmalar paragraflar falan yok :joy: Arada birsürü cümlede yok ama işaretlemedim.

Mavi ile işaretlediğim paragrafı yeşil ile işaretlediğim dört satırda özetlemiş reis ama özeti bile doğru yapamamış. Ayrıca futbol topu ile futbol sahası arasında farkı bilmediği için Sinek ve Güve arasındaki ayrımı yapamamasına da ben şaşırmadım. Gülmek isteyen diğer kısımları da okuyabilir :slight_smile:


Bu yüzden bu elemanın çevirdiği bir kitaba denk gelirseniz almayın. İnternetten orijinal metni indirip google translate’de çevirin. Çok çok daha doğru bir çeviri okumuş olursunuz.

7 Beğeni