Benim bir aşım yok mesela. Hani şu kolda iz bırakan aşı. Ya kaçtım ya da annemler unuttu yaptırmayı. İçinde iğne olan şeyler benim için iyi olmuyor. Her türlü yıpranıyorum. Aşı yarar sağlıyorsa yapılmalı bence. Yine de kısa sürede bulunması düşündürücü.
@MelihAntepli Ben zaten hayata negatif yaklaşan aşırı şüpheci birisiyim. İçim daralmadı yani.
Bu bilinen bir virüs ailesi, bilim bu virüs ile ilk kez karşılaşmadı. Bu aileyi tanıyorlar, buna ilişkin kendisi de virolog olan Semih Tareen’in evrim agacında bir yazısı var. Ben yazısından kısa bir alıntıyı paylaşayım.
Bugüne kadar ürettiğimiz bazı aşıların üretim süreleri şu şekilde:
- Suçiçeği Hastalığı: 28 yıl
- FluMist Sprey Grip Aşısı: 28 yıl
- İnsan Papillomavirüsü (HPV): 15 yıl
- Rotavirüs: 15 yıl
- Çocuk Kombinasyon Aşısı: 11 yıl
- Kabakulak: 4 yıl
- COVID-19 Hedefi: 12-18 ay
Dolayısıyla COVID-19 aşısı üretiminin de uzun sürmesi beklenirdi. Bu durumda, 12-18 ayda üretilecek bir aşının güvenli olacağından emin olabilir miyiz?
Öncelikle aşı geliştirmenin önemli birçok basamağı olduğunu hatırlamak gerekiyor. Bunları 5 gruba ayırabiliriz:
- Hastalığın tanınması, eğer viral kökenli ise virüsün izolasyonu ve genomunun sekanslanması (dizilenmesi)
- Laboratuvar şartlarında in vitro deneylerin yapılması
- Hayvan modelinin bulunup in vivo deneylerin yapılması
- Klinik deneyler
- İmalat, patent, onay.
…
2020 Salgını Öncesi, Olası Koronavirüs Salgını Hazırlığı
COVID-19 salgını başladığında, koronavirüsleri hakkında bilgimiz zaten vardı: İnsanları her sene enfekte eden 4 koronavirüsü var. Bunlara ek olarak, COVID-19 öncesinde tanıdığımız, 2002’teki SARS ve 2012’deki MERS’ten ötürü, koronavirüsler üzerine ciddi araştırmalar başlamıştı. Bu nedenle, en azından viroloji çevrelerinde yeni koronavirüs salgınlarını bekliyordu ve hazırlıklar yapılıyordu hatta halk, tekrar tekrar uyarılmaya çalışılmıştı.
COVID-19 salgını konusundaki belirgin başarısızlık, bilimsel bir eksiklikten ziyade, kamu sağlığı politikalarının zamanlı ve etraflı bir şekilde yerleştirilememiş olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla viroloji ve immünoloji açısından pek bir eksiğimiz bulunmuyordu.
Bunu okudum fakat yine de beni ikna etmiyor.
Aşı konusunda mümkünse biraz bekleyip neler olduğunu gözlemlemek istiyorum. Tamam teknoloji gelişti, simülasyonlar sayesinde ilerlemeler sağlanıyor ama ben yine de güvenemiyorum.
Gazeteci İsmail Saymaz’ın Sağlık Bakanı ile yaptığı röportajı okumanızı tavsiye ederim. Hepimizin aklında olan soruların bir kısmını sormuş, cevapların tatmin ediciliği ise tartışılır.
