Kralkatili Güncesi

_Kingkiller Chronicles: Song of seven sorrows - YouTube
Parçayı bilmeyen varsa dinlesin, muazzamdır.
_Şarkıyı dinleyince, kitabı tekrar okumuş kadar oldum. Kvothe, Denna, Elodin, Bast, Auri hepsi canlandı gözümde yine… Yine aynı duygulara gark etti. _:open_book::notes::first_quarter_moon::beers:

Kitapların da müziği oluyormuş dedirten en sevdiğim fantastik seri diyebilirim Kral Katili güncesi için (Zaman Çarkını okuyana kadar ) şu an listemde 2. sırada. Yeri başkadır, acayip severim , satır aralarında kulağınıza ezgiler çalan bir kitap olabilir mi ya, olabiliyor evet …

8 Beğeni

Bugün buraya Auri hakkında konuşmaya geldim! Kendisi benim seride en fazla sevdiğim karakterlerden biridir, yeri bende çok başkadır. Hakkında yazılan teorileri daha bir dikkatli okur, daha araştırmacı davranırım. Ama yine de şunu söylemeliyim ki yazılan teorilere çok fazla sıcak bakamadım, ya da kimisine bakamadım diyelim.

İlk olarak en çok öne çıkan teoriyle başlayalım: Auri’nin gerçekte Prenses Arielle olduğu teori. Kitapları daha okumadan önce bildiğimiz bir replik vardı, “uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım.” Ve bu prensesin de Auri olduğu öne atılıyor, Patrick de bu tatlı kızımızın soylu birisi olduğunu anlatmak için elinden geleni yapmış gibi gözüküyor. Yemek yemesinden tutun, Kvothe ile olan konuşma tarzına kadar.

İkinci olarak da şunu sorabiliriz: Auri’nin Kvothe’ye hediye ettiği eşyalar (bir mum, bir sikke ve bir anahtar) Ulu Taborlin’in eşyaları mıydı? Ulu Taborlin hikayelerinde kullanılan eşyalara bu kadar benzer şeylerin Auri’de bulunuyor olması ikisi arasında bir bağlantı olup olmadığını merak ettiriyor insana.

Üçüncü teoriyse tabii ki Amry’ler ile ilgili. Acaba Auri’nin Amyr’ler ile bir ilgisi var mı? Hatırlarsınız ki Auri bir defasında Kvothe’yi kanlar içinde görmüştü ve ona Amyr’lerin en üstünde bulunan gruptan (Ciridae) birisi gibi gözüktüğünü söyleyip susmuştu. Kvothe ona defalarca Amyr’ler hakkında bir şey bilip bilmediğini sorduğunda kaçıp gitmiş, anlatmaktan hoşlanmadığını söylemişti. Bu gizemli hareketleri de aklımızda soru işaretleri bırakmadı değil tabii.

Son olaraksa Auri’nin güncel vakitte ölmüş olma ihtimali tartışılıyor. Bizim oğlan Tarihçi’ye durmadan Auri’yi anlatıp onun nerede yaşadığına dair her ayrıntıyı verip durdu, kendisinin ve Elodin hocanın hayatını bu kadar riske atacak bir insanın yaşadığı yeri nasıl bu kadar rahatça anlatabiliyor diye sorup durdu okuyucular. Cevap olarak da dediler ki: “belki de artık yaşamıyordur, bu yüzden rahat rahat anlatıyordur.” E çünkü Tarihçi bu notları kendine saklamayacak, yayınlayacak, sonuç olarak da herkes Auri’nin yerini öğrenmiş olacak. Bu teori bana pek imkansız gibi gelmedi açıkçası, ama umarım doğru değildir.
#seniseviyoruzauri

13 Beğeni

Sessizliğin Müziğini okumalı mıyım? Bu konuda bana tavsiyeniz nedir? Çünkü bir çok kişi okumanın gereksiz olduğunu düşünüyor. Hep olumsuz yorumlar aldım bununla ilgili. fakat Auri de sevdiğim bir karakter.

