Kralkatili Güncesi

Bir karakterin “Kusursuz”, “Mükemmel” olması için hayatının tamamını tamamını ele almamız gerekiyor. Zaten ben sadece hancılık yaptığı bölüme değinmedim, yukarıdaki mesajıma bakarsanız Kvothe’nin kusursuz bir karakter olmadığına dair pek çok örnek verdim, sadece Kote değil.

Kvothe öğrencilik hayatında da pek çok kere ceza almış, başarısız olmuş. Kendini çatıdan atıp ölümden kıl payı kurtulan bir karakter.

Bana kusursuz gelmiyor ve bu sadece Kote olmasıyla alakalı bir durum değil.

Anakin Skywalker da evrendeki en güçlü insandı ama loser olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Güçlü olmak ile kusursuz olmak aynı şeyler değil.

Çok zeki olması bir insanı kusursuz yapmaz. Sırf Denna ile olan iliskisi bile bana Kvothe’ın dramı olarak geliyor.

5 Beğeni

Ben bu yazdıklarınıza cevap vermedim. Karakter gelişiminde bahsederken bir karakterin 20 sene sonra olacağı halinden bahsetmenize cevap verdim sadece.
Diğerlerine de cevap istiyorsanız kısaca vereyim ama. Okulda ceza almak ve ölümden dönmek güzel örnekler mi? Forumda en az 50 üye yaşamıştır bunları gayet normal :slight_smile:

Ben Kvothe iyi bir karakter değil diyorum. Siz beğeniyor iseniz ne mutlu size. İyi okumalar diliyorum.

1 Beğeni

Bence de zayıf. Eğer abartıyor ise ne kadarı doğru nereden bileceğiz? Kaldı ki öyle bile olsa, bana aktardığı his bu şekilde: Kvothe elini neye attıysa başarır, hiçbir yerde sorun yaşamaz. God mode açık karakter gibi yani :slight_smile:

@Artorias Hocam spoiler a alayım da spoiler yok ki. Bir sahne bile yok kitaptan. Sadece sevmediğimiz şeyleri yazdık. Bu başlığa girecek arkadaş ne umarak girecek onu da bilmiyorum. Yine de spoiler a alayım sen istedin diye :slight_smile:

2 Beğeni

Kim ne derse desin, her evrenin kendi kurgusu ve kendi kuralları vardır, farklı güç dinamikleri ve sihirli olayları vardır. “Şu karakter çok kusursuz, şu kadın çok saçma, şu olay çok dramatik” gibi ifadeleri diğer evrenlerle kıyaslayamak yanlış bence. Kralkatili güncesi evreni kendine has özellikleri olan bir evren. Eğer ana karaktere laf atılacaksa, laf atmadan önce atan kişileri unutulmuş diyarlar okumaya davet ediyorum. Ya da ejderha mızrağı. O zaman absürt ve “kusursuz” karakteri görebilirler

5 Beğeni

Sağlık olsun. Aynı fikirde olmak zorunda değiliz sonuçta. Size de iyi okumalar. :pray:

1 Beğeni

Ben sizi galiba yanlış anladım. Sizin Kvothe ile olan derdiniz yeteri kadar acı çekmemesi miydi yoksa May Sue olması mıydı? Bence ikisi arasında bir bağlantı yok. Sizin gibi karakterin Mary Sue olduğunu düşünen pek çok insan var ve bence bunun en büyük sebebi Kvothe’nin her şeyden öte şımarık bir ergen olması ki böyle olunca da okurlar karakteri çok desteklemek istemiyorlar haliyle.
Biraz spoiler’a gireyim:

Ademler’in sonunda düello tipi bir sınav vardı hatırlıyorsunuzdur eminim. Burada Kvote daha ilk rakibini bile yenemiyor, hatta bir kere dokunabiliyor değil mi? Profil fotoğrafınızdan Fırtınaışığı’nı okuduğunuzu düşünüyorum. Oathbringer’da da Szeth’in buna benzer bir sınavı var: Herkes birbirini boyayacak, sonunda en az boyanan kazanacak. Szeth burada rahatlıkla galip geliyor mesela. Ben Szeth Mary Sue, Kvothe değil demiyorum. Sadece Kvothe alıştığımız fantezi ana karakterlerine göre çok daha toy ve Szeth’in yaptığı katliamlara dair duyduğu ıstırap gibi Kvothe’nin şımarıklıklarını meşru görüp acılarını içselleştiremediğimiz için kazanmasını bir ölçüde hazmedemiyoruz.

