Etkinliğimizin 6. kitabı için yorumlarınızı 28 Ekim’e kadar buradan paylaşabilirsiniz. Etkinliğimizin 7. kitabı ise Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “GÖNÜL BİR YEL DEĞİRMENİDİR SEVDA ÖĞÜTÜR” kitabı olacaktır. Kitabı uygun görenler mesajı beğenirse sevinirim. 28 Ekim ile 11 Kasım tarihleri arasında temin edip okumasını yapabilirsiniz.
Sergüzeşt, ilk gerçekçi romanlardan biri olarak kabul edilir. Kitabın konusu her Türk edebiyatın romanın olduğu gibi yine uzak diyarlardan küçük yaşlarda esir olarak getirilen bir kızın hikayesi. Adını Dilber koydukları kıza ilk başlarda çok eziyet ediyorlar. Zaten hayatı boyunca çok ağır bir hayatı oluyor Dilber’in. Okumayanlar için spoiler vermeyeyim daha fazla. Konu olarak yazdığım gibi acıklı bir hayat hikayesi. Kitabın ismi de macera, serüven anlamına gelen Sergüzeşt. Oradan anlarsınız zaten.
Kitabı yazdıktan sonra yazar, devrin siyasi düşüncelere ters olarak kölelik-özgürlükçülük olaylarına değindiği için sürekli gözetleniyormuş. Ağır bir eleştiri de vardır bu kitapta. O yüzden okuduğum kadarıyla sürgüne de gönderilmiş bir ara.
Bence çoğu insanın okumasını istediğim bir kitap. Sizin de yorumlarınızı bekliyorum.
Çok sevindim. Umarım diğer etkinliklere de denk gelebilirsiniz. Ben keyif alarak okumuştum o kitabı. Size de şimdiden iyi okumalar.
@MeanMachine İşlediği konu itibariyle çoğu kitap ile benzer konular olmasına rağmen dram yönü daha ağır basıyor. Bahsedildiği gibi konular hala güncelliğini koruyor ne yazık ki.
Bu kitabı geçen yılın bu ayında okumuş ve aşağıdaki kısa yazıyı yazmıştım. Genelde daha önce okuduklarımı da kulüp için tekrar okuyordum ama bu sefer fırsatım olmadı.
İşlediği konu yazıldığı dönemin büyük bir problemine işaret etmiş. Esaret altındaki Dilber’in yaşadıkları gerçekten üzücü, hatta bugünün açısından bakınca aklın kabul edemeyeceği kadar ters geliyor. Esaret konusu Felatun Bey ile Rakım Efendi’de de işlenmişti ancak orada bu durum yazıldığı devirdeki sıradanlığı ile beraber verilmişti. Üstelik esirin gayet normal bir hayatı vardı. Burada ise Dilber’in durumu çok farklı ki sonu da yine benzeşmiyor.
Yazar ayrıca cesur davranarak yaşadığı dönemdeki insan ticaretini/esaretini ve namus-başörtü ilişkisindeki sağlıksız durumu da gayet güzel eleştirmiş. Günümüzde hala bunun geçerli olma ihtimalini düşününce, acı bir gülümsemeye sebep olmadı değil.