KR Türk Edebiyatı Kulübü #3 REFET

Fatma Aliye (kitabın arka kapağına göre) Türkçenin ilk kadın romancısıymış, Refet ile kendisini tanımış oldum. Eserin bu baskısını akıcı bir şekilde okumanıza engel olabilecek eski kelimeler veya yazım hataları yok gibiydi.

Refet’ in önsözünde “Bu bir roman değil tasvirdir.”, “…doğrudan doğruya dış dünyayı kopya ederek meydana getirilmiştir.” diyor Ahmet Mithat. Ardından yazarın vezir kızı, paşa karısı olarak yaşamadığı bu yoksulluğu hayalle değil bizzat gözlemleyerek yazdığını yani bunun hayal değil hakiki olduğunu söylüyor.

Biz bu yoksulluğu, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan -ya da buna mecbur bırakılan demeliyim- anne ve kızının hayatı üzerinden okuyoruz. Çevrelerindeki her türden kadının bu anne kızın hayatlarına olan katkılarını görüyoruz. Kadın dayanışmasını da kadın zalimliğini de görüyoruz. Hele o akrabalara hiç girmeyelim. (Yanlışlıkla ”akraba” yerine “akbaba” yazacaktım, sırıtmazdı sanırım.)

Yazar kadının gücünü göstermek istemiş olsa da ben daha çok insanların hırslarına, maddiyat düşkünlüğüne, kibrine, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamalarına takıldım (her zamanki gibi). Cehaletin ne kadar berbat olduğunu hatırlattı. Bu sebeple insan okumalarına çeşitlilik katmalı diye düşünüyorum. Bazen insan unutabiliyor. Yardımlaşmayı, bizlerle aynı ayrıcalıklara sahip olmayan insanları.

Pek güzel yazamamış olsam da kitabı sevdiğimi ve ilgilenenlere tavsiye ettiğimi söyleyip bitiriyorum. Teşekkürler.

2 Beğeni