Hiçbir yorumu dikkate alma, gereksiz bulanlar neye dayanarak gereksiz diyor anlayamadım hiç. Bence okumalısın :notes:

3 Beğeni

O zaman alıyorum en kısa zamanda :slight_smile:

1 Beğeni

Al al , bitirdikten sonra yine yaz ama, merak ederim düşüncelerini. Şimdiden iyi okumalar Aes Sedai :smiley:

Kitap bence zaten okunmalı, ama Auri’yi seviyorsan daha da bi okumalısın! Tadı damağında kalacak :krs:

5 Beğeni

Sessizliğin müziğinin bazı kesimlerce beğenilmemesinin sebebi normal bir hikayeden farklı olarak olay örgüsünün tek karakter üzerinden ilerlemesi ve diyalog olmaması. Bir de aksiyon tabii.
Bana sorarsanız güzel bir kitaptı, Auri çok gizemli gelmiştir bana, başkalarına göre fazla manasızca konuşuyor olabilir ama onun hareketlerinin altında ayrı bir bilgelik olduğuna inanıyorum ben açıkçası, Auri deli deyip geçilecek bir karakter değil kesinlikle.

2 Beğeni

Çok teşekkürler tavsiyeler için :pray:

3 Beğeni

birkaç ay önce delirmiş gibi “doors of the stone” un çıkış tarihini bulmaya çalışırken yabancı kaynaklardan; patrick’in kitabı 2 defa baştan yazıp sildiği, elinde on farklı son olduğu ve kalınlığının 2.kitaptan daha ince olacağıyla ilgili yazılar buldum. şahsen ilk kitaba aşık olsamda ikinci kitap beklentilerimin altında kalmıştı çünkü ikinci kitapta :spoiler sayılır: hikaye üniversitede çok vakit harcadı ve dahası kral kim niye onu öldürüyor o metal böcükler ortalıkta ne dolanıyor hiçbir açıklama ipucu vs yoktu :spoiler sayılır:

@bookdilemma haklı, kvothe’nin kitabın arkasındaki şeyleri yapabilmesi için en az birkaç bin sayfa olması lazım. umarım pis sakallı patrick hayal kırıklığına uğratmaz çok bekletti

bu arada patrick’e göre çıkış tarihi 2018 sonları veya(muhtemelen) 2019muş

1 Beğeni

Bir eleştiride bulunmak için geldim! Ben duygu ve düşüncelerle ilgili haddinden çok tasvir yapıldığı vakit sıkılıyorum, kitap zaman zaman bu tür betimlemelere o kadar fazla yer veriliyor ki… :roll_eyes:

İlk kitap çok iyiydi, olayın fantastik kısmını bir tarafa bırakacak olursak benim en çok etkilendiğim kısım; ailesini kaybettikten sonra okula gidene kadar olan zaman zarfıydı.
İkinci kitap biraz sıkıcıydı, kahramanızın genel anlamada gelişim sürecinde çok vakit kaybettiğini düşünüyorum, bu yorumu serinin sadece üç kitap olacağını varsayarak yapıyorum.

3 Beğeni

Az önce bitirdim Sessizliğin Müziği’ni…
Auri’yi çok seven biri olarak kitabın içeriğini az çok tahmin ediyordum. Ama beni bu kadar etkileyebileceğini, bu kadar kendimi görebileceğimi hiç zannetmemiştim. Üstelik bütün deliliğin altında o kadar güzel yaklaşımlar ve yorumlar vardı ki yaşam ve dünyaya dair… Fakat O nu bekleyiş şekline ve o heyecanına üzülmedim değil.
Tek problem okumanın biraz yorucu olması. Bunun sebebi de cümlelerin hep kısa ve fiil yüklemli oluşu sanırım. Yani mesela “…yaptı. …eline aldı. …yere koydu. …sağa döndü.” Bu cümlelerin arka arkaya olması sebebiyle biraz yoruldum okurken açıkçası.
Bunun dışında bir diğer sorun; sanırım Kralkatili Güncesi’nden çok sonra bu kitabı okumak. Çünkü asıl hikayenin, kafamızda cevaplanmamış soruları ve özlemi olduğu için, Auri’nin kitabında hep bir ipucu aradım. Bu sebeple bazen üstünkörü okuduğumu farkedip geri döndüğüm sayfalar oldu.
Nitekim bir Kralkatili Güncesi okuru ve hayranı olarak kesinlikle çoktan okumuş olmam gerekirmiş. Bu yüzden her iki kitabı okuyan herkese tavsiye edebilirim :hugs:

