Herkese merhaba, forum üyelerimizin oylarıyla seçilen Sarı Odanın Esrarı etkinliğimizin 17. Üyesi olmuştu. Aradan geçen 25 gün umarım kitabı alıp okumaya yetmiştir. Şimdi ise kitap hakkında tartışma ve onu yorumlama
Agatha Christie’nin Yazarlığa Başlamasına Sebep Olan Kitap
İçeriye girilmesinin imkansız olduğu bilinen kapalı bir odada bulunan genç kızı kimliği belirsiz bir saldırgan öldürmeye çalışır. Bu olay korku ve gerilim dolu günlerin başlangıcı olur. Defalarca tekrarlanacak olan bu nedensiz saldırılar sır dolu gizemleri beraberinde getirir.
Saldırgan, kapısı kilitli ve pencereleri kapalı bir odaya nasıl girmiş, girişinde nöbet tutan tüm insanlara rağmen odadan nasıl çıkmıştır?
Tarihte ilk kez ‘kapalı oda gizemi’ üzerine yazılan bu kitap yazarın en başarılı kitaplarından biri olmakla birlikte sinemaya da uyarlanmıştır.
Sarı Odanın Esrarı son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplar arasına girdi. Kara Çınar Dizisinde kesinlikle boş kitap yok. Şu ana kadar çıkardıkları bir kitap hariç (Üç Başlı Kerberos) hepsini okudum ve memnun kaldım. Serideki en iyi kitap hangisiydi derseniz buna cevabım Sarı Odanın Esrarı olurdu.
Gaston Leroux’un bahsi geçen kitabı Agatha ve Doyle gibi türün ustalarına da ilham olmuştur. Bu iki yazardan herhangi bir kitap okumamış olsam da ilerleyen zamanlarda okuyacağımı müjdelemiş oldu Gaston. Peki Sarı Odanın Esrarı’nı benim için bu kadar iyi yapan neydi ya da nelerdi? Dilim döndükçe ve elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım artık.
Öncelikle yazarın kurgusu ve içine yedirdiği gizem olağanüstüydü. Gizemi de olayları takip eden ve onun gözünden okuduğumuz karakter ile daha da derinleştirmiş Leroux. Cinayet işlemeye.meyilli bir saldırgan ve saldırının gerçekleştiği kapısı ve penceresi kapalı olan yer sizi öyle bir hipnotize ediyor ki bir bölüm daha okuyayım dedirtiyor kitap. Bu noktada bölümlerin azami uzunluktanoluşu da okuru sıkmamak adına çok iyi ayarlanmış. Okur her bölüm sonunda nefeslenirken bir yandan da olayları anlamak ve gizemi çözmek adına beyinfırtınası yapma imkanı buluyor.
Eseri iyi yapan etkenlerden birisi de genç ve yaşını başını almış iki zıt karakterin birbirine rakip olması. Yazar olayların ortasına 18’lik bir delikanlı atarak hem öyküyü hem de gizemi ilgi çekici kılmış. Genç gazetecinin alışılmışın dışındaki düşünceleriyle tecrübeli dedektifimizin mantıklı çıkarımları okuru iki arada bir derede bırakıyor. Böylelikle elinizdeki kitap da çok kısa sürede bitirebileceğiniz bir eser haline dönüşüyor.
Yazarın anlatımı ve olayların arka planda olan bir karakterle sunulması kitabı çok rahat bir şekilde okuttursa da bazı yerlerde aklınız karışabiliyor. Özellikle saldırının gerçekleştiği malikane ne kadar az odalı olsa da tarif edilirken hayal kurmakta zorlanabilirsiniz. Öyle görünüyor ki yazar ya da yayınevi bunun bilincindeymiş ki iki adet kroki çizim de kitabın içine yerleştirilmiş. Bu iki çizim de gerçekten okura çok fayda sağlıyor.
Son olarak, kitap finale doğru gelirken biz en baştan olayların fantastiğe kaçacağını düşünürken Gaston Leroux o harika gizemi açıklığa kavuşturarak bizi şaşırtmayı da başarıyor. Saldırganın kim olacağı konusunda çoğu okur şansa nokta atışı yapabilir ama olayın nasıl olduğu konusunda ise şans da bir işe yaramayacaktır bu konuda.
Karakterleriyle, gizemiyle, anlatımıyla ve her bir olayı açığa kavuşturmasıyla Sarı Odanın Esrarı polisiye okumayanları bile bu türe yöneltecek kadar güçlü bir eser. Kitaba puanım 10/10.
@SJack Benim için en iyisi gerçi türleri farklı o yüzden Polisiye/Gerilim olarak Sarı Odanın Esrarı ama Korku/Gerilim olarak Kısa Bir Cehennem Ziyareti oldu. Aslında Üç Başlı Kerberosta güzel ayrı bir lezzetti ama fantastikle harmanlanmasa başka türlü giriş yapılsa çok iyi olurmuş
SARI ODANIN ESRARI
Gelelim kitabımıza. Kitap sağ gösterip sol vurmakta aşırı başarılı olmuş. Sizi deneyimli, şöhret sahibi bir dedektif ile çömez olarak adlandıracağımız genç bir gazetecinin esrarı çözmek için birbirinden farklı düşünceler ile rekabeti arasında buluyoruz ve hangisinin haklı olduğunu maalesef anlayamıyoruz. Özellikle sarı oda kısmı çok iyi kurgulanmış. Kitabı okurken dedektif ile gazeteci olayları anlamak için nasıl çıkarımlar yapıyorlarsa siz de kendinizi öyle çıkarım yapmaya çalışırken buluyorsunuz ve başarılı olamıyorsunuz Bir ara hayaletler devreye girdi bile sandım Kitap kendisini çok kolay okutuyor. Çeviriyi de beğendim ben kitap su gibi aktı bitti. Kısacası; hem bu kitabı hem Kara Çınar dizisini kesinlikle alıp okumanızı tavsiye ederim Ayrıca şunu da belirteyim Kara Çınar serisinin 8.Kitabı Siyahlı Kadının Parfümü ve bu kitapta da o isim bir şey anlatmasa da ara ara geçiyor.
Tek bir yeri blurladım. Gerçi spoiler yok gibi ama yine de kapattım