Eveeeeet. Sonucun üç aşağı beş yukarı böyle çıkacağını biliyordum. %76 oranında pcr doğru bulunmuş. Öncelikle verileri sunayım size.
Gördüğünüz üzere 40 yaş altı ölüm yok gibi. Çocukları hiç etkilemeyen bir hastalık için 1.5 sene okulları kapattık ne yazık ki. Türkiye’de yaklaşık 150bin çocuğun okula geri dönemediği konuşuluyor. Yaşlı moruklar için geleceğimizi heba ediyor ve hala enerjimizi bu yönde harcıyoruz. Üzücü…
Üstelik PCR testinin doğruluk oranı %50 iken bu testleri yapıyor, çocuklarımızın canlarını hiç yere yakıyoruz. Kaynak: Prof. Mehmet Ceyhan: PCR testlerinin doğruluk oranı %50 - YouTube
Bu çocuklar için üzülüyor ve tek isteğim olan kapanmasız, yüzyüze eğitimin yapılmasını istiyorum. PCR’siz tabiki de. Aksi taktirde geleceğimizi hiç mi hiç aydınlık görmüyorum. Bu çocukları okula yollamazsak gidecekleri yerler belli. Ya kuran kurslarında heba olacaklar ya da erkekler sanayide(normalde sanayiyi kötü bir yer olarak görmem ama çocukların belli bir eğitimi almaları şart, 8 senelik örgün öğretimden sonra gönderilebilir) heba olacak, kızlar da evlendirilecek.
Yetmezmiş gibi aşı şirketleri bu çocukları aşılamaya, FDA gibi kurumlardan onay almaya çalışıyor. Onay almak için her türlü baskıyı yapıyor ve medyayı da istediği gibi yönlendirmekten hiç çekinmiyor. Sürekli bir korku pompalayarak insanları korkutuyor ve bizleri güdülmeye hazır birer koyun yapmaya çalışıyorlar. Etrafımda 3-5 yaşlı insan hariç hiçkimseyi öldürmeyen bu hastalık için hiçbir devlet ya da medya kurumunun insafına kalmamak istiyor ve üzerimdeki tüm baskılardan kurtulmak istiyorum. (Kapalı alanda maske zorunluluğu ve karantina gibi)
Bu sürecin bana öğretmiş olduğu çok güzel bir şey var o da ekranda gördüğümüz bilim adamlarının ve hekimlerin büyük bir kısmının şerefsiz olduğu ve kendi çıkarları için halkı boğmakta hiçbir sorun görmediklerini açıkça görmek oldu. Aşı olmamıza rağmen hala kapanma ve yasak diye zırvalayan tüm hekimlerden ve bilim adamlarından nefret ediyor, onlar için her türlü kötülüğü içimden diliyorum. Tek istedikleri kutsanmak. Yazıklar olsun onlara. Tek hastalık covidmiş gibi davranıp halk sağlığını ve bedenin kutsallığını (aşı dayatması) hiçe sayıp halkı boğuyorlar. Üstelik ekonominin bu kadar zayıf olduğu bir ülkede hala kapanma çığırtkanlığı yapıp insanları ekmeklerinden ettiler. Bu konuda bir özeleştiri yapmam gerek. Ben de aynı hataya düştüm ilk zamanlarda, hatta burada Bilbo Baggins ppli bir arkadaşa kızmıştım niye dışarı çıkıyorsun diye kendisinden özür diliyorum. Umarım halk olarak bilinçlenir ve bu kapanmaların ağır bir sonucu olduğunu bilir ve bir daha ne olursa olsun asla talep etmeyiz.
Aşımı oldum, artık virüsten korkmuyorum. Başkalarının aşı olup olmaması da umrumda değil. Artık ölümcül bir şekilde etkilemeyecek bu virüs beni. Grip gibi geçecek ve asla da bitmeyecek bu virüs. Alışsanız iyi edersiniz.
Aşı olmanıza rağmen hala bu virüsten korkuyor ve eski önlemlerinizi hala abartılı bir şekilde almaya devam ediyorsanız tavsiyem bir psikiyatra görünmeniz olur. Kesinlikle gidin, geciktirmeyin.
Dayatmaların ve karantinaların olmadığı, çocukların ve gençlerin eğitimlerinin aksamadığı daha özgür bir Türkiye diliyorum.