Polisiye külliyatını da yalayıp yutmuş ama çaktırmıyor .
Özellikle 2005 sonrasında terör örgütü FETO’nun tertipleri ucundan kıyısından hem kişisel olarak bana hem de yakın çevreme de bulaştığı için o döneme ilişkin bazı gelişmeleri yakından takip ediyordum.
Tarihi yanlış hatırlamıyorsam 2011’de Fethullahçı terör örgütünün kamu kimliği arkasına gizlenmiş militanları Ahmet Şık’ın daha editörün bilgisayarında olan basılmamış kitabı için İthaki’ye operasyon yapıp bilgisayar ve hardisklerini almışlardı.
Zaman Çarkı okurken ben de olan baskılar 2011 sonrasıydı ve o hataları görünce bana OCR kaynaklı hatalar gibi gelmişti, belki de arşivlerini geri alamadılar kitabı yeniden basarken eski baskıyı tarayıp OCR yaptılar diye düşünmüştüm.
Nereye yazacağımı bilemedim ama bu başlık uygun gibi geldi. Üç Cisim Problemi serisini almak istiyorum ama çeviri hakkında çok fazla olumsuz yorumlar görüyorum. Özellikle amazonun yorumlarında. Okumayı engelleyecek kadar çok mu kötü çevirisi acaba ? Okuyanlar nasıl okuyabiliyor o zaman? Hevesim düştü ve kararsız kaldım alıp almamakta. Herhangi bir tavsiyeniz var mı acaba ?
İlk kitapta çok sorun yaşamadım ama orjinaliyle de kıyaslamadım. İkinci kitabın sonları epey can sıkıcıydı ama bir şekilde okuyup bitirdim. Son 40-50 sayfayı İngilizcesinden okumak durumunda kaldım. Yine de çok hevesliyseniz okunur bence.
Çok teşekkürler cevap verdiğiniz için. Kararsızlığımı hiç sevmiyorum. Yorumunuzu göz önünde bulunduracağım.
Sizin yaptığınızı bir yayınevi neden yapamıyor anlamıyorum. Yahu hadi Çince çevirmen bulmak zor. Diyelim bulduğun çevirmen de yetkin değil. Çevrildikçe İngilizcesi ile karşılaştırırsın olur biter. Bu kadar zor olamaz. Ucuz da değil ki kitap. Bu paraya insan biraz özen bekliyor. Böyle durumlar gördükçe yapay zeka çevirisi meselesine sıcak bakıyorum. Makine Çinceden Türkçeye mis gibi çevirsin, biri de İngilizce çevirisi ile karşılaştırsın, olsun bitsin.
İlk kitabı ucuza kıstırıp almıştım ama sırf bu sebepten alamıyorum devamını. O kadar parayı o özensiz çeviriyi basarak okuyucuyla dalga geçen yayınevine kazandırmak istemiyorum. Korsan okumayalım tamam da okunmaz hâlde kısımlar içeren bir çeviriye para vermek de enayilik oluyor.
Oturdum 2 dk ağtonos ne olabilir diye düşündüm Sonra baktım çözemiyorum ve kitlendim kaldım, kara gün dostum google a sordum. O da bilemedi Atonos falan önerdi. Sonra 1 dk daha kafa patlattım, dedim ki ağ dan bir şey bu, o zaman tonos ne ola ki dedim Yine kötülerin düşmanı google kardeşime gidiyordum ki jeton düştü ve tonoz sesleri tüm köşeliliği ile zihnimde yankılandı.
Buyrun şöyle güzel ağ tonoz örneklerinden paylaşayım merak edenlere;
Çevirmen arkadaşlar hangi programları nasıl, ne şekil kullanıyorlar bilemedim ama bir kere yazılsa diyeceğim ki kelime hatasıdır. Atlanmıştır vs. Bir sonraki cümle de aynı şekil devam ediyor Sağır duymaz yakıştırır tarzı bir şey mi, yoksa programları bam güm çeviriyor ne olduklarını merak bile etmiyorlar mı çözemedim.
Kırk yıl düşünsem aklıma gelmez herhalde “ağ tonoz” olduğu… Çok iyi bulmuşsunuz
Hocam bana da çok ilginç geldi. Arka temanız siyah olduğundan dolayı gizli sekmeden ve dili ingilizceye çevirerek arattığımda bu şekilde bir sonuç alamadım. Sonra tekrar ayarları normale çevirdim ama iki türlü de aşağıdaki gibi bir sayfa çıkıyor. Neden acep?
