Merhaba arkadaşlar. Nisan ayı etkinlik kitabımız belli oldu. Etkinlik 16 Nisan’da başlayacaktır. Keyifli okumalar ve tartışmalar dilerim
KİTABIN KONUSU:
İNSANLIĞI KURTARMAK İÇİN RESMEN ÖLÜYOR.
Parazit’in Oscar ödüllü yönetmeni Bong Joon-ho’nun, Robert Pattinson’ın başrolünde yer aldığı heyecanla beklenen Mickey 17 filmine ilham kaynağı olan Mickey 7 şimdi Türkçede!
Mickey 7, bir “Harcanabilir”di: Buz gezegeni Niflheim’ı kolonileştirmek için gönderilen keşif ekibinin harcanabilir bir çalışanı. Eğer bir görev çok tehlikeliyse ona Mickey gidiyordu çünkü her öldüğünde, hafızasının büyük kısmını koruyarak yeni bir bedenle tekrar üretiliyordu. Altıncı ölümünün ardından Mickey 7, iş sözleşmesinin şartlarını ve neden bu iş pozisyonunun boş kaldığını çok iyi anlamıştı.
Oldukça rutin bir keşif görevinde Mickey 7 kaybolunca “yine” öldüğü varsayılmıştı. Ancak, yerli yaşam formlarının yardımıyla şaşırtıcı bir şekilde koloni üssüne geri döndüğünde işler biraz karışacaktı çünkü yeni bir klon, Mickey 8, onun yerine göreve başlamıştı.
Kolonide çift Harcanabilir olması kurallar gereği kabul edilemez bir durumdu ve eğer yakalanırlarsa, büyük ihtimalle geridönüşüm makinesine atılıp protein kaynağına dönüştürüleceklerdi.
Mickey 7, ikizini koloninin geri kalanından saklamak zorundaydı. Bu sırada Niflheim’daki yaşam giderek kötüleşmekteydi: Atmosfer insanlar için uygun değildi, yiyecek sıkıntısı baş göstermişti ve dünyalılaştırma çalışmaları iyi gitmiyordu. Üstelik gezegendeki türler yeni komşularına karşı giderek daha meraklı hâle gelmişti ve bu durum Komutan Marshall’ı birazcık endişelendiriyordu.
Nasıl olduysa, kısa süre sonra insanlığın hayatta kalması Mickey 7’ye bağlı hâle gelecekti.
Tabii, eğer sonsuza dek ölmekten kurtulabilirse.
“Mickey 7, kimlik üzerine düşündüren güçlü bir roman. İşte bu yüzden bilimkurgu okuyoruz! Şiddetle tavsiye edilir.” —Jonathan Maberry
“Andy Weir, tahtın sallanıyor!” —Stephen Baxter
Vay be. Devam kitabı olduğunu nedense hiç düşünmemiştim. Hep tek kitap gibi gibi gelmişti bana. Varmış
Neyse bitirince anlarız tek başına okunup okunamayacağını. Belki ilk macera kendi içinde sonlanıyordur -Katil bot günlüklerindeki gibi.
Ben kitaba dün akşam başladım ve 12. bölüme kadar geldim. Neredeyse kitabın yarısı. Hızlı okunan ve keyifli bir kitap bence. Tam olarak Andy Weir kitapları havasında. Tabi bilimsel kısmı ona göre daha alt seviyede kalıyor. Tempolu, esprili soft bir aksiyon bilimkurgu romanı. Çok üst düzey değil ama kötü de değil şuana kadar.
