Sevdiğimiz konulara ufak bir reklam yaparak ve uyararak başlayalım. Ben bu alana hakim değilim. Kendi okuduğum tüm kitapları tek bir görüşte toparlayarak zamanında bir yazı yazdım. Bu yazıda neden okumalı-nasıl okumalı- ne anlamalı sorularına kendi yaşadıklarımdan cevap verdim.
Kutsal Kitap Okuma Rehberi - Liman Kütüphanesi / Okuma Rehberi - Kayıp Rıhtım Forum
Kuran’ı Kerim için senin konuna değinecek olursak:
Bu konularda her yorum iki büyük hata ile başlıyor.
1 Bu metin orijinalde Arapça ve bedevi kültürünün Arapçası. Haliyle dili bir çeviriden okuyoruz. Bizim “futbol” deyince aklımıza gelen ilk şey ile Amerikalının aklına gelen ilk şey aynı değil.
“Batı” kelimesinin orijinal metinden anlamının, bedevi kültüründe neyi yansıttığına bakmak lazım.
- Bu Sure 110 ayet. Karşılıklı konuşmalarda bu hep unutulur, önceki ve sonraki kısımlar ele alınarak değerlendirme yapılmaz. Buna bakmak lazım. Senin bahsettiğin kısım aslında 110 cümlede 3 - 4 cümle .
Diyanette yer alan metinde sen 86. ayetten bahsediyorsun.
Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar (gibi) buldu. Orada bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz, “Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandıracak veya haklarında iyi davranma yolunu seçeceksin” dedik.
Mevcut iki metinde kavim ile azgın bir topluluk olarak iki farklı çevirisini göreceksin. Ben diyaneti baz alıyorum. Kavim burada düz okurken bende kötü çağrışım yapmaz. Ama senin meal okuduğun sitede doğrudan azgın topluluk diyor. İkisi çok farklı. Buda madde 1 de tam olarak bahsettiğim şey işte. Madde 2 için tamamı okunmalı. O zaman açık açık bir peygamber yolculuğu anlamı var.
Şayet bu anlama geçersek,
Tüm peygamberler bir yolculuk-hareket-dini yayma içerisindedirler. Ben bizzat burada bir yolculuk anlamı çıkarıyorum. Fiziki bir batıya gidiş var. Bir bölgenin coğrafi özelliği ve orada güneşin nasıl battığından bahsediliyor. Muhtemelen bir deniz bu ve denizin üzerinde batan güneş söz konusu. Güneş batarken deniz iyice kararmış olabilir. Ege’de genelde bu tarz bir görüntü sıklıkla oluşur.
Zulkarneyn in bulunduğu coğrafya çoğu Tefsirde anlatırlırken Ege - Afrika - Hazar üçgeni arasında. Tanımlar ve betimlemeler bu lokasyondaki dağlara ve özelliklere uyuyor. Ancak Ayeti komple okursan tamamen zaman yolculuğundan bağımsız bir durum söz konusu.
Bu kısımda zaman yolculuğu olmamakla birlikte. Üç kitabıda okursan bazı emareler mevcut.
Özellikle incil’in vahiler kısmı.Tevratta da peygamber kitapları arasında Hezekiel kısmı var ki bir bak derim. Gök yüzünden inen bir makine betimlemesi mevcut.
Şayet hikaye yazıp kaynak oluşturacaksan Tevrat ve İncil’de daha destekli şeyler bulabilirsin.
Yine de Kuran’ı Kerime dayandırmakta çok zor değil. Sonuçta zaman bir boyut. Meleklerin bu boyuta gelip bir bildiri yapması baya baya gelecekten geçmişse yolculuk. Ama bunu 2031 den 2024 e gibi değerlendirme.
Daha çok Cebrail’in bulunduğu yerden 2000Bc arası ile 4500 arası bir güne gitmesi gibi düşün. Çok uçtuk galiba