Benim açımdan aşı tartışmalarının geldiği nokta biraz endişe verişi. Bir kaç nedenle özetlemeye calışırsam, birincisi karar vericilerin halkı gerekli düzeyde bilgilendirmemesinden kaynaklanmakta. Bu sağlıkla ilgili kurumların olaylara bakışının biraz halk tarafından anlaşılamamasıyla da alakalı. Gerekli açıklama yapılmadığı sürece de, kapitalist ilaç şirketlerinin karlılıkları, devletlerin diğer devletler üzerinden oyunları gibi temeli zayıf fikirler ortaya çıkmaya başlıyor. O kısım beni ilgilendirmediğinden ben endişemin ikinci kısmına yönelmek istiyorum. Covid-19’nun bu sürede eşinizden, dostunuzdan veya sizlerden birisiyle tanıştığına eminim. Ölen yakınlarınız bile vardır. Ancak bu işin içinde olan bir sağlık çalışanı olarak söylüyorum olaylar dışarıdan görüldüğü gibi maalesef değil. Bizler hastanelerde, polikliniklerde gerçek rakamlarla mücadele ederken daha düne kadar bu tablo yalanlandı ve bir şekilde imaj uğruna insanların ölmesine göz yumuldu. Ve böyle devam ederse daha çok can alacağı da ortada. Elimizde covid-19’ karşı önlem amaçlı ilaç maalesef yok. Hastalık ortaya çıktığında gerekli tedavi protokolleriyle yaklaşımımız gün geçtikçe daha etkili olmaya başladı. Ancak önlem alınmazsa bu tedavi stratejisine ulaşacak insanlar olamayacak. Bizler yoruldukça, hastanelerin kapasitesi aştıkça savaş dönemlerindeki triaj sistemleri işler hale gelecek. Bir de şu gerçek var hastalık geçirdikten sonra en erken 114 gün sonra tekrar hastalanan vakalarda bildirilmeye başlandı. Yani zinciri kırmamız için aşı şart. Hangi aşı olursa olsun, güvenlik protokollerinin tamamlandığı, uygunluk ve koruyuculuğu ispatlanmış her aşı kabul edilmelidir. Tek çaremiz bu kaldı. Eğer aşılarla toplumun en az yüzde 80 düzenli aralıklarla aşılanmazsa ne sağlık sistemi ayakta kalır ne de ekonomi. Son bir uyarım da 23 yaşında bana birşey olmaz diyenlere gelsin. Size de birşeyler oluyor. Teşekkürler.
CoronaVac için değil ama Pfizer ve BioNTech’in için şöyle bir uyarı yapılmış. @Agape
İngiltere Halk Sağlığı Kurumu (NHS) Tıp Direktörü Prof. Stephen Powis ise alerjik reaksiyon geçmişi bulunan her iki kişinin de iyileşmekte olduğunu belirtti.
Powis, alerjik vakaların ardından MHRA’nın önemli alerjik reaksiyon geçmişi olan kişilere bu aşının yapılmaması tavsiyesinde bulunduğunu açıkladı.
Pfizer ve BioNTech’in geliştirdiği Kovid-19 aşısı, dünyada ilk kez dün İngiltere’de kullanılmaya başlanmıştı.
Aşı karşıtlığı ve Covid-19 - Teyit Bu yıllar -belki önceden de böyleydi bilemiyorum- bize söylenen hiçbir şeyin doğru olmadığına, hep yanlışa yönlendirildiğimize, her şeyin tek bir büyük plan çerçevesinde olduğuna, hemen hemen her şeyin komplo olduğuna inanılan zamanlar. Ben güvendiğim, bir hekim olarak tıbbi konulardaki neden sonuç çıkarımlarını genelde doğru bulduğum teyit.org’un gündemdeki tartışmalarla ilgili dosyasını paylaşmak istedim.
2 güne bir ilaçlık derecede başım ağrıyor ya. Bu lanet maskelerden bıktım.
Benim de ağrıyor ama sebebini bilmiyordum. Artık biliyorum. 
Migreni olanlar için özellikle maske kokusu tetikleyici bana kalırsa. Ne zaman maske taksam dehşet baş ağrısı çekiyorum ve 3 gündür neredeyse çıkartmadığım için bitmek bilmeyen bir ağrım var. Bütün ilaçlardan içtim yine de kesmiyor. Uzun süre de kullanacağımız düşünülürse daha çok çekeriz.
Benim astımım var. Maske yarım saatten sonra tüylenmeye başlıyor. Ve kaşınıyor nefesin daralıyor deliriyorsun. Adam gibi bie maske bulmuştum geçenlerde ama işyerinde mecbur sürekli değiştiriyorum ve yetmiyor dışarıdan aldığımız
N95 olanlar bir tık pahalı ve bir tık daha iyi. Bende de astım başlangıci var. Arada tutuyor. N95 maskeler 3 günlük diyorlar ama emin olamıyorum.
N95’lerde bez maskelere nazaran nefes almak çok daha zor ve maalesef daha fazla baş ağrısı yapıyor.
Nefes almaktan ziyade maskenin kokusu sorun aslında. Ucuz maskeler leş gibi kokuyor.
Evony marka olanları kullanıyorum ben. Rahatsız edici bir kokuyla karşılaşmadım. Mentol kokulusu da var, onu da denedim. Rahatsız olmadım ben hiç. Kullanmadıysanız ona bakın bir isterseniz. Reklam yapıyor gibi oldum ama çok güzel maske 
Zigavus markalıdan kesinlikle uzak durun. Daha takmadan lastikleri koptu, yırtıldı maske şaka gibi.
Dostlar, dayımı kaybettik.
Başınız sağ olsun. 