Gizli sekmeden arayınca bende de sonuç dönmüyor ama standart kullandığım tarayıcıda arayınca sonuçlar geliyor. Vardır bir sebebi.
Google yerine Gemini bu tarz soruları yanıtlamada daha başarılı.
Aynen bende de @DragonRebornRand Berhan’ın attığı sonuç sayfası çıkıyor direk, atonos lu şeyler geliyor tonoz a bağlantı kurduracak tek bir link bile yok hatta ilk sayfa da . Google premium falan çıktı da onu mu kullanıyorsun sen .
Valla bu yapay zeka ya biraz irrite olmaktan mıdır bilemedim, aklımın ucundan bile geçmemişti @alper . Ama haklısın. Bu ara kendimi mağarama kapatıp çok dede takılıyorum zaten, şu meretleri günlük yaşam rutinlerine biraz daha yedirip çağa ayak uydurmak lazım .
Yedi Yayınları çok güzel kitaplar basıyor, çoğu da dilimize ilk kez çevrilen kaliteli eserler. Robert Louis Stevenson’un Kidnapped’ini görünce, elimdeki İş Çocuk çevirisiyle karşılaştırmak istedim. Tek bir kelimeden büyük bir farklılık oluşmuş şu paragrafta:
Ay?” said Mr. Campbell. “ Very well, Davie. Then it behoves me to tell your fortune; or so far as I may. When your mother was gone, and your father (the worthy, Christian man) began to sicken for his end, he gave me in charge a
certain letter, which he said was your inheritance. ‘ So soon,’ says he, ‘ as I am gone, and the house is redd up and the gear disposed of’ (all which, Davie, hath been done) ‘ give my boy this letter into his hand, and start him off to the house of Shaws, not far from Cramond. That is the place I came from,’ he said, ‘ and it’s where it befits that my boy should return. He is a steady lad,’ your father said, ‘ and a canny goer; and I doubt not he will come safe, and be well liked where he goes.’ ”
Yedi (Mert Doğruer)
“Ya?” dedi Bay Campbell. “Pekâlâ Davie. O halde bana da senin servetinden bahsetmek düşer, elimden geldiğince. Annen rahmetli olunca, baban da –o kıymetli Hristiyan adam– kendi sonunu getirecek hastalığa yakalandı ve bana bir mektup emanet etti, içinde senin mirasının olduğunu söyledi. ‘Yakında,’ dedi, ‘ben gidince, evin içi boşalınca, eşyalar elden çıkarılınca’ –ki bunların hepsi halloldu Davie– ‘bu mektubu oğlumun eline verip onu Shaw Hanesine gönder: Cramond yakınlarında bir yer orası. Ben oradan geldim,’ dedi, ‘oğlumun da oraya dönmesi uygun olur. Sağlam çocuktur,’ dedi baban, ‘hem de yumuşak başlıdır, başına bir şey gelmeyeceğinden ve nereye giderse iyi bir ömür süreceğinden şüphem yok.”
İş Çocuk (Yasemin Akbaş)
Tell fortune bir kalıp zaten, hiç mi fortune teller duymadı çevirmen arkadaş Make a fortune ile cümle başlasa yapıştır servet i ama paragrafın devamında da zaten anlatı nereye gitmiş. Ortada kayıp bir servet kalmış sadece .
Neyse, böyle takıl takıl canımızı sıkıyoruz hep .
Altyazı çevirilerinden aşinayım da, burada şaşırttı. Metnin gidişatından, okuyunca da mı fark etmemişler, ona şaşırdım. Dediğin gibi, metnin devamında servete dair hiçbir iz yok. Bağlamda bir sıkıntı var, ben de oradan kontrol etme ihtiyacı duydum zaten. Ki editörler, mütercimler herhalde daha fazla mesai veriyorlardır okumalara.
Yedit: Çevirmen, Epsilon editörüymüş.
Okuduğum ilk üç sayfada üç tane hata var Çevirmen hatası ve editör dikkatsizliği(!) bir araya gelince böyle oluyor heralde.
Alfa ise normaldir. Alfa piyasada bu açıdan en kötülerden.
Değerli kitapların teliflerini alıyorlar maalesef. Keşke üst bir mekanizma olsa ve yayınevleri puanlansa, telifi verecek taraf buna göre hareket etse falan. Yayıncılık dünyasını pek bilmiyorum ama herkesin herkesi “enayi” yerine koymasından bıktım. Çıkan bazı kitaplarını çok istememe rağmen uzun zamandır almadığım yayınevleri var(bakınız İthaki ve Akılçelen), ancak sahafta ikinci el bulursam alıyorum. Alfa da onların arasına girecek gibi görünüyor.