An itibari ile kitabı bitirmiş bulunmaktayım. Kitap kendini okutuyor okutmasına ama ne zaman bir atraksiyon olacak diye bekleye bekleye kitabı bitirdim ve açıkçası pek tatmin etmedi. Ucu açık devam kitabı gelecek sanıyorum ama İthaki basar mı gelirse bilmem Ben kitabı okuduğum için çıkarsa ikinci kitabı da alır okurum ama
Aslında kitapta çok ilgi çekici bir yer var ama yazar o kısmı geçiştirip atmış. O konuyu işlese aslında çok daha iyi olurmuş. O kısım da karakterin adını unuttum ama kendini çoğalta çoğalta gezegen istila eden bir arkadaş var. O konudan girse var ya kitap kesinlikle bambaşka seviyeye çıkardı ama yazar o şansı elinin tersiyle itmiş gibi. Umarım 2.kitap gelirse o konuya daha fazla ilgi ve alaka gösterir yazarımız diyelim
Dediğim gibi pek beklentiye girmeden okuyun.
Beni bilen bilir, ben pek düşük puan vermem ama bu kitap benden 6/10 aldı maalesef.
Hocam yazar dediğin konuya 2. kitapta da girmiyor. 2. kitap biraz klişe bir yere gidiyor. Açıkçası çok güzel malzemeler var elinde yazarın ama hiç birini kullanmıyor. İthaki basmaz 2. kitabı benim tahminim. Filmle beraber ikisini beraber bassaydı olurdu ama malesef yapmadı öyle bir kıyak.
Kitabı bitirdim. Kendi içinde sonlanıyor macera. 2. kitaba gerek yok.
Aynı şekilde düşünüyorum. Başlarda ilginç gelmişti ama kitabın çoğunda Mickey’in anıları ve koloniler hakkındaki anlattıklarını dinliyoruz.
Karakterler arasında sevdiğim tek bir kişi olmadı. Hepsi antipatik geldi. Ana karakteri de sevemedim. Özellikle 8’in ortaya çıkması sonrasına 7 ve 8’in arasındaki ilişkiler can sıkıntısı verdi.
İlk yorumumda tempolu demişim ama tempo da çok düştü bir yerden sonra. Tüm kitaptaki tek aksiyon Sürüngenlerin kubbe yakınındaki saldırısıydı sanırım.
Kitabı ben çok önceden bitirmiştim ama etkinlik başlama tarihinden önce olduğu için birşeyler yazmak istemedim. Okuması kolay bir kitaptı. Basit bir anlatımı var. Yan karakterlere çok derinlemesine tanıtmıyor.
Hikaye çok uzatılmadığı için bence okuması keyifli geçti. Güncel hikaye devam ederken eskiye dönüp konulara değinmesi, tarihi konuları anlatması çok yerinde gördüm.
Mickey özelinde kullanılan teknolojinin sadece belirli işler için kullanılması bana aslında biraz saçma geldi. Siz bir geö, gönderiyorsunuz galaksiler arası ama embiryo donduruyorsunuz. Tabi bunu da yapabilirsiniz ama neden tekrar insan bedeni basılabilen bir teknoloji varken eğitimli kişilerin zihinlerini bilgisayara yükleyip zamanı gelince orada tekrardan basmıyorsun.
Birden fazla klon oluşturmada sorun olmuyorsa neden bu görev için farklı kişileri seçiyorlar meselesi de bana biraz manasız geldi. Düşünsene tüm uzay görevlerinin ilk başından beri tecrübesi olan bir zihnin tüm uzay görevlerinde harcanabilir olarak kullanıldığını.
Alternatif karbonda olduğu gibi insan ölümsüzlük arayışı her zaman var. Burada ki insanların ve diğer gezegenlerdeki insanların böyle bir teknoloji olmasına rağmen bu arayışta olmamaları da bana garip geldi. Bazı kişiler dini inançları neticesi de evet buna uzak olabilir ama bunun dışında olan insanların sürekli 30’un bir beden ile yaşamak istememesi, harcanabilir kadrosundaki kişilerin sadece bu teknoloji için kullanmaları insan doğası için bana mantıklı gelmedi.
Genel olarak okuması kolay ve eğlenceli bir kitap. Derin düşünürseniz çok açık çıkar ama uzayda geçen bir hikaye için güzeldi. 3/5 benim notum.