Yani işte herkes ailesine dikkat etmeye çalışıyor ama aile kendisine dikkat ediyor mu? Bu virüs gerçekten çok ilginç bir şey. Evden çıkmayan hatta birebir etkileşime girmeyen tanıdıklarımın ailesi bile vefat etti. İşin bir de böyle bir yönü var. Ailesini sırf virüs kapmasın diye ziyaret etmeyip bütün ihtiyaçlarını ultra süper hijyen sağlayarak ileten kişiler annesini ya da babasını ya da her ikisini de kaybetti. Bazen ne yapsan olmuyor. Bazen de ne yaparsan yap virüs sana uğramıyor.
@anon6571210 Bugün biraz rahatsızım başım uğulduyor da anlamakta zorlanabiliyorum.
Tabloya göre an itibariyle Türkiye’de toplam 111.693 virüsle mücadele ediyor. Bunlardan (eğer 60.19 nüfusa göreyse) yaklaşık 9300 kişisi İstanbul demektir. İzmir 1918, Ankara 1953 kişi.
Türkiye’nin nüfusu 82 milyon. Bugüne dek yaklaşık 3 milyon kişi virüs kaptı.
Marketlerden aldığımız şeylerden ya da poşetlerden de geçebiliyormuş. Bu yüzden 1 yıldır marketten kapalı ambalaj aldıklarımızı deterjanla siliyoruz. Virüs uğrasa bile çoğu kişi belirtisiz atlatıyor. Bence önlem almadan biz olmadık sananlarında pek çoğu bu virüsü geçirmiştir.
Antikor testi ilk zamanlar çok pahalıydı şimdi nasıldır bilmiyorum ama Ekim 2019’da neredeyse çoğu belirtisiyle birlikte bir grip geçirdim ya da ben grip sandım. Ben normalde grip olan bir insan değilimdir. Eşim de olsa ailem de olsa bana bulaşmaz ama öyle zor bir şeydi ki kafamda yer etti. İnanılmaz bir işkence gibiydi. Tek başıma olmam belki bir şanstı. Herkese çok kötü grip olduğumu söylemiştim. Eşim de dahil olmak üzere ailem de şehir dışındaydı. Üç günü hiç hatırlamıyorum. Yarı kendimdeydim yarı değildim. Yaklaşık 10-12 gün boyunca çektim ama ilk dört gün çok kötüydü. İki gün su dışında bir şey yiyemedim. Bırakın mutfağa gitmeyi yataktan yuvarlanarak bile çıkamadım. Biraz toparladığımda yemek yiyebildim. Yaklaşık 15 gün sonra eşime bulaştı. 2.5 hafta rapor almak zorunda kaldı. O sırada bir şekilde anneme de bulaştı 2 hafta yattı. Zaten Ekim sonu gibi rahatsızlanmıştım. Aralık ayında da Çin’de virüs haberi çıktı. Ben sanıyorum ki orada biz bir şekilde geçirdik. O sıralarda Çin’den babamın ortağı gelmişti. Muhtemelen ondan aldık.
Ekleme: @melih bu dediklerim de poşeti bile yıkayan insanlar. Yani faydası var mı bilemiyorum gerçekten. Vallahi biz yemek yediğimizi bile anlamıyorduk. Sulu bir şey içtik işte gibisindendi yediklerimiz. Hiçbir şeyin tadı tuzu yoktu.
Corona’nın en büyük belirtisi 12,13 gün hiçbir yediğin yemeğin ya da içeceğin tadını alamamakmış. Umarım normal griptir. Corona bile olsa çok şükür atlatmışsınız. Ailene, eşine ve sana çok geçmiş olsun.
@Agape o zaman %99 kazasız belasız atlatmışsınız. Geçmiş olsun tekrar.
Bazı kafa travmalarında böyle şeyler olabiliyormuş. Siz öyle yazınca Allah korusun bir kaza falan sandım. Evet artık her şey laboratuvar tohumu olduğu için maalesef tatsız, vitaminsiz yiyoruz.
İşte benim gibi düşünen biri daha . Ben gerçekten de 4 yıldır sebzeden, meyveden, hatta etten bile tat alamıyorum. Yani eski tadı alamıyorum. Evde de yesem, (pandemiden önce) dışarıda da yesem etin o eski tadını alamıyorum. Sünger gibi geliyor bana. Ben bunu söylediğimde çoğu kişi sanki bana katılmıyormuş gibi geliyor, bakışlarından veya onaylamama durumlarından bunu anlıyorum . Acaba tuhaflık bende mi diye düşünüyorum bazen.