4 Beğeni

Merhaba internette çeşitli ortamlarda serinin inanılmaz derecede övülmesiyle bende seriye ilk kitabı rüzgarın adı ile başladım. kitabı okumam 1 ayı buldu açıkçası. yani nasıl anlatsam kesinlikle kitap kötü değil üstelik akıcı fakat temposu biraz düşüktü sanki bir türlü kopup gitmedi okurken, sanki gereksiz ayrıntı çoktu tabi ilk kitap olması itibariyle doğal olabilir ama beni yordu bu durum, benim beklentilerimin tavan olasından kaynaklıda olabilir açıkçası ama 2. kitap bilge adamın korkusu da bununla aynıysa başlamasam daha iyi sanki, okuyan arkadaşlar ne düşünüyor 2. kitap daha sürükleyici midir? merak uyandıran ve insanı alıp götüren yerleri daha fazla mıdır? bilenler bir kaç kelam ederse sevinirim şimdiden teşekkürler.

Selamlar.
Serinin temposu genel olarak düşük ama ikinci kitapta merak unsurları artıyor kanımca.
Yine de ilk kitapla benzeşen yönleri var diyebilirim. Yine de okuyup kendiniz bir yorum yaparsanız daha iyi olur çünkü ben seriyi okuyalı iki yıl falan oluyor yani.

Ben 2.kitabı daha zayıf buluyorum. Ana hikâyeden daha çok kopuyor, çok fazla gereksiz olaya giriyor. Klişelere boğuluyor. Eğer anlatımı sebebiyle okuyacaksanız başlayın, ama farklı şeyler arıyorsanız üstüne gitmenin anlamı yok. Diğer yandan 3.kitap çıkana kadar zaten kitabı unutacaksınız. Olur da birgün çıkarsa o zaman dönersiniz.

1 Beğeni

Ben yarım kalmış bu seriyi gerçekten severek okudum ama ikinci kitabın birden zayıf olduğuna katılıyorum fakat epik, gösterişli sahnelerde bire oranla fazla.
Ayrıca zaten yarım kalmış seri diretmenin anlamı yok, sonunu okumayacağını bile bile başlamak anlamsız hatta, her kitabın çatışması kendi içinde son bulsa bir bakıma makul ama bu seri bazında konuşacak olursak: Sonu olmayan bir maceradan ibaret.

1 Beğeni

Ben bu kitabı 200 . Sayfasına ulaştım ama kitapta hala biraz sıkıcı bazı kişiler kitabı okurken lirik bir haz aldığını söylüyor bende öyle bir şey olmadı . Ne zaman lirik kısımlar başlıyor ? Kitabın arkakapak yazısı çok lirik olduğu için almıştım halbuki .

2 Beğeni

Tam şurada başlıyor diyemem ama biraz daha ilerlediğinizde hikayenin tam olarak içine gireceksiniz, muhtemelen çok daha akıcı gelecektir, isimler ve terimleri kafanıza oturttuğunuzda da çok daha fazla keyif alırsınız zaten. :v:

4 Beğeni

Şahsi görüşüm 200 Sayfalık kısmı hoşunuza gitmediyse, sizin tarzınıza uymuyordur. Ben bırakmanızı tavsiye ederim.Çünkü hikayenin ivmesi aynı şekilde ilerlemekte…

3 Beğeni

Kitabî beğendim aslında ama daha lirik bir şey bekliyordum daha efsanevi daha duygusal ve şiriimsi hele Kvothe bir üniversiteye gittsin ondan sonra karar veririm.

1 Beğeni