Benim de okumamın üzerinden uzun zaman geçti ama ikinci kitaptan aklımda kaldığı ölçüde birkaç örnek vereyim isterseniz ‘‘burnunun sürtündüğü yerlere’’:

Devi’den (kızıl saçlı tefeci) borcunu geri almak için gittiğinde ağzının payını alması ve dükkandan girdiği gibi kaçması.

İkinci kitapta neredeyse yüz sayfa boyunca on yaşında kızdan defalarca dayak yemesi

Kote olarak iki çapulcu parçasının hışmından bildiği tüm hokkabazlıklara rağmen kurtulamaması

Ben, Kvothe’nin plot armor’dan yoksun olduğunu iddia etmiyorum, serinin de fanı değilim, ama serinin en zayıf olduğu konu ana karakterin Mary Sue olması değil bence. Tabi ki Kvothe bahsettiğniz karakterler kadar diplere inmiyor çünkü kaderi dünyayı kötülükten kurtarmak olan seçilmiş kişi değil. Ama bu bir elinin yağda bir elinin balda olduğu anlamına gelmiyor. İlk kitabın kayda değer bir kısmında sokak hayatı yaşıyor, başını koyacak bir yer bulduğunda ise para sıkıntısı, talihsizlik ve benzeri dertler peşini hiç bırakmıyor.
Fark ettiyseniz sadece okuduklarımızdan bahsettim. İsterseniz ‘‘Unreliable Narrator’’ konusundaki görüşlerimi de belirteyim konudan alakasız olarak. Bence Kvothe kesinlikle Unreliable Narrator. Mesela Kvothe’ye göre Denna kusursuz bir güzellikti ancak Bast bunun aksini iddia ediyordu. Tabi ki güzellik görecelidir ama bu örnek aklımda kaldığına göre yazar bu detayı boşuna eklememiştir diye düşünüyorum. Skarpi’nin hikayesindeki ve Denna’nın şarkısındaki Chandrian’lar arasında da farklılıklar vardı mesela. Unreliable Narrator her zaman yalan söylemek ve gerçekleri çarpıtmak zorunda değildir, biz sadece olayları tek bir perspektiften görüyoruz ve yazar da bunun bilincinde olmamız için hikayeye pek çok örnek serpiştirmiş, yani Kote’nin Tarihçi’ye hikayesini anlatmasının altında farklı nedenler olabilir.

9 Beğeni

Hocam spoiler a boğmuşsun :sweat_smile: Şimdi ben nereyi spoiler a alıcam emin olamadım. Tamamını mı alsam? Dur tamamını alayım :slight_smile:

Kitabın herhangi bir yerinde, bir kez olsun, Kvothe bu işin içinden çıkamaz dediğin tek bir yer oldu mu? İtiraf edeyim benim olmadı. Hatta şöyle düşündüm, Kvothe bunu da mı becerdin, bir şeyi de becereme :slight_smile:

Peki bu narrator ne kadar unreliable? Yüzde 10 mu yoksa Kemal Sunal’ın Üç Kağıtçı filmindeki kadar mı? İnandırıcı değilse neden okuduk? Eleştirel değil de meraktan soruyorum.

Vay be @isos81, WoT fanlarına karşı Malazan başlığını omuz omuza savunduğumuz günler dün gibi aklımda hala, kaderde karşı karşıya olmak da varmış :smiley:.

Dürüst olayım, kitabın herhangi bir yerinde işin içinden çıkamaz dediğim pek olmadı. Ama her kitap da bir GoT veya Deadhouse Gates değil, değil mi hocam? Bir hikayede sadece sonuçlar önemli değildir bence, yazarın amacı çatışmaları sadece '‘deus ex machina’'lara '‘Mary Sue’'lara başvurmadan sonlandırmak değil benim gözümde ki hiçbir büyük yazarın bu konulara takıldığını sanmıyorum. Kvothe’nin hikayesine gelecek olursak, evet Kvothe’nin okula kabul edileceğini biliyordum, devamında sorunları bitti mi? Kvothe’nin Maer’in onayını alacağını biliyorduk? Ama himayesine girdi mi? Bunların yanında hikayeye hakim olan gizem, yazarın hikayeyi dümdüz anlatmaması ve bunun sonucu okuyucuyu teori üretmeye teşvik etmesi gibi pek çok sebep sonraki sayfaya geçmek için yeterliydi benim gözümde. Ama size yetmemiş anlaşılan, gayet anlaşılabilir bir durum. Sonuçta okunacak çok fazla kitap var ama hayat çok kısa.

‘‘Unreliable Narrator’’ konusunda cevabımı verdim bence bir önceki girimde, üçüncü kitaba kadar kesin bir şey diyemeyiz. O da yakın gelecekteolası gözükmüyor :smiley:.

