Bu ay aşağıdaki kitapları okudum. Sadece Maymun Evine Hoşgeldiniz’ i geçen ay okumaya başladım. Tamamı bana göre güzel öykülerden oluşuyor. BK olan öyküleri ayrı bir güzel. Yazarın espri anlayışı tam bana göre. Şu an okumakta olduğum Yaban Diyarlarda Yabancı kitabındaki bir karakteri direkt Kurt Vonnegut olarak hayal ediyorum hatta.
Ben de bu ay Emily Brontë’nin Uğultulu Tepeler’ini ve korku türünde olan çizgi roman Ice Cream Man’in ilk iki cildini okudum. “Reading slump” dönemimden Amazon’dan aldığım yeni kitaplarla çıkmayı umut ediyorum.
Bu arada Uğultulu Tepeler nasıl bir kitaptı öyle, cidden 405 sayfa dolu dolu kaos okudum. Hatta Hindley ile Heathcliff’in vahşet dolu kavgası rüyama bile girdi
Ice Cream Man’in kapağı okumak için çizgi roman ararken karşıma çıktı ve dedim ki böyle masum görünen bir resmin masum bir hikayesi olmaz kesin ve doğru da çıktım. Aslında çok sarmadı ama şu anlık az cildi olduğundan başlamışken bitirmek istiyorum.
“Chocolate, vanilla, existential horror, drug addiction, musical fantasy…There’s a flavor for everyone’s misery.“
Ağustos istediğim kadar verimli geçmedi. Akşamları nedense hep yorgun hissettim ve yarım saat bile okuyamadım. Eylül’e hızlı başladım ama, bakalım Eylül nasıl geçecek
Ağustos ayı okuduklarım. Zaman Çarkı’nda son düzlüğe girdim. Duygusalım…
Danilov beşlemesine de başladım forumun sayesinde. Çok akıcıydı. Bu ay okuduklarımın hepsini beğendim. Ama tabi en sevdiğim Yeni Bahar oldu. Aan’allein <3
İthaki Modern’lerin hepsinden memnun ayrıldım. Yalnızlık Kalesi ve Sütçü 'yü tekrar okuma listeme aldım,tatları hâlâ damağımda
Afrika üçlemesi’nin final eseri Tanrı’nın Oku 'da tuzu biberi oldu. İthaki son zamanlarda, Modern serisinde üst üste gerçekten iyi eserler çıkardı, Düş Yakamdan Şeytan 'ı da bekliyorum.
Karanlık Kitaplıkta ise özellikle Cehennem evi 'ni çok beğendim, umarım Richard Matheson’ı seride daha çok görürüz
Lanetli ve Deadpool ise okuması keyifli eserler olsada beklentimin bir tık altında kaldı Anneler 'i ise yalın anlatımı, güzel kurgusu,hissettirdiği duygular sebebiyle çok beğendim Tanrı’nın Gözündeki Zerre ve Ejderhanın Saati ise serilerindeki (türünde) en başarılı eserlerin içine rahatlıkla girdi benim için,kesinlikle tavsiye ediyorum Ara Dünya 'yı zaten okuyunuz,tekrar tekrar okumalık bir eser-seri Ottomania" 'da ise yazarın dilini başta yadırgasamda sonradan alıştım, Pangea’ya yakışır bir eser olmuş Yazarın diğer eserlerine de göz atmayı düşünüyorum.
Başlasın Eylül
45 Beğeni
MelihAntepli
(Kendi özgürlüğünün kendi efendisi yine kendisi)
980
2 tane daha devam kitabı olması lazım. Kitabın bilim kurgu ve komedi yönü çok iyiydi. Polisiye kısmı ise idare ederdi. Yazarın diğer kitaplarını okuma isteği uyandırdı bende.