Stanisław Lem, İletisim Yayinlari, Aden. 4. Baski, 2015.
İngilizce ceviriden ceviri:
“Bilmiyorum,” diye yanıtladı Mühendis.
“Peki, neler olduğu hakkında bir fikrin var mı?”
“Atmosfere yaklaştığımızı düşünmediğimiz bir anda kozmik hızla atmosfere daldık. Ama otopilot hata yapmış olamaz.”
“Hatayı biz yaptık, otopilot değil,” dedi Kaptan.
“I don’t know,” the Engineer replied.
“Do you have any idea what happened?”
“We ran into atmosphere at cosmic velocity, where atmosphere should not have been. Yet the autopilot could not have made an error.”
“The autopilot didn’t make the error, we did,” said the Captain.
Kabul, Türkceye cevirisi zor, ancak anlamda degisiklik olmus.
“Evet,” dedi Mühendis. “Ve stratosfere girdiğimizde hâlâ altı ya da yedi mil yapıyorduk. Gerçekten de parçalara bölünmeliydik. Geminin buna dayanmış olması çok garip.”
“Garip mi?”
“Bu gemi, yirmilik bir akım yükleme oranına göre tasarlandı. Ve ben ekran patlamadan önce okun göstergede nasıl fırladığını kendi gözlerimle gördüm. İbre otuza çıktı.”
“Yes,” said the Engineer, “and when we entered the stratosphere, we were still doing six or seven. We really ought to have smashed to pieces. It’s strange that the ship withstood it.”
“Strange?”
“She’s designed for a load factor of twenty, and before the screen blew, I saw with my own eyes how the arrow jumped off the scale. The scale goes up to thirty.”
Akım yükleme oranı?
Bir malzemeye uygulanan yük, “akım” olmuş.
“Çok farklı bir şey,” dedi Mühendis. “Atmosfere çarptığımızda dış muhafaza çok yüksek bir ısıya ulaştı. Baş taraf erimeye başlamış olabilir. İşte şimdi de gövdenin bazı bölümleri soğuyor ve değişiyor.”
“It’s something quite different,” the Engineer said. “When we hit the atmosphere, the external shield reached a very high temperature. The prow may have begun to melt. And now parts of the frame are cooling and shifting.”
Bir türlü öğrenemedi cevirmenlerimiz sıcaklıkla ısının aynı şeyler olmadığını. Shift cevirisinde “değişme” yerine kayma veye yer değiştirme daha iyi olurmuş. Soğuktan büzüşen parcalarin hareket etmeye/yer degistirmeye başlamasi kastedilen.
“İçerde erime yok. Bu da hiç şaşırtıcı değil, çünkü seramitin ısı iletkenlik oranı çok zayıf.”
“Nothing melted from the inside, which isn’t surprising, since ceramite conducts heat poorly.”
Arkadasi burada ısıyı sıcaklık olarak cevirmedigi icin kutluyorum. Ancak bu “oran” konusunda baya bir takintisi var. Isı iletkenlik oranı nedir yahu. Bir orandir gidiyor.
Seramit ısıyı kötü iletir de olsun bitsin.
Böyle gidiyor genel olarak. Görüldügü gibi bir cok mühendislik teriminde bocalama var. Hard sci-fi cevirmeden önce cevirmenlerimiz keske teknik ceviri becerilerini bir kez sorgulasalar ve aciklari arastirsalar veya bir bilene sorsalar.