Ben özellikle etin tadının olmamasını suni yeme bağlıyorum ama tabi bu sadece tahmin.
Yazık… Yaşlılar için koca 1 sene feda edildi. O küçük çocukların 1 senesi çalındı. Halbuki yaşlılar için ekstra önlemler alıp çocukların da eğitim hayatını bitirmeden bu işi halledebilirdik ama ne yazık ki olmadı.
Pandemi ilk başladığında ben de çok korkuyordum. Hatta burada spor yapmak için dışarı çıkan bir arkadaşa “niye dışarı çıkıyorsun?” diye çemkirdiğimi hatırlıyorum. Kendisinden özür dilerim. Çocukları etkilemeyen ve açık alanda bulaşmayan bu hastalık için fazla evham yapmışız. Umarım bu önlem adı altında yapılan saçmalıklar bir an önce biter de hem esnaf rahat eder hem de küçük yavrucaklarımız eğitim hayatlarından geri kalmaz.
Haftalar öncesinden tarih vererek insanları gereksiz yere beklentiye soktular. Kafe ve restaurantlar harıl harıl temizlik yapıyor son 1 haftadır çünkü 2 şubatta açılacaklarını düşünüyorlar.
Ne kafe ve restaurantlar ne de okulların toptan açılacağını hiç ama hiç sanmıyorum. Muhtemelen yine bir iletişim stratejisi kıvraklığıyla kafe, restaurantlar ve okulların açılabilmesi yönünde karar aldık gerekli şartları yerine getiren illerde valiliklere kısıtlamalar kaldırabilme yetkisini verdik şeklinde bir açıklama yapılacak. Herkesin kafası çok karışacak. “Kısıtlamalar kalktı” şeklinde haberler yapılacak. Çok geçmeden kısıtlamaların sadece her hafta açıklanan 100 bin kişideki vaka sayısı haritasında 35’in altında olan illerde kalkacağı anlaşılacak.
Biliyorum öngörüm çok iddialı bir spekülasyon ancak aksi olur toptan bir açılma olursa çok değil belki 1 ay dolmadan dahi tekrar kapatmak zorunda kalacakları için böyle olacağını ve Mart ayını da böyle geçireceklerini düşünüyorum. Türkiye’de turizm sezonu Nisan ayında başlıyor sadece sahil kesimleri değil İstanbul’a da çok fazla turist geliyor. Turizm sezonuna kadar kısıtlamaları sürdürüp daha rahat ve kesintisiz bir sezon geçirmek isteyeceklerini düşünüyorum.
Zaten salgının yoğunluğuna göre illerin risk grupları ayrıldığı yönünde bilgiler mevcuttu. Örnek; İllere göre renk kodları: Hangi iller normalleşecek, hangi iller bekleyecek? Medya tabii reyting için attığı başlıklarla, İstanbul’da normalleşme olacak şeklinde algı oluşmasını sağladığı için insanlar da hayal kırıklığı yaşayacak muhtemelen.
Artık toptan tüm ülkede geçerli olacak kısıtlamalar ve serbestleşme devri bitmeli/bitecek diye düşünüyorum. Muhtemelen hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması ülke genelinde kaldırılacak.
İyi spekülasyon yaptım bakalım yarın neler açıklanacak ne kadarını bilebileceğiz
Bakanların çıkıp özür dilemesi moda oldu. Her türlü skandalın altına imzanı at, türlü türlü rezilliğe sebiyet ver, sonra çık twitterdan ordan burdan özür dile, kapansın gitsin. Ne güzel iş lan…
Malum görüntülerden sonra kafe ve restoranları zaman ve müşteri sınırıyla açarlar muhtemelen. Okullar da sadece son sınıflar sınavlar için devam eder.
Yaşadığım yer olan Manavgat’ta para turizm üzerinden yürüyor. Geçen sene kalabalık olan yerler bomboştu. Bu sene de öyle giderse esnaf toptan kapatır ilçeyi.
Sorumluluk valiliklere bırakılsa, bir süre sonra o şehir açmış biz neden açmıyoruz diye ortalık yine karışır. Normalleşiyoruz diye tüm yasaklar kalkarsa yine şaşırmam. Merakla bekliyorum yarını.