2 Beğeni

Hehe ne günlerdi be :joy:

Cemiyetin yegane iki üyesi olarak karşı karşıya olmamız mümkün değil :grinning:

Ben de itiraf edeyim madem. Şu Mary Sue olayını kitaba başlamadan okumuştum. Belki beni etkilemiş, kitaba bakışımı değiştirmiş olabilir. @Artorias spoiler diye uyarırken bunu kastetmiş de olabilir. O yorumları okumadan kitabı okusam belki daha çok severdim kim bilir.

Bu arada sevmedim diye düşünme, ben okurken keyif aldım. Dediğim gibi notum 8di ki hiç de az bir not değil bence. Eğer birkaç fail olsaydı 9un üstüne çıkardı çok rahat. Tabi yazdığın şeyler de olmasa çok rahat 6ya inerdi. Bir de tabi beklenti önemli. 3. kitap çıkmayacak, karakter de şöyle şöyle dediler, ona göre pozisyon alıp okudum ben :slight_smile:

2 Beğeni

@HamdemitAbi
Sanirim ben yazara cok kizginim. Belki ondan da biraz gicik olabilirim. Biz kitabi okuyup unuttuktan sonra hala laylaylom takiliyor. Unlenmesinin ustune bu kadar yatmasi dokunuyor acikcasi. Kvothe’ye bastan beri hic isinamamistim. goruslerimin de cogu kisisel. Surasi mutlaka boyledir dogrudur diyemem.

Bu arada “marry sue” terimini daha sonra kralkatili yorumlarina bakarken ogrendim, okurken bilmiyordum.

3 Beğeni

Yok artık, puanınız benimkinden yüksek :smiley:. İlginç oldu hakikaten.

@yafeshan Üçüncü kitabı yazmak yerine Twitch’te yayın açtığını görene kadar Pat’i ben de destekliyordum. Özellikle tek bir karakteri takip ettiğimiz bir hikayede o karaktere ısınamadıysanız gerçekten beğenme ihtimaliniz de zayıf. Tabi haklısınız, okumak çok kişsel bir eylem. Bazen bir kitabı ne kadar takdir etseniz de sevemezsiniz, bazen de tam tersi olur. Her seferinde eleştirisiniz ama okumaktan geri duramazsınız. Umarım okuma listenizdeki bir sonraki kitabı severek okursunuz.

1 Beğeni

Bakin orda da sorunlarim var. Son 6 aydir Malazana baslamaya calisiyorum. Hic yeri degil burasi ama ilk kitaba veremedim kendimi. Baska zaman konusuruz.

2 Beğeni

Ben ne olmadığına ya da neyin kötü olduğuna değil de farklı olarak ne olduğuna bakarım. Bence çok çok iyi bir seri. Bitip bitmemesi, devam edip etmemesi önemli değil. Okuduklarım beni fazlasıyla tatmin etti.

1 Beğeni

Bakın benim mesela Rothfuss’a çok pis sövmüşlüğüm vardır, 3. kitap çıktıktan sonra büyük ihtimalle herhangi bir seri bitirmeden adamın herhangi bir kitabına dokunmam bile ama bu okuduğum iki kitabın okuduğum en akıcı kitaplar olmasını, her sayfada kılı kırk yarılmış hissiyatı verdiği gerçeğini değiştirmiyor. Okuduğum en hızlı kitap Bilge Adamın Korkusudur. Lisede bütün kitabı dersler dahil, uykumdan biraz feragat ederek tam 2 günde okumuştum.
Hikayede bazı sıkıntılar yok mu? Var tabi. Mesela bazı şeyleri sanki sadece Kvothe düşünebiliyormuş hissiyatı gibi. Abenthy’nin eğitimi ile muhteşem bir hafıza kazanmışken ve bunu hikayeyi anlatırken bize gösterirken, hikaye içinde unutkanlıkların olması gibi. 10 yıl önceki olayı dünmüş gibi anlatıyorsun da 1 önceki günü nasıl unutabiliyorsun tarzı.
Meselaşu ceset ile yapılan bağ olayı bana biraz saçma gelmişti. Şöyle ki başka bir cesedin bağıyla bu kadar kusursuz bir bağ yaratılıp insanları ekarte edebiliyorsan, herhangi bir kanla bir insanın kanını bağlayıp çok rahat öldürebilirsiniz. Çok rahat olmasa da öldürebilirsiniz. Veya ölü birinin cesedi ile kendi öldürmüş olmasa ondan yararlanarak çok ciddi hasarlar verebilir.
Şöyle ki bu adamdaki üslup benim okuduğum diğer kitaplara hiç benzemiyor. Sanderson maalesef bu konuda hiç ama hiç iyi bir kıstas değil. Sanderson hızlı yazar ve çok yazar bunun da sonucunda maalesef edebi yönünde diğer fantastik eserlere o kadar da yaklaşamaz. Hikayesini anlatacak kadar edebi diyelim. Bunu kitaplarda da görebilirsiniz, belirli bölümler çok daha özenilmiş hissiyat verir. Hah bu Rothfuss kitaplarında uzatılmış hissetseniz de bütün kitap boyunca o özen hissi devam eder.
Bazıları o tarzdan hoşlanır, bazıları bu tarzdan. Ben iki tarzdan da hoşlanıyorum o yüzden, ne var bu kralkatili güncesinde diyen arkadaşlar kusura bakmasın hiç ama hiç aynı fikirde değilim. Bu seriyi her yıl bir kere hızlı bir tekrar ile okuyorsam, o zevki alıyorsam, daha ne olsun.

2 Beğeni

Yazılanları okurken kime hak vereceğimi şaşırdım.
Bence Kralkatili Güncesi’nin en keyifli okunduğu ( veya okunacağı zaman) bu türle ilgili kitaplarla yeni tanıştığınız zamandır. Hem kıyaslama yapamıyorsunuz hem de kitabın akıcılığı sayesinde fantastik kitaplara olan ilginiz artıyor.
Herkese iyi günler dilerim. Sağlıcakla kalın.

4 Beğeni

Rothfuss’a deli gibi gıcık olduğum iki nokta var. Biri tabii ki üçüncü kitabı çok uzun bir süredir bekletmesi. Diğeri ise Bilge Adamın Korkusu hakkında, daha kişisel bir şey.

Kvothe’un bindiği geminin batması ve sonrasında yaşadığı deniz maceralarını birkaç cümlede geçmek ne demek ya? Korsanlara ve deniz maceralarına bayıldığımdan bu ayrıca gözüme batmış olabilir. Ama zerre kadar ilgimi çekmeyen Ademre macerasından 80 sayfa (az bile söylüyorum) kısaltıp denizde yaşadıklarını anlatsa 10 kat daha etkileyici olurdu.

Aslında karakter tam anlamıyla kusursuz değil hani bir Drizztleri de biliyoruz, Raistlinleri de ancak sıkıntı olan şu ki bu karakterin evrende başına gelebilecek her bir şeyin altından kalkabilmesi için backstorysinde rastgele olayların gerçekleşmesi. Örnek olarak:

Bir olayla karşılaşıyor ve hemen diyiveriyor, “Ben kumpanyada büyüdüm bu bana çok kolay, Üniversitede bunları yaptım bu bana çok kolay.” Başka hiç kimsenin başaramayacağı bir çok şeyi bazı yerlerde seçilmiş kişi edasıyla başarması onu bu ‘Kusursuz Karakter’ tanımına yakınlaştırsa bile olay tam olarak öyle değil çünkü bu kusursuzluğun sergilendiği yerler Felurian’dan kurtulması ve Ademlere katılmak kısımları. Onun dışı bir çok şey karakterin backstorysi ile belirli bir mantık çerçevesine oturtulmaya çalışılmış ki bu da bir şeydir. Bir çok fantastik karakter denkleri ile aynı tarzda bir geçmişe sahip olmasına rağmen evrenleri içinde bir çok şey başarıyorlar.

Birde şunu belirteyim Kvothe bazı yerlerde fazlasıyla Ged’i andırıyor. Bu bazen baya sinir bozucu bir benzerlik olabiliyor.

Ancak serinin akıcılığı ve bir çok kısımda sağlanan mistik hava sayesinde seri kendini bütün her şeye rağmen okutuyor. Okurken bende büyük oranda zevk aldım ancak bazı yerlerde Kvothe’nin cebinde ki talent ve penileri hesaplarken kendimi bulmak kendime “Ben ne okuyorum?” sorusunu sormama neden oluyor.

3 Beğeni

Herif yazmış da kısaltmak için kesmiş galiba. Buralar neden kesilir ki? Bari Sanderson tarzı bunları yazmıştım da çıkardım tarzı bir yere koysa da onu okusak.

Bence Locke Lamora Kvothe’nin yanına yaklaşamaz :slight_smile:

1 Beğeni

Amazon’da 3.kitap için 20 Ağustos 2020 diye çıkış tarihi verilmiş. Hatta söylenene göre bir ara yanlışlıkla ön siparişe bile açılmış. Gerçekliği var